Cabir
b. Abdillah radiyallahu anhuma şöyle demiştir:
لَمْ نَكُنْ نُسَمِّي الْمُنَافِقِينَ كُفَّارًا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Bizler Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında münafıkları “Kâfirler”
diye isimlendirmezdik."
Bunu Ebu Ya'la (4/88) Muslim'in şartına göre sahih bir isnad ile rivayet etmiştir.
İbn
Abbas radıyallahu anhuma Bakara suresi 17. Ayeti hakkında şöyle demiştir:
هَذَا مَثَلٌ ضَرَبَهُ اللَّهُ
لِلْمُنَافِقِينَ أَنَّهُمْ كَانُوا يَعْتَزُّونَ بِالْإِسْلَامِ فَيُنَاكِحُهُمُ الْمُسْلِمُونَ
وَيُوَارِثُونَهُمْ وَيُقَاسِمُونَهُمُ الْفَيْءَ، فَلَمَّا مَاتُوا سَلَبَهُمُ اللَّهُ
ذَلِكَ الْعِزَّ كَمَا سَلَبَ صَاحِبَ النَّارِ ضَوْءُهُ وَتَرَكَهُمْ فِي ظُلُمَاتٍ،
يَقُومُ فِي عَذَابٍ
“Allah burada münafıkları misal vermiştir. Onlar İslam ile izzet bulurlar,
Müslümanları nikâhlarlar, onlara varis olurlar, ganimetten pay alırlar.
Öldükleri zaman ise Allah onlardan bu izzeti alır, tıpkı ışık sahibinden ışığın
alınması gibi karanlıkta, yani azapta bırakır. Onlar (münafıklar) hidayeti
göremez, söyleyemez ve anlamazlar. Onlar belalar getiren ve şimşekler çakan
yağmura tutulmuş gibidir.”
Bunu Taberi
Tefsir'inde (1/337, 348, 369) ve İbn Ebî Hâtim Tefsir'inde (158, 167, 172) hasen isnadla rivayet etmişlerdir.