Soru: es-Selamu aleykum ve rahmetullah ve berakatuhu. Seyh Elbani (rahimehullah) ve Seyh useymin (rahimehullah) vermis olduklari fetvalarinda, imam aciktan fatihayi okuyunca cemaatin fatihanin dinlenilmesinin daha efdal olduklarini ifade ediyorlar. Seyh Albani (rahimehullah) ilk donemlerde fatihanin imamla birlikte okundugunu, ancak bunu sonradan nesh edildigini ifade etmis. Ebu Hureyraden gelen rivayeti delil alarak almis.(Muvatta,Salat 44 c.1),(Ebu Davud,Salat 132-133 (826) c.3)(Nesai,iftitah 8 (919)namaz alakali risalesine ise fatihanin imama ragmen okunmasini belirtmis. Imamin aciktan fatiha okurken yapilmasi gereken nedir, muteber olan gorus hangisidir? Dellileriyle aciklar misiniz hocam. Cezakallahu hayr.
Cevap: ve aleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu ve magfiratuh. Ubade radıyallahu anh hadisinin Ebu Hureyre hadisi ile neshedildiği iddia edilmiştir.
İddia şu şekildedir: Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisini İbn Ukeyme el-Leysi rivayet etmiştir. Ubade’nin hadisi ise islamın başlarında idi. Ebu Hureyre ise sonradan Hayber yılında müslüman olmuştur. İmam Muhammed, isnadıyla İbn Ukeyme el-leysi’den o da Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sesli okuduğu bir namazda dönerek: “Biriniz benimle beraber okudu mu?” dedi. Bir adamın: “Ben ey Allah’ın rasulü” dedi, bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in: “Ben de neden Kur’an konusunda çekiliyorum diyorum” buyurdu. Bunun üzerine insanlar Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in okuduğunu işittikleri namazlarda onunla birlikte okumaya son verdiler.
Cevap: Zikredilen Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisinde fatiha okumaktan yasaklama sabit değildir. Yasak söz konusu olmadığına göre nasıl nesihten söz edilebilir?
Fatiha okumadan yasaklandığı varsayılsa dahi bu rivayetle nesih sabit olmaz. Bilakis şu açılardan dolayı Ubade radıyallahu anh hadisi bu hadisi nesh etmiş olurdu:
1- Neshin sabit olması için nesheden ile nesh edilenin tarihlerinin bilinmesi gerekir. (Bkz.: el-İtibar (s.10) Şerhu Kevkebi’l-Munir (3/563) İrşadu’l-Fuhul (197) el-Mustasfa (1/128) Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisinin Ubade radıyallahu anh hadisinden daha sonra söylenmiş olduğu sabit değildir. Delili olmayan mücerret iddiaya itibar edilemez. Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın daha sonra müslüman olmasını, rivayet ettiği hadisin de daha sonra söylenmiş olduğuna delil getirmek hadis ilimleri ve fıkıh usulü konusunda basireti olan bir kimsenin iddiası olamaz.
Şayet şöyle denirse: Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın geç müslüman olmasından dolayı rivayet ettiği hadisin de daha sonra söylenmiş olmasına dair kuvvetli bir ihtimal vardır. Ubade radıyallahu anh hadisinin, Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisi ile nesh edilmiş olması muhtemeldir. Nitekim Aliyul Kari Mirkat’ta (1/534) böyle demiştir.
Cevap: Mücerret ihtimalle nesih sabit olmaz. Şayet ihtimale itibar edilseydi, Ebu Hureyre hadisinin Ubade hadisi ile nesh edilmiş olabileceğini de söyleyebilirdik. Çünkü buna da ihtimal vardır.
Bu yüzden Şeyh Abdulhayy el-Leknevi, Aliyul Kari’yi “İmamu’l-Kelam”’da (s.274) reddederek şöyle demiştir: “Aliyul Kari’nin bu sözü açık bir gevşekliktir. Nesih, ihtimal ile sabit olmaz. Mücerret nesih ihtimali, getirilen delili iptal etmez. Ubade radıyallahu anh hadisinin Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisi ile nesh edildiğini söylemenin dayanılacak bir senedi yoktur. Ubade radıyallahu anh hadisinin de Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisini nesh etmiş olma ihtimali vardır. Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın daha sonra müslüman olmuş olmasını delil getirmek de meşhur alimlere indinde batıldır. Çünkü onlar usullerinde şunu açıklamışlardır: Ravinin geç müslüman olması rivayetinin daha sonra oluşuna delalet etmez. Çünkü bu vakayı daha önceki bir sahabeden işitmiş olabilir. İşittiği kimseyi de zikretmeden hadisi rivayet edebilir. Ancak orada bulunduğuna ve şahit olduğuna delalet bulunursa o başka.”
2- Birbirine muhalif olan iki hadisin birinin diğerini neshettiğini söylemek ancak iki rivayetin aralarının bulunamadığı takdirde sözkonusu olur. Bu imkan varsa nesih iddiası geçerli değildir. Bkz.: Nevevi rahimehullah Muslim şerhi (4/227) Şerhu Kevkebu’l-Munir (3/525) el-İtibar (s.9)
Tahavi şerhu maani’l-asar’da (4/274) şöyle der: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet edilen iki hadiste ittifak ve tezat ihtimalleri varsa biz onu tezada değil, ittifaka yorumlarız”
Buna göre Ubade radıyallahu anh hadisi ile Ebu Hureyre radıyallahu anh hadislerini güzel bir şekilde cem etmemiz mümkündür. Sesli okunan namazlarda “İnsanlar okumaya son verdiler” ifadesi, fatiha dışında okunan ayetlere yorumlanır.
Leknevi, İmamu’l-Kelam’da (s.276) şöyle der: “İkinci olarak: nesih iddiası ancak rivayetlerin aralarının bulunamaması halinde söz konusu olur. Böylece sesli okunan namazlarda cemaatin kıraati sesli yapmayı terk etmelerine veya fatiha dışında okuduklarını terk etmelerine yorumlamak mümkündür.”
3- Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisinde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den merfu olarak sabit olan kısım: “Bana ne oluyor da Kur’an okurken çekiliyorum” ifadesidir. Fatiha okumaktan herhangi bir yasak sözkonusu değildir.
“İnsanlar buna son verdiler” ifadesi ise hadisin merfu (Nebi sallallahu aleyhi ve selleme ait olan) kısmından değildir. Bilakis bu, ravilerden Zuhri’nin sözüdür. Bazıları bu sözün Ebu Hureyre radıyallahu anh’e ait olduğunu söylemişlerdir.
Tirmizi Süneninde (2/120) şöyle der: “Zührinin arkadaşlarından bazıları şöyle dediler: “Zuhri dedi ki: Bunun üzerine insanlar Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in okuduğunu işittikleri namazda okumaya son verdiler.” Bkz. Ebu Davud (1/219) Ebu Davud’un rivayetine göre Yahya b. Faris: “İnsanlar son verdiler” sözü Zühri’ye aittir” demiştir. Buhari Cuz’ul-Kıraat’te (s.23) bu sözün Zuhri’ye ait olduğunu Hasen b. Es-Sabbah ve el-Evzai’den nakletmiştir. Ayrıca bkz.: Beyhaki Kitabu’l-Kıraat (s.119) Daha başka imamlar da bu sözün Zühri’ye ait bir müdrec olduğunu beyan etmişlerdir. Bkz: Telhius’l-Habir (1/231)
Neticede Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sözünde imamın arkasında Fatiha okumaktan yasaklayan bir ifade yoktur. Ubade radıyallahu anh hadisi ise imamın sesli okuduğu namazlarda dahi onun arkasında fatiha okumanın farz olduğunu göstermektedir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in hadisi ise sahabi veya herhangi bir tabiinin sözü ile nesh edilemez. Bkz. Leknevi İmamu’l-Kelam (s.276-277) Muberekfuri Tahkiku’l-Kelam (s.164)
4- Şayet Ebu Hureyre radıyallahu anh hadisi Ubade radıyallahu anh hadisini nesh etmiş olsaydı Ebu Hureyre radıyallahu anh bunu mutlaka bilir ve nesh eden rivayetinin aksine fetva vermezdi. Nitekim Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın imamın arkasında fatiha okunmasına fetva verdiği sabit olmuştur. Ebu’s-Saib, İmamın arkasında okumak hakkında sorunca Ebu Hureyre radıyallahu anh: “Sen içinden oku” demiştir. Bkz.: İmamu’l-Kelam (s.277) Tahkiku’l-Kelam (s.165)
İmamın sesli ya da sessiz okuduğu bütün namazlarda cemaatin fatihayı içlerinden okumasının gerektiren bir çok hadisler ve sahabe fetvaları vardır. Bunlar ve getirilen şüphelere verilen cevaplar hakkında el-Mubarekfuri’nin Tahkiku’l-Kelam adlı kitabına bakınız.
Bu konu ile ilgili delillerden bazıları şu şekildedir:
Ubâde’t-İbnu’s-Sâmit radıyallahu anh‘den: “Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: ‘Her kim ki Fatihâtu’l-Kitâb’ı okumazsa onun namazı yoktur.’” Buhârî, (756); Müslim, (394); Ebû Dâvud, (822); Tirmizî, (247); Nesâ‘î, (2/137); ve İbn Mâce, (837).
Ubâde’t-İbnu’s-Sâmit radıyallahu anh‘den, o şöyle dedi: “Bir sabah namazında Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem‘in arkasında idik. Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem Kur’ân okurken, kıraati ona ağırlık verdi. Namaz bitince (cemaate hitaben): ‘Zannedersem sizler imamınızın arkasında (Kur’ân) okuyorsunuz dedi?’ Biz de: ‘Evet ya Rasûlâllâh! Hızlıca (size yetişebilmek için okuyoruz)’ dedik. Rasûlüllâh r: ‘İmâmınızın arkasında Fatihâ’dan başka bir şey okumayın! Zira Fatihâ’yı okumayanın namazı yoktur’ dedi.” Ahmed, (5/313, 316, 322); Ebû Dâvud, (823); Tirmizî, (311); Nesâ‘î, (2/141); Buhârî, Cüz’ünde (60/226); Darekutnî, (1/318); İbn Hibbân, (1776); Ziyâ‘u’l-Makdisî, el-Muhtare (3/344); Hâkim, (1/364); Beyhakî, Sunen, (2/164) ve Kırâ’at’ta (98); İbn Ebî Şeybe, (1/373) ve Tahâvî, (1/215) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir. Darekutnî’nin rivayetinde İbn İshâk tahdis sigasını tasrih etmiştir. Ebû Nu‘aym ise Hilye’de (9/322) farklı bir rivayet yoluyla nakletmiştir
Recâ’ İbn Hayve’den, o şöyle dedi: “Bir gün Ubâde’t-İbnu’s-Sâmit radıyallahu anhın yanı başında namaz kılıyordum ki imamın arkasında (Fatihâ’yı) okuduğunu duydum. Namazı kıldıktan sonra, dedim ki: ‘Yâ Ebâ Velîd! Sen imamla olduğun halde arkasında (Fatihâ’yı) okuyor musun?’ dedi ki: ‘Yazıklar olsun sana (Fatihâ’sız) namaz yoktur (bilmez misin?)’” Abdurrezzâk, (2771) hasen bir senedle rivayet etmiştir
Enes İbn Mâlik radıyallahu anh‘dan: “Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem (bir gün) ashâbına namaz kıldırdı. Namazı bitince, yüzünü ashabına çevirerek dedi ki: ‘İmâm okuduğu halde siz de (arkasında) namazlarınızda okuyor musunuz?’ Hepsi sükût ettiler. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu sorusunu üç kere tekrar etti. Birisi veya birkaçı dediler ki: “Evet Yâ Rasûlüllâh! Biz bunu yapıyoruz!’ Rasûlüllâh r buyurdu ki: ‘Bunu yapmayın. Sizden biriniz imamın arkasında, içinden olmak üzere sadece Fatihâ’yı okusun.’” Buhârî, Cüz’ünde, (224); Darekutnî, (1/340); Tahâvî, (1/218); Abdurrezzâk, (2765); Beyhakî, Kitâbu’l-Kıra’at’ta, (121); Sunen’inde, (2/166); Hâtib, (13/176); Ebû Ya‘lâ ve Taberânî, Evsât’ta ve Mecmâ‘u’z-Zevâ’id, (2/110) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: “Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: ‘Fatihâ okunmayan namaz yeterli değildir.’ Ebû Sâ’ib dedi ki: ‘Peki ey Ebû Hureyre! Eğer imamın arkasında olursam?’ Elimden tutarak: ‘Fatihâ’yı içinden (kendi kendine) oku dedi.’” Mâlik (188); İbn Huzeyme, (490); Ebû ‘Avâne (1/452); İbn Hibbân, (1780); Beyhakî, Kırâ’at (66) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.
Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi: “Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: ‘Her kim ki namaz kılar da o namazında Ummu’l-Kur’ân’ı okumazsa, o namaz güdüktür sonra güdüktür, (yani) tamam değildir’ dedi.” (Müslim’in rivayetinde ise: ‘Bu sözü üç kere tekrar etti’ şeklinde gelmiştir.) (Ravi diyor ki): Bunun üzerine dedim ki: “Yâ Ebâ Hureyre! İmâm sesli okuduğunda nasıl yapayım?’ Dedi ki: ‘Fatihâ’yı içinden okursun. Zira ben Rasûlüllâh r işittim ki şöyle buyurdu: ‘Allah Teala buyurdu ki: Ben Fatihâ’yı benimle kulum arasında yarı yarıya taksim ettim. (Yarısı benim yarısı kulumundur.) Ve kulumun istediği onundur. Kul: Elhamdu li’llâhi Rabbi’l-’âlemîn dediği zaman Allah da: ‘Kulum bana hamd etti’ der. Kul: er-Rahmânirrahîm dediği zaman, Allah da: ‘Kulum beni sena etti’ der. Kul: Mâliki yevmiddîn dediği zaman, Allah da: ‘Kulum beni temcid’ etti (ve bir defada: ‘Kulum bana tebyiz eyledi’ dedi.) Ve buraya kadar benim. Kul: ‘İyyâke na’bûdu ve iyyâke netse’în dediği zaman, Allah: ‘Bu kulumla benim aramda ve kulumun istediği hakkıdır’ der. Kul: İhdına’s-sırâta’l-mustakîm sırata’llezine en’amte ‘aleyhim gayri’l-magdubi ‘aleyhim vela’d-dâllîn dediği zaman, Allah: ‘İşte bu kulumundur ve kulumun istediği hakkıdır’ buyurur.” Müslim, (395); Ebû Dâvud, (821); İbn Mâce, (838); Mâlik, (1/84) İbnu Huzeyme, (489); İbn Ebî Şeybe, (1/375); İbn Hibbân, (1775); Buhârî, Cüz’ünde, (15/68/65/72); Abdurrezzâk, (2767); Ebû ‘Avâne, (2/138); Beyhakî, (2/38); Beyhâkî, Kitâbu’l-Kıra’at’da (52) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir
‘Abdullah İbn ‘Amr radıyallahu anhuma şöyle dedi: “Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem (ashâbına hitaben): ‘Benim arkamda olduğunuz halde (Kur’ân) okuyor musunuz’ diye sual etti? (Sahâbeler) dediler ki: ‘Evet Yâ Rasûlâllâh! Süratli bir şekilde okuyoruz.’ (Bu cevap üzerine) Rasûlüllâh r buyurdu ki: ‘(İmâmın arkasında) Fatihâ’dan başka bir şey okumayın.’” Buhârî, Cüz’ünde (33) ve Beyhakî, Kitâbu’l-Kırâ’at’ta(138) hasen bin senedle rivayet etmişlerdir
Yezîd İbn Şerîk şöyle dedi: “Ömer İbnu’l-Hattâb radıyallahu anh‘e dedim ki: ‘İmâm’ın arkasında iken Fatihatu’l-Kitâb’ı okuyabilir miyim?’ Ömer İbnu’l-Hattâb radıyallahu anh: ‘Evet okursun’ dedi. Ve tekrar dedim ki: ‘Sen okuduğun halde de mi Yâ Emire’l-Mu’minîn?’ Ömer İbnu’l-Hattâb radıyallahu anh dedi ki: ‘Evet ben okusam da’ buyurdu.” Bu hadisi Buhârî, Cüz’ünde (45); Beyhakî, (2/167); Hâkim, (1/239); Darekutnî, (1/218); Tahâvî, (1/218) ve Abdurrezzâk, (2776) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir
Sahâbelerden ve tabî’înden ehli ilmin çoğunluğunun ameli bu hadisler üzeredir. Sahâbelerden, Ömer İbnu’l-Hattâb, ‘Alî İbn Ebî Tâlib, ‘Â’işe bt. Ebî Bekr, Ebû Hureyre, Enes İbn Mâlik, İbn Abbâs, İbn Ömer, İbn Mes’ûd, Mu’âz İbn Cebel, ‘Ubey İbn Ka’b, Ubâde’t-İbn es-Sâmit, ‘Abdullâh İbn ‘Amr radıyallahu anhum ve daha isimlerini zikretmediğimiz birçok sahâbe vardır