Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

27 Şubat 2021 Cumartesi

Maske Takarak Sokağa Çıkmak Neyi İfade Ediyor?

 Soru:

Hocam selamün aleyküm bir sorum olacaktı. Toplum olarak birçok şirkin,  
küfrün, bidatın içindeyken ve buna rağmen müslüman olduğunu iddia ettikleri  
için bu şirklerine rağmen tekfire engel görüyorsunuz daha hayatı daha umumi  
ve en önemlisi de daha asıl olan konularda bile tekfirden kaçınırken maske  
ve hastalık hadisesini bazı hadislere  uymadığı İçin tekfir söyleminden  
kaçınmıyorsunuz. Asıl şirkin laileheillallaha riayet olduğunu bildiğiniz  
halde bunu asıl olarak kabul etmiyor musunuz yoksa başka bir açıklaması var  
mı?

Cevap: Sorun bid’at ehlinden biri olduğunu veya bid’atçilerle diyalog içinde olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Vakıayı doğru anlamaktan mahrum olmanın sebebi budur. "Asıl şirkin la ilahe illallah'a riayet olduğu" şeklindeki ifaden sehven yanlış yazılmış olsa da maksat anlaşılıyor, ifaden "riayet etmemek" şeklinde olmalıydı. Pandemiye inanmak ve maske takmak zaten la ilahe illallah sözünü kökünden inkar etmek demektir. Çünkü pandemiye inanmak Allah'ı ve rasulünü yalanlamak, tagutlara iman etmektir maske takmak ise Allah'a ve rasulüne isyan edip iblise itaat etmektir.

Bir fiil küfür olmasına rağmen aslen müslüman olan bir kimsede tekfirin şartları ve manileri gözetilmek zorundadır. Bazen bu şartlar tahakkuk ettiği halde hükmü icra edecek İslam devleti bulunmadığı için bu kimseler kendilerini İslam’a nispet ettikleri, namaz kıldıkları takdirde münafık hükmünde olurlar. Nitekim Hanefi mezhebi Cehmî akidesinde, sünnetleri tahrif eden kâfirler olmalarına rağmen ve sufiler Allah’tan başkasından medet isteyen müşrikler olmalarına rağmen, onları mürted değil, münafıklar olarak görüyoruz.  Çünkü bu kimselere hüccet sunup tevbe ettirilme ihtimali vardır. En azından dilleriyle Kitap ve sünneti hüccet kabul ettiklerini söylemekte ve namaz kılmaktadırlar.

Maske takmaya gelince, hastalık sebebiyle maske takmanın kendisi küçük şirktir, mesele maske takmak olsaydı cehalet de tekfire mani olabilirdi. Şu an ancak ya imansız, şerefsiz, akılsız olduklarından yahut da para cezasından korkan, haysiyetsiz kimseler olduklarından maske takıp sokağa çıkan kimseler görüyoruz. Burada tekfirin manilerini ve şartlarını gözetmeyi ortadan kaldıran bir küfür vardır ki, o da önce cemaatle namazların yasaklanması, sonra maskeli ve mesafeli namaz uydurulmasıdır. Yani bu kimseler Allah’ın emri olan namazı kılmadıkları gibi, buna bir de şeytanın emri olan namaz şekliyle iblise ibadeti eklemişlerdir.  Bu iki unsurun apaçık (bevah) bir küfür olduğu hususunda hiçbir müslüman ihtilaf etmez.

Cemaatle namazın yasaklanmasını, sonra bu şekilde maskeli ve mesafeli namaz uydurulmasını küfür görmeyen de kâfir olur. Eğer bir kimse İslam’da mescidlerde cemaatle namazın yasaklanmasının küfür olduğunu ve maskeli ve mesafeli namaz olmayacağını bilmiyorsa, bunu bilmemek de küfürdür.  Bu sapıklıktan tevbe edip camilerde bu şekilde namaz kılanların bu fiilini küfür olarak görmeye dönmedikçe kendisinin de cenaze namazı kılınmaz, müslüman mezarlığına gömülmez, müslümana varis olamaz, müslüman da ona varis olamaz, yaptığı hiçbir ibadet geçerli değildir, nikahları batıldır, müslüman kimse üzerine velayeti yoktur… çünkü küfür üzeredir.

Şimdi şunu sorgulayın:

1- Sokakta maskeli olarak gördüğünüz ve tanımadığınız bir kimse cemaatle namazların yasaklanmasını, sonra maskeli ve mesafeli namaz uydurulmasını onaylayan bir kişi midir, değil midir?

2- Bu maskeli kimse Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den mütevatir olarak gelen ve bilinmemesi mazeret olmayan: “Bulaşıcı hastalık yoktur” hadisine iman eden biri mi yoksa inkar eden biri mi? Yahut tevil eden hocaların görüşleriyle hadisi saptıran taklitçi bir müşrik mi?

3-Bu maske takan kimse Dünya Sağlık Örgütü, Rockefeller ailesi, Rotschildler, Soros, Bill Gates, Elon Musk gibi dünya devletlerine hakim olan satanist çetelerin projelerine adım adım uyan, faceBOK, twitter, instagram, tiktok gibi şeytanî mabedlere üye olan böylece İslam aleyhinde ücretsiz ajanlık yapan, ana akım medya yoluyla da ne telkin edilirse yutan, dünyanın küre olduğuna, döndüğüne inanan, istanbul sözleşmesi, lanzarote sözleşmesi gibi tuzakların içeriğinden hiçbir haberi olmayan hiç de sorgulama gereği hissetmeyen, hayvanlar gibi hatta daha da aşağılık olan kimselerden mi, yoksa sırf para cezası yememek, işinden olmamak için dinini satan biri mi?

4- Bu maske takan kimse, Allah’ın herşeyi önceden takdir ettiğine, Allah’ın takdir ettiğinden başkasının olmayacağına inanan biri mi yoksa kaderi inkar eden biri mi?

Eğer bunlar anlaşıldıysa pandemi senaryosu sebebiyle maske takmak, zinadan, hırsızlıktan, domuz eti yemekten, haç takmaktan, masum canı öldürmekten daha büyük bir suçtur. İblisin uydurduğu Scientizm dinine ve paganizme teslimiyetin ifadesidir. Kimisi bu sahte ilaha korku sebebiyle itaat eder, kimisi de sevgiyle, gönülden itaat eder, ama sonuç değişmez.

Pandemi yalanına karşı çıkmayan, namazların yasaklanmasını, maske, mesafe, temizlik(!) karantina gibi kafir devletlerin dayatmalarına alenen karşı çıkmayan, hakkı beyan etmeyen bütün hocalar da dinden çıkmışlardır.  Nerede o satılmış tekfirci harici-mürcieler? Maide 44 sebebiyle bâtıl tekfirde bulunan serseriler? Tagutlar Allah’ın dininde tebdil yapıyor, dinde Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmediyorlar, yani Maide 44. Ayeti kapsamında büyük küfür oluşunda ittifak edilen cürmü işliyorlar! Din dışındaki konularda “Allah’ın indirdiği ile hükmetmiyorlar” diye tekfir yapanlar, din tahrif edildiği zaman onaylıyorlar! Hala akletmeyecek misiniz? İbret almayacak mısınız?

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)