Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

21 Eylül 2015 Pazartesi

Seferî'nin ve Bayram Namazını Kaçıran Kimsenin Bayram Namazı

Buhârî Sahih’in şöyle bab açmıştır: Bayram Namazını Kaçıran Kimseler İki Rekat Namaz Kılarlar. Kadınlar, evlerinde ve köylerde bulunanlar da bu hüküm kapsamına girer­ler. Çünkü Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Bu biz müslümanların bayramıdır."
Enes b. Mâlik radıyallahu anh (Basra'ya iki fersah uzaklıktaki) Zaviye denen yerleşim biriminde bulunan evinde iken kölesi İbn Ebi Utbe'ye ailesini ve çocuklarını topla­masını emrederdi ve herkes toplandıktan sonra şehirdekilerin namaz kılıp tekbir getirdiği gibi namaz kıldırırdı.”
İkrime şöyle demiştir: "Sevâd halkı (Köylüler ve çiftçiler) bayram günlerinde toplanır ve imamın yaptığı gibi iki rekat namaz kılardı."
Atâ şöyle demiştir: "Bir kimse bayram namazını kaçıracak olursa iki rekat namaz kılar."
Hafız İbn Hacer, Enes radıyallahu anh rivayetini İbn Ebi Şeybe’nin Musannef’te mevsul olarak rivayet ettiğini ve Zaviye’nin Basra yakınlarda bir yer olduğunu söylemiştir. Enes radıyallahu anh’ın orada bir bahçesi olduğunu ve çoğunlukla orada ikamet ettiğini zikretmiştir. İkrime ve Ata’nın sözlerini de yine İbn Ebi Şeybe’nin mevsul olarak rivayet ettiklerini zikretmiştir. (Bkz.: Fethu’l-Bari 3/127-128) el-Elbani de Muhtasaru’s-Sahihi’l-Buhari’de bu mevsul rivayetlerin isnadlarının sahih olduğunu belirtmiştir. (1/302)
Beyhaki isnadıyla Ubeydullah b. Ebi Bekr b. Enes b. Malik’ten şöyle rivayet eder: “Enes radıyallahu anh imamla beraber bayram namazını kaçırdığında ailesini toplar, onlara imamın bayramda kıldırdığı namaz gibi namaz kıldırırdı.”
Sonra Beyhaki şöyle der: “Enes b. Malik radıyallahu anh’ın Zaviye’de evi olduğu, Basra’daki bayram namazına katılamadığı, kölelerini ve çocuklarını toplayıp azatlısı Abdullah b. Ebi Utbe’ye onlara şehir halkınınki gibi iki rekat namaz kıldırmasını ve tekbirleri almasını emrettiği zikredilmiştir.”  
Beyhaki şunları da zikreder: “İkrime dedi ki:  “Sevad halkı (köylüler ve çiftçiler) bayramda toplanıp imamın yaptığı gibi iki rekat kılarlardı.”
Muhammed b. Sirin dedi ki: “Kişi bayram namazını kaçırdığı zaman Ceban’a gidip imamın yaptığı gibi yapması (aynı namazı kılmasını) müstehap görürlerdi.” Atâ bayram namazını kaçırdığı zaman tekbirsiz olarak iki rekat namaz kılardı.” (Sunenu’l-Beyhaki 3/305)
Abdurrazzak, Ma’mer’den, o da Katade’den rivayet ediyor: dedi ki: “Ramazan bayramında bayram namazını kaçıran imamın kıldığı gibi iki rekat kılar.” Ma’mer dedi ki: “Kişi Ramazan veya Kurban bayramında hutbeyi veya namazı kaçırırsa, ancak bundan sonra yetişebilirse iki rekat namaz kılar.” (Musannef 3/300-301)
İbn Ebi Şeybe, isnadıyla Hasen el-Basri’den rivayet ediyor: “Bayram namazını kaçıran imamın kıldığı gibi iki rekat kılar.”
Yine İbrahim en-Nehai’den şöyle rivayet eder: “İmamla beraber (bayram) namazını kaçırırsan imamın kıldığı gibi kıl.”
İbrahim en-Nehai dedi ki: “İnsanlar geri dönerlerken yetişirsen mescidin bir kenarına gir ve imamın kıldığı gibi namaz kıl. Bayram namazına çıkmayan, imamın kıldığı gibi kılar.”
Hammad şöyle dedi: “Bayram namazına yetişemeyen imamın kıldığı gibi iki rekat kılar ve onun aldığı gibi tekbirleri de alır.” (İbn Ebi Şeybe Musannef 2/183-184)
Bazı âlimler bayram namazını kaçıranın dört rekat kılacağını söylemişlerdir. Bunda dayanakları İbn Mes’ud radıyallahu anh’ın sözüdür. Fakat el-Elbani’nin el-İrva’da (3/121) dediği gibi bu rivayet zayıftır, isnadı munkatı/kopuktur.
İbn Hacer Tagliku’t-Talik’te Buhari’nin muallak olarak zikrettiği rivayetleri şu lafızlarla zikreder:
“Ubeydullah b. Ebi Bekr b. Enes b. Malik dedi ki: “Enes b. Malik radıyallahu anh imamla beraber bayram namazını kaçırdığı zaman ailesini toplar ve imamın bayramda kıldırdığı namaz gibi namaz kıldırırdı.”
İbn Ebi Şeybe’nin rivayeti: Yunus, Enes radıyallahu anh’ın ailesinden birinden rivayet ediyor:
“Enes radıyallahu anh bazen ailesini ve kölelerini bayram gününde toplar ve onlara Abdullah b. Ebi Utbe iki rekat namaz kıldırırdı.”
Firyabi’nin rivayeti: Ebu Bekr b. Enes radıyallahu anh’den: “Enes radıyallahu anh’ın azatlısı Basra’nın rastaklarından birisinde idi ve Enes radıyallahu anh ona kurban ve ramazan bayramlarında ailesini toplayıp (namaz kıldırmasını) emretti.”
İbn Ebi Şeybe, İkrime’nin kavlini şöyle rivayet etmiştir: “Seferde (yolculukta) bulunan sevad halkı ramazan ve kurban bayramlarında toplanır ve onlardan biri imam olup namaz kıldırırdı.”
Ata’nın sözüne gelince Musannef’te şöyledir: “Kişi imam ile beraber namaz kılmayı kaçırırsa iki rekât kılar ve tekbirleri alır.” (İbn Hacer, Tagliku’t-Ta’lik (2/386-387)
Bu rivayetlerden şunlar anlaşılmaktadır:
Enes radıyallahu anh’ın Basra’ya iki fersah mesafede bulunan Zaviye’de bir bahçe evi vardı ve çoğunlukla orada kalır, burada bulunduğu sırada seferî olurdu. Fakat orada bulunan ailesi mukim oldukları için kendisi Basra’da kılınan bayram namazına katılamadığında ev halkına azatlısı İbn Ebi Utbe’nin namaz kıldırmasını emretmiş, kendisi seferi olduğu için bayram namazı kılmamıştır. Enes radıyallahu anh’ın ev halkına kendisinin namaz kıldırdığına dair rivayet, başka bir hadise olup, kendisinin namazı kaçırdığı zaman yaptığı uygulama olmalıdır. Allah en iyi bilendir.
İkrime’nin sözüne göre seferde olan kişi, bir yerleşim biriminde bulunuyorsa orada bulunan cemaatle beraber bayram namazını kılar. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem musallaya herkesin, hatta hutbeyi dinlemeleri için hayızlı kadınların dahi çıkmalarını emretmiştir.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hac yaptığında bayram namazı kılmamıştır. Ne Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ne de raşid halifelerin seferde bayram namazı kıldıkları nakledilmemiştir. Bu husus, yolculuk esnasında bulunanların bayram namazı kılmalarının gerekmediğini göstermektedir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)