Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

31 Temmuz 2021 Cumartesi

Ebu Hanife Mutaassıplarının Bir Yalanına Cevap

 Şeytanın resmi kanallarından olan Twitter'da, Muhammed Nasıruddin el-Konstantini diye birisi (14 Mart tarihinde) şöyle demiş:

Ebu Muaz denen şahıs 85 tane sözde sahih rivayet! Koymuş… Sahih olarak koyduğu rivayetlerden bir tanesi; Ebu Abdirrahman el-Mukri rahimehullah dedi ki:

كان والله أبو حنيفة مرجئاً ودعاني إلى الإرجاء فأبيت عليه

“Allah’a yemin olsun, Ebu Hanife mürcie idi. Beni ircaya davet etti, kabul etmedim.”

İsnadda meçhul ve tedlis yapan raviler var. Senetteki Hasan b. el-Huseyn İbnu’l-Abbas en-Niali işitmediği hadisleri işittim diye anlatır. Diğer ravi Ahmed b. Ali el-Ebbar meçhul kimsedir.”

Evet, M. Emin Akın adlı mezhep mutaassıbı şahıstan “hocam” diye bahseden el-Konstantini böyle diyor!

Cevap:

1- Ebu Hanife Hakkında Sahih Gerçekler adındaki çalışmamda, Ebu Hanife hakkında yalnızca sahih olduğu tespit edilen rivayetleri zikrettim. El-Konstantini sadece bir rivayeti eleştirmek için zikredebilmiş, o rivayeti eleştirebilmek için de yalan söylemiş ve çarpıtma yapmıştır.

2- Söz konusu rivayet için kaynak olarak; Abdullah b. Ahmed’in es-Sunne’sini (1/223) zikretmişim ve Şeyh Mukbil b. Hadi rahimehullah’ın tashihine işareten O’nun Neşru’s-Sahife adlı kitabından (s.303, diğer baskı s.230) yerini vermişim.

3- Abdullah b. Ahmed’in es-Sunne’sinde (1/223 no:386) rivayetin isnadı ve metni şu şekildedir:

حَدَّثَنِي أَبُو الْفَضْلِ، نا إِبْرَاهِيمُ بْنُ شَمَّاسٍ، نا أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمُقْرِئُ، قَالَ: «كَانَ وَاللَّهِ أَبُو حَنِيفَةَ مُرْجِئًا وَدَعَانِي إِلَى الْإِرْجَاءِ فَأَبَيْتُ عَلَيْهِ

Görüldüğü gibi isnadda el-Konstantini’nin bahsettiği ravilerin geçmesi söz konusu bile olamaz. İsnaddaki Ebu’l-Fadl; meşhur sika Abbas ed-Devrî’dir. İbrahim b. Şemmas da es-Semerkandî’dir, sikadır. (bkz.: Hatib Tarih, 6/97) Şeyh Mukbil rahimehullah da isnadın sahih olduğuna hükmetmiştir. Ayrıca İbn Adiy bu rivayeti el-Kamil’de (8/239); Abdullah b. Abdilhamid – İbn Ebi Bezze – Abdurrahman el-Mukri isnadıyla da rivayet etmiştir. Yani rivayetin sıhhatine leke getirecek herhangi bir durum söz konusu değildir. Anlaşılan o ki, el-Konstantini, verdiğim kaynağa bakmak yerine Hatib el-Bağdadi’nin Tarih’inde başka bir  isnada bakmış ve kusur bulmaya çalışmıştır. Halbuki Hatib, Tarih'inde el-Ebbar yoluyla gelen bu rivayetin hemen ardından (13/380) diğer bir sahih isnadla (İbnu Rızkuye - Cafer el-Huldi - Muhammed b. Abdillah b. Suleyman el-Hadrami - isnadıyla)  İbnu'l-Mukri'den aynısını rivayet etmiş, lakin el-Kostantini, tamamı sika raviler olan bu isnadı görmezden gelmiştir!

4- el-Kostantini, rivayet ilimlerinden hiç anlamadığı halde biliyormuş gibi davranarak asıl tedlisi kendisi yapmaktadır. Verdiğim kaynağın isnadında hiç yeri olmayan ravileri söz konusu ettiği yetmezmiş gibi sika bir imam olan Ahmed b. Ali el-Ebbar’ın da meçhul olduğunu iddia etmiştir. el-Ebbar gibi meşhur bir imama meçhul dediği için bilgi nakledeyim:  Zehebi Siyeru A’lami’n-Nubela’da (13/443 no:218) şöyle der: “Ebu’l-Abbas Ahmed b. Ali el-Ebbar; hafız, mutkin (sağlam), rabbani imam…”

Böyle şahısları Ebu Hanife taassubu öyle kör etmiş ki, kendilerini kahreden gerçeklerden (Ümmetin salih selefinin Ebu Hanife’nin sapık ve saptırıcı olduğu hususunda ittifakından) kaçmak için şahsıma saldırarak gerçeklerin üzerini örtebileceklerini sanıyorlar!

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)