Tercüme ve dipnotlar: Ebu Muaz
Soru: Bazı hatipler Cuma günü başları açık ve sarıklar
omuzları üzerinde olduğu halde hutbe veriyorlar. Bunun hükmü nedir? İmam olarak
veya cemaat olarak başı açık namaz kılmak caiz midir?
Cevap: "Bunun haram olduğuna dair bir delil bilmiyorum. Lakin
en faziletli olanı namazda ve namaz dışında Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem’e uymaktır.
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Abdurrahman b. Avf’a siyah
bir sarık sardı, ucunu da dört parmak sarkıttı ve şöyle buyurdu: “Bu
Araplara daha yakışandır ve daha güzeldir.”[1]
Amr b.
Hureys’ten gelen hadiste O Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i sarığının
ucu iki omuzunun arasında olduğu halde hutbe verirken görmüştür.[2]
Sen, Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e uymaktan dolayı sevap kazanırsın. (Sadece) Sarık
seni sünnet ehlinden yapmaz. Bu arapların adetlerindendir ve Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e uymak gerekir. Allah yardımcımız olsun.
Başı açmak
İslam düşmanı olan Yahudi ve hristiyanların şiarlarından olduğu için, senin ne namazda
ne namaz dışında onlara benzemen caiz değildir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem İbn
Ömer’in rivayet ettiği hadiste “Kim bir kavme benzerse onlardandır”[3] buyurmuştur.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bazı sahabileriyle beraber çıktı ve
Ubade b. es-Samit’i çok sıcak bir havada ziyaret etti, başlarında sarık ve
takke, ayaklarında da ayakkabı yoktu.[4] Yani
başın açık olmasının caiz olmasına bu delildir. Allah yardımcımız olsun.
Bizler
sarığı terk etmeye cesaretlendirmeyiz. Bilakis bize yakışan Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e uymaya hırs göstermektir. Zira bunda sevap
vardır. Allah yardımcımız olsun."
Şeyh Mukbil rahimehullah kendisine: “Bazı kardeşler sarıksız
olarak namaz kılana karşı çıkıyorlar. Bunun delili nedir? Sarık sünnet midir,
değil midir?” şeklinde sorulan soruya, Tuhfetu’l-Mucib’de (no 120) şöyle cevap
vermiştir:
“Sarık Arapların, İslam tarafından ikrar edilen
adetlerindendir.[5]
Fakat bu kişiyi sünnet ehlinden kılmaz. Bu adetten sayılır.
Lakin eğer Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e uyma niyetiyle yapılırsa, Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem’e uymaktan dolayı kişi sevap kazanır.
Sarıksız namaz kılmaya
gelince, bu namaz sahihtir. Sarıksız olarak namaz kılan kimseye karşı çıkmak
gerekmez. Bir kimseye Allah’ın kitabından ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in sünnetinden delil olmaksızın karşı çıkılamaz.
Nasihat ettiğimiz şey
ise; namazda ve namaz dışında sarık kullanmaktır. Lakin bir kimse de çıkar başı
açık namaz kılarsa ona karşı çıkmayız ve namazının batıl olduğunu da
söylemeyiz.”
[1] Hakim
(4/582) Bezzar (12/315) Taberani Evsat (5/62) Taberani Musnedu’ş-Şamiyyin
(1558) İbn Asakir (35/260) el-Elbani ve Şeyh Mukbil hasen demişlerdir: Mukbil
b. Hadi, Delailu’n-Nubuvve (s.418) el-Elbani es-Sahiha (1/168)
[2] Muslim (1359)
[3] Ebu
Davud (4031), Ahmed b. Hanbel (2/50) ve başkalarının rivayeet ettikleri sahih
bir hadistir. Geniş tahricini Bizden Olmayanlar adlı kitabında yaptım.
[4] Muslim
(925) Ancak rivayetin metninde sarık zikredilmemekte, kalensuve (takke) yoktu denilmektedir.
[5] Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem muhayyer bırakıldığı konularda Mekke’li müşriklere
muhalefet edip, Ehl-i Kitaba benzemeyi tercih ediyordu. Hatta saç tarama
şeklinde bile böyle davrandığını İbn Abbas radıyallahu anhuma açıklamıştır.
İbn Abbas radıyallahu
anhuma şöyle demiştir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, (vahiyle)
emrolunmadığı hususlarda ehl-i kitaba uyum göstermeyi severdi. Mesela ehl-i
kitap saçlarını sarkıtırlardı. (Kitapsız) Müşrikler ise saçlarını başlarının
ortasından ikiye ayırırlardı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de
(kitapsız müşriklere muhalefet için) ehl-i kitap gibi sarkıtırdı. Sonra
saçlarını ortadan ayırmaya başladı.” (Buhari (3558, 3944, 5917) Muslim (2336)
Sarık sarma konusunda Mekke’li
müşriklere muhalefet etmemesi, Sarığın İslamda ikrar edilmiş olduğunun
delilidir. Zira sarık arapların âdeti idi. Bu yüzden İslam Tarihinde Zımmî’lerin
Müslümanlara benzememeleri için onlara sarık sarmak yasaklanmıştır. Bu konuda
bkz.: Ebu Abdillah Halid b. Muhammed el-Gırbanî, et-Tezkir Biba’di Ahkami’l-Amame