Ebu Muaz el-Çubukâbâdî
Abdullah b. Mes’ud radıyallahu anh “Kafirlerle ve
münafıklarla cihad et” ayeti hakkında şöyle dedi:
بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ
فَبِلِسَانِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ، وَلْيَلْقَهُ بِوَجْهٍ مُكْفَهِرٍ.
“Eliyle cihad eder, buna gücü yetmeyen diliyle, buna gücü
yetmeyen kalbiyle cihad eder ve asık surat gösterir.”Sahih mevkuf. İbn Ebi Hatim, Tefsir (7/333) Taberi
(14/358)
إِذَا لَقِيتَ الْفَاجِرَ فَالْقَهُ بِوَجْهٍ
مُكْفَهِرٍ
“Günahkar kimseyle karşılaştığında onu asık suratla karşıla” Sahih mevkuf. Taberani (9/112) Zehebî Mu’cemu’l-Latif
(39)
Diğer bir lafzı şöyledir: İbn Mesud radıyallahu anh dedi ki:
«إِذَا
كَانَ لَكَ جَارٌ فَاجِرٌ لَا تَسْتَطِيعُ لَهُ غَيْرًا فَالْقَهُ بِوَجْهٍ مُكْفَهِرٍّ»
“Eğer günahkar bir komşun olursa ve onu değiştirmeye (ıslah
etmeye) gücün yetmezse onu asık suratla karşıla” Sahih mevkuf. Hennad es-Seri, Zühd (1251) Vekî Zühd
(532)
İbn Mes’ud radıyallahu anh şöyle demiştir:
لَمَّا نَزَلَتْ: {يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ
جَاهِدِ الْكُفَّارَ وَالْمُنَافِقِينَ وَاغْلُظْ عَلَيْهِمْ} أُمِرَ رَسُولُ اللهِ
صَلى الله عَلَيه وَسَلم أَنْ يُجَاهِدَ بِيَدِهِ, فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ
بِوَجْهٍ مُكَفَهِرٍّ
“Ey Nebi! Kafirlerle ve münafıklarla cihad et” ayeti
indiği zaman Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem; el ile cihad etmesi, buna
gücü yetmezse onları asık suratla karşılamakla emrolundu.” Sahih. Beyhaki, Şuabu’l-İman (7/38)
İbn Mes’ud radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
تقربُوا إِلَى الله عز وَجل
ببغض أهل الْمعاصِي وألقوهم بِوُجُوه مكفهرة والتمسوا رضَا الله بسخطهم وتقربوا إِلَى
الله بالتباعد مِنْهُم
“Allah’a isyan bayrağı açanlara kalben kızmakla Allah’a
yakınlaşmaya çalışın. Onları asık yüzle karşılayın. Onlara kızmakla Allah’ın
rızasını arayın. Onlardan uzaklaşmakla Allah’a yakınlaşın.” Hasen ligayrihi. İbn Şahin et-Tergib (482) Deylemi
(2320) İbn Hacer, Garaibu’l-Multekita (el yazma no: 1234) Malik b. Migvel bunu
İsa aleyhi's-selâm’ın sözü olarak nakletmiştir: İbnu’l-Mubarek, ez-Zuhd (355)
Ahmed, Zühd (299)
Ebu Hazım Abdulgaffar b. el-Hasen – Abdulaziz b. Ebi Ravvad –
Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla: Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdu:
مَنِ انْتَهَرَ
صَاحِبَ بِدْعَةٍ مَلَأَ اللَّهُ قَلْبَهُ أَمْنًا وَإِيمَانًا، وَمَنْ أَهَانَ صَاحِبَ
بِدْعَةٍ أَمَّنَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْفَزَعِ الْأَكْبَرِ، وَمَنْ أَلَانَ لَهُ وَأَكْرَمَهُ
أَوْ لَقِيَهُ بِبِشْرٍ فَقَدِ اسْتَخَفَّ بِمَا أُنْزِلَ عَلَى مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Bidat sahibini red ve inkar eden kimsenin kalbini Allah
emniyet ve imanla doldurur. Bid’at sahibini aşağılayan kimseyi Allah büyük
korku gününde güvende kılar. Bid’at sahibine yumuşak davranıp ona ikramda
bulunan ve güleryüz gösteren kimse Allah’ın Muhammed (sallallahu aleyhi ve
sellem)’e indirdiğini hafife almış olur.” Hasen. Kudaî Musnedu Şihab (537) İsnadında Ebu Hazım
Abdulgaffar b. el-Hasen hakkında Ebu Hâtim: “sakınca yok” demiştir.
Ebu Nuaym’ın rivayetinde şu şekildedir:
مَنْ أَعْرَضَ عَنْ
صَاحِبِ بِدْعَةٍ بِوَجْهِهِ بُغْضًا لَهُ فِي اللهِ مَلَأَ اللهُ قَلْبَهُ أَمْنًا
وَإِيمَانًا وَمَنْ نَهَى عَنْ صَاحِبِ بِدْعَةٍ أَمَّنَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
الْفَزَعَ الْأَكْبَرَ وَمَنْ سَلَّمَ عَلَى صَاحِبِ بِدْعَةٍ وَلَقِيَهُ بِالْبُشْرَى
وَاسْتَقْبَلَهُ بِالْبُشْرَى فَقَدِ اسْتَخَفَّ بِمَا أَنْزَلَ اللهُ عَلَى مُحَمَّدٍ
صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Kendisine Allah için buğzederek bid’at sahibinden yüzünü
çeviren kimsenin kalbini Allah emniyet ve iman ile doldurur. Kim bir bid’at
sahibinden sakındırırsa Allah onu kıyamet gününde büyük korkudan emin kılar.
Bid’at sahibine selam veren ve onu güler yüzle karşılayıp, güler yüzle ona
yönelen kimse, Allah’ın Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e indirdiğini
hafife almıştır.”Ebu Nuaym Hilye (8/199) Hatib Tarih (10/263)
Diğer rivayetinde lafzı şu şekildedir:
مَنْ أَعْرَضَ بِوُجْهِهِ
عَنْ صَاحِبِ بِدْعَةٍ بُغْضًا لَهُ مَلَأَ اللَّهُ قَلْبَهُ أَمْنًا وَإِيمَانًا وَمَنِ
انْتَهَرَ صَاحِبَ بِدْعَةٍ آمَنَهُ اللَّهُ يَوْمَ الْفَزَعِ الْأَكْبَرِ وَمَنْ أَعَانَ
عَلَى صَاحِبِ بِدْعَةٍ رَفَعَهُ اللَّهُ فِي الْجَنَّةِ مِائَةَ دَرَجَةٍ وَمَنْ سَلَّمَ
عَلَى صَاحِبِ بِدْعَةٍ أَوْ لَقِيَهُ بِالْبِشْرِ أَوِ اسْتَقْبَلَهُ بِمَا يَسُرُّهُ
فَقَدِ اسْتَخَفَ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَى مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Kim kendisine buğzederek bid’at sahibinden yüzünü
çevirirse Allah onun kalbini emniyet ve imanla doldurur. Kim bid’at sahibini
reddederse Allah onu büyük korku gününde emin kılar. Kim bir bid’at sahibine
karşı yardım ederse Allah onun cennette yüz derecesini yükseltir. Kim bir bid’at
sahibine selam verirse veya onu güleryüzle karşılar ya da onu sevindirecek
şekilde yönelirse Allah Azze ve Celle’nin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e
indirdiğini hafife almıştır.” Herevî Zemmu’l-Kelâm (949) Hatib, Muvazzahu Evham (288) Hadisu
Ebi’l-Fadl ez-Zuhri (no:147) İbn Ebi’l-Muberred, Cem’u Cuyuşi’d-Desakir Ala İbn
Asakir (no: 46) Deylemi (5779) İsnadında bulunan el-Huseyn b. Halid hakkında İbn Main: “Sika
değil” dedi. İbn Adiy: “Hadislerinin geneli zayıf veya meçhul kimselerdendir”
demiştir. Ancak Huseyn b. Halid tek kalmamıştır.
Ebu Nuaym, el-Hilye’de (8/200)… İbrahim b. Edhem’in
arkadaşı; Muhammed b. Mansur ez-Zahid yoluyla Abdulaziz b. Ebi Ravvad – Nafi –
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan rivayet etmiştir…
İbn Asakir (54/199); …Muhammed b. Mansur - Abdulaziz b.
Muhammed ed-Deraverdi – Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla rivayet
etmiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
مَنْ أَرْعَبَ صَاحِبَ
بِدْعَةٍ مَلأَ اللَّهُ قَلْبَهُ يُمْنًا وَإِيمَانًا وَمَنِ انْتَهَرَ صَاحِبَ بِدْعَةٍ
أَمَّنَهُ اللَّهُ مِنَ الْفَزَعِ الأَكْبَرِ وَمَنْ أَهَانَ صَاحِبَ بِدْعَةٍ رَفَعَهُ
اللَّهُ فِي الْجَنَّةِ دَرَجَةً وَمَنْ لانَ لَهُ إِذَا لَقِيَهُ تَبَشُّشًا فَقَدِ
اسْتَخَفَّ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى مُحَمَّد
“Kim bir bid’at sahibini korkutursa Allah onun kalbini
bereket ve iman ile doldurur. Kim bir bid’at sahibi reddederse Allah onu büyük
korkudan emin kılar. Kim bir bid’at sahibini aşağılarsa Allah onun cennette bir
derecesini yükseltir. Kim onunla karşılaştığında yumuşak davranır ve güler yüz
gösterirse Allah’ın Muhammed’e indirdiğini hafife almıştır.”
Suyuti’nin Lealiu’l-Masnua’da (1/230) naklettiğine göre; Ebu
Nasr Ubeydullah b. Said b. Hâtim es-Secezî, el-İbane’de;… Abdulmecid b.
Abdulaziz b. Ebi Ravvad – babası – Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla
rivayet ediyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “
منْ
أعرض بِوَجْهِهِ عَن صَاحب بِدعَة رَفعه الله فِي الْجنَّة مائَة دَرَجَة وَمن سلم
عَلَى صَاحب بِدعَة ورحب بِهِ بالبشر فقد اسْتَخَفَّ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى
مُحَمَّد،
“Kim bir bid’at sahibinden yüzünü çevirirse Allah onun
cennette yüz derecesini yükseltir. Kim bir bid’at sahibine selam verir ve güler
yüzle onu rahatlatırsa Allah’ın Muhammed’e indirdiğini hafife almıştır.”