Fetva Sahibi: Abdulhalim Tumeyat
Tercüme: Ebu Leyla
SORU: Es-Selamu aleykum, “Kafirin malı İslamla
çekişmesi ve harp etmesi nedeniyle ganimet sayılır. Onun malını herhangi bir
şekilde almakta bir sakınca yoktur” diyen kişi
hakkında görüşünüz nedir? Bunu bize açıklayın. Allah size hayırla karşılık
versin.
CEVAP: Elhamdulillah ves salatu ves selamu ala rasulillah. Ve
aleykumusselam ve rahmetullahi ve berakutuhu. Sorunun cevabına gelince
kardeşim. Burada iki mesele var:
BİRİNCİ MESELE: Harbin türüyle alakalıdır. Kafirin Müslüman ile harbi ve ona
düşmanlığı iki türlüdür:
a)
Fiilen
açıkça düşmanlık: Bu, silaha sarılmak ve öldürmekle olur.
b) Manevi saldırılarla düşmanlık: Bu, silahla düşmanlıktan farklıdır.
İtikatlarını yaymaları ve Müslümanlara reddiyeler vermeleri ve buna benzer
şekillerde olur.
Eğer Müslümanların lideri bundan geri duracaklarına dair onlarla
bir anlaşma yapmamışsa onların Müslümanlarla olan ahitleri aslı üzere devam
etmektedir.
Şer’an malları ganimet olarak alınacak, kadınları esir edilecek
şekilde kafirle savaş ilk saydığımız durumda olur, ikincisinde değil.
Nebi sallallahu aleyhi ve sellemin zamanındaki Yahudiler ve
Hristiyanların çoğunluğu da zimmet ehliydi. Bununla birlikte onlar Nebi
sallallahu aleyhi ve sellemi yalanmaktan ve Müşrikleri Müslümanlara karşı üstün
tutmaktan geri durmadılar.
İKİNCİ MESELE: Anlaşmalıların mallarının haramlığı. Her kim kafirlerin memleketine
eman yahut anlaşma ile girerse anlaşmasını bozması ona helal değildir. Aynı
şekilde gasp, yağma, savaş, mallara, ırzlara ve canlara saldırmak da ona
haramdır. Çünkü o bir anlaşma yahut eman ile oraya girmiştir.
Buna delil olarak şunları zikredebiliriz:
1 - “O halde onların anlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar
tamamlayın. Şüphesiz Allah sakınanları sever” (9/4)
2 - “Verdiğiniz
sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir” (17/34)
3 - Böyle bir durumda onların mallarını almak sözde durmamak ve
hıyanettir. Buhari Misver bin Mahreme ve Mervan’dan aktarıyor:
“Muğire cahiliyyede bir kavime refakat etmişti. Onları öldürüp
mallarını aldı. Sonra Nebi sallallahu aleyhi ve selleme geldi ve Müslüman oldu.
Nebi sallallahu aleyhi sellem şöyle buyurdu:
“İslam’ını kabul ettim fakat o
maldan sana bir şey yoktur”
Hafız İbn Hacer rahimehullah Fethu’l Bari’de (5/402) şöyle
demiştir: “Bu hadisten elde edilen
faydalardan biri de şudur: Eman halinde
olan kâfirlerin mallarını verilen emana hıyanet ederek almak helal değildir.
Çünkü refakat ancak emanet içindir. Emanet de Müslüman olsun kâfir olsun
sahibine teslim edilmelidir. Kâfirlerin malları ancak harb halinde helal olur.”
4- Buhari İbn Abbas radıyallahu
anhumadan rivayet ediyor:
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Muaz’ı Yemen’e gönderirken ona
şöyle buyurdu:
“…Bir de mazlumun duasından sakın çünkü onunla Allah arasında perde yoktur”
Zulüm hiçbir durumda helal değildir. Bu mazlum bir kafir olsa dahi…
İlim Ehlinin Sözlerinden
-Eş-Şafii rahimehullah el-Umm’da (4/284) şöyle demiştir:
“Müslümanlardan bir adam daru’l harbe eman ile girer ve onların mallarından bir
kısmını ele geçirecek güce sahip olursa az ya da çok olsun o mallardan almak
ona helal değildir. Çünkü o onlardan, onlar da ondan eman almıştır. Bu emana
göre tıpkı Müslümanların ve zimmet ehlinin mallarında olduğu gibi onların
malları da ona helal değildir”
-Serahsi el-Hanefi rahimehullah el-Mebsut’ta (10/96) şöyle demiştir:
“Kendisine eman verilmiş bir Müslümanın ihanet etmesini hoş görmem. Çünkü
ihanet haramdır”
-El-Merginani rahimehullah el-Bidaye’de (s. 118) şöyle demiştir:
“Bir Müslüman daru’l harbe tacir olarak girerse onların mallarına ve canlarına
saldırması helal değildir”
-İbn Kudame el-Hanbeli rahimehullah el-Muğni’de (9/237) şöyle demiştir:
“Onlara ihanet etmeye gelince bu haram kılınmıştır. Çünkü onlar bu emanı onun
ihanetinden ve kendisinden emin olmak şartıyla vermişlerdir. Bu lafzen
zikredilmese de mana olarak bilinen bir husustur. Onlardan da kim bize eman
verilmiş olarak gelir de bize ihanet ederse, ahdini bozmuş olur.
Bu mesele anlaşıldıysa, kişinin ihanet etmesi helal değildir çünkü
bu vefasızlıktır. Dinimizde vefasızlık kabul edilebilir bir şey değildir. Nebi
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Müslümanlar şartları üzeredir”
Onlara ihanet eder veya bir şey çalar ya da borç alırsa aldığını
sahibine geri vermesi onun üzerine vaciptir. Eğer sahibi Daru’l İslam’a eman
ile veya iman etmiş olarak gelirse ona malları iade edilir, aksi halde
kendisine gönderilir. Çünkü bunlar alınması haram olan bir yolla alınmıştır.
Bundan dolayı, eğer bir Müslümanın malını alsaydı nasıl ki geri vermesi icap
edecekse aynı şekilde onlardan da aldığını geri vermesi icap eder”
Bu tür şeylere girişmenin kötü sonuçlarından bazıları da şunlardır:
1.
İslam’ın
ve Müslümanların itibarını karalama:
Müslümandan
istenen İslam’ın itibarını korumasıdır. Bu itibarı mal için zedelemesi ve bu
tür girişimlerle Allah’ın dininden alıkoyması ona helal değildir.
2.
Kendisini
ve ailesini tehlikeye atması:
Bunun
sonucunda hapsedilebilir, sürgün edilebilir, işkence görebilir. Bu durumların
hiçbirisine gerek yoktur. Müslüman kendisini düşük duruma düşürmemeli, hükmü
altındakileri de fitneye sürüklememelidir.
Muvaffak kılacak olan kendisi gibi
bir rab bulunmayan Allah’dır.