Şeytanın resmi kanallarından olan Twitter'da, Muhammed Nasıruddin el-Konstantini diye birisi (14 Mart tarihinde) şöyle demiş:
“Ebu Muaz denen şahıs 85 tane sözde sahih rivayet! Koymuş…
Sahih olarak koyduğu rivayetlerden bir tanesi; Ebu Abdirrahman el-Mukri
rahimehullah dedi ki:
كان والله أبو حنيفة مرجئاً ودعاني إلى الإرجاء فأبيت عليه
“Allah’a yemin olsun, Ebu Hanife mürcie idi. Beni ircaya
davet etti, kabul etmedim.”
İsnadda meçhul ve tedlis
yapan raviler var. Senetteki Hasan b. el-Huseyn İbnu’l-Abbas en-Niali
işitmediği hadisleri işittim diye anlatır. Diğer ravi Ahmed b. Ali el-Ebbar
meçhul kimsedir.”
Evet, M. Emin Akın adlı mezhep mutaassıbı şahıstan “hocam”
diye bahseden el-Konstantini böyle diyor!
Cevap:
1- Ebu Hanife Hakkında Sahih Gerçekler adındaki çalışmamda,
Ebu Hanife hakkında yalnızca sahih olduğu tespit edilen rivayetleri zikrettim. El-Konstantini
sadece bir rivayeti eleştirmek için zikredebilmiş, o rivayeti eleştirebilmek
için de yalan söylemiş ve çarpıtma yapmıştır.
2- Söz konusu rivayet için kaynak olarak; Abdullah b. Ahmed’in
es-Sunne’sini (1/223) zikretmişim ve Şeyh Mukbil b. Hadi rahimehullah’ın
tashihine işareten O’nun Neşru’s-Sahife adlı kitabından (s.303, diğer baskı
s.230) yerini vermişim.
3- Abdullah b. Ahmed’in es-Sunne’sinde (1/223 no:386)
rivayetin isnadı ve metni şu şekildedir:
حَدَّثَنِي أَبُو الْفَضْلِ، نا إِبْرَاهِيمُ
بْنُ شَمَّاسٍ، نا أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمُقْرِئُ، قَالَ: «كَانَ وَاللَّهِ
أَبُو حَنِيفَةَ مُرْجِئًا وَدَعَانِي إِلَى الْإِرْجَاءِ فَأَبَيْتُ عَلَيْهِ
Görüldüğü gibi isnadda el-Konstantini’nin bahsettiği
ravilerin geçmesi söz konusu bile olamaz. İsnaddaki Ebu’l-Fadl; meşhur sika Abbas
ed-Devrî’dir. İbrahim b. Şemmas da es-Semerkandî’dir, sikadır. (bkz.: Hatib Tarih,
6/97) Şeyh Mukbil rahimehullah da isnadın sahih olduğuna hükmetmiştir. Ayrıca
İbn Adiy bu rivayeti el-Kamil’de (8/239); Abdullah b. Abdilhamid – İbn Ebi
Bezze – Abdurrahman el-Mukri isnadıyla da rivayet etmiştir. Yani rivayetin
sıhhatine leke getirecek herhangi bir durum söz konusu değildir. Anlaşılan o
ki, el-Konstantini, verdiğim kaynağa bakmak yerine Hatib el-Bağdadi’nin Tarih’inde başka bir isnada bakmış ve kusur bulmaya
çalışmıştır. Halbuki Hatib, Tarih'inde el-Ebbar yoluyla gelen bu rivayetin hemen ardından (13/380) diğer bir sahih isnadla (İbnu Rızkuye - Cafer el-Huldi - Muhammed b. Abdillah b. Suleyman el-Hadrami - isnadıyla) İbnu'l-Mukri'den aynısını rivayet etmiş, lakin el-Kostantini, tamamı sika raviler olan bu isnadı görmezden gelmiştir!
4- el-Kostantini, rivayet ilimlerinden hiç anlamadığı halde
biliyormuş gibi davranarak asıl tedlisi kendisi yapmaktadır. Verdiğim kaynağın
isnadında hiç yeri olmayan ravileri söz konusu ettiği yetmezmiş gibi sika bir
imam olan Ahmed b. Ali el-Ebbar’ın da meçhul olduğunu iddia etmiştir. el-Ebbar
gibi meşhur bir imama meçhul dediği için bilgi nakledeyim: Zehebi Siyeru A’lami’n-Nubela’da (13/443 no:218)
şöyle der: “Ebu’l-Abbas Ahmed b. Ali el-Ebbar; hafız, mutkin (sağlam), rabbani
imam…”
Böyle şahısları Ebu Hanife taassubu öyle kör etmiş ki, kendilerini
kahreden gerçeklerden (Ümmetin salih selefinin Ebu Hanife’nin sapık ve saptırıcı
olduğu hususunda ittifakından) kaçmak için şahsıma saldırarak gerçeklerin
üzerini örtebileceklerini sanıyorlar!