Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

31 Ağustos 2019 Cumartesi

Tevhid Kelimesinin Manası / Muhammed b. Abdilvehhab

رسالة في كلمة التوحيد معرفة شهادة أن لا إله إلا الله
Kelime-i Tevhid ve Allah’tan Başka İbadete Layık Hak İlah Olmadığına Şehadetin Manasını Bilmek Hakkında Bir Mektup
Te’lif: Muhammed b. Abdilvehhab rahimehullah
Tercüme: Ebu Muaz el-Çubukâbâdî
اعلم -رحمك الله- أن فرض معرفة شهادة أن لا إله إلا الله قبل فرض الصلاة والصوم فيجب على العبد أن يبحث عن معنى ذلك أعظم من وجوب بحثه عن الصلاة والصوم وتحريم الشرك والإيمان بالطاغوت أعظم من تحريم نكاح الأمهات والجدات فأعظم مراتب الإيمان بالله شهادة أن لا إله إلا الله ومعنى ذلك أن يشهد العبد أن الإلهية كلها لله ليس منها شيء لنبي ولا لملك ولا لولي بل هي حق لله على عباده والإلهية هي التي تسمى في زماننا السر والإله في كلام العرب هو الذي يسمى في زماننا الشيخ والسيد الذي يُدْعَى ويستغاث به فإذا عرف الإنسان أن هذا الذي يعتقده كثيرون في السمان وأمثاله أو في قبر بعض الصحابة هو العبادة التي لا تصلح إلا لله وأن من اعتقد في نبي من الأنبياء فقد كفر، وجعله مع الله إلها آخر فهذا لم يكن قد شهد أن لا إله إلا الله. ومعنى الكفر بالطاغوت أن تَبْرَأَ من كل ما يعتقد فيه غير الله من جني أو إنسي أو شجر أو حجر أو غير ذلك وتشهد عليه بالكفر والضلال وتبغضه ولو كان أباك وأخاك فأما من قال أنا لا أعبد إلا الله وأنا لا أتعرض السادة والقباب على القبور وأمثال ذلك فهذا كاذب في قول لا إله إلا الله، ولم يؤمن بالله ولم يكفر بالطاغوت وهذا كلام يسير يحتاج إلى بحث طويل واجتهاد في معرفة دين الإسلام ومعرفة ما أرسل الله به رسوله صلى الله عليه وسلم والبحث عما قال العلماء في قوله {فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَى} ويجتهد في تعلم ما عَلَّمَ اللهُ رسولَه وما علَّمه الرسول لأمته من التوحيد ومن أعرض عن هذا فطبع الله على قلبه وآثر الدنيا على الدين لم يعذره الله بالجهالة والله أعلم.
Allah sana rahmet etsin, bil ki Allah’tan başka ibadete layık hak ilah olmadığına şahitlik etmenin manasını bilmek, namaz ve orucun farz kılınmasından önce farz kılınmıştır. Kulun bunun manasını araştırması, namaz ve orucu araştırmasından daha önemli bir görevdir. Şirkin ve taguta iman etmenin haramlığı, anneleri ve nineleri nikâhlamanın haramlığından daha büyüktür. Allah’a imanın mertebelerinin en büyüğü; Allah’tan başka ibadete layık hak ilah olmadığına şehadet etmektir.
Bunun manası; kulun ilahlığın tamamen Allah’a ait olduğuna şahitlik etmesidir. Ne bir nebinin, ne bir meleğin ne de bir velî’nin ilahlığa (kendisine ibadet edilmeye) bir hakkı yoktur. Bilakis ilahlık, Allah’ın kulları üzetindeki hakkıdır. İlahlık zamanımızda sır olarak isimlendirilen şeydir. Arap dilinde ilah; bizim zamanımızda kendisine dua edilip yardım istenilen, şeyh ve seyyid denilen kimselerdir. İnsan birçoklarının es-Semman[1] ve benzerleri hakkında veya sahabelerden birinin kabri hakkında beslediği itikadları anlarsa, bunun Allah’tan başkasına yapılması uygun olmayan ibadetin ta kendisi olduğunu görür. Kim nebilerden bir nebi hakkında böyle bir itikad beslerse kafir olur.[2] Onu Allah ile beraber bir ilah edinmiştir. Allah’tan başka ibadete layık hak ilah olmadığına şahitlik ettiği halde böyle bir şey yapamaz.
Tagutu inkâr etmenin manası ise; Allah’ın dışında kendisine itikad beslenilen cin, insan, ağaç, taş veya daha başka şeylerin hepsinden uzaklaşmak, bunun küfür ve sapıklık olduğuna şahitlik edip, baban veya kardeşin dahi olsa ona buğz etmektir.
Ama kim: “Ben sadece Allah’a ibadet ederim, seyyidlere, kabirler üzerindeki kubbelere ve benzerlerine de itiraz etmem” derse, bu kimse “La ilahe illallah” derken yalancıdır. Allah’a iman etmemiş ve tagutu tekfir etmemiştir.
Bu özet sözler, uzun araştırma yapmayı, İslam dinini ve Allah’ın rasulü sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte gönderdiklerini ve alimlerin şu ayet hakkında neler söylediklerini öğrenmek için çalışma yapmayı gerektirir:
Artık kim tağutu reddedip Allah'a iman ederse muhakkak kopması olmayan sapasağlam bir kulpa yapışmıştır.” (Bakara 256)
Allah’ın rasulüne öğrettiklerini ve rasulün de ümmetine öğrettiği tevhidi öğrenmen gerekir. Kim bunu öğrenmekten yüz çevirirse Allah onun kalbini mühürler, dünyayı dinine tercih etmiş olur ve Allah onun cahilliğini mazur görmez. Allah en iyi bilendir.



[1] Es-Semmân; Necid halkının veli olduğuna inandıkları ve sıkıntılı zamanlarda kendisine dua edip seslendikleri bir şeyhtir.
[2] Yani ona seslenip yardım isterse, sıkıntıyı kaldırmasını veya bir fayda vermesini ondan isterse şirk koşmuş olur. Kendisine seslenilen kişinin bunu kendi gücüyle yaptığına inanmak ile bunları Allah katındaki tesiriyle yaptığına inanmak arasında fark yoktur. Çünkü bu tesirin Allah’ın dilemesi ve fiiliyle meydana geldiğine inanmak da, maksadın meydana gelmesi hususunda ortak koşmaktır.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)