Ebu Hureyre radiyallahu anh’den:
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ " كَانَ إِذَا صَلَّى رَفَعَ بَصَرَهُ إِلَى السَّمَاءِ فَنَزَلَتْ
{الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ} فَطَأْطَأَ رَأْسَهُ
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kıldığı zaman gözünü
semaya kaldırırdı. Bunun üzerine “Onlar namazlarında huşûludurlar” (Mu’minun
2) ayeti nazil oldu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de başını eğmeye
başladı.”[1]
Tabiinden bazılarından secde yerine bakılması hakkında maktu
rivayetler gelmiştir. Bu hadis dışında namazda bakılacak yer hakkında merfu bir
hadis sabit olmamıştır. Namazdaki oturuşlarda ise parmakla yapılan işarete
bakmak varid olmuştur:
Abdullah b.
ez-Zubeyr radıyallahu anhuma’dan:
إِذَا تَشَهَّدَ وَضَعَ يَدَهُ الْيُسْرَى
عَلَى فَخِذِهِ الْيُسْرَى وَوَضَعَ يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى فَخِذِهِ الْيُمْنَى وَأَشَارَ
بِأُصْبُعِهِ السَّبَّابَةِ لَا يُجَاوِزُ بَصَرُهُ إِشَارَتَهُ
“Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem teşehhüd yaptığı zaman sol elini sol dizine, sağ
elini sağ dizi üzerine koyar, işaret parmağıyla işaret ederdi. Gözleri
(bakışları) işaretini geçmezdi.”[2]
Rükû esnasında nereye bakılacağı hakkında ise merfu
hadislerde bir açıklama gelmediğinden bir önceki rivayetin genel ifadesiyle
amel edilir. Tabiinden Şureyk b. Abdillah rahimehullah’tan rükû esnasında
ayaklara bakılacağını söylediği rivayet edilmiştir. Lakin bu maktû rivayet,
dayanağı bilinmediği sürece ibadetlerde bir delil ifade etmez.
El-Elbani rahimehullah namazda secde yerine bakmak hakkında delil
getirdiği şu rivayet ise hem isnad bakımından çok zayıftır, hem de namaz hakkında
değildir:
Aişe radiyallahu anha’dan:
عَجَبًا لِلْمَرْءِ الْمُسْلِمِ إِذَا
دَخَلَ الْكَعْبَةَ كَيْفَ يَرْفَعُ بَصَرَهُ قِبَلَ السَّقْفِ يَدَعُ ذَلِكَ إِجْلَالًا
لِلَّهِ وَإِعْظَامًا دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْكَعْبَةَ
مَا خَلَفَ بَصَرُهُ مَوْضِعَ سُجُودِهِ حَتَّى خَرَجَ مِنْهَا
“Müslüman kimsenin Kâbe’ye girdiği zaman Allah Azze ve Celle
için saygı ve tazimi terk ederek gözünü tavan tarafına nasıl kaldırabildiğine
hayret ediyorum. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Kâ’be’ye girdiği zaman
çıkıncaya kadar gözünü secde yerinden ayırmadı.”[3]
Bu rivayetin isnadında Ahmed b. İsa b. Zeyd el-Lahmî’nin
zayıflığı şiddetlidir. İbn Adiy onun münker rivayetleri olduğunu söylemiş,
Darekutni “kuvvetli değil” demiştir. İbn Tahir onun yalancı olduğunu
söylemiştir. Nitekim Zehebi, Beyhakî’nin Sunen’ini tehzibinde: “Bu rivayet,
Ahmed b. İsa b. Zeyd et-Tinnisi’nin münker rivayetlerindendir” demiştir.[4]
El-Elbani rahimehullah rivayeti değerlendirirken bu ravinin durumunu dikkatten
kaçırmış, Hâkim’in “Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih“ demesini
onaylamıştır. Muhtemelen Buhârî ve Muslim ricalinden olan Ahmed b. İsa b.
Hassan el-Mısrî ile karıştırmıştır.
[1]
Muslim'in şartına göre sahih. Hâkim
(2/426) Beyhakî (2/283)
[2]
Muslim'in şartına göre sahih. İbn
Huzeyme (718) İbn Hibbân (5/271) Ahmed (4/3) Nesai (1275) Ebu Davud (990) Ebû
Ya'lâ (12/179)
[3]
Çok zayıf. İbn Huzeyme (3012) Hâkim (1/653)
Beyhakî (5/158) el-Elbani Aslu Sifati’s-Salat (1/231)
[4]
Zehebi el-Muhezzeb Fi İhtisari’s-Suneni’l-Kebir (8145)