Soru:
Cevap: Sorun bid’at ehlinden biri olduğunu veya bid’atçilerle diyalog içinde olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Vakıayı doğru anlamaktan mahrum olmanın sebebi budur. "Asıl şirkin la ilahe illallah'a riayet olduğu" şeklindeki ifaden sehven yanlış yazılmış olsa da maksat anlaşılıyor, ifaden "riayet etmemek" şeklinde olmalıydı. Pandemiye inanmak ve maske takmak zaten la ilahe illallah sözünü kökünden inkar etmek demektir. Çünkü pandemiye inanmak Allah'ı ve rasulünü yalanlamak, tagutlara iman etmektir maske takmak ise Allah'a ve rasulüne isyan edip iblise itaat etmektir.
Bir fiil küfür olmasına rağmen aslen müslüman olan bir
kimsede tekfirin şartları ve manileri gözetilmek zorundadır. Bazen bu şartlar
tahakkuk ettiği halde hükmü icra edecek İslam devleti bulunmadığı için bu
kimseler kendilerini İslam’a nispet ettikleri, namaz kıldıkları takdirde münafık
hükmünde olurlar. Nitekim Hanefi mezhebi Cehmî akidesinde, sünnetleri tahrif
eden kâfirler olmalarına rağmen ve sufiler Allah’tan başkasından medet isteyen
müşrikler olmalarına rağmen, onları mürted değil, münafıklar olarak görüyoruz. Çünkü bu kimselere hüccet sunup tevbe
ettirilme ihtimali vardır. En azından dilleriyle Kitap ve sünneti hüccet kabul
ettiklerini söylemekte ve namaz kılmaktadırlar.
Maske takmaya
gelince, hastalık sebebiyle maske takmanın kendisi küçük şirktir, mesele maske
takmak olsaydı cehalet de tekfire mani olabilirdi. Şu an ancak ya imansız,
şerefsiz, akılsız olduklarından yahut da para cezasından korkan, haysiyetsiz kimseler
olduklarından maske takıp sokağa çıkan kimseler görüyoruz. Burada tekfirin
manilerini ve şartlarını gözetmeyi ortadan kaldıran bir küfür vardır ki, o da
önce cemaatle namazların yasaklanması, sonra maskeli ve mesafeli namaz
uydurulmasıdır. Yani bu kimseler Allah’ın emri olan namazı kılmadıkları gibi, buna
bir de şeytanın emri olan namaz şekliyle iblise ibadeti eklemişlerdir. Bu iki unsurun apaçık (bevah) bir küfür olduğu
hususunda hiçbir müslüman ihtilaf etmez.
Cemaatle namazın yasaklanmasını, sonra bu şekilde
maskeli ve mesafeli namaz uydurulmasını küfür görmeyen de kâfir olur. Eğer bir kimse
İslam’da mescidlerde cemaatle namazın yasaklanmasının küfür olduğunu ve maskeli ve mesafeli namaz olmayacağını bilmiyorsa, bunu bilmemek de
küfürdür. Bu sapıklıktan tevbe edip
camilerde bu şekilde namaz kılanların bu fiilini küfür olarak görmeye dönmedikçe kendisinin de
cenaze namazı kılınmaz, müslüman mezarlığına gömülmez, müslümana varis olamaz,
müslüman da ona varis olamaz, yaptığı hiçbir ibadet geçerli değildir, nikahları
batıldır, müslüman kimse üzerine velayeti yoktur… çünkü küfür üzeredir.
Şimdi şunu
sorgulayın:
1- Sokakta
maskeli olarak gördüğünüz ve tanımadığınız bir kimse cemaatle namazların
yasaklanmasını, sonra maskeli ve mesafeli namaz uydurulmasını onaylayan bir
kişi midir, değil midir?
2- Bu maskeli
kimse Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den mütevatir olarak gelen ve
bilinmemesi mazeret olmayan: “Bulaşıcı hastalık yoktur” hadisine iman eden biri
mi yoksa inkar eden biri mi? Yahut tevil eden hocaların görüşleriyle hadisi
saptıran taklitçi bir müşrik mi?
3-Bu maske
takan kimse Dünya Sağlık Örgütü, Rockefeller ailesi, Rotschildler, Soros, Bill Gates, Elon Musk gibi dünya devletlerine hakim olan satanist çetelerin
projelerine adım adım uyan, faceBOK, twitter, instagram, tiktok gibi şeytanî
mabedlere üye olan böylece İslam aleyhinde ücretsiz ajanlık yapan, ana akım
medya yoluyla da ne telkin edilirse yutan, dünyanın küre olduğuna, döndüğüne
inanan, istanbul sözleşmesi, lanzarote sözleşmesi gibi tuzakların içeriğinden
hiçbir haberi olmayan hiç de sorgulama gereği hissetmeyen, hayvanlar gibi hatta
daha da aşağılık olan kimselerden mi, yoksa sırf para cezası yememek, işinden
olmamak için dinini satan biri mi?
4- Bu maske
takan kimse, Allah’ın herşeyi önceden takdir ettiğine, Allah’ın takdir
ettiğinden başkasının olmayacağına inanan biri mi yoksa kaderi inkar eden biri
mi?
Eğer bunlar
anlaşıldıysa pandemi senaryosu sebebiyle maske takmak, zinadan, hırsızlıktan,
domuz eti yemekten, haç takmaktan, masum canı öldürmekten daha büyük bir
suçtur. İblisin uydurduğu Scientizm dinine ve paganizme teslimiyetin
ifadesidir. Kimisi bu sahte ilaha korku sebebiyle itaat eder, kimisi de sevgiyle,
gönülden itaat eder, ama sonuç değişmez.
Pandemi
yalanına karşı çıkmayan, namazların yasaklanmasını, maske, mesafe, temizlik(!)
karantina gibi kafir devletlerin dayatmalarına alenen karşı çıkmayan, hakkı
beyan etmeyen bütün hocalar da dinden çıkmışlardır. Nerede o satılmış tekfirci harici-mürcieler?
Maide 44 sebebiyle bâtıl tekfirde bulunan serseriler? Tagutlar Allah’ın dininde
tebdil yapıyor, dinde Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmediyorlar, yani Maide
44. Ayeti kapsamında büyük küfür oluşunda ittifak edilen cürmü işliyorlar! Din
dışındaki konularda “Allah’ın indirdiği ile hükmetmiyorlar” diye tekfir
yapanlar, din tahrif edildiği zaman onaylıyorlar! Hala akletmeyecek misiniz?
İbret almayacak mısınız?