Düğün gecesinde genç kızlar neden
beyaz gelinlik giyerler?
176 sene önce gelinler
düğünlerinde beyaz gelinlik giymezlerdi. Kadınlar arasında meşhur olan kırmızı
renk gelinlik giymeleri idi. Kırmızı renk çiçeklerle ve romantizm ile
bağlantılı görülüyordu. Önceden beyaz gelinlik, uyulan bir örf değildi. Çünkü bu
renk cenaze merasimleriyle alakalandırılıyordu ve düğünler için tercihi uzak
görülüyordu.
Henüz 9 aylık iken İskoçya
kraliçesi olan Mary, Fransa’ya giderek 6 yaşında Fransa prensi Francis ile
nişanlandı. 1558 yılında Francis ile evlendi, 1559 yılında Kral 2. Henry öldüğü
zaman Francis kral oldu. Mary o zamn aynı zamanda Fransa’nın da kraliçesi oldu.
Kralın taziyesi için Mary, beyaz gelinlik giydi. Tarihte giyilen ilk beyaz
gelinlik budur. Düğününde ilk olarak beyaz gelinlik giyen ise İngiliz kraliçesi
Filipa’dır. 1840 yılında İlgiltere kraliçesi Victoria da düğününde beyaz
gelinlik giymiştir. Bundan sonra da genç kızlar onu taklid ederek düğünlerinde beyaz
gelinlik giymeye başladılar.
Geçmiş zamanlarda Mısır’da
kadınlar düğünde pembe gelinlik giyiyorlardı. Beyaz gelinlik modasından önce
Fas’lı ve Cezayirli kadınlar düğünlerinde bornoz giyerlerdi. Çin, Hindistan,
Vietnam gibi ülkelerde ise kırmızı gelinlik giyilirdi. Dünya modasını taklid eden genç kızlar beyaz
gelinlik giymeye başlamışlardır.
Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
لتَتَّبِعُنَّ سَنَن مَنْ كان قبلكم شِبْرا بِشِبر، وَذِرَاعا
بِذِراع حتى لو دَخَلُوا جُحْرَ ضَبّ لَتَبِعْتُموهُمْ قَالَ أَبُو سَعِيدٍ الْخُدْرِيُّ
قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللهِ الْيَهُودَ وَالنَّصَارَى قَالَ: فَمَنْ
“Elbette sizden öncekilerin yoluna adım adım, karış karış uyacaksınız.
Hatta öyle ki, onlar bir kertenkele deliğine girseler siz de onları takip edeceksiniz.” Ebu Said
el-Hudri radıyallahu anh dedi ki:
“Biz: Ey Allah’ın rasulü! Yahudi ve Hıristiyanları mı (kastediyorsun)?
Dedik. Buyurdu ki:
“(Başka) kimler olacaktı ki?”[1]
Sünen; yollar demektir. Bu hadis Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in
mucizelerindendir. Bu yüzden Müslüman erkek ve kadınların çoğunun bugün pek çok
konuda, hatta kendilerine hiçbir faydası olmayan giyim, saçların şekli,
yanaklardaki tüyleri ve sakalları tıraş etmeleri gibi hususlarda bile kâfirleri
taklit ettiklerini görürsün. Öyle ki Müslüman erkek ve kadınlar gazete ve
dergilerde batıdaki veya doğudaki kâfirlerin son modalarını araştırıp aynısını
yapmaktadırlar.
Sehl b. Sa’d radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurmuştur:
وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَرْكَبُنَّ سُنَنَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ
مِثْلًا بِمِثْلٍ
“Nefsim elinde olana yemin olsun ki, sizden öncekilerin yaptıklarını
aynısıyla siz de yapacaksınız”[2]
Şeddad b. Evs radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
لَيَحْمِلَنَّ شِرَارُ هَذِهِ
الْأُمَّةِ عَلَى سَنَنِ الَّذِينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلِهِمْ أَهْلِ الْكِتَابِ حَذْوَ
الْقُذَّةِ بِالْقُذَّةِ
“Bu ümmetin kötüleri, daha önce yaşayan Ehl-i Kitab’ın yaptıklarını
eksiksiz bir şekilde, adım adım aynen yapacaktır.”[3]
Pek çok mütevatir hadislerde birçok fiillerden yasaklama gelmiş, bunların
illeti Yahudilere ve Hıristiyanlara benzemek olarak ifade edilmiştir. Bu da
onlara muhalefet etmenin dinen istenen bir şey olduğunu ve onlara benzemenin
haram olduğunu göstermektedir.
Nitekim ilim ehli kâfirlere benzemenin haram olduğunda icma etmişlerdir.[4]
Mısır Allamesi Ahmed
Muhammed Şakir Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in Abdullah b. Amr radıyallahu
anhuma’ya: “Kâfirlerin elbisesini giyme” buyurduğu hadisin dipnotunda şöyle
demiştir:
“Bu hadis, giyim ve
görünüm konusunda kâfirlere benzemenin haram olduğunu açıkça ifade etmektedir.
Nitekim diğer bir sahih hadiste: “Kim kendisini bir kavme benzetirse
onlardandır” buyrulmuştur. İlim ehli ilk asırlardan bu son asırlara kadar, kâfirlere
benzemenin haramlığı hususunda ihtilaf etmemişlerdir. Müslümanlar arasında
köleleşmeye çalışan zelil nesiller çıkmış, her konuda kâfirlere benzeyerek
onlara alay konusu olmuş ve köleleşmişlerdir. Sonra ilme yapışan ve kendilerini
ilme nispet edip, giyim, görünüm, şekil, ahlak ve her konuda kâfirlere benzeme
işini onlara süsleyen kimseler buldular. Durum o hale geldi ki, ümmet arasında
içine bidat soktukları namaz, oruç ve hac görüntüleri dışında kâfirlere
benzetmedik bir İslam alameti kalmadı.”[5]
Bazı âlimler kâfirlere benzeme
kastı olmaksızın sadece benzemeyi haram, kâfirlere benzeme kastı varsa dinden
çıkaran küfür olarak görmüşlerdir. Bu görüşe göre onlara benzeme kastı olmasa
da teşebbüh gerçekleşmiş olur.
[1]
Sahih. Buhari (3456) Müslim (2669) benzerini Ebu
Hureyre radıyallahu anh’den Buhari (7319) rivayet etmiştir.
[2]
Hasen ligayrihi. Ahmed (5/340) Taberani (8/204)
[3]
Hasen. Ahmed (4/125) Tayalisi (1217) Taberani (7/281)
[4]
Keşşafu’l-Kına (3/131). Ayrıca bkz.: el-İktiza (1/165, 350, 420)
[5]
Musned (10/19)