Tevhid ehli Müslüman bir kimsenin, bâtıl bir din ve
sapıklıktan ibaret olan Demokrasi’ye sıcak bakarak kendini zillete düşürmesi
asla yakışmaz. Allah Teâlâ: “Hakkın dışında sapıklıktan başka ne vardır?”
(Yunus 32) buyurmaktadır. Hak ise Allah Teâlâ’nın indirdiğidir. Allah Teâlâ’nın
indirdiğinde ise ne demokrasi pisliğini ne de bâtıl ideolojiler için oy
kullanmayı buluruz.
Dinini dünya karşılığında satan bazı bel’âmlar “iki zarardan
hafif olanı tercih” yahut “din düşmanına karşı, dine düşman olmayanı
desteklemek” gibi ahmakça yorumlarla, demokrasilerde oy kullanmayı “dinî bir
vazife” hatta “dinî bir vacip” olarak takdim etmeye başlamışlardır. Her
müslüman bilir ki oy kullanmak İslam dininin değil, demokrasi dininin
vacibidir! “Oy kullanmayanın imanından şüphe ederim” diyen tagut davetçiler,
bizim “demokrasiye imanımızdan şüphe ettiklerini” ifade ediyor olsalar gerek.
Hiç şüphe etmesinler, biz demokrasiyi tamamen inkâr ediyoruz.
Oy kullanma neticesinde “müslümanların maslahatına en yakın
olanı” desteklediklerini zannedenler ancak Demokrasi dininin kuvvetlenmesine
destek olurlar. Demokrasilerde maslahat ve güzellik olduğu gibi habis bir
inanca hizmet etmiş olurlar. Uydurma bir din icat ederek hem kendilerini hem de
kendilerine tabi olanları Allah’ın indirdiği hak’tan saptırmış olurlar. İslam’ın
dışında da maslahat ve güzellik olabileceği inancına insanları saptırmış
olurlar. İnsanların indinde bâtıl dinlerin zafer kazanmasına destek vermiş
olurlar.
Hayalî teorilerle müslümanların yalnızca “İki zarardan
birine muhatap oldukları” düşüncesine sürüklemeye çalışan deccaller, yalan
söylemekte, hakkı batıl ile karıştırmaktadırlar. Oy kullanmamak gibi bir
seçenek olduğu sürece “sadece iki zarardan birine muhatap olmak” söz konusu
değildir. Ancak birisi kafanıza silah dayayıp “ille de oy kullanacaksın”
denilirse iki zarardan hafif olanını tercih söz konusu olur. Fakat burada iki
zarara karşı üçüncü bir seçenek vardır ki hayır ve faydadan ibarettir. Bu da oy
kullanmayıp, zalim yöneticilere sabretmektir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem mütevatir olarak gelen hadislerle zalim yöneticilere sabretmeyi
emretmiştir. Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’in hadisine uyarak zalim yöneticilere sabretmek, oy kullanmak
veya diğer günahlara bulaşmamak hayrın ve faydanın ta kendisidir. Dinin
emirlerinden veya yasaklarından herhangi birine sabretmek zarar olarak
nitelenirse, “iki zarardan hafif olanı tercih” kaidesini savsaklayanlar bu dine
her türlü tahrifin kapısını açarlar.
Ey müslümanlar! Allah’ın dininin en yüce olması için Allah’ın
emirlerinde ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinde sabredin. Allah’ın
dininden ve hükmünden başkasına, cahiliye hükmüne razı olmayın. Bütün bâtıl
ideoloji ve dinleri ayaklar altına alın ki Allah sizi yüceltsin. Oy vermek,
bâtıla taviz vermektir. Dinini satan ve Allah’ın dinini ucuz yorumlarla tahrif
etmeye kalkan hainlerden teberrî edin. Taklide karşı çıktıklarını söyledikleri
halde sizi İbn Useymin, deccal Abdurrahman Abdulhalık ve Sapık Mustafa Adevî
gibilerin fetvalarını din edinmeye çağıranların gerçek yüzlerini görmezlikten
gelmeyin.
“Bunlar olmasaydı dine davet edemezdik” bahanesine sarılan
cahiller zaten keşke hiç davete kalkışmasalar da insanların akidelerini
bozmasalardı.
Oy kullanma eylemi modern bir haricilik olmasına rağmen, oy
kullanmaya karşı çıkmayı da haricilik olarak lanse edenlere de yazıklar olsun! Alemlerin
rabbinin huzurunda hesap verecekleri günden sakınsınlar.