Dünyanın
döndüğü ve güneşin sabit olduğuna inanan bazı kimseler, düz ve sabit dünya
inancına karşı, Nasa’nın ay ve güneş tutulmalarının vaktini bilmesini ileri
sürüyorlar.
Bilinmektedir
ki ay ve güneş tutulmaları, kuyruklu yıldız halley’in dünyaya uğraması ve diğer
hadiseler bugün gelişmiş teleskoplarla ince bir şekilde hesaplanmaktadır.
Nitekim bu gözlem ve hesaplar eskiden de yapılıyordu. Avrupa Kopernik ve
Galileo’dan sonra dünyanın döndüğünü kabul etmeye başladı. Ay ve güneş
tutulmalarının vaktinin hesabı ise, dünyanın düz ve sabit olduğuna inanıldığı
zamanlardan beri biliniyordu.
İbn Teymiyye
şöyle demiştir: “Hesapla bilinenlere gelince; ilkbahar, yaz, son bahar, kış
gibi mevsimleri bilmek böyledir. Güneş, burçların hizasına geldiği zaman:
“Güneş falan burçtadır” derler…” Sonra şöyle der: “Hesap ehli güneş tutulması
ve ay tutulmasının vakti hakkında ittifak ettikleri zaman neredeyse bunda hata
etmezler.”[1]
Allah Teâlâ
güneş ve ay tutulması için kevnî bir sünnet kılmıştır. Nitekim bu tutulmaların;
18 yıl, 10 gün 7 saat, 43 dakika müddet ile tekrar ettiğini zikrederler. Bu
yüzden gelecekteki ve geçmişteki onlarca hatta yüzlerce yıla ait ay ve güneş
tutulmalarının vaktini hesap etmek mümkündür.
Bu yol ile
tutulma zamanını tespit etmek gayet kolaydır. Bu yüzden bu zamanda bu tutulma
vakitleri kesin bir şekilde bilinir durumdadır. İlk müslümanlar, astronomi
konusunda öncü idiler. Astronomi ilmini ve esaslarını müslümanlardan
almışlardır. Bu yüzden bazı yıldızların, latin harfleriyle yazılsa da hâla arap
dilindeki ismiyle zikredildiğini görürüz.
Halley
kuyruklu yıldızını batılılar Miladi 1682 yılında keşfetmişlerdir. Hâlbuki Şair
Ebu Temmam Amuriyye fethine dair yazdığı kasidesinde, Müneccimlerin Mu’tasım’a
batı cihetinde bir kuyruklu bir yıldızın çıkacağını haber verdiklerini
zikreder. Ebu Temmam hicri 228, miladi 843 yılında ölmüştür. Batılılar ise
“Halley” adını verdikleri kuyruklu yıldızı 1682 yılında ancak keşfetmişlerdir.
El-Velid b. Muslim rahimehullah hicri 145 yılında kuyruklu bir yıldız gördünü söylemiştir. (Nuaym b. Hammad, el-Fiten 639)
El-Velid b. Muslim rahimehullah hicri 145 yılında kuyruklu bir yıldız gördünü söylemiştir. (Nuaym b. Hammad, el-Fiten 639)
İbnu’l-Esir,
Tarih’inde bu kuyruklu yıldızın hicri 222 yılında görüldüğünü zikretmiştir. Yani 76 yıl sonra görülmüştür.
Müslümanlar batılılardan 8 asır önce bu kuyruklu yıldızı biliyorlardı. Aynı
şekilde ay ve güneş tutulmalarını da hesap yoluyla biliyorlardı. Bu gayb
bilgisi değildir.
Güneş ve ay
tutulmalarının düzenli olarak tekrar etme süresine dair bilgiler Saros devresi
adı verilen bir cetvelde belirlenmektedir. Bu süre 18 yıl, 10 gün, 7 saat, 43
dakikadır. Eskiden beri bu sistem bilinmekte ve tutulmalar buna göre hesap
edilmektedir. 17 Ekim 1986 tarihinde saat 22:18’de tam ay tutulması meydana
gelmiştir. Buna 18 yıl eklendiğinde 27 Ekim 2004 tarihinde, saat 06:01’deki
tutulma tespit edilmiş olur. Nitekim bu tutulmaya şahit olduk. Aynı şekilde
doğu asyada 23 Eylül 1987 sabah saat 06’da güneş tutulması olmuştur. Buna Saros
devresi eklendiği zaman 3 Ekim 2005 saat 13:54’teki tutulmanın vakti tespit
edilmiş olur. Dolayısıyla tutulmaların vaktini bilmek için insanların Nasa’ya
ihtiyacı yoktur!
Yine kuyruklu
yıldızın ne zaman geçeceği de, dünyanın sabit olup, güneşin dünya etrafında
dönmesi esası üzere hesap edilmektedir. Böylece dakikasına kadar doğru bir
şekilde hesaplanmaktadır.
Aynı şekilde
güneş ve ay tutulmaları da bu şekilde dakik olarak hesaplanmaktadır. Geçmişteki
âlimleri bu doğru sonuçlara götüren şey, onların dünyanın sabit ve güneşin
döndüğü şeklindeki doğru inançları idi.
Onlar sahih inaçlarına göre hareket ediyorlardı. Lakin asrımızdakiler;
akidemizi ve rabbimizin kitabını desteklemekte tereddüt ediyorlar! Şüphesiz
Kur’ân ve sünnet, güneşin döndüğü ve hareket ettiği, dünyanın ise sabit,
hareketsiz olduğunu kesin bir şekilde ifade etmiştir.
[1] Mecmuu’l-Fetava (24/257)