Kişinin Safların Arkasında Tek Başına Saf Olması
Şeyh Ebu Iyas Mahmud b. Abdillatif'in Camiu'l-Ahkami's-Salat kitabından (3/196 vd.) tercüme eden: Ebû Muâz el-Çubukâbâdî
Saflar tamamlanmışsa kişinin safların arkasında tek başına
namaz kılması caiz olur. Yanında saf oluşturması için önündeki saftan birini
çekmesi gerekmez. Tek başına namaz kılanın ön saftan birini çekmesini emreden
bütün hadisler zayıf ve delil getirmeye elverişli olmayan vâhî hadislerdir.
Mesela Vabisa radıyallahu anh’den şöyle rivayet edilmiştir: “Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem safların arkasında tek başına namaz kılan birini
gördü ve: “Ey tek başına namaz kılan! Saffı tamamlasan veya önden birini
yanında namaz kılması için çeksen olmaz mıydı? Namazını iade et!” buyurdu. Bunu
Beyhaki ve Taberani rivayet etmişlerdir. Beyhaki dedi ki: “es-Serî b. İsmail
zayıf olup bu rivayette tek kalmıştır.” İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan: “Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem saflar tamamlanmışken namaza gelen kimseye bir
kişiyi yanına çekmesini emretti.” Bunu Taberani rivayet etmiş olup, isnadı
hakkında Hafız İbn Hacer: “Vâh: çok zayıf” dedi. Ön saftan birini çekmeyi meşru
görenler arasında; Şafii, Ata ve İbrahim en-Nehai vardır. Bunu İbnu’l-Munzir
zikretmiştir.
Malik b. Enes, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Rahuye ve el-Evzaî
ise birini çekmeyi meşru görmediler. Sahih olan budur. Zira tamamlanmış saftan
birini çekmek saffı keser ve onda boşluk oluşturur. Bu ise caiz olmayıp
haramdır. Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma’dan: “Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
من
وصل صفاًّ وصله الله، ومن قطع صفاً قطعه الله
“Kim saffı birleştirirse Allah da onu birleştirir. Kim de
safı koparırsa Allah da onu koparır” Bunu Nesai, İbn Huzeyme, Ahmed, Ebu Davud
ve Hakim rivayet etmişlerdir.
Müslümanlar safları koparmakla değil, birleştirmekle
emrolunmuşlardır. Sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “…Size bir şey
emrettiğim zaman onu gücünüz yettiği kadar yerine getirin” buyurmuştur. Bunu
Buhari Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet etmiştir. Yine Müslim, Ahmed ve
Darekutnî de rivayet etmişlerdir. Bu (saflar tamam iken arkada tek başına saf
olmak) güç yetmeyen bir özür halidir. Şu
halde böyle olduğu zaman günah söz konusu değildir. namaz kılan kimse ön safta
boşluk bulamadığı zaman mazurdur, ona günah yoktur. Saffın arkasında tek başına
kıldığı namaz meşru ve sahihtir. Nitekim İbnu’l-Munzir; Hasen el-Basri, Malik,
el-Evzai, Şafii ve re’y ashabının; herhangi bir özürle sınırlamaksızın mutlak
olarak, tek başına namaz kılanın
namazının batıl olmayacağını söylediklerini nakletmiştir. Bizler ise bunu
mutlak olarak söyleyemeyiz. Ancak safların tamamlanmış olması sebebiyle safa
girmeye güç yetirememe haliyle kayıtlarız.
Ama saf tamamlanmış değilse, öndeki saffa dahil olmak
gerekir. Bu durumda safların arkasında tek başına namaz kılmak caiz değildir. Zira
asıl olan safların arkasında tek başına kılınan namazın batıl olmasıdır. Vabisa
b. Ma’bed radıyallahu anh’den:
أن
رجلاً صلى خلف الصف وحده، فأمره رسول الله - صلى الله عليه وسلم - أن يعيد الصلاة
“Bir adam safın arkasında tek başına namaz kıldı. Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem ona namazı iade etmesini emretti.” Bunu Tirmizi,
Ahmed ve İbn Mace rivayet ettiler. İbn Hibban ise şu metinle rivayet etmiştir:
إن
رسول الله - صلى الله عليه وسلم - رأى رجلاً يصلي خلف الصف وحده، فأمره فأعاد الصلاة
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem safın arkasında tek
başına namaz kılan birini gördü ve ona emretti, o da namazı iade etti.” Ebu
Davud da bunu “Ona namazı iade etmesini emretti” lafzıyla rivayet etmiştir.
Ali b. Şeyban’dan:
أن
رسول الله - صلى الله عليه وسلم - رأى رجلاً يصلي خلف الصف، فوقف حتى انصرف الرجل،
فقال رسول الله - صلى الله عليه وسلم -: استقبل صلاتك، فلا صلاة لرجلٍ فردٍ خلف الصف
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bir adamın safın
arkasında namaz kıldığını gördü ve adam namazı bitirinceye kadar bekledi.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem ona: “Namaza dön, safın arkasında tek başına
kılanın namazı yoktur” buyurdu. Bunu Ahmed, İbn Mace, İbn Huzeyme ve İbn Hibban
rivayet etmişlerdir. Safın arkasında tek başına namaz kılanın namazı batıldır.
Nassın açık ifadesinde geldiği gibi namazın iadesi gerekir.
Safa girmeden başlangıç tekbirini almak ve rüku etmek, sonra
bu halde yürüyerek safa girmek mekruhtur. Bilakis başlangıç tekbiri almak için safa
girmeyi beklemelidir. İmam selam verip namazdan ayrılınca da namazdan kaçırdığı
kısmı tamamlar. Lakin namazdan geri kalan kimse safa girmeden tekbir alıp rüku eder,
sonra safa girinceye kadar yürürse, bu sünnete aykırı olmakla beraber, namazı sahihtir.
Ebu Bekre radıyallahu anh, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem rükuda iken
(mescide) gelmiş, bunun üzerine safa girmeden rüku etmiş ve bu halde yürüyerek
safa girmişti. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Rüku edip
sonra safa yürüyen kimdi?” buyurdu. Ebu Bekre radıyallahu anh: “Bendim” dedi. Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah hırsını artırsın, bunu bir daha yapma”
buyurdu. Ahmed, Buhari, Nesai, Beyhaki ve Tahavi rivayet etmişlerdir. “Allah
hırsını artırsın, bunu bir daha yapma” sözü Ebu Bekre radıyallahu anh’ın
namazının kabul edilmiş ve sahih olduğuna delalet eder. Şayet batıl olsaydı ona
iade etmesini emrederdi. Ancak bu sünnete muhaliftir. “Bunu bir daha yapma”
sözünün manası budur. Ebu Bekre’nin namazının geçerli olduğu; Zeyd b. Sabit,
Abdullah b. Mesud, Abdullah b. ez-Zubeyr, Said b. Cubeyr, Ebu Seleme b.
Abdirrahman, Urve b. ez-Zubeyr, İbn Cureyc ve Ma’mer’den de rivayet edilmiştir.
Bunları İbnu’l-Munzir, el-Evsat’t zikretmiştir.