Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

3 Ağustos 2014 Pazar

Selefî Olduğunu İddia Eden Bid'atçilere Karşı Nasıl Tavır Alınır?

Selefî olduğunu iddia eden lakin
* ibadetlerden bir ibadet olan ilmî dersleri, mescidden ayrı olarak tahsis edilmiş binalar olan derneklerde yapan ve bu bid'ate davet eden,
* kadınların huzuruna, aralarında birbirlerini görmelerini engelleyen bir mani olmaksızın çıkıp ders veren, - zira "Her göz zina edicidir" buyrulmuştur. Erkeğin kadınları ve kadınların erkekleri görmesi hususunda yasak umumdur -
* böyle dersleri onaylayarak hanımlarını ve kızlarını bu derslere gönderen,
* haramlığında icma bulunduğu halde kadın erkek ihtilatına cevaz veren,
* kadının erkeklerin huzuruna çıkarak ders vermesini caiz gören,
* kadın davetçi bid'atini teşvik eden,
* fıtır sadakası hakkında rivayetlere rağmen re'yiyle fetva vererek bunun parayla çıkarılabileceğini söyleyen,
* felsefi yorumlarla kadının yanında mahremi olmadan yolculuk yapabileceğini söyleyen,
* Beşşar Esed bile olsa Müslüman olduğunu iddia eden kimselerin muayyen olarak kafir olduğunu iddia eden, münafıkları mürtet kabul eden, İslam devleti ve kadısı bulunmadığı halde muayyen şahısların tekfir edilmesi hakkında söz söyleyen, ilim ehli olmadığı halde bid'ate, muayyen şahısların bid'at ehli sayılmasına, helale, harama, hükmeden, cihad meselelerinde ilimsiz olarak konuşan, miting ve gösteri yürüyüşlerine cevaz veren
* oy kullanmaya cevaz veren, hatta bunu imanın gereği sayan,
* "önce tevhid" sözünü ittiba tevhidini savsaklamak için kullanan,
* sünnete uyarak amel edilmesini (namaz tekbirlerinde ellerin kaldırılmasını, güneş batınca iftar edilmesini, fecir doğuncaya kadar imsakın geciktirilmesini, çoraplara mesh edilmesini, namazların cem edilmesini, camilerde revatib namazların terk edilmesini, imamın arkasından amin derken sesin yükseltilmesini vb.) fitne gören,
* bid'at ehlinin reddedilmesinden ve aşağılanmasından rahatsız olan,
* video ve fotoğraf gibi haram kılınmış suretleri İslam'a davet adına kullanarak bid'at çıkaran,
* çocukların, birçok münker unsurlar bulunmasına rağmen devletin okullarına gönderilmesini caiz gören,
* akide ve menheclerinde bid'at ehline karşı velâ ve berâya hiç yer vermeyen, sünnet ehline karşı ise düşmanlık etmekten geri durmayan, fasık ve yalancıları tasdik eden,
* ahlaklarını yalan, ikiyüzlülük ve dalavere üzerine kuran, devlet istihbaratçılarıyla anlaşmalara girerek İslam davetini çarpık yönlendiren
* ilim ehlinin deliline tabi olmayı devre dışı bırakarak cahilleri ve bidât görüş sahiplerini sözcü kılan,
* Müslümanların genelini ilgilendiren meselelerde (tekfir, bid'at, cihad, fetva vermek gibi konularda) içtihat edebilecek konumda olmayan kimselerin doğrudan kitap ve sünnetten hüküm çıkarması gerektiğini iddia eden, Müslümanların ferdî kulluklarında ise içtihat etmeleri farz olduğu halde bu konuda alimleri taklid etmelerini emreden
* Kur'ân ve sünneti anlamada sahabe, tabiin ve onlara güzellikle tabi olanların menhecini gözetmeyen,  
* iftira ve haksızlık edeni cezalandırmayıp doğru söyleyeni cezalandıran,
* şahsî maslahatları için dinin maslahatlarını hebâ eden,
* insanları kendi şahsı için dostluk ve düşmanlık etmeye yönlendirip, şahsına gelen eleştirilerden dolayı sünnet ehlinden selamın kesilmesini emreden,
* kendilerine hüccet ulaşmamış toplumu tekfir ettikleri halde takiyye yaparak "cehalet mazerettir" diyen, lakin "bu topluma tevhidi ulaştırmak için bazı sünnetlerden taviz verilmeli ve bazı bidatlere karşı göz yumulmalı, yoksa şirk üzere ölecekler" diyen, böylece kendileri tekfirci oldukları halde; sünnet ehlinin bid'at ehline karşı uygulaması gereken velâ ve berâ esasını tekfircilik olarak lanse eden
* Dostluk ve düşmanlıklarını dernekler adına yapan, dernekler yoluyla bir nevi emirlik bid'atini ayakta tutan, yahut dernek adı altında olmasa dahi "emirlik" bid'atiyle amel eden,
* Bid'at ehlini, haricileri ve mürcieleri tevhid ehli olarak niteleyen
* Kitap ve Sünnet delilleri karşısında ilmî usul kurallarına muhalefet ederek sözü eğip büken, kelâm ve sözü köşeleterek bid'atlerini örtmeye çalışan
bütün bunlara rağmen "Selefî" olduklarını iddia eden fakat, bu ümmetin selefinin menheci neymiş diye sahabe, tabiin ve onlara güzellikle uyanların menheclerine hiç bakmayan kimselere karşı nasıl davranılır?
Aşağıda Şeyh Rebi'nin yağcı münafıklar ile cidden selefin menhecine uyanların bid'at ehline karşı tavırları arasındaki farkı ortaya koyan fetvasını yayınlıyorum:
 
Şeyh Rebi b. Hadi hafizehullah’a şöyle soruldu: “Bu zamanda bid’atçiye hecr etmenin (ona darılıp uzaklaşmanın) sınırları nelerdir? Onunla konuşmak, ona selam vermek ve hasta olduğu zaman ziyaret etmek gibi hakları yerine getirmek caiz midir?

Cevap: Hayır. Bid’atine çağıran bid’atçiye darılmak, bağları koparmak ve ondan sakınmak gerekir. Eğer had cezalarını uygulayan bir İslam devleti varsa, bid’at davetçilerinin şerrini engellemek için onları öldürür. Bu islam alimlerinin katında bid’ate davet edenin hükmüdür.

Soru:  Şeyhimiz! Hizipçiler bu bid’at davetçilerinden sayılır mı?

Şeyh Rebi: “Evet. O fitne davetçisidir. Batılı destekler ve onu savunur. Ona karşı nasıl sükut edilebilir! Mesela Kutbiyye (Seyyid Kutupçular), sünnete harp açan biri gelse ve habis tekfirci metodunu benimsese, hurafeci ve kabirci olsa dahi onu bir dost edinirler.

Hurafecilere dostluk eden bu Seyyid Kutupçuların birçok örnekleri vardır. Onlara kötülük olarak Seyyid Kutub’a dostluk etmeleri yeter. O, Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in ashabına ve Musa aleyhi's-selâm’a hakaret eden, hulul ve vahdeti vücud görüşünde olan bir kimsedir. Onlar kötülük ve bela ehlidirler.

Şu an İslam alemi Seyyid Kutub’un menhecine ve belasına uymaktadır. Cezayir’de, Afganistan’da ve her yerde olanları görüyorsunuz! Bu menhec pis bir menhecdir. Onlar yalan ve takiyye ehlidirler. Bununla beraber maalesef selefi olduklarını iddia etmektedirler.”

Kaynak: Şeyh Rebi b. Hadi el-Medhali’nin Fetvaları (1/307)

 

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)