Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

9 Kasım 2017 Perşembe

Delil İle Göz Boyama Arasında…

Kendilerinin veya başkalarının yaptıklarına, niyetlerinin iyi oluşunu delil gösteren çoktur. Derler ki: “Niyetlerimiz iyidir ve biz sadece iyilik istedik.”
Bunu söyleyen kişinin liderinin veya cemaatinin daveti tartışıldığı zaman: “Onun niyetinden şüphe mi ediyorsun? O, iyi niyetlidir ve sadece iyilik yapmayı istiyor” derler.
Bu kimseler şu hususları göremiyorlar:
1- Niyetin yeri kalptir ve Allah’tan başkası onu bilmez.
2- Niyetin iyi olduğunu anlasak bile bize kitap ve sünnette, iyi niyet sahiplerine değil, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e, hakkında delil bulunan şeye uymamız emredilmiştir! Kitap ve sünnette iyi niyet delil değildir.
3- Kişinin iyi niyeti veya iyiliğe olan arzusu ve çabası; dosdoğru oluncaya kadar onun hakka olan ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Allah Azze ve Celle, “Sahip olduğun kanaate göre” değil, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” (Hud 112) buyurmuştur!
Her kim rabbinin huzuruna çıkacağını umuyorsa salih amel işlesin ve rabbine kullukta hiç kimseyi ortak koşmasın.” (Kehf 110)
Salih amel; kitap, sünnet ve selefin uygulamasından delil bulunan şeydir. Kendince uygun gördüğün veya başkasının seni salih olduğuna ikna ettiği şey değildir!
De ki: Size ameller bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi? İyi işler yaptıklarını zannettikleri halde dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.” (Kehf 103-104)
Bu ayette kişinin iyi niyetine rağmen yolunu doğru seçmediği zaman zarar edeceğine işaret edilmektedir.
Açık delil: yanlışla doğrunun ve hak ile haksızlığın ayırt edilmesine yarayan delildir.
Göz boyama ise; serap gibi hayalî olan bir şeyin, bakanın gözünde delil gibi gösterilmesidir.
Susayan kişi onu su sanır. Nihayet yanına geldiğinde bir şey olmadığını görür” (Nur 39)
Delil ile göz boyama arasında birçoklarının kavrayamadığı ince bir derece vardır. Bu da birçoğunun ayırt edemeyip delil haline getirdikleri; onunla helali haram kıldıkları ve suçsuzları ithamda kullandıkları ALAMETLERdir!
Şayet alamet delil olsaydı, Yusuf aleyhi's-selâm’ın haşa elbisesi yırtıldığı gerekçesiyle zinâkar olması gerekirdi! Aişe radiyallahu anha’nın tenhada bir adamla kalması karinesiyle zina etmiş olması gerekirdi! İşte münafıkların suçsuz insanları varsayımdan hareketle itham etmeleri böyledir! O halde onlardan olmaktan sakınmak gerekir.
Zamanımız insanlarının delillerinin büyük bir kısmı alamet ve varsayımlardır. Göz boyamanın kaynağı; re’y, güzel bulma (istihsan), maslahat, kıyas, hizipçilik, nefsin arzusu ve şeytanın adımlarıdır. Delil ise rabbinden vahyedilendir!
Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun dışındakileri dostlar edinip de onlara uymayın. Zaten ne kadar da az öğüt alıyorsunuz” (A’raf 3)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)