esselamu aleykum we rahmetullahi we beraketuhu
Bismillah
Akhi Allah ilmini ve imanını arttırsın ve davetine
bereket versin (Amin) nette şöyle bir konuya rastladım, Namaz İçin Çocuk
Dövülür Mü? ..nitekim ki hadis mevcuttur.
Sebra (Radıyallahu anh)'dan "Resûlüllah
(sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu" demiştir: "Çocuk yedi
yaşına gelince namaz kılmasını emrediniz. On yaşına gelir de kılmazsa
dövünüz." (Tirmİzî, mevâkît 182: Ahmed b. Hanbel II, 180; Dârimî, salât
141.Sünen-i Ebu Davud )
Amr b. Şuayb babası vâsıtası ile dedesinden Resûlullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Çocuklarınıza,
yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını emrediniz. On yaşına geldiklerinde
kılmazlarsa dövünüz ve yataklarını ayırınız" (Ahmed b. Hanbel, II, 180,
187.)
Akhi inşaallah bu konuda yazacaklarınız hem bizleri
aydınlatsın hemde bu yazıyı yazan kişiye cevab olur. Ayrıca yazıyı ve linkini oldugu
gibi aşagıya kaydettim.
Yazının tamamı için: MEHMET EMİN AY İLE ÇOCUK EĞİTİMİ ÜZERİNE
Link: http://evokulum.blogspot.de/2012/02/nam ... ur-mu.html
Yazının tamamı için: MEHMET EMİN AY İLE ÇOCUK EĞİTİMİ ÜZERİNE
Link: http://evokulum.blogspot.de/2012/02/nam ... ur-mu.html
Cevap:
Aleykum selam ve rahmetullahi
ve berakatuhu
amin ecmain
kalpleri kaydırılmış bidat
ehli, kitap ve sünnetin naslarında geçen lafızları tahrif ederek asrı saadette
anlaşılmayan anlamlara yorumluyorlar. serkeşlik ettiklerinde kadınların
dövülmesini meşru kılan Nisa suresi 34. ayeti hakkında da darabe kelimesini zahirinden
uzaklaştırarak garip manalara yorumlayanlara şahit olduk. İşte bu türkücü M.
Emin Ay da o sapıkların Nisa 34. ayeti hakkındaki tahriflerinden esinlenerek on
yaşına geldiği halde namaz kılmayan çocukların dövülmesi emrini tahrife
yeltenmiş görünüyor.
İddia ettikleri gibi arap
dilinin uzmanları, onların bu tahriflerini onaylıyor değillerdir. Hoş,
onaylasalar da biz şer'î naslar konusunda dindeki ıstılah anlamına itibar eder,
dilcilerin açıklamasını dindeki mefhumların önüne geçiremezdik. Arap dilinde,
başka bir kelimeyle izafe edilmeksizin kullanılan "darabe" fiili,
vurmak, dövmek anlamına gelir. Başka kelimelerle muteaddi olarak kullanılırsa o
zaman anlamı değişir. işte "darabe meselen" kalıbında kullanılırsa o
zaman misal vermek anlamına gelir. ama mutlak olarak "darabe"
denildiğinde vurmak demektir. Zahir olan anlam budur. Zahirden sapmak için
delil gerekir. Bahsettiğimiz naslardaki darabe fiilini bu zahir anlamın dışına
çıkaracak bir delil de söz konusu değildir.
Ragib, el-Mufredat'ta şöyle
der: "Durb: bir şeyi başka bir şeye vurmak demektir"
Alimler, hadiste geçen darabe
fiili ile dövmek kastedildiği hususunda ittifak etmişlerdir.
Camiu’s-Sagir şarihi el-Munavî
şöyle demiştir:
(
مروا ) جوبا ( أولادكم ) وفي رواية أبناءكم ( بالصلاة ) المكتوبة ( وهم أبناء سبع
سنين ) أي عقب تمامها ان ميزوا والا فعند التمييز ( واضربوهم ) ضربا غير مبرح
وجوبا ( عليها ) أي على تركها ( وهم أبناء عشر سنين ) أي عقب تمامها وذلك ليتمرنوا
عليها ويعتادوها بعد البلوغ واخر الضرب للعشر لانه عقوبة
“Emredin” Yani bu farzdır.
“evladınıza” bir rivayette “oğullarınıza” şeklindedir. “namazı”
yani farz namazı kılmalarını. “Onlar yedi yaşındalar iken”: yani mümeyyiz
olmaları için yedi yaşını tamamlamaları üzerine “onları dövünüz” yani iz
bırakmayacak şekilde. Bu emir farzlık içindir. “ondan dolayı” yani terk
etmelerinden dolayı. “Onlar on yaşındalar iken” yani on yaşını
tamamlamaları üzerine. Çünkü ona alışmaları buluğdan sonradır. Dövmek ceza
olduğu için on yaşına ertelenir.”[1]
Begavi de, Şerhu’s-Sunne’de
şöyle der:
وَأَمَرَ الصَّبِيَّ بِالصَّلاة ابْنَ سَبْعٍ حَتَّى يَعْتَادَ،
فَإِذَا بَلَغَ عَشْرًا يُضْرَبُ عَلَى تَرْكِهَا، لأَنَّهُ يَحْتَمِلُ الضَّرْبَ
فِي هَذِهِ السِّنِّ
“Çocuğa namaz yedi yaşında iken
alışıncaya kadar emredilir. On yaşına geldiğinde terk etmesinden dolayı dövülür.
Zira bu yaş onun dövmeye tahammül edebileceği yaştır.”[2]
Görüldüğü gibi hadiste geçen “aleyha”
ifadesindeki zamir “namazın terki” fiiline dönmektedir.
İbn Hacer el-Heytemi,
ez-Zevacir’de şöyle der:
قَالَ الْخَطَّابِيُّ : هَذَا الْحَدِيثُ يَدُلُّ عَلَى إغْلَاظِ
الْعُقُوبَةِ لِتَارِكِ الصَّلَاةِ إذَا بَلَغَ تَارِكًا لَهَا
“el-Hattabi dedi ki: bu hadis,
namazı terk eden kimse buluğa ermişse ona ağır ceza vermeye delildir.”[3]
Zikredilen yorum sahipleri
böylece hem din hem de dil konusundaki cehaletlerini ortaya koymaktadırlar. M.
Emin Ay ise cehalette daha da ileri giderek "fadribû aleyha"
ifadesinin "misal vermek" şeklinde tercüme edilmesini savunuyor! halbuki
bu kalıpta misal kelimesi geçmemekte!
Bu cidden trajikomik bir
durumdur. İşte açıklaması:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki;
لا تَضْرِبُوا إِمَاءَ اللهِ
“Allah’ın kadın kullarını dövmeyin!” bunun
üzerine dövmeyi bıraktılar. Ömer radıyallahu anh bir gün geldi ve dedi ki; “Ey
Allah’ın Rasulü! Kadınlar kocalarına karşı huysuzluk ediyorlar.” Bunun üzerine
dövmeleri için izin verildi. Onlar da dövdüler. Pek çok kadın kocalarını
şikayet için Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in evini kuşattılar.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
لَقَدْ أَطَافَ بِآلِ مُحَمَّدٍ سَبْعُونَ امْرَأَةً كُلُّهُنَّ يَشْكِينَ
أَزْوَاجَهُنَّ، وَلا تَجِدُونَ أُولَئِكَ خِيَارَكُمْ
“Dün akşam Muhammed ailesini yetmiş kadar kadın
kuşatarak kocalarını şikayet ettiler. Onlar hayırlılarınız değildir.”
Bu hadisteki darabe
kelimelerini M.Emin Ay ve onun gibi - kalbiyle değil de bağırsaklarıyla -
düşünen sözde akılcılar haydi tercüme etsinler: "Allah'ın kadın
kullarına misal vermeyin" diye tercüme edilmeyecek miydi? Sonra da
dayak yiyen kadınların "kocaları kendilerine misal verdi (!) diye Allah
rasulüne şikayete geldiğini mi söyleyecekler?
Diğer bir hadis şu şekilde: Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem kadınların dövülmesi hakkında izin istenince
buyurdu ki;
اضربوهن ولن يضرب خياركم
“Kadınları (caiz olarak) dövünüz. Ancak,
sizden hayırlılarınız kadınları dövmezler.”
Yani bu akıldanelere göre:
"Kadınlara misal veriniz, ancak sizden hayırlılarınız, kadınlarınıza
misal vermezler" diye mi tercüme etmeliydik yoksa?!!
M. Emin
Ay'a da, onun doktorasını onaylayan ilahiyatçılara da "darb" edesi -
yani misal veresi (!) - geliyor insanın ))