Ebu Bekr b. Yahya, (Hafız Muhammed b. İshak b. Huzeyme) dedi ki: “Ebu Hureyre radıyallahu anh hakkında O’nun haberlerini reddetmek
için konuşan kimseler ancak Allah’ın kalplerini körelttiği ve buna bağlı olarak
haberlerin manalarını anlamayan kimselerdir. Böyle olan bir kimse ya Muattıl
(Allah’ın isim ve sıfatlarını iptal eden) Cehmiyye’den birisidir ki, küfrün
kendisi olan mezheplerine aykırı gördükleri rivayetini bu Cehmî kişi işitince bu defa Ebu Hureyre
radıyallahu anh’e sövüp saymaya koyulur. Allah Teâlâ’nın kendisini uzak tuttuğu
hallerle O’na iftirada bulunurlar. Bundan maksatları ise çobanların ve sıradan
kimselerin gözlerini boyayarak güya, O’nun rivayetleri ile bir delilin ispat
edilemeyeceğini göstermeye kalkışırlar.
Ya da O’nun rivayetlerini redden kişi bir Haricî’dir.
Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmetine karşı kılıç çekebileceği
görüşünde olmakla birlikte hiçbir halifeye, hiçbir imama itaati de doğru
bulmaz. Sapıklığın ta kendisi olan mezheplerine aykırı olan ve Ebu Hureyre
radıyallahu anh’ın Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den naklettiği rivayetlerini
işittikleri vakit, O’nun rivayetlerini herhangi bir delil ile de çürütmenin
çaresini bulamayacak olursa sığınacağı yer Ebu Hureyre radıyallahu anh’e dil
uzatıp O’nu tenkit etmek olur.
Yahut bu kişi İslam’dan ve Müslümanlardan uzaklaşmış
(İtizal etmiş/Mutezile) Allah Azze ve Celle’nin kullar tarafından kazanılmadan
önce takdir edip kazaya bağlamış olduğu geçmişteki kaderlere uyan müslümanları
tekfir eden, Kaderiye’den bir kimsedir. Böyle bir kimse Nebî sallallahu aleyhi
ve sellem’den kaderin sabit olduğuna dair rivayet etmiş olduğu haberleri
gördüğü takdirde küfür ve şirkin ta kendisi olan görüşünün doğruluğunu ortaya
koymak için hiçbir delil bulamaz. Böyle bir kimsenin kendince bütün delili Ebu
Hureyre radıyallahu anh’ın naklettiği rivayetleri delil getirmenin caiz
olamayacağını iddia etmekten ibarettir.
Yahut Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın rivayetlerini
reddeden kimse güya fıkıhla uğraşan ve onu asıl öğreneceği kaynaklardan başka
yerde arayan cahil bir kimsedir. Bu kişi, herhangi bir delil ve belgeye
dayanmadan sadece bir taklit olmak üzere mezhebini seçip, haberlerini takip
ettiği kimsenin mezhebine aykırı hususlarda Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın rivayetlerini
işitecek olursa, Ebu Hureyre radıyallahu anh hakkında konuşmaya başlar ve kendi
mezhebine muhalif olan rivayetlerini çürütmeye kalkışır. Onun rivayetleri kendi
mezhebine uygun düştüğü takdirde yine O’nun rivayetleriyle O’na muhalefete
delil gösterir.
Bu fırkaların bazıları Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın
anlamını kavrayamadıkları bazı rivayetlerini reddetmişlerdir…”[1]
İmam İbn Huzeyme’nin sözünü ettiği bu kimselerin çoğunluğu sapıklığa
düşmekle meşhur olmuşlardır. Onların sapıklıkta oldukları da ümmete gizli
değildir. Ancak son olarak sözünü ettiği Fukaha kılığına girmiş cahil kişi – ki
o Ebu Hanife’dir – müstesna. Sonra bu kişi böbürlenerek kıyasa
aykırı olduğu gerekçesiyle Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın sözünü reddetmeye
kalkışır. Nitekim Fıkıh Usulü ilmine müntesip bazı kimseler bunu zikrederler.
Bu gibilerin görüşleri katıksız bir sapıklıktır. Ayrıca İmam Zehebi’nin bu gibi
kimselere cevabını Siyeru A’lami’n-Nubela’da[2]
görebilirsiniz.