Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

12 Ekim 2013 Cumartesi

Şeyh Mukbil Rahimehullah’ın Sarık Hakkında Fetvaları

Tercüme ve dipnotlar: Ebu Muaz

Soru: Bazı hatipler Cuma günü başları açık ve sarıklar omuzları üzerinde olduğu halde hutbe veriyorlar. Bunun hükmü nedir? İmam olarak veya cemaat olarak başı açık namaz kılmak caiz midir?
Cevap: "Bunun haram olduğuna dair bir delil bilmiyorum. Lakin en faziletli olanı namazda ve namaz dışında Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e uymaktır.
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Abdurrahman b. Avf’a siyah bir sarık sardı, ucunu da dört parmak sarkıttı ve şöyle buyurdu: “Bu Araplara daha yakışandır ve daha güzeldir.”[1]
Amr b. Hureys’ten gelen hadiste O Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i sarığının ucu iki omuzunun arasında olduğu halde hutbe verirken görmüştür.[2]
Sen, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e uymaktan dolayı sevap kazanırsın. (Sadece) Sarık seni sünnet ehlinden yapmaz. Bu arapların adetlerindendir ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e uymak gerekir. Allah yardımcımız olsun.
Başı açmak İslam düşmanı olan Yahudi ve hristiyanların şiarlarından olduğu için, senin ne namazda ne namaz dışında onlara benzemen caiz değildir.  Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem İbn Ömer’in rivayet ettiği hadiste “Kim bir kavme benzerse onlardandır[3] buyurmuştur.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, bazı sahabileriyle beraber çıktı ve Ubade b. es-Samit’i çok sıcak bir havada ziyaret etti, başlarında sarık ve takke, ayaklarında da ayakkabı yoktu.[4] Yani başın açık olmasının caiz olmasına bu delildir. Allah yardımcımız olsun.
Bizler sarığı terk etmeye cesaretlendirmeyiz. Bilakis bize yakışan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e uymaya hırs göstermektir. Zira bunda sevap vardır. Allah yardımcımız olsun."
Şeyh Mukbil rahimehullah kendisine: “Bazı kardeşler sarıksız olarak namaz kılana karşı çıkıyorlar. Bunun delili nedir? Sarık sünnet midir, değil midir?” şeklinde sorulan soruya, Tuhfetu’l-Mucib’de (no 120) şöyle cevap vermiştir:
“Sarık Arapların, İslam tarafından ikrar edilen adetlerindendir.[5] Fakat bu kişiyi sünnet ehlinden kılmaz. Bu adetten sayılır.
Lakin eğer Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e uyma niyetiyle yapılırsa, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e uymaktan dolayı kişi sevap kazanır.
Sarıksız namaz kılmaya gelince, bu namaz sahihtir. Sarıksız olarak namaz kılan kimseye karşı çıkmak gerekmez. Bir kimseye Allah’ın kitabından ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinden delil olmaksızın karşı çıkılamaz.
Nasihat ettiğimiz şey ise; namazda ve namaz dışında sarık kullanmaktır. Lakin bir kimse de çıkar başı açık namaz kılarsa ona karşı çıkmayız ve namazının batıl olduğunu da söylemeyiz.”


[1] Hakim (4/582) Bezzar (12/315) Taberani Evsat (5/62) Taberani Musnedu’ş-Şamiyyin (1558) İbn Asakir (35/260) el-Elbani ve Şeyh Mukbil hasen demişlerdir: Mukbil b. Hadi, Delailu’n-Nubuvve (s.418) el-Elbani es-Sahiha (1/168)
[2] Muslim (1359)
[3] Ebu Davud (4031), Ahmed b. Hanbel (2/50) ve başkalarının rivayeet ettikleri sahih bir hadistir. Geniş tahricini Bizden Olmayanlar adlı kitabında yaptım.
[4] Muslim (925) Ancak rivayetin metninde sarık zikredilmemekte, kalensuve (takke) yoktu denilmektedir.
[5] Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem muhayyer bırakıldığı konularda Mekke’li müşriklere muhalefet edip, Ehl-i Kitaba benzemeyi tercih ediyordu. Hatta saç tarama şeklinde bile böyle davrandığını İbn Abbas radıyallahu anhuma açıklamıştır.
İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle demiştir: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, (vahiyle) emrolunmadığı hususlarda ehl-i kitaba uyum göstermeyi severdi. Mesela ehl-i kitap saçlarını sarkıtırlardı. (Kitapsız) Müşrikler ise saçlarını başlarının ortasından ikiye ayırırlardı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de (kitapsız müşriklere muhalefet için) ehl-i kitap gibi sarkıtırdı. Sonra saçlarını ortadan ayırmaya başladı.” (Buhari (3558, 3944, 5917) Muslim (2336)
Sarık sarma konusunda Mekke’li müşriklere muhalefet etmemesi, Sarığın İslamda ikrar edilmiş olduğunun delilidir. Zira sarık arapların âdeti idi. Bu yüzden İslam Tarihinde Zımmî’lerin Müslümanlara benzememeleri için onlara sarık sarmak yasaklanmıştır. Bu konuda bkz.: Ebu Abdillah Halid b. Muhammed el-Gırbanî, et-Tezkir Biba’di Ahkami’l-Amame

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)