Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

2 Ağustos 2021 Pazartesi

Din Düşmanlarının Saldırılarına Karşı Virdler

 

Es-Seyfu’l-Bettar Alâ Aduvvi’d-Dini Min Sahihi’s-Sunneti’n-Nebiyyi’l-Muhtâr

Din Düşmanlarının Saldırılarına Karşı Virdler

Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbadî


Hutbetu’l-Hâce

بسم الله الرحمن الرحيم

Şüphesiz hamd yalnız Allah'adır. O'na hamd eder, O'ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidayet verdiğini kimse saptıramaz. O'nun saptırdığını da kimse doğru yola iletemez. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka ibadete layık hak ilâh yoktur. O, bir ve tektir, O'nun ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve Rasûlüdür.

Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekirse öyle korkun ve siz ancak Müslümanlar olarak ölünüz.” (Al-i İmran; 102)

Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da eşini var eden, her ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinizden korkun. Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık bağlarını kesmekten de sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir gözetleyicidir.” (en-Nisâ; 1),

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve dosdoğru söz söyleyin. O da amellerinizi lehinize olmak üzere düzeltsin, günahlarınızı da mağfiret etsin. Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşla kurtulmuş olur.” (el-Ahzâb; 70-71)

Bundan sonra, Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah’ın Kelam’ı, yolların en hayırlısı Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem’in yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlarıdır. Her sonradan çıkarılan şey bid’attir ve her bid’at sapıklıktır. Her sapıklık da ateştedir.

Son günlerde paganist kâfirler, cahiliyyenin “bulaşıcı hastalık” hurafesini hortalatarak pandemi yalanlarıyla İslâm ehlinden de birçok kimseyi aldatmış ve kendi saflarına katmışlar, maske, mesafe, aşı gibi küfrî dayatmalarını yoğunlaştırarak iman ehline hayatı zorlaştırmışlardır. Kâfirlerin dünyayı kuşatan bu hilelerine karşı Allah’tan yardım istemekten başka bir yol bırakmamışlardır.

Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çokça zikredin ki kurtulasınız!” (Enfal 45)

Bu yüzden ben de, kahir ekseriyeti kâfirleşen dünya halkı arasında oldukça küçük bir azınlık kalan müslüman kardeşlerimin, günlük olarak vird edinip okumaları, böylece Allah Azze ve Celle’den yardım talep etmeleri için bu risaleyi hazırladım ve adını da “es-Seyfu’l-Bettar Ala Aduvvi’d-Dini Min Sahihi’s-Sunneti’n-Nebiyyi’l-Muhtâr” (Seçilmiş Nebi’nin sahih sünnetinden, din düşmanlarına karşı keskin kılıç) koydum.

Bu zamanlar, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in haber verdiği gibi, ancak boğulmak üzere olan kimsenin yaptığı dua gibi dua edenlerin kurtulabilecekleri zamanlardandır. Allah Azze ve Celle’den bu vird kitabını, mü’minlerin kurtuluşuna vesile kılmasını dilerim.


 

Kâfirlere Karşı Allah’tan Yardım İstemek

 ( رَبَّنَا لا تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا رَبَّنَا وَلا تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْراً كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا رَبَّنَا وَلا تُحَمِّلْنَا مَا لا طَاقَةَ لَنَا بِهِ وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلانَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ )

Rabbimiz, unutur veya yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceği şeyi bize taşıtma! Bizden affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim mevlâmızsın, kafirler topluluğuna karşı bize yardım et!..” (Bakara 286)[1]

 ( رَبّنا انْصُرْنا عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِدِينَ )

Rabbimiz! Şu fesatçılar topluluğuna karşı bize yardım et!” (Ankebut 30. Ayetinden iktibas)

رَبَّنَا أعنّا ولا تُعِنْ عَلَينا وانصُرْنا ولا تَنْصُرْ عَلَينا وامكُرْ لنا ولا تَمْكُرْ عَلَينا واهدنا ويَسِّر الهُدَى إلينا وانصُرْنا على من بَغَى عَلَينا

Rabbimiz bize yardım et, bize karşı onlara yardım etme! Bizi destekle, bize karşı onları destekleme! Bizim lehimize tuzak kur, aleyhimize tuzak kurma! Bizi hidayet et ve hidayeti bize kolaylaştır. Bize karşı taşkınlık edenlere karşı bize destek ol.”[2]

اللَّهُمَّ مُنْزِلَ الْكِتَابِ {مُجْرِىَ السَّحَابِ} سَرِيعَ الْحِسَابِ {هَازِمَ الأَحْزَابِ} اللَّهُمَّ اهْزِمِ الأَحْزَابَ اللَّهُمَّ اهْزِمْهُمْ وَزَلْزِلْهُمْ {وَانْصُرْنَا عَلَيْهِمْ}

Allah’ım! Kitabı indiren, bulutları yürüten, hesabı çabuk gören, grupları hezimete uğratansın, Allah’ım! Düşman gruplarını hezimete uğrat! Allah’ım! Onları hezimete uğrat, onlara zelzeleler ver, onlara karşı bize yardım et.”[3]

اللّهُمّ انْصُرْنا عَلَى مَنْ يَظْلِمُنا وخُذْ مِنْهُ بِثَأْرِنا

Allah’ım! Bize zulmedenlere karşı bize yardım et ve onlardan bizim intikamımızı sen al!”[4]

اللّهُمّ انْصُرْنا عَلَى عَدُوِّنا وَأَرِنا فيه ثَأْرِنا

Allah’ım düşmanlarımıza karşı bize destek ol ve bize bu konuda intikamını göster.”[5]

اللَّهُمَّ قَاتِلِ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ يَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِكَ وَيُكَذِّبُونَ رُسُلَكَ ولا يؤمنون بوَعْدِكَ اللَّهُمَّ خالِفْ بين كلمتهم وأَلْقِ في قلوبِهِمُ الرعبَ وَاجْعَلْ عَلَيْهِمْ رِجْزَكَ وَعَذَابَكَ إِلَهَ الْحَقِّ اللَّهُمَّ قَاتِلْ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ

Allah’ım! Senin yolundan alıkoyan, rasullerini yalanlayan, vaadine inanmayan kâfirleri katlet! Allah’ım! Onların söz birliklerini dağıt, kalplerine korku at, cezalandırman ve azabını onların aleyhine kıl ey hak olan ilah! Allah’ım! Kendilerine kitap verilen kâfirleri öldür!”[6]

اللَّهُمَّ إِنِّي نعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَغَلَبَةِ الْعَدُوِّ وَشَمَاتَةِ الْأَعْدَاءِ

 Allah’ım! Muhakkak ki bizler borcun galebesinden, düşmanların galip gelmesinden ve düşmanların dalga geçmelerinden sana sığınıyoruz!”[7]

اللَّهُمَّ إني أعُوذُ بِكَ أنْ أمُوتَ فِي سَبِيلِكَ مُدْبِراً

 Allah’ım! Muhakkak ki ben senin yolundan yüz çevirmiş olarak ölmekten sana sığınırım.”[8]

( رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْراً وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ)

Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, ayaklarımıza sebat ver ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!” (Bakara 250)

( رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ )

Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki hatalarımızı bağışla, ayaklarımızı sabit kıl ve kâfirler toplumuna karşı bize yardım et!” (Al-i İmran 147)

Düşmandan Korkulduğu Zaman Söylenecek Şeyler

 ( حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ )

Allah bize yeter, o ne güzel vekildir.” (Al-i İmran 173)

Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

 ( إِنَّمَا ذَلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءَهُ فَلَا تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ)

İşte o şeytandır ki ancak kendi velilerini korkutur; eğer mü’min iseniz onlardan korkmayın, benden korkun!” (Al-i İmran 175)

Düşmanlar Tuzak Kurduğu Zaman Söylenecek Şeyler

 ( وَأُفَوِّضُ أَمْرِي إِلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِ )

Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.” (Mu’min/Gafir 44)

Düşmanlar Öldürmek İstediği Zaman Söylenecek Şeyler

 ( رَبِّ نَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ )

Rabbim! Beni zalimler topluluğundan kurtar.” (Kasas 21)

Bir Yola Girince Söylenecek Şeyler

 ( عَسَى رَبِّي أَنْ يَهْدِيَنِي سَوَاءَ السَّبِيلِ )

Umarım, Rabbim beni doğru yola iletir” (Kasas 22)

Düşmanların Sayısı Çok, Müslümanların Sayısı Az Olduğu Zaman Söylenecek Şeyler

 ( رب إني مَغْلُوبٌ فَانْتَصِرْ )

Rabbim! Muhakkak ki ben yenik düştüm, bana yardım et.” (Kamer 10)

Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

(كَمْ مِنْ فِئَةٍ قَلِيلَةٍ غَلَبَتْ فِئَةً كَثِيرَةً بِإِذْنِ اللَّهِ وَاللَّهُ مَعَ الصَّابِرِينَ )

Nice az olan topluluk Allah’ın izniyle çok olan topluluğu yenmiştir; çünkü Allah sabredenlerle beraberdir!”” (Bakara 249)

 ( أَلا إِنَّ نَصْرَ اللَّهِ قَرِيبٌ )

Dikkat edin! Muhakkak ki Allah’ın yardımı yakındır.” (Bakara 214)

Düşman Topluluğu Görülünce Söylenecek Şeyler

 ( هَذَا مَا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَصَدَقَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ )

Bu Allah’ın ve rasulünün bize vaad ettiğidir! Allah ve rasulü doğru söylemişlerdir.” (Ahzab 22)

Kâfirlere Karşı Müslümanların Şiarı

حم لَا يُنْصَرُونَ

Hâ Mîm, Onlar yardım görmezler!”[9]

Kâfirler Bir Ülkeye Musallat Oldukları Zaman Söylenecekler

 ( عَلَى اللَّهِ تَوَكَّلْنَا رَبَّنَا لا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ مِنَ الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ)

Biz yalnızca Allah’a tevekkül ettik. Rabbimiz, bizi zulmeden bir kavim için bir fitne kılma ve rahmetinle bizi o kâfirler topluluğundan kurtar.” (Yunus 85-86)

Düşmanla Karşı Karşıya Gelince Söylenecek Şeyler

اللّهُمَّ أَنْتَ عَضُدُنا وَأَنْتَ نَصيرُنا بِكَ نحولُ وَبِكَ نصولُ وَبِكَ نقاتِل

Allah’ım! Sen bizim destekçimizsin, sen bizim yardımcımızsın. Senin adınla hamle yapar, senin yardımınla saldırır ve senin adınla savaşırız.”[10]

Korku Anında ve Kâfirlerin Şerri Yaklaştığı Zaman Söylenecek Şeyler

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ

 Allah’tan başka ibadete layık hak ilah yoktur.”[11]

Bir Topluluktan Korkulduğu Zaman Söylenecekler

اللّهُمَّ إِنا نَجْعَلُكَ في نُحورِهِم وَنَعوذُ بِكَ مِنْ شُرورِهمْ

Allahım! Senin, onların karşısına dikilmeni istiyoruz. Onların şerlerinden sana sığınıyoruz" [12]

Kâfirler Müslümanları Kuşatıp Öldürmek İstedikleri Zaman Söylenecekler

اللَّهُمَّ اِكْفِنَاهمْ بِمَا شِئْتَ

Allah’ım! Dilediğin şekilde bizim için onlara karşı kâfî gel.”[13]

Büyüklenen Kâfirlere Karşı Bedduâ

اللَّهُمَّ مَزِّقْهُم كُلّ مُمَزَّق

 Allah’ım! Onları paramparça et.”[14]

Kâfirler Müslümanları Allah Azze ve Celle’ye İtaatten Alı Koyunda Söylenecekler

مَلأَ اللَّهُ بُيُوتَهُمْ وَقُبُورَهُمْ نَاراً

Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun!”[15]

Kâfirlerin Bölgesine Girince Söylenecekler

اللَّهُ أَكْبَرُ خَرِبَتْ [خَيْبَرُ] إِنَّا إِذَا نَزَلْنَا بِسَاحَةِ قَوْمٍ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَرِينَ

Allah en büyüktür. (Hayber)[16] harab olsun! Muhakkak ki biz bir kavmin sahasına inersek uyarılanların sabahı ne kötü olur!”[17]

Müslümanlara Hakaret ve Eziyet Edenlere Beddua

اللَّهُمَّ سَلِّطْ عَلَيْهِ كَلْبًا مِنْ كِلَابِكَ

Allah’ım! Ona köpeklerinden bir köpeği musallat et.”[18]

اللَّهُمَّ عليك بـ[الكافرين] (ثلاثا) اللَّهُمَّ عليك بـ فلان وفلان

Allah’ım! Kâfirleri sana havale ediyorum. (Üç defa) Allah’ım falan ve filanı sana havale ediyorum. (Burada isimleri söylenir)”[19]

Kâfirler İlahlarıyla ve Dünyalarıyla Övündükleri Zaman Söylenecekler

اللَّهُ أَعْلَى وَأَجَلُّ اللَّهُ مَوْلاَنَا وَلاَ مَوْلَى لَكُمْ

Allah daha üstün ve daha yücedir. Allah bizim mevlâmızdır, sizin ise mevlânız yoktur.”[20]

Allah’tan Şehadet İstemek

اللَّهُمَّ ارْزُقْنِي شَهَادَةً فِي سَبِيلِكَ

Allah’ım! Beni senin yolunda şehit olmakla rızıklandır.”[21]

Düşmanla Karşılaşınca Allah’tan Yardım İstemek

اللَّهُمَّ آتنا مَا وَعَدْتَنا اللَّهُمَّ أَنْجِزْ لنا مَا وَعَدْتَنا اللَّهُمَّ إِنْ تَهْلِكْ هَذِهِ الْعِصَابَةُ مِنْ أَهْلِ الإِسْلاَمِ لاَ تُعْبَدْ في الأَرْضِ

Allah’ım! Bize vaad ettiğini bize ver! Allah’ım! Bize vaad ettiğini gerçekleştir. Allah’ım! Eğer İslam ehlinden bu grup helak olursa bu yerde sana ibadet edilmez.” (Kıbleye dönüp eller açılarak söylenir)[22]

Müslümanların Beldeleri Kuşatıldığı Zaman Söylenecekler

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ و اللَّهُ أَكْبَرُ

Allah’tan başka ibadete layık hak ilah yoktur, Allah en büyüktür.”[23]

Esaret ve Sıkıntı Altındaki Müslümanlar İçin Duâ

 اللَّهُمَّ أَنْجِ فلان بن فلان اللَّهُمَّ أَنْجِ الْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ اللَّهُمَّ اشْدُدْ وَطْأَتَكَ عَلَى الكافرين اللَّهُمَّ اجْعَلْهَا {عليهم} سِنِينَ كَسِنِي يُوسُفَ

Allah’ım! (Falan oğlu filanı)[24] kurtar. Allah’ım! Zayıf düşürülen mü’minleri kurtar. Allah’ım! Kâfirlere[25] şiddete uğrar ve onları ez. Allah’ım! Onlara Yusuf (aleyhi's-selâm)’ın kıtlık seneleri gibi kıtlık ver.”[26]


 

Yardım ve Desteğinden Dolayı Allah’a Övgü

Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

 (يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ جَاءَتْكُمْ جُنُودٌ فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحاً وَجُنُوداً لَمْ تَرَوْهَا وَكَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيراً)

Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.” (Ahzab 9)

 ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اذْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ هَمَّ قَوْمٌ أَن يَبْسُطُواْ إِلَيْكُمْ أَيْدِيَهُمْ فَكَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنكُمْ وَاتَّقُواْ اللّهَ وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ )

Ey iman edenler! Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani bir topluluk üzerinize ellerini uzatmayı kastetmişti de onların ellerini sizden çekmişti. Allah’tan sakının! Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.” (Maide 11)

لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ أَعَزَّ جُنْدَهُ ونَصَرَ عَبْدَهُ وَغَلَبَ الأَحْزَابَ وَحْدَهُ فَلاَ شيء بَعْدَهُ

Allah’tan başka ibadete layık hak ilah yoktur. O birdir! Ordusunu aziz kılmış, kulunu desteklemiş, tek başına gruplara galip gelmiştir. Ondan sonra bir şey yoktur.”[27]

إِنَّ اللَّهَ قَدْ كَفَى وَأَحْسَنَ

Muhakkak ki Allah en güzel şekilde kâfî gelmiştir.”[28]

اللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ كُلُّهُ اللَّهُمَّ لاَ قَابِضَ لِمَا بَسَطْتَ وَ لاَ بَاسِطَ لِمَا قَبَضْتَ وَ لاَ هَادِيَ لِمَا أَضْلَلْتَ وَ لاَ مُضِلَّ لِمَنْ هَدَيْتَ وَ لاَ مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ وَ لاَ مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ وَ لاَ مُقَرِّبَ لِمَا بَاعَدْتَ وَ لاَ مُبَاعِدَ لِمَا قَرَّبْتَ اللَّهُمَّ ابْسُطْ عَلَيْنَا مِنْ بَرَكَاتِكَ وَرَحْمَتِكَ وَفَضْلِكَ وَرِزْقِكَ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ الْمُقِيمَ الَّذِي لاَ يَحُولُ وَ لاَ يَزُولُ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ يَوْمَ الْعَيْلَةِ وَالأَمْنَ يَوْمَ الْخَوْفِ اللَّهُمَّ إِنِّي عَائِذٌ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا أَعْطَيْتَنَا وَشَرِّ مَا مَنَعْتَ اللَّهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الإِيمَانَ وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِنَا وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ وَاجْعَلْنَا مِنْ الرَّاشِدِينَ اللَّهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ غَيْرَ خَزَايَا وَ لاَ مَفْتُونِينَ اللَّهُمَّ قَاتِلْ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ رُسُلَكَ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِكَ وَاجْعَلْ عَلَيْهِمْ رِجْزَكَ وَعَذَابَكَ اللَّهُمَّ قَاتِلْ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَهَ الْحَقِّ

Allah’ım! Hamdin tamamı sana aittir! Allah’ım! Senin genişlettiğini daraltacak yoktur. Senin daralttığını genişletecek yoktur. Senin saptırdığını hidayet edecek yoktur. Senin hidayet ettiğini saptıracak yoktur. Senin mani olduğuna verecek yoktur, senin verdiğine de mani olacak yoktur. Senin uzaklaştırdığını yakınlaştıracak yoktur, senin yakınlaştırdığını da uzaklaştıracak yoktur. Allah’ım! Bereketlerini, rahmetini, lütfunu ve rızkını üzerimize genişlet. Allah’ım! Senden değişmeyen ve yok olmayan kalıcı nimetleri istiyorum. Allah’ım! Senden yoksulluk gününde nimet, korku gününde güven istiyorum. Allah’ım! Bize verdiklerinin şerrinden ve bize vermediklerinin şerrinden sana sığınıyorum. Allah’ım! Bize imanı sevdir ve kalplerimizin zineti kıl. Küfrü, günahları ve isyanı bize sevdirme! Bizi doğru yola erişenlerden kıl. Allah’ım! Bizi müslümanlar olarak vefat ettir, bizi müslümanlar olarak yaşat ve bizi utanç söz konusu olmadan ve fitneye düşmeksizin salihler arasına kat. Allah’ım! Rasullerini yalanlayan ve senin yoluna engel olan kâfirleri katlet! Cezalandırmanı ve azabını onlar aleyhine kıl. Allah’ım! Kendilerine kitap verilen kâfirleri öldür!”[29]



[1] Bkz.: Sahihu Muslim (179, 129, 1339)

[2] Sahih. Ahmed (1/22) Ebû Dâvûd (1511, 5101) Nesâî Amelu’l-Yevm ve’l-Leyle (607) Tirmizî (3551) İbn Mâce (3830) İbn Hibbân (947-48) Hâkim (1/519-20) İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan

[3] Sahih. Buhârî (2775, 3889, 6029, 7051) Muslim (1741-42) Abdullah b. Ebi Evfa radiyallahu anh’den.

[4] Hasen. Tirmizî (2783)

[5] Sahih. Buhârî Edebu’l-Mufred (650) Hâkim (1/704, 2/154)

[6] Sahih. Ahmed (3/424) Rifa’a b. Rafi ez-Zurakî radiyallahu anh’den. İbn Huzeyme (1100) Abdurrahman b. Abd el-Karî radiyallahu anh’den.

[7] Sahih. Ahmed (2/173) Nesâî (5475, 5487) Abdullah b. Amr radiyallahu anhuma’dan.

[8] Sahih. Ebû Dâvûd (1552-53) Nesâî (5531-32) Ahmed (3/427) İbn Ebi Asım el-Cihad (269) Hâkim (1948) Ebu’l-Yeser radiyallahu anh’den.

[9] Sahih. Ahmed (4/65, 377) Tirmizî (1682) Ebû Dâvûd (2597) Nesâî Amelu’l-Yevm ve’l-Leyle (617) İbnu’l-Carud (1063) Hâkim (2/107) İbn Sa’d Tabakat (2/72) Abdurrazzak (9467) İbn Ebî Şeybe (14/414) el-Muhelleb b. Ebi Sufra, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından birinden rivayet etmiştir.

[10] Sahih. Tirmizî (3584) Ahmed (3/184) İbn Hibbân (4761) Ebû Ya'lâ (2904, 2949, 3133) Ebu Avane (4/217, 514) Ebû Dâvûd (2632) Nesâî el-Amel (604) Ziyâu'l-Makdisî el-Muhtâre (2360-62) Enes b. Malik radiyallahu anh’den.

[11] Sahih. Buhârî (3168, 3405, 6650, 6716) Muslim (2880) Zeyneb bt. Cahş radiyallahu anha’dan.

[12] Sahih. Ebû Dâvûd (1537) İbn Hibbân (4765) Ahmed (4/414) Tayalisi (524) Hâkim (2/145) Ebu Musa el-Eşarî radiyallahu anh’den.

[13] Sahih. Muslim (3005) Suheyb radiyallahu anh’den.

[14] Sahih. Buhârî (64, 2781, 4162, 6836) Ebu Avane (4/271) İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan.

[15] Sahih. Buhârî (5917, 4169, 3802, 2714) Muslim (627) Ali radiyallahu anh’den.

[16] Burada kâfirlerin şehrinin veya bölgesinin adı zikredilir ve bu dua eller kaldırılarak üç defa söylenir.

[17] Sahih. Buhârî (364, 585, 905, 2785, 2829, 3447, 3961, 3962, 3964) Muslim (1365) Enes b. Malik radiyallahu anh’den.

[18] Hasen. İbn Kanî Mu’cem (1188) Hâkim (3984) Ebu Akrab radiyallahu anh’den.

[19] Sahih. Buhârî (237, 498, 2776, 3014, 3641) Muslim (1794) İbn Mes’ud radiyallahu anh’den.

[20] Sahih. Buhârî (2874, 3817) Ebu Avane (4/323) el-Bera b. Azib radiyallahu anh’den.

[21] Sahih. Buhârî (1890) Malik (989) Ömer radiyallahu anh’den.

[22] Sahih. Muslim (1763) İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan.

[23] Sahih. Muslim (2920) Ebu Hureyre radiyallahu anh’den.

[24] Burada kurtulması için dua edilen kimsenin ismi söylenir.

[25] Burada kafir gruplar zikredilebilir.

[26] Sahih. Buhârî (771, 2774, 4322, 5847, 6030) Muslim (675)

[27] Sahih. Buhârî (3888) Muslim (2724) Ebu Hureyre radiyallahu anh’den.

[28] Sahih. Muslim (4706) Enes radiyallahu anh’den.

[29] Sahih. Ahmed (3/424) Buhârî Edebu’l-Mufred (699) Hâkim (1868, 4308) Nesâî Sunenu'l-Kubrâ (6/156) Bezzar (3724) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (4549) Beyhakî el-İtikad (s.152) Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ (10/127) İbn Ebi Asım es-Sunne (381) Rifa’a b. Rafi ez-Zurakî radiyallahu anh’den.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)