Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

13 Mart 2023 Pazartesi

Kadınlar ve Cuma Namazı Hakkında Zındıkların Attıkları Şüphelere Cevap

 

Kadınlara Cuma Namazının Farz Olduğu İddiasına Reddiye

Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî

İlim talebi ve tedrisi ile bilinmeyen ancak bazı kitapların tahkik ve tahriç çalışmalarında bir heyete iştirak etmiş olmasıyla adı geçen Ebu Cihad Mahmud b. Muhammed b. Halil es-Saidî adında bir zındık, Cuma namazının ahkâmıyla ilgili olarak müslümanların imamlarının üzerinde icma ettikleri hususlara aykırı bir takım iddialarla bir risale yazmış ve maalesef bu risale Türkçe’ye de tercüme edilerek bu saptırıcı görüşlerin memleketimizde de yayılması söz konusu olmuştur.

Bahsi geçen sapık görüşler, öncelikle kadınlara Cuma namazının farz olmadığını açıkça belirten sahih hadisin sıhhatini inkâr etmek için hiçbir tutarlı tarafı olmayan şüpheler atmayı amaçlıyor, böylece Cum’a suresi 9. Ayetinin zahir hükmüne kadınları da katmak istiyorlar. Bu, Allah ve rasulünün kadınlara farz kılmadığı bir şeyi kadınlara farz kılmak olduğundan bir şirktir. Bu bir.

Sonra Cum’a namazını mazereti sebebiyle kılamayanın dört rekât öğle namazı kılmak zorunda olduğunu inkar ediyorlar ve ister erkek, ister kadın, kim Cuma namazını kılamazsa sesli kıraat yaparak iki rekat namaz kılar diyorlar. Bu da Allah’ın dininde tebdildir. Bu iki.

Kadınlar mescidde Cuma namazı kılamazlarsa evlerini mescid edinip orada sesli kıraatle Cuma namazını kılarlar diyorlar, hiçbir delile dayanmayan böyle bir din uydurmakla bir şirk daha ortaya atıyorlar, bu da üç.

Şirk ve Küfre Düşüren Bu Üç Meselenin Delillerinin Açıklanması:

1- Cum’a Namazının Kadınlara Farz Olmadığının Delilleri

Tarık b. Şihab radiyallahu anh’den: “Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

الْجُمُعَةُ حَقٌّ وَاجِبٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ فِي جَمَاعَةٍ إِلَّا أَرْبَعَةً عَبْدٌ مَمْلُوكٌ أَوِ امْرَأَةٌ أَوْ صَبِيٌّ أَوْ مَرِيضٌ

Cum’a namazını cemaatle kılmak her müslümana vacip bir haktır. Ancak şu dördü hariç: Mülkiyet altında olan köle, kadın, çocuk veya hasta olan kimse.”[1]

Bu hadisin sıhhatini inkâr etmek için öne sürdükleri şüphe şu: “Tarık b. Şihab, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i görmüş olsa da O’ndan bir şey işitmemiştir. Sahabe mürseli hüccet olsa da, Tarik b. Şihab’ın sahabeliği sabit olmadığından bu rivayet sahbi mürseli değil, tabiinin büyüklerinin mürseli konumundadır.”  

Bu iddia münafıkça öne sürdükleri bir iddiadır. Çünkü malum olduğu üzere sahabe mürselinin hüccet olduğunda ittifak vardır. Sahabe mürseli, sahabenin bizzat Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işitmeyip, başka bir sahabiden işittiği hadisi, işitmiş olduğu kimsenin adını zikretmeden doğrudan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet etmesidir. Sahabenin tamamının adalet sahibi olduğunda ittifak bulunduğundan sahabinin böyle bir rivayeti hüccettir. Hatta tabiinden bilinen biri, sahabinin adını zikretmeksizin: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından biri bana rivayet etti” dediğinde de durum böyledir, sahabinin adının zikredilmemesi hadisin sıhhatine hiçbir zarar vermez.

Hatta aralarında İmam Şafii’nin de bulunduğu âlimlerden büyük bir çoğunluk tabiinin büyük imamlarından olan Said b. El-Museyyeb rahimehullah’ın doğrudan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayette bulunarak yaptığı mürsel rivayetleri de hüccet görme eğilimindedirler. Ancak Said b. El-Museyyeb hem sahabeden, hem de tabiinin büyüklerinden rivayette bulumuş olduğu için, rivayeti kimden aldığını tasrih etmedikçe böyle bir mürseli kabul etmemek daha sağlıklıdır. Çünkü arada biri sahabeden, diğeri tabiinden olmak üzere iki ravinin iskat edilmiş olması ihtimali vardır.

Tarık b. Şihab’a gelince, onun Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i gördüğü hususunda ittifak vardır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işitmiş olduğunda ise ihtilaf edilmiştir.

İbn Ebi Hatim, babası Ebu Hatim’den naklen dedi ki: “Tarık b. Şihab’ın Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den: “Hangi cihad en üstündür?” diye sorulduğu zaman: “Zalim sultan yanında hak sözü söylemektir” buyurduğuna dair rivayeti mürsel bir hadistir. Bunu ancak musnedu’l-vuhdan’a dahil ettim. Çünkü Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’i gördüğü nakledilmiştir.” Hafız el-A’laî bunu naklettikten sonra dedi ki: “Derim ki: Tarık b. Şihab’ın hadisi sahabe mürsellerine katılır.”[2]

El-A’laî haklıdır, çünkü Tarık b. Şihab yalnızca sahabelerden rivayette bulunmuştur, şeyhleri arasında tabiinden kimse yoktur.

Nitekim Hakim’in el-Mustedrek’te (1/425) rivayetine göre Cuma namazının kadınlara farz olmadığına dair bu rivayeti Ubeyd b. Muhammed el-İclî – el-Abbas b. Abdilazim el-Anberî – İshak b. Mansur – Hureym b. Sufyan -  İbrahim b. Muhammed b. El-Munteşir – Kays b. Muslim - Tarik b. Şihab radıyallahu anh - Ebu Musa radıyallahu anh – Nebî sallallahu aleyhi ve sellem isnadıyla rivayet etmiştir. Ricali sahihayn ricalidir.

Ancak Beyhakî de Fadailu’l-Evkat’ta (263) bu isnad ile rivayet edip: “Bunu bu şekilde mevsul olarak rivayette Ubeyd el-İcli tek kaldı” demiştir.

İbn Mulakkin ise Bedru’l-Munir’de (4/640) dedi ki: “Ubeyd b. Muhammed sikadır, şu halde onun tek kalmasının zararı olmaz. Böylece bunun mürsel veya mevsul olarak rivayet edilmesinde bir çelişki olmadığı anlaşılmıştır.”

Üstelik hadisin başka sahabilerden de şahitleri vardır. Beyhakî Sunenu’s-Sagir’de (608) bu hadisi rivayet ettikten sonra şöyle demiştir: “Hadisin şahidlerinin isnadlarını Sünen(u’l-Kebir) kitabında zikrettik. Cabir ve Temim ed-Darî radıyallahu anhuma hadisleri de bunlardandır.”[3]

Ebu Hureyre radıyallahu anh’den de şahidi şu şekildedir: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

خَمْسَةٌ لَا جُمُعَةَ عَلَيْهِمْ الْمَرْأَةُ وَالْمُسَافِرُ وَالْعَبْدُ وَالصَّبِيُّ وَأَهْلُ الْبَادِيَةِ

Şu beş kişiye Cum’a namazı (farz) değildir: Kadın, yolcu, köle, çocuk ve bâdiye (köy ve yayla) halkı[4]

Bu hadisin isnadına İbrahim b. Hammad b. Ebi Hazım’ı Darekutni ed-Duafa’da zikretmiştir. Mesleme b. Kasım dedi ki: “İbrahim b. Hammad b. Ebi Hazım, İmam Malik b. Enes’in ashabından olup sikadır.”[5]

Umm Atiyye radıyallahu anha, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kadınlardan biat alırken kadınlara Cuma namazının farz olmadığını söylediğini de belirtmiştir.[6]

Sahabenin uygulamaları da buna göredir: Ebu Amr eş-Şeybânî rahimehullah’tan:

رَأَيْتُ ابْنَ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ يُخْرِجُ النِّسَاءَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ مِنَ الْمَسْجِدِ وَيَقُولُ اخْرُجْنَ إِلَى بُيُوتِكُنَّ خَيْرٌ لَكُنَّ

“İbn Mes’ud radiyallahu anh’ın Cum’a günü kadınları mescidden çıkardığını gördüm. Diyordu ki:

“Evlerinize dönmeniz sizin için daha hayırlıdır.”[7]

İmam Buhârî Sahih’inde (2/5) şu bab başlığını koymuştur:

بَابُ هَلْ عَلَى مَنْ لَمْ يَشْهَدِ الجُمُعَةَ غُسْلٌ مِنَ النِّسَاءِ وَالصِّبْيَانِ وَغَيْرِهِمْ؟ وَقَالَ ابْنُ عُمَرَ إِنَّمَا الغُسْلُ عَلَى مَنْ تَجِبُ عَلَيْهِ الجُمُعَةُ

“Kadınlar, çocuklar ve diğer Cuma namazına katılmayan kimselere Cuma günü gusletmek gerekir mi? İbn Ömer radıyallahu anhuma dedi ki: “Gusül ancak kendisine Cuma namazının farz olduğu kimseye gerekir.”

Böylece kadınlara Cuma namazını farz kılmaya kalkışan kimselerin bu sapık iddialarına İmam Buhârî’yi de dahil etmeye çalışmaları iptal olmuştur!

İbn Ömer radıyallahu anhuma’nın bu sözünü Beyhakî (1/297) ve başkaları hasen isnadla rivayet etmişlerdir.

Ebu’l-Mehasin el-Huseynî el-İlmam’da (no:103) dedi ki: “Nesâî, Nafi rahimehullah’tan şöyle rivayet etti: “Eyyub es-Sahtiyanî rahimehullah kendisine: “Kadınlara Cuma günü guslü gerekir mi?” diye sorunca Nafi dedi ki: “İbn Ömer radıyallahu anhuma şöyle dedi:

“Gusül ancak Cuma’nın kendilerine farz olduğu kimselere gerekir.” Ancak Nesâî’nin kitaplarında veya başka bir kaynakta bu rivayeti bulamadım.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kadınlara Cuma namazının farz olmadığını açıkladığı sabit olmuş, hiçbir yerde kadınlara Cuma namazını emretmemiştir. Bu rivayetler gösteriyor ki, sahabe ve tabiin de kadınlara Cuma namazının farz olmadığı hususunda icma etmişlerdir.

Nitekim Hattabi Mealimu’s-Sunen’de (1/243) İbnu’l-Munzir el-Evsat’ta (4/16) ve el-İcma’da (no:53), Begavi Tefsir’inde ve daha başka imamlar, kadınlara Cuma namazının farz olmadığı hususunda icma edildiğini zikretmişlerdir.

2- Kadınların Cuma Namazına Katılmalarının Meşru Olduğunu Söylemek İçin Delil Gerekir

Bu meselede bilakis kadınların Cuma namazı için mescide çıkmaları meşru mudur, buna delil gerekir. Nitekim Buhârî’de (899) İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan gelen rivayette:

ائْذَنُوا لِلنِّسَاءِ بِاللَّيْلِ إِلَى المَسَاجِدِ

Kadınlar geceleyin mescidlere çıkmak istediklerinde onlara izin verin” buyrulmuştur. Diğer rivayette de (Buhârî 900) İbn Ömer radıyallahu anhuma şöyle demiştir:

كَانَتِ امْرَأَةٌ لِعُمَرَ تَشْهَدُ صَلاَةَ الصُّبْحِ وَالعِشَاءِ فِي الجَمَاعَةِ فِي المَسْجِدِ، فَقِيلَ لَهَا: لِمَ تَخْرُجِينَ وَقَدْ تَعْلَمِينَ أَنَّ عُمَرَ يَكْرَهُ ذَلِكَ وَيَغَارُ؟ قَالَتْ: وَمَا يَمْنَعُهُ أَنْ يَنْهَانِي؟ قَالَ: يَمْنَعُهُ قَوْلُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «لاَ تَمْنَعُوا إِمَاءَ اللَّهِ مَسَاجِدَ اللَّهِ

“Ömer radıyallahu anh’ın bir hanımı sabah ve yatsı namazlarında cemaate katılırdı. Ona denildi ki: “Ömer radıyallahu anh’ın kıskançlığından dolayı bundan hoşlanmadığını bildiğin halde neden namaza çıkıyorsun?” O da dedi ki: “Öyleyse beni neden bundan yasaklamıyor?” Dedi ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Azze ve Celle’nin kadın kullarını mescidlerden yasaklamayın” buyurmuştur.”

İbn Receb Fethu’l-Bari’de (6/179-180) dedi ki: “Bu iki hadisi Buhârî’nin bu babda zikretmekten maksadı şudur: Kadınların mescidlere çıkmaları ancak geceye hastır. Ömer radıyallahu anh hadisi kadınların ancak bu şekilde çıktıklarını açıklamaktadır. Nitekim “Kadınların mescidlere gece karanlığında (yatsı vakti) ve (sabahın) alaca karanlığında çıkmaları” babı daha önce geçmişti. Şu halde kadınların mescide çıkmaları hakkındaki izin Cuma namazı hakkında değildir. Çünkü o gündüz namazlarındandır, gece namazlarından değildir. Cuma guslü emri ancak Cuma namazına geleceklere emredilmiştir. Nitekim daha önce geçen İbn Ömer radıyallahu anhuma hadisinde geçmişti. Bu da gösteriyor ki kadınlar Cuma guslüyle emredilmemişlerdir. Çünkü Cuma namazına çıkmalarına izin verilmemiştir.

Cuma günü kadınlar için guslü tasrih eden bir lafız gelmiştir. Bunu İbn Hibban Sahih’inde Osman b. Vakıd el-Umerî – Nafi – İbn Ömer yoluyla rivayet etti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Erkeklerden ve kadınlardan kim Cuma namazına gelirse gusletsin.” Bu hadis diğer lafızla da rivayet edildi: “Cuma guslü ihtilam olmuş her erkeğe ve buluğa ermiş her kadına gerekir.” Bunu Bezzar ilk lafızla rivayet edip dedi ki: “Zannediyorum ki bu lafızla rivayette Osman b. Vakıd yanılmıştır.”

Bu Osman b. Vakıd hakkında İbn Main sika dedi. Ahmed ve ed-Darekutni: “Onda sakınca yok” dediler. Ebû Dâvûd: “Zayıf” dedi bu hadisi onun tek kaldığı bir yanılgısı olarak zikretti. Yani ona bu lafızda kimse mutabaat etmemiştir, onun tek kalması ise bu lafız münkerdir.” İbn Receb’in açıklaması bu şekildedir. Osman b. Vakıd’ın hadisini el-Elbani de tahkik edip zayıf olduğunu açıklamıştır.

3- Zaruretsiz Olarak Mescidin Dışında Cum’a Kılınmaz

Seyyar b. Ma’rur rahimehullah’tan: “Ömer radıyallahu anh hutbede şöyle dedi:

إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَنَى هَذَا الْمَسْجِدَ وَنَحُن مَعَهُ الْمُهَاجِرُونَ وَالأَنْصَارُ فَإِذَا اشْتَدَّ الزِّحَامُ فَلْيَسْجُدِ الرَّجُلُ مِنْكُمْ عَلَى ظَهْرِ أَخِيهِ وَرَأَى قَوْمًا يُصَلُّونَ فِي الطَّرِيقِ فَقَالَ صَلُّوا فِي الْمَسْجِد

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu mescidi bina ettiğinde bizler Muhacirler ve Ensar olarak kalabalık olduğumuzda sizden biri kardeşinin sırtına secde ederdi.” Ömer radiyallahu anh bir topluluğun yollarda namaz kıldığını görünce:

“Namazı mescidde kılın” dedi”[8]

Zeyd b. Vehb rahimehullah’tan: Ömer radiyallahu anh dedi ki:

إِذَا لَمْ يَسْتَطِعِ الرَّجُلُ أَنْ يَسْجُدَ يَوْمَ الْجُمْعَةِ فَلْيَسْجُدْ عَلَى ظَهْرِ أَخِيهِ

“Çok kalabalık olduğunda, sizden biri kardeşinin sırtına secde etsin.”[9]

Zurare b. Ebi Evfa rahimehullah’tan: Ebu Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:

مَنْ لِمْ يُصَلِّ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فِي الْمَسْجِدِ فَلَا جُمُعَةَ لَهُ

“Cum’a günü mescidde namaz kılmayanın Cum’a namazı yoktur.”[10]

Kays b. Ubbad rahimehullah dedi ki:

لَا جُمُعَةَ لِمَنْ لَمْ يُصَلِّ فِي الْمَسْجِدِ

“Mescidde kılmayanın Cum’a namazı yoktur.” [11]

Zurare b. Evfa rahimehullah’tan: Ebu Katade radiyallahu anh dedi ki:

مَنْ لَمْ يُصَلِّ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فِي الْمَسْجِدِ فَلَا جُمُعَةَ لَهُ قَالَ مَعْمَرٌ فَإِنِ اضْطُرَ فَإِنَّ الْحَسَنَ كَانَ لَا يَرَى بَأْسًا أَنْ يُصَلِّيَهَا فِي الطَّرِيقِ أَوْ فِي فِنَاءِ الْمَسْجِدِ حَيْثُمَا اضْطُرَ مِنْ ضِيقٍ أَوْ زِحَامٍ فَلْيُصَلِّ رَكْعَتَيْنِ قَالَ فَنَقُولُ لِلْحَسَنِ إِنَّهَا أَرْوَاثُ الدَّوَابِّ فَيَقُولُ يُصَلِّي

“Cum’a günü namazı mescidde kılmayanın Cum’a namazı geçersizdir.” Ma’mer (b. Raşid) rahimehullah dedi ki:

“el-Hasen (el-Basrî) rahimehullah kalabalık ve sıkışıklık gibi zaruret halinde yolda veya mescidin avlusunda iki rekat namaz kılınmasında sakınca görmezdi. Dedi ki:

“Biz el-Hasen rahimehullah’a: “Yolda hayvanların tezekleri oluyor” dediğimizde: “Namaz kılınır” dedi.”[12]

Cebele b. Ebi Suleyman rahimehullah dedi ki:

رَأَيْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يُصَلِّي فِي دَارِ أبي عَبْدِ اللهِ فِي الْبَابِ الصَّغِيرِ الَّذِي يُشْرِفُ عَلَى الْمَسْجِدِ وَهُوَ يَرَى رُكُوعَهُمْ وَسُجُودَهُمْ

“Enes b. Malik radiyallahu anh’ı Babu’s-Sagir’de Ebu Abdillah’ın mescidden yüksekte olan evinde namaz kılarken gördüm. Cemaatin rüku ve secdelerini görebiliyordu.”[13]

Humeyd rahimehullah dedi ki:

كان أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ يجمع مع الإمام وهو في دار نافع بن عبد الحارث بيت مشرف عَلَى الْمَسْجِدِ لَهُ بَابٌ إِلَى الْمَسْجِدِ فَكَانَ يُجْمِعُ فِيهِ وَيَأْتَمُّ بِالْإِمَامِ

“Enes b. Malik radiyallahu anh Nafi b. Abdilharis’in mescidden yüksekte ve mescide doğru kapısı olan evinde imama uyarak Cum’a namazı kılardı.”[14]

Hişam b. Urve b. ez-Zubeyr rahimehumullah dedi ki:

جِئْتُ أنا وَأَبِي مَرَّةً فَوَجَدْنَا الْمَسْجِدَ قَدِ امْتَلَأَ يَوْمَ الْجُمُعَةِ فَنُصَلِّي بِصَلَاةِ النَّاسِ فِي بَيْتٍ عِنْدَ الْمَسْجِدِ بَيْنَهُمَا طَرِيقٌ قَالَ حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ فِي دَارِ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ

“Ben ve babam bir defasına Cum’agünü mescide geldiğimizde mescidin dolu olduğunu gördük. Mescid ile arasında bir yol bulunan; Humeyd b. Abdirrahman’ın evinde cemaate uyarak namazı kıldık.”[15]

4- Cuma Namazını Kılamayanın Öğle Namazı Kılması Gerektiğine Dair İcma

İbnu’l-Munzir el-Evsat’ta (4/16) şöyle demiştir: “Kendilerinden ilim ezberlediğimiz herkes kadınlara Cuma namazının farz olmadığında icma ettiler. Yine kadınlar eğer imamla beraber Cuma namazını kılarlarsa bu onlar için (öğle namazı yerine) yeterlidir.”

İbn Ömer radiyallahu anhuma dedi ki:

إِذَا أَدْرَكَ الرَّجُلُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ رَكْعَةً صَلَّى إِلَيْهَا رَكْعَةً أُخْرَى فَإِنْ وَجَدَهُمْ جُلُوسًا صَلَّى أَرْبَعًا

“Kişi Cum’a günü bir rekate yetişirse, yetişemediği bir rekatı da kılar. Eğer cemaat oturmuşken yetişirse namazı dört rekat olarak kılar.”[16]

İbn Mes’ûd radiyallahu anh dedi ki:

مَنْ أَدْرَكَ مِنَ الْجُمُعَةِ رَكْعَةً فَلَيُضِفْ إِلَيْهَا أُخْرَى وَمَنْ فَاتَتْهُ الرَّكْعَتَانِ فَلْيُصَلِّ أَرْبَعًا

“Cum’a namazının bir rekatine yetişen, diğer rekati de kılsın. Kim de iki rekatine de yetişemezse dört rekat kılar.”[17]

Enes radiyallahu anh’dan:

إِذَا أَدْرَكَهُمْ يَوْمَ الْجُمُعَةِ جُلُوسًا صَلَّى أَرْبَعًا

“Cum’a günü cemaat otururken yetişen dört rekat kılar.”[18]

Bu sahabelerden Sahihayn şartına göre sahih olarak gelen rivayetler onların bu hususta icma ettiklerini göstermektedir. Zira buna muhalif bir sahabe bilmiyoruz.

Dolayısıyla Ebu Cihad Mahmud es-Saidî gibi zındıkların aklî yorumlarla “Nasıl olur da kadınlara farz olmayan Cuma namazı, kendilerine farz olan öğle namazını düşürür?” şeklindeki gevelemelerinin dinde hiçbir geçerliliği yoktur. Din beşerin kusurlu akıllarıyla değil, Rab Azze ve Celle’nin rasulünün dili üzerinden tebliğ ettiği vahiyledir. Nitekim seferî kimseye de Cuma namazı farz değildir, lakin şayet seferi kimse kendisine nafile olan Cuma namazına katılırsa kendisine farz olan öğle namazı sâkıt olur.


"Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah’ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine bir şeriat kıldılar? Eğer ayırdedici söz olmasaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi. Gerçekten zalimler için can yakıcı bir azap vardır." (Şura 21)



[1] Muslim'in şartına göre sahih. Ebû Dâvûd (1067) Hâkim (1/425) Taberânî (8/322) Darekutni (2/3) Beyhaki (3/173, 183) Mukbil b. Hadi Sahihu’l-Musned Mimma Leyse Fi’s-Sahihayn (517)

[2] Camiu’t-Tahsil (s.200)

[3] Bkz.: Beyhakî Sunenu’l-Kubra (3/183-184)

[4] Sahih ligayrihi. Taberânî Mu'cemu'l-Evsat (202) İbn Hacer Garaibu’l-Multekita (1551) İbn Hacer Muvafaktu’l-Haber (2/42) el-Elbanî el-İrva (592, 594)

[5] Kasım b. Kutlubuğa es-Sikat (1005)

[6] Ahmed (5/85, 408) Ebû Dâvûd (1139) Taberî Tefsir (22/601) İbn Huzeyme (1722) İbn Hibban (7/313) Ziyau'l-Makdisi el-Muhtâre (1/403) Ebu Ya’la (1/196) Bezzar (1/374) isnadında Umm Atiyye radıyallahu anha’nın torunu İsmail b. Abdirrahman hakkında Buhârî ve İbn Ebî Hâtim cerh ve ta’dilde bulunmadan zikretmişler, İbn Hibban es-Sikat’ta zikretmiştir.

[7] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Musedded b. Muserhed’in Musned’inden naklen: İbn Hacer Metalibu’l-Aliye (685) Abdurrazzak (3/173) İbnu’l-Ca’d Musned (427, 429) Taberani (9/294) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1733) Beyhaki (3/186)

[8] Sahih mevkuf. Ahmed (1/32) Ziya el-Muhtare (1/236) Tayalisi (70) Beyhaki (3/182)

[9] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. İbn Ebî Şeybe (1/237) Beyhaki (3/182) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1856) el-Elbani Temâmu’l-Minne (s.341)

[10] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. İbn Munzir el-Evsat (1869) Ebu Ya’kub ed-Deberi, Hadisu Abdirrazzak (el yazma no: 50)

[11] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. İbn Munzir el-Evsat (1870)

[12] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Abdurrazzak (3/230)

[13] Hasen mevkuf. İbnu’l-Munzir el-Evsat (1871) İbn Hazm el-Muhalla (5/77)

[14] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. İbnu’l-Munzir el-Evsat (1872) İbn Ebî Şeybe (2/35)

[15] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Abdurrazzak (3/82, 230) İbn Hazm el-Muhalla (5/77)

[16] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Abdurrezzâk (5471) İbn Ebî Şeybe (2/461) Beyhakî (3/204) el-Elbani el-İrvâ (3/83)

[17] Muslim'in şartına göre sahih. Taberani (9/308) İbn Ebî Şeybe (2/461) Abdurrezzâk (5477) Beyhakî (3/204)

[18] Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. İbn Ebî Şeybe (2/463) İbnu’l-Munzîr, el-Evsât (1853).

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)