Bazı kimseler, dünyanın yuvarlak olduğu teorisine Kur’an’ı uydurabilmek
için “dahaye” kelimesinin deve kuşu yumurtası anlamına geldiğini ve bu
kelimenin dünyanın küre şeklinde olduğunu ifade ettiğini söylemişlerdir. Arap
dilinde böyle bir anlam kesinlikle yoktur. Bilakis, Arap dilinde, udhiye
kelimesi; deve kuşu yumurtasının kendisi değil, yumurtanın yayılmış yeri
anlamına gelmektedir. Bu bâtıl iddiayı dile getirenlerden biri olan Süleyman
Ateş, bu yalana kaynak olarak İbn Manzur’un Lisanu’l-Arab kitabını gösteriyor.
Caner Taslaman gibi ilimden hiçbir nasibi olmayan kimseler de, bu iddiayı
gerçek zannederek Süleyman Ateş’i kaynak göstermektedirler! Hâlbuki Lisanu’l-Arab’da
şöyle denilmektedir:
يقال دَحَا يَدْحُو ويَدْحَى
أَي بَسَطَ ووسع والأُدْحِيُّ والإدْحِيُّ والأُدْحِيَّة والإدْحِيَّة
والأُدْحُوّة مَبِيض النعام في الرمل وزنه أُفْعُول من ذلك لأَن النعامة تَدْحُوه
برِجْلها ثم تَبِيض فيه وليس للنعام عُشٌّ ومَدْحَى النعام موضع بيضها
وأُدْحِيُّها موضعها الذي تُفَرِّخ فيه
“Dahâ, yedhâ, yedhû ve yedhâ denilir. Yani yaymak ve genişletmek demektir.
El-Udhiyyu, el-idhiyyu, el-Udhiyye, el-idhiyye ve udhuvve; deve kuşunun kumda
yumurtasını bıraktığı yerdir. Vezni: uf’ûl şeklindedir. Çünkü deve kuşu
ayağıyla yer yapar, sonra oraya yumurtlar. Deve kuşunun yuvası yoktur. Medhâ;
deve kuşunun yumurtasını bıraktığı yerdir. Yaydığı o yere yerleşir.”[1]
Bütün Arap dili kaynak lügatlerinde de aynı husus belirtilmektedir. Muhammed Emin Şankıtî de Advau'l-Beyan'da şöyle der:
"Udhiye; iddia ettikleri gibi deve kuşunun yumurtası değil, yumurtasını bıraktığı yerdir. Çünkü yuvası olmadığından, ayağıyla yeri düzler ve oraya yumurtasını bırakır."
Ancak hevâsına uyan Süleyman Ateş, batılılara şirin görünebilmek için kelimeleri yerinden oynatarak, deve kuşunun yumurtasını koymak için ayağıyla yeri düzlemesi anlamındaki kelimeyi, “deve kuşu yumurtasının kendisi” diye, taşlarla oynanan bir oyuna; “medhât” denilmesini; taşların yuvarlaklığı manasıyla değiştirerek şarlatanlık yapmıştır! Böyle bir saptırmayı Seyyid Kutup adlı cahil sapık da yapmıştır! Hâlbuki İbn Manzur Lisanu’l-Arab’da, çocukların bir tahta parçasıyla yeri düzlediklerinden ve bu tahtaya "medhât" dediklerinden bahsetmiştir. Bu yüzden yolu düzleyen silindirlere “Medha”/düzleyen denilmektedir! İbn Manzur'un bizzat kendisi dahave kelimesini yaymak diye açıklarken, Ona bu iftirayı yapmak, akıl almaz bir zorlamadır.
Arap dili ve iştikaklarından bu denli cahil olan kimselerin tefsir yapmaya kalkışması ise asrımızın tuhaflıklarındandır![2]
"Udhiye; iddia ettikleri gibi deve kuşunun yumurtası değil, yumurtasını bıraktığı yerdir. Çünkü yuvası olmadığından, ayağıyla yeri düzler ve oraya yumurtasını bırakır."
Ancak hevâsına uyan Süleyman Ateş, batılılara şirin görünebilmek için kelimeleri yerinden oynatarak, deve kuşunun yumurtasını koymak için ayağıyla yeri düzlemesi anlamındaki kelimeyi, “deve kuşu yumurtasının kendisi” diye, taşlarla oynanan bir oyuna; “medhât” denilmesini; taşların yuvarlaklığı manasıyla değiştirerek şarlatanlık yapmıştır! Böyle bir saptırmayı Seyyid Kutup adlı cahil sapık da yapmıştır! Hâlbuki İbn Manzur Lisanu’l-Arab’da, çocukların bir tahta parçasıyla yeri düzlediklerinden ve bu tahtaya "medhât" dediklerinden bahsetmiştir. Bu yüzden yolu düzleyen silindirlere “Medha”/düzleyen denilmektedir! İbn Manzur'un bizzat kendisi dahave kelimesini yaymak diye açıklarken, Ona bu iftirayı yapmak, akıl almaz bir zorlamadır.
Arap dili ve iştikaklarından bu denli cahil olan kimselerin tefsir yapmaya kalkışması ise asrımızın tuhaflıklarındandır![2]
[1] İbn Manzur, Lisanu’l-Arab
(2/1338)
[2] Süleyman Ateş’in
çarpıtmaları için Bkz: http://www.suleyman-ates.com/index.php?option=com_content&view=article&id=267:kuran-hakknda-kuku-uyandrmak-isteyenler-var&catid=33:ocak-2012&Itemid=111