Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

27 Nisan 2012 Cuma

Münafık Kadınların Örtünme (!) Şekli ve Akibeti


Münafık Kadınların Örtünme (!) Şekli ve Akibeti

Ebu Muâz el-Çubukâbâdî

Zikredeceğim hadislerde tesettürü terk eden kafire kadınlardan değil, kendilerini İslâm’a nispet ettikleri halde Allah’ın emrettiği şekilde örtünmeyen kadınlardan bahsedilmektedir. Onlar tesettürün Kitap ve sünnette gelen şartlarına riayet etmeyen kadınlardır:


1- Yüzlerini ve ellerini örtmezler.

2- Ev içindeki kıyafetleriyle dışarı çıkarlar. Yahut dış kıyafet edinseler de cilbab olarak kitap ve sünnette nitelenenden başka çeşit, T.C. kurucusu tagutun avrupadan yamadığı pardesü gibi kifayetsiz dış elbiseler edinirler.  

3- Siyahtan başka renkte dış örtü edinirler.

4- Koku sürünerek çıkarlar ki hadiste böyle kadınlara “zâniye” yani “fahişe” tabir edilmiştir.

5- Vücut hatlarını belirten ince veya dar elbise giyinirler.

6- Bakışlarını sakınmazlar.

7- Kıyafetlerinde kâfirlere veya erkeklere benzer, pantolon vb. kıyafetler giyerler.

* Şüphesiz kıyafetler konusundaki benzeşme kalplerde ve tavırlarda benzeşmeyi getirmektedir. Böylece fıtratlar bozulmakta, cinsel sapıklıklar ve eşcinsellik gibi şuzuz yaygınlaşmaktadır.

8-   Şöhret ve böbürlenmeye sebep olan kıyafetler giyerler.

9- Mecbur kalmadıkları halde dışarı çıkar, kırıtarak gezerler.

10- Başlarını kabartarak dikkat çeker veya başörtüsünü dolarken erkeklerin sarıklarına benzetir gibi bağlamak. Deve hörgücü gibi yapmak böyledir.

Bu sayılanlar, örtündüklerini iddia veya zannettikleri halde kitap ve sünnetteki tesettür emrine muhalefet eden, haklarında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından lanet varid olan kadınların yanlışlarıdır. Bilmek gerekir ki, bugün tesettür adına işlenen cinayetler, Cahiliyye kadınlarının örtünme şekliydi. Müfessirler, cahiliyede kadınların başlarına bir örtü koyarak yüzlerini ve boyunlarını açıkta bıraktıklarını zikrederler. Kur'an buna teberrüc yani açılıp saçılma tabirini kullanarak yasaklamış, hicab emrini getirmiştir. Tesettür konusunda ayrıntılı bilgi için; Tesettürde Ölçüler, Peçe Farzdır ve Zehirli Ok  adlı risalelerime bakınız.
Rivayetler:

Ebu Uzeynetus Sadefi ve Süleyman b. Yesar’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

وَشَرُّ نِسَائِكُمُ الْمُتَبَرِّجَاتُ الْمُتَخَيِّلاَتُ وَهُنَّ الْمُنَافِقَاتُ لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْهُنَّ إِلاَّ مِثْلُ الْغُرَابِ الأَعْصَمِ

"Kadınların şerlisi kendini beğenip kibirlenen ve (açılıp saçılarak) teberrüc yapanlardır. Onlar münafıktırlar. Bu yüzden kadınlardan cennete girecek olanlar ayağı sekili karga gibi azdır."[1]

İbnu’s-Seken, Ebu Uzeyne’nin sahabe olduğunu söylemiştir.[2]

İbn Mes’ûd radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

المختلعات والمتبرجات هن المنافقات

(Sebepsiz olarak) Boşanmak isteyen kadınlar ve açılıp saçılan kadınlar münafıklardır.”[3]

İbni Abbas radıyallahu anhuma şöyle rivayet etmiştir;

أن رسوالله صلى الله عليه وسلم لعن المتبرجات من النساء

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem teberrüc yapan (açılıp saçılan) kadınlara lanet etti.”[4]

Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ لَمْ أَرَهُمَا، قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ، وَنِسَاءٌ كَاسِيَاتٌ عَارِيَاتٌ مُمِيلَاتٌ مَائِلَاتٌ، رُءُوسُهُنَّ كَأَسْنِمَةِ الْبُخْتِ الْمَائِلَةِ، لَا يَدْخُلْنَ الْجَنَّةَ، وَلَا يَجِدْنَ رِيحَهَا، وَإِنَّ رِيحَهَا لَيُوجَدُ مِنْ مَسِيرَةِ كَذَا وَكَذَا

"İki sınıf insan vardır ki, onlar cehennem ehlidirler; Bunlardan biri ellerinde sığırkuyruğu gibi kamçılar olup insanları dövecekler. Diğeri; vücutlarını belli edecek elbise giyen, bu elbiselerle erkekleri meylettirmek için kırıtarak yürüyen, saçlarını deve hörgücü gibi başlarında toplayan kadınlardır ki; bunlar cennete giremeyecek ve çok uzak mesafelerden bile hissedilen cennetin kokusunu dahi duyamayacaklardır."[5]

Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma’dan gelen hadiste Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:

سيكون في آخر أمتي رجال يركبون على السروج كأشباه الرجال ينزلون على أبواب المسجد نساؤهم كاسيات عاريات على رؤوسهم كأسنمة البخت العجاف العنوهن فإنهن ملعونات لو كانت ورائكم أمة من الأمم لخدمن نساؤكم نساءهم كما يخدمنكم نساء الأمم قبلكم

Ahir zamanda ümmetimden, deve semerine benzer bineklere binen adamlar olacak, mescit kapılarında inecekler. Onların kadınları örtülü çıplaktırlar. Saçları deve hörgücü gibi kabarıktır. Onlara lânet edin, çünkü onlar lanetlidir. Eğer sizden sonra başka ümmetler gelmiş olsaydı sizin kadınlarınız onların kadınlarına hizmetçi olurdu, aynı sizden önceki ümmetlerin kadınlarının size hizmet ettiği gibi.”[6]

Bu hadisin isnadında Abdullah b. Ayyaş b. Abbas saduk bir ravi olup, Ebu Davud ve Nesai onu zayıflıkla nitelemişlerdir. Hadiste “Onlara lanet edin” kısmı münkerdir. Kalan lafzı, Muslim’in rivayetine uygundur.

Hakim’deki rivayette ise şöyledir: “Bu ümmetin sonunda lüks döşeklere binen adamlar olurda mescitlerinin kapılarında inerler. Onların kadınları örtülü çıplaktırlar.”

Hasen el-Basri rahmetullahi aleyh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

ألا ومن لم رأى اهل النار فلينظر الى نساء كاسيات عاريات مائلات من غير ميل رؤوسهن كأسنمة البخت العجاف يذاب بالنار يوم القيامة

“Dikkat edin! Kim cehennemlikleri görmediyse, giyindikleri halde çıplak olan, meylettiren kadınlara baksın. Başlarını sıska develerin hörgücü gibi yapan kadınlar Kıyamet gününde ateş ile eritileceklerdir.”[7]

Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma şöyle demiştir:

إنا لنجد في كتاب الله المنزل صنفين في النار قوم يكونون في آخر الزمان معهم سياط كأنها أذناب البقر يضربون بها الناس على غير جرم لا يدخلون بطونهم إلا خبيثا ونساء كاسيات عاريات مائلات مميلات لا يدخلن الجنة ولا يجدن ريحها

“Muhakkak ki Allah’ın indirdiği kitapta iki sınıfın ateşte olduğunu buluruz: Bunlardan birisi: Ahir zamanda, yanlarında bulunan sığırkuyrukları gibi kamçılarla insanları suçsuz yere döven, karınlarına ancak pis (haram kazanç) sokan bir topluluktur. Diğeri ise; Giyinmiş fakat çıplak olan, meyleden ve meylettiren kadınlardır. Bunlar cennete giremeyecekleri gibi, kokusunu dahi alamayacaklar.”[8]  

Ka’b el-Ahbar rahimehullah şöyle demiştir:

يأتي على الناس زمان فيه نساء كاسيات عاريات حاليات عطرات تفلات ، لهن عقص مثل أسنمة البخت ، مائلات مقتبات هاربات إلى النار

“İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, kadınların bazıları giyinik olmalarına rağmen çıplaktırlar. Süslenip kokular sürünmelerine rağmen kokuları olmayacaktır. Deve hörgücü gibi topuzları vardır. Deve yükü gibi salınacaklar. Cehenneme doğru koşacaklar.”[9]

Yine şöyle demiştir:

مالي أرى في التوراة صفة قوم لم أرهم بعد ؟ ، فحشة متفحشين ، في أيديهم سياط مثل أذناب البقر ، من أهل النار ، مالي أرى في التوراة صفة نساء لم أرهن بعد ؟ ناعمات كاسيات عاريات ، من أهل النار

“Bana ne oluyor ki, Tevratta henüz görmediğim bir topluluğun vasfını görüyorum? Onlar çirkinlik yapan ve yaptıranlardır. Ellerinde sığırkuyrukları gibi kamçılar vardır. Cehennem ehlidirler. Bana ne oluyor ki Tevratta henüz görmediğim kadınların vasfını görüyorum? Onlar refah içinde, giyinmiş çıplak kadınlardır ve cehhennem ehlidirler.”[10]

Ebu Şakra radıyallahu anh'den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

إذا رأيتم اللاتي ألقين على رؤوسهن مثل أسنمة البقر، فأعلموهن أنهن لا تقبل لهن صلاة

 "Başlarını deve (bir rivayette sığır) hörgücü gibi yapan kadınları gördüğünüzde onlara hiçbir namazlarının kabul olmayacağını bildiriniz."[11]



[1] Sahih. Beyhaki (7/82) İsmail el-İsbehani (Kıvamu’s-Sunne), Tergib ve Terhib (1527) Taberi Tarih (11/590) İbni Hacer el-İsabe (7/9) Camiüs Sağir (4092, 9180) Elbani Sahihul Cami (3330) Feyzul Kadir (3/493) Muhlis El-Aşir (214/2) Dürrü Mensur (8/156) İbnu Katan Kitabun Nazar (s.177) Ebu Ubeyd Garibu’l-Hadis (3/101) Elbani  Sahiha (1849)  
[2] İbn Hacer, El-İsabe (7/7)
[3] Hasen. Ebu Nuaym (8/375-6) Hatib Tarih (3/358) Tuhfetul Ahvezi (4/307) Mirkatu’l-Mefatih (10/234) Sahiha (2/131, no 632)
[4] Hasen. Nesai Sünenül Kübra (5/396) İbni Adiy el-Kamil (2/408)
[5] Sahih. Malik (Libas,7) Müslim (2128) Ahmed (2/355, 440) Deylemi (3783) Beyhaki (2/234) Şuabul-İman (7801) İbn Hibban (16/500) Taberani Evsat (2/224) Darimi (isti'zan,15) İbn Teymiye Mecmu (4/402) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s177) İbn Habib El-Gaye ve’n-Nihaye (s.213)
[6] Sahih li gayrihi. Ahmed Müsned (2/223 Hadis no: 7083) İbn Hibban (13/64) Hakim (4/483) Taberani (13/63)  
[7] Mürsel. Abdulmelik b. Habib, el-Gaye ve’n-Nihaye (218)
[8] Sahih mevkuf. İbn Ebi Şeybe (7/530)
[9] Maktu. Haraitî, İ’tilâlu’l-Kulûb (206)
[10] Maktu. Hadisu İsmail b. Ca’fer (409)
[11] Zayıf. Ebu Nuaym Marife (6860) Taberani (22/370)  Bezzar, Keşfu’l-Estar (3015) İbni Hacer el-İsabe (7/206) Camiu’s-Sagir (644) Mecmau’z-Zevaid (5/137) Hadimi, Berika (5/346) Dumeyri Hayatu’l-Hayevan (s.133) İsnadında bulunan Mahled b. Ukbe hakkında bkz: Buhari Tarih (7/437) Ebu Hatim Cerh ve Ta'dil (8/348) İbn Hibban es-Sikat (9/185) İbn Hacer Lisan (6/9)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)