AKP'nin programını kim yazdı?
16 Temmuz 2021 Cuma
AKP'nin kurucularından olan CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener,
TBMM'deki odasında Independent Türkçe'den Can Bursalı'nın
sorularına cevap verdi.
Şener, "AKP kurulurken çok idealist davranmıştım. İyi
şeyler olsun, demokratikleşme, insan hakları, dünya ile barışık olsun, insanı
ile barışık olsun, ayrıştırma yapmasın, çağdaş demokratik değerler üzerinde
siyaset yapsın istemiştim. Hatta hep söylerim, 'partinin programını ben yazdım'
diyebilirim." dedi.
Şener, "Şu anda AKP'nin izlediği siyaset baştan sonra halen
hiçbir kelimesi değişmemiş olan parti programına tam terstir. Şimdi açın bakın
AKP'nin programına, ana özü itibarıyla çağdaş demokratik değerlere vurgu yapan
bir parti programıdır." ifadelerini kullandı.
***
Konu, AKP'nin programı olunca ve Abdüllatif Şener de "Ben
yazdım" deyince bazı hatırlatmalarda bulunmam ve Şener'e bazı
sorular sormam gerekir.
AKP kurulmadan kısa bir süre önce, şimdi hayatta olmayan değerli bir
şahsiyet, New York'tan bir lobi şirketi üzerinden Tayyip Erdoğan'a
gizli bir belge gönderildiğini, belgenin kendisine AKP içinden ulaştırıldığını
bildirdi. Belge, 3.5 sayfalık İngilizce bir metindi ve en önemli ifadesi, "Küreselleşme
şehirleşme demektir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli
hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır.
Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir" şeklindeydi. Belgeyi
veren kişi güvenilirdi ama ikinci bir kaynaktan doğruluğunu teyit etmek
gerekiyordu. Bu sebeple yayınlamakta tereddüt ediyordum. Derken AKP kuruldu ve
parti programını inceledim ki ne göreyim; ABD'den CFR kaynaklı olarak
gönderilen 3.5 sayfalık gizli belge, giriş bölümündeki yerel yönetimlere
otonomi vermekle ilgili ifade dışında olduğu gibi parti programına alınmıştı!
Gazeteci büyüğümüz Rahmi Turan'ın bir zamanlar Günaydın
gazetesinde yayınladığı sebze meyve fiyatlarını bir önceki dönemle kıyaslayan
tablolar gibi bir çalışma yaptım. Parti programındaki ifadelerle,
memorandumdaki ifadeleri tablo olarak verdim ve 26 Ağustos 2001 tarihli Büyük
Kurultay'da yayınladım. Aradan 20 yıl geçti, kimse bu habere ciddi bir itirazda
bulunamadı. Çünkü belgeliydi.
***
Şimdi Abdüllatif Şener, "AKP'nin programını ben
yazdım diyebilirim" diyor! Kamuoyunun önünde soruyorum:
-Sayın Şener, AKP programının temelini ABD'den gönderilen gizli belge
oluşturduğuna göre siz geri kalan bölümlerini mi yazdınız? Bu konuyu açıklamanız
gerekir.
Programın kelimesi bile değiştirilmemiştir, çünkü ana metni ABD'den
gönderilmiştir! AKP, programına aldığı Amerikan dayatmalarını, "devlet
reformu" adı altında uygulamaya; küresel güçlere verdiği sözü
tutmaya çalıştı. Sonunda tek adam yönetimine de geçtiler. AKP'yi destekleyen iş
adamları, "Artık devletler değil, şehirler ve bölgeler
yarışacak" diyebiliyor. İşte hepsi bu programda var!
Grafen konusunda bir düzeltme…
İspanyol Prof. Dr. Pablo Campra Madrid'in analizini yayınlamış
ve "mRNA aşılarının içinde yüzde 99'u grafen var" verisini
paylaşmıştım. Takipçilerden Mustafa Saraç'ın uyarısıyla gördüm ki
böyle bir ifade analizde yok.
Gerçi analiz, baştan aşağı mRNA aşısında grafen oksitin varlığını
gösteriyor. RD1 dediği aşı numunesinden alınan örnekler ile grafen
fotoğraflarını kıyaslıyor ve "grafen vardır" diyor. "Mikroskobi
kesin kanıt sayılamasa da güçlü kanıttır ve karakterizasyon analizi bunu
tamamlar" diyor. Peki nereden çıktı bu "yüzde
99" öyleyse?
Analizi tercüme eden Türk profesörün, "yüzde 99.9 ihtimalle
mRNA aşılarında grafen var" demek istediği anlaşılıyor.
Fakat "yüzde 99.9 grafen var" diye analizden
ne anladığını yazınca ben de yazdığı gibi anlamışım. Sonuçta İspanyol profesör,
bu aşılarda grafen bulunduğunu söylüyor. Grafen ise sensör işlevi de gören bir
ürün!
Peki ne sakıncası vardı AKP programının?
17 Temmuz 2021 Cumartesi
"AKP'nin programını ben yazdım diyebilirim" sözleri
üzerine, "Sayın Şener, AKP programının temelini ABD'den
gönderilen gizli belge oluşturduğuna göre siz geri kalan bölümlerini mi
yazdınız?" diye soru yönelttiğim CHP Konya Milletvekili Abdüllatif
Şener aradı ve konuyla ilgili bilgi verdi.
Şener, "Bize o dönemde, öneri olarak çok sayıda belge
geldi. Vatandaşlardan da öneriler vardı. Bütün bu belgeler, beş ayrı heyetten
geçti. Hepsinin üyeleri farklıydı ama beşinde de başkanlığı ben üstlendim.
Program taslakları, Bilkent Otel'de, Başkent'in otelinde, Uludağ'da,
Afyonkarahisar'da İkbal Otel'de yapılan toplantılarda muhtemel kurucularla
tartışıldı. Uludağ'daki toplantıda şimdi İYİ Parti'de olan bir arkadaş da
vardı.
Çok farklı kişilerin oluşturduğu heyetler vardı. Hepsinde toplantıları ben
yönettiğim için 'ben yazdım diyebilirim' diyorum.
Değişik yerlerden gelem program taslakları da vardı. Yalnız hiç İngilizce
bir metin yoktu. Ben şimdi de programa bakıyorum, Yanlış bir şey göremiyorum.
Sizce sakıncalı bölümü neresi?" diye konuştu.
***
Ben de 20 yıl önce yazdığım konuyu hatırlatarak ABD'den gönderilen
metindeki ifadelerin programa hemen hemen aynı ifadelerle geçirildiğini, bu
maddelerin yerel yönetimlere özerklik vermenin alt yapısını oluşturmaya dönük
olduğunu, sakınca olarak bunu gördüğümü belirttim.
Şener, "Bize gelen metinler arasında müstakil program
taslakları da vardı. Hatta bir metni, bir kamuoyu araştırma şirketi göndermişti.
Bu metinle ilgili toplantıya Tayyip Erdoğan da katılmıştı ama tartışmadan sonra
o metni tamamıyla bir tarafa bırakmıştık. Ortaya çıkan program metni ise cümle
cümle tartışılmıştır. Program 50 sayfa kadar vardır. Tabii sizin bahsettiğiniz
3.5 sayfalık belge de Türkçe'ye çevrilerek bize gönderilmişse bunu bilemem.
Yalnız ben programda yanlış bir şey görmedim." dedi.
Bunun üzerine, 20 yıl önce konuyla ilgili yaptığım incelemeyi, yani ABD'den
CFR destekli Bakkallı adlı lobi şirketi üzerinden gönderilen memorandum
başlıklı belgeyi AKP programı ve tüzüğündeki maddeler ile kıyasladığım yazımı
kendisine göndermeyi önerdim. Şener, e.posta adresini verdi ve o
metni kendisine ilettim.
***
Peki ne gibi sakıncalar vardı programda?
Birkaç örnek vereyim… Kurucular Kurulu kitabının 8'inci sayfasında "Partimiz
merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür" denilmektedir.
Kurucular Kurulu kitabının 11'inci sayfasında da "Partimiz
küreselleşmenin gerektirdiği yapısal dönüşümlerin kaçınılmazlığını ve en az
maliyetle gerçekleştirilmesini savunur" denilmektedir...
12'nci sayfada, "Partimiz, eğitim hizmetlerinin
yerelleşmesinden ve özelleştirilmesinden yanadır" ifadesi
vardır.
Programın 35'inci sayfasındaki, "Çağımız bir yönüyle
küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet
sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağdır" ifadesi,
ABD'den gönderilen metinden alınmıştır.
Programın 35'inci sayfasındaki, "Partimiz, Avrupa Yerel Yönetimler
Özerklik Şartına uygun olarak, anayasal sistemimize yerel yönetim hakkının
dahil edilmesini sağlayacaktır. Yerel yönetimlerin yargı yoluna gidebilme hakkı
dahil ilgili tüm düzenlemeleri gerçekleştirecektir" denilmektedir.
Parti programının 41'inci sayfasında, zaten özel eğitim kurumları ile iyice
sakatlanmış bulunan eğitimde Tevhidi Tedrisat'ın kaldırılacağı, küreselleşme
odaklarının şehir devletleri planı gereği gibi fakat aşama aşama uygulanacağı
şu ifadelerle belirtilmektedir:
"Temel eğitim hizmetlerinin verilmesi, pilot uygulamalarla merkezi
idarenin taşra birimlerine ve yerel yönetimlere aktarılacaktır."
***
AKP Kurucular Kurulu, AKP Programı ve AKP Tüzüğü'nden yaptığım bu
alıntılar, Erdoğan'a gönderilen memorandumdaki, "Küreselleşmenin
bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve millî
hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezî olmaktan çıkarmak zorundadır.
Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir" dayatmasıyla
örtüşmektedir...