İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Yanında hediy kurbanı getirmemiş olan kimse
ihramdan çıksın! Kıyamet gününe kadar umre, hacca dahil olmuştur” (Ahmed (1/236) Muslim (1241)
Şeyh el-Elbani rahimehullah şöyle demiştir: “Beraberinde
kurbanlık hayvan götürmeyen herkesin, üç hac ayında umre için telbiye getirmesi
gerekir. İfrad ya da kıran haccı yapmak üzere telbiye getiren kimse, daha sonra
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in umrenin hacca dahil kılınması konusundaki
emrini öğrenirse, Mekke’ye ulaşıp Safa ve Merve arasında sa’y etmiş olsa bile
hemen bu emri yerine getirmelidir. Ardından ihramdan çıkar ve terviye günü
(Zulhicce ayının sekizinci günü) hac için telbiye getirir.” (El-Elbani, Menasiku’l-Hac ve’l-Umre (s.13-14)
Derim ki: Şeyh Elbani rahimehullah’ın sözlerinden sanki ifrad
haccının neshedildiği gibi bir mana anlaşılmaktadır. Ancak Şeyh Elbâni neshten açıkça
bahsetmemiştir. Yalnızca yanında kurban getirmemiş kimsenin haccını temettuya
çevirmesinin emredildiğine işaret etmiştir. Şayet bu ibareden ifrad haccı yapmanın caiz olmadığı kastedilmişse bu istidlalde şüphe vardır. Çünkü
hadisin “Kıyamete kadar umre hacca dahil olmuştur” kısmı, emir değil,
haber içermektedir. Bu haberin maksadı da, az sonra aktaracağım gibi, cahiliyye
halkının hac aylarında umre olmayacağına dair inançlarını yıkmaktır. Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem veda haccında iken sahabelerden bazısı ifrad
haccına da niyet etmiş, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buna karşı çıkmamış,
icma da, ifrad haccının meşru olduğu şeklinde akdolunmuştur.
Aişe radıyallahu anha veda haccını anlatırken şöyle der: “Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem ile hac aylarında hac yerlerinde ve hac gecelerinde
hacca niyet ederek yola çıktık. Serif denilen yerde konakladık. Nebî sallallahu
aleyhi ve sellem ashabının yanına çıkıp: “Sizden kimin yanında hedy kurbanı
yoksa ve haccını umreye çevirmek isterse (haccını feshedip) umre yapsın. Beraberinde
kurbanlık getirenler bunu yapmasın” buyurdu. Bunun üzerine yanında
kurbanlık getirenlerden bazıları umreye niyet etti, bazıları da bunu terk etti.” (Muslim (123/1211)
Burada açıkça görüldüğü gibi, yanında hedy kurbanı getirmemiş
olan kimse ifrad haccını temettuya çevirme konusunda muhayyer bırakılmış, haccını
temettuya çevirmemiş olana da karşı çıkılmamıştır.
“Kıyamete kadar umre hacca dahil olmuştur” sözünün
manasına gelince, bu konuda ilim ehli dört ayrı görüş zikretmişlerse de, Allahu
a’lem bunlardan tercihe layık olanı, bu sözün cahiliyye inancını yıkmak için
söylenmiş olmasıdır. Nitekim İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle demiştir: “Hac
aylarında umre yapmak yeryüzündeki en büyük çirkinliklerden biri olarak
görülürdü. Muharrem ayı yerine Safer ayını haram aylardan sayarlar ve “Devenin
arkasındaki yara iyileşir, izi de kaybolduktan sonra Safer ayı da çıkarsa işte
o zaman umre yapmak isteyen için ancak bu durumda helal olur” derlerdi.
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabı, Zilhicce’nin dördüncü gecesinin
sabahı hac için telbiye ederek geldiler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
ashabına umre yapmalarını emretti. Hac aylarında umre yapmak kötü karşılandığı
için zorlarına gitti. Daha sonra: “Ey Allah’ın rasulü! (Umre yaptıktan sonra
ihramdan çıkınca) neler helal olur?” diye sordular. Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem: “Her şey” buyurdu. (Buhari (1564) Muslim (1240)
Yine bu hususu destekleyen diğer bir rivayet: Cabir radıyallahu
anh’den: Peygamber r Safâ ile Merve
arasında sa’y yaptıktan sonra şöyle buyurmuştur: “...Şayet hac
aylarında umrenin caiz olduğunu daha önce bilseydim, beraberimde hediye
kurbanlığı getirmez ve hac yerine umre yaparım. Sizden her kimin yanında hedy
kurbanlığı yoksa, ihramdan çıksın ve haccını umreye çevirsin.” Bunun
üzerine Süraka b. Cu’şum dedi ki: “Ey Allah’ın Rasulü! Haccı umreye çevirme
işi, bu seneye mi has, yoksa ebedî mi?” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
parmaklarını kenetleyip iki defa: “Umre hacca dahil olmuştur, hayır, ebedî
olarak devam edecektir” buyurdu..’(Müslim, (1218).
Ebû Muâz