Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

8 Ağustos 2023 Salı

Muhannesler/Kadınsı Tabiatliler Hakkında

 Muhannes (veya muhannis şeklinde de okunur): Konuşması, hareketleri ve davranışları konusunda kadınlara benzeyen kimsedir. Çirkinlik işlesin veya işlemesin bu isim kullanılır. Tehannis: naziklik ve yumuşaklık demektir.[1]

Âlimler dediler ki: “Muhannesler iki kısımdır:

Birincisi: Yaratılışında kadınsılık olup kendisini kadın gibi davranmaya zorlamayan, süslenmesi ve konuşmasında kadınları taklit etmeyendir. Bilakis Allah onu bu şekilde yaratmıştır. Bu kimse kınanamaz, günah veya ceza söz konusu değildir. Bu kimse mazurdur. Bunu kendisi tercih edip yapmamıştır.

İkincisi: Yaratılışında olmadığı halde kadınlar gibi görünmeye çalışan, konuşmasında ve süslenmesinde kendisini kadınlara benzetendir. Sahih hadislere hakkında lanet varid olanlar işte bunlardır.

Mesela İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan gelen rivayette şöyle demiştir:

لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ المُتَشَبِّهِينَ مِنَ الرِّجَالِ بِالنِّسَاءِ وَالمُتَشَبِّهَاتِ مِنَ النِّسَاءِ بِالرِّجَالِ

“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kadınlara benzemeye çalışan erkeklere ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlara lanet etti.”[2]

İlk kısımdakiler ise lanetlenmiş değillerdir. Şayet öyle olsalardı, az sonra açıklaması geleceği üzere Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bu kimselerin kadınların yanına girmelerine en başında izin vermezdi.[3]

Muhanneslerin Kadınların Yanına Girmelerinin Hükmü

Bu meselenin hükmüne geçmeden önce Nur Suresi 31. Ayetinde geçen “Gayri uli’l-irbe” kavramının açıklanması gerekir. Allah Azze ve Celle bu ayette şöyle buyurmuştur:

وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ أَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَلْيَضْرِبْنَ بِخُمُرِهِنَّ عَلَى جُيُوبِهِنَّ وَلَا يُبْدِينَ زِينَتَهُنَّ إِلَّا لِبُعُولَتِهِنَّ أَوْ آبَائِهِنَّ أَوْ آبَاءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ أَبْنَائِهِنَّ أَوْ أَبْنَاءِ بُعُولَتِهِنَّ أَوْ إِخْوَانِهِنَّ أَوْ بَنِي إِخْوَانِهِنَّ أَوْ بَنِي أَخَوَاتِهِنَّ أَوْ نِسَائِهِنَّ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُنَّ أَوِ التَّابِعِينَ غَيْرِ أُولِي الْإِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ أَوِ الطِّفْلِ الَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلَى عَوْرَاتِ النِّسَاءِ وَلَا يَضْرِبْنَ بِأَرْجُلِهِنَّ لِيُعْلَمَ مَا يُخْفِينَ مِنْ زِينَتِهِنَّ وَتُوبُوا إِلَى اللَّهِ جَمِيعًا أَيُّهَ الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Mümin kadınlara da söyle: “Gözlerini kıssınlar; namus ve iffetlerini korusunlar. Kendiliğinden görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini göstermesinler. Başörtülerini, yakalarının üzerine örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları, ellerinin altında bulunanlar, erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi gibi tâbi kimseler yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar.” Hep birden Allah'a tevbe edin ki ey mü’minler, kurtuluşa eresiniz.” (Nur 31)

İbn Kesir bu ayetin tefsirinde “Gayri uli’l-irbe” kavlini açıklarken şöyle demiştir: “Kadın­ların dengi olmayan, bununla birlikte akıllan zayıflamış ve kadınlara karşı şehvetleri ve düşünceleri kalmamış olan hizmetçiler kasdedilmektedir. İbn Abbâs radıyallahu anhuma bunların, şehveti olmayan burulmuş kimseler olduğunu söyler.”[4]

İbn Kesir’in İbn Abbas radiyallahu anhuma’ya nispet ettiği bu söz, İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan şu şekilde sabit olmuştur:

{أَوِ التَّابِعِينَ غَيْرِ أُولِي الْإِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ} فَهَذَا الرَّجُلُ يَتْبَعُ الْقَوْمَ وَهُوَ مُغَفَّلٌ فِي عَقْلِهِ لَا يَكْتَرِثُ لِلنِّسَاءِ وَلَا يَشْتَهِيهِنَّ

“Aklı kıt olup da topluma uyan, kadınları istemeyen ve onlara karşı şehveti olmayan kimseler demektir.”[5]

El-Hasen el-Basrî rahimehullah dedi ki:

أَوِ التَّابِعِينَ غَيْرِ أُولِي الْإِرْبَةِ مِنَ الرِّجَالِ قَالَ هُمْ قَوْمٌ طُبِعُوا عَلَى التَّخْنِيثِ فَكَانَ الرَّجُلُ مِنْهُمْ يَتْبَعُ الرَّجُلَ يَخْدُمُهُ لِيُطْعِمَهُ وَيُنْفِقَ عَلَيْهِ لَا يَسْتَطِيعُونَ غَشَيَانَ النِّسَاءِ وَلَا يَشْتَهُونَهُ

“Onlar kadınsılık tabiatinde olan kimselerdir. Onlardan bir adam bir adama hizmet etmek, yemek yedirmek ve infak etmek için tabi olur, kadınlarla ilişkiye güç yetiremez ve onlara şehvet de duymazdı.”[6]

Tavus rahimehullah dedi ki:

{غَيْرِ أُولِي الإِرْبَةِ} الأَحْمَقُ لاَ حَاجَةَ لَهُ فِي النِّسَاءِ

Gayri uli’l-irbe” (Nur 31) ayetinde kastedilen kadınlara bir ihtiyacı olmayan ahmak kimse demektir.”[7]

Bu ayetin manası hakkında birbirine yakın bu açıklamalar varid olmuştur.

İbn Abdilber bu konuda gelen açıklamaları şu sözüyle cem etmiştir: “Anlayışı olmayan, kadınların işlerine karşı bir arzusu olmayan kimse demektir.”[8]

Şevkânî ayette kastedilenin bu şekilde yorumlanmasına ve burada kastedilenin burulmuş kimse olduğuna dair görüşe itiraz etmiş ve şöyle demiştir: “Bilakis ayette kastedilen zahiridir. Onlar ev halkına tabi olan, kadınlara ihtiyaç hissetmeyen, hiçbir durumda kadınlara arzu duymayan kimselerdir. Bu özellikte olan kimseler bu kapsamdadır ve bunun dışındakiler ayetin kapsamı dışındadır.”[9]

Ez-Zeylaî ayeti müteşabih görmüş ve şöyle demiştir: “Sahih olanı, ayetin bu kısmının müteşabih olmasıdır. “Gözlerini yumsunlar” kavli ise muhkemdir. Biz buna tutunuruz.”[10]

Bu açıklamalardan sonra muhanneslerin kadınların yanına girmelerinin hükmü şu iki hadiste açıklanmaktadır:

Aişe radıyallahu anha’dan:

كَانَ يَدْخُلُ عَلَى أَزْوَاجِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مُخَنَّثٌ فَكَانُوا يَعُدُّونَهُ مِنْ غَيْرِ أُولِي الْإِرْبَةِ قَالَ فَدَخَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمًا وَهُوَ عِنْدَ بَعْضِ نِسَائِهِ وَهُوَ يَنْعَتُ امْرَأَةً قَالَ إِذَا أَقْبَلَتْ أَقْبَلَتْ بِأَرْبَعٍ وَإِذَا أَدْبَرَتْ أَدْبَرَتْ بِثَمَانٍ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَلَا أَرَى هَذَا يَعْرِفُ مَا هَاهُنَا لَا يَدْخُلَنَّ عَلَيْكُنَّ قَالَتْ فَحَجَبُوهُ

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımlarının yanına muhannes (kadın tabiatlı bir adam) giriyordu. Onu kadınlara ihtiyaç duymayanlardan sayıyorlardı. Derken bir gün o adam, hanımlarından birinin yanında iken Nebî sallallahu aleyhi ve sellem içeri girdi. Adam bir kadını niteleyerek şöyle diyordu:

“Geldiği zaman dörtle gelir, gittiği zaman sekizle gider.” Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Dikkat! Görüyorum ki; bu adam orada ne olduğunu biliyor! Sakın sizin yanınıza girmesin!” Artık onu (girmekten) men ettiler.”[11]

Umm Seleme radıyallahu anha’dan:

أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ عِنْدَهَا وَفِي البَيْتِ مُخَنَّثٌ فَقَالَ لِعَبْدِ اللَّهِ أَخِي أُمِّ سَلَمَةَ يَا عَبْدَ اللَّهِ إِنْ فَتَحَ اللَّهُ لَكُمْ غَدًا الطَّائِفَ فَإِنِّي أَدُلُّكَ عَلَى بِنْتِ غَيْلاَنَ فَإِنَّهَا تُقْبِلُ بِأَرْبَعٍ وَتُدْبِرُ بِثَمَانٍ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لاَ يَدْخُلَنَّ هَؤُلاَءِ عَلَيْكُنَّ

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Umm Seleme radıyallahu anha’nın yanında idi. Evde bir de muhannes (kadın tabiatlı bir adam) vardı. O, Umm Seleme radıyallahu anha’nın kardeşi Abdullah’a dedi ki:

“Ey Abdullah! Eğer yarın Allah Taif’in fethini nasip ederse ben sana Gaylan’ın kızını göstereyim. Zira o gelirken dört, giderken sekizdir.” Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Bunlar (muhannesler) siz kadınların yanlarına girmesinler.”[12]

Bu iki hadisten şunlar anlaşılmaktadır:

1- Eğer muhannes kişinin kadınlara bir ilgisi yoksa, aklı zayıf ve ebleh ise, onlardan kadınlara yönelik korkulan bir durum söz konusu değilse bunların, mahremleri olmasalar dahi kadınların yanına girmesinde sakınca yoktur. Çünkü ayette geçen  “Gayri uli’l-irbe” kapsamındadırlar.[13]

En-Nevevî şöyle demiştir: “Bu muhannes kimsenin mü’minlerin annelerinin yanına girmesi, bu hadisin varid olma sebebini açıklamaktadır. Çünkü onlar bu muhannesin gayri uli’l-irbeden olduğuna inanıyorlardı ve bu tür kimselerin onların yanına girmeleri mubahtır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bu muhannes kişiden bu sözleri işitince onun ayette kastedilenlerden değil de, ulu’l-irbeden olduğunu anladı ve kadınların yanına girmekten yasakladı.”[14]

Kurtubî dedi ki: “Mü’minlerin anneleri bu muhannes kişinin kadınların özelliklerinden bir şey bilmeyen bir kimse olduğunu sanıyorlardı ve ondan sakınmıyorlardı. Bunun sebebi, o kimsenin yaratılış ve tabiatındaki kadınsılık idi. Onu sadece bu şekilde biliyorlardı. Bu yüzden onu uli’l-irbeden saymıyorlardı.”[15]

2- Eğer muhannes kişinin ulu’l-irbe yani kadınlara erkekler gibi arzu duyan biri olduğu bilinirse böyle kimselerin kadınların yanına girmeleri hiçbir şekilde caiz değildir. Çünkü bu durumda bu kişiler ayette istisna edilen “gayri uli’l-irbe” kapsamında değil, ulu’l-irbe kapsamındadırlar.[16]

İbn Abdilber dedi ki: “Görmez misin, Gaylan’ın kızı kıssasında kadınların durumlarını anlayan muhannes kimseyi Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem kadınların yanına girmekten yasaklamış ve onu sürgün etmiştir.”[17]

Es-Serahsî dedi ki: “Muhannes hakkında görüşümüz şudur: Eğer muhannesin çirkin hareketleri varsa diğer erkekler gibidir, hatta fasıklardandır. Kadınlardan uzak tutulur. Ama yaratılışı icabı azalarında naziklik, dilinde kibarlık varsa, kadınlara şehvet duymuyorsa, çirkin hareketleri yoksa bazı şeyhlerimiz böyle kimselerin kadınların yanına girmesine izin vermişlerdir ve bu konuda muhannes kimsenin, söylediği sözü söyleyinceye kadar Mü’minlerin annelerinin yanına girmesini delil getirmişlerdir.”[18]

Görüldüğü üzere muhanneslerin kadınların yanına girmelerinin hükmü duruma göre değişmektedir.

Muhannesin kadınların yanına girmesi hususunda meydana gelen bu olaydan üç mana anlaşılmaktadır:

1- Bu muhannesin ulu’l-irbeden olmadığı zannedilmiş, sonra kendisinden erkeklerin kadınlar hakkında söyleyeceği türden bir söz meydana gelince bu zan ortadan kalkmış, onun ulu’l-irbeden olduğu anlaşılmıştır.

2- Bu muhannes kişi kadınların özelliklerini, güzelliklerini ve avretlerini erkeklerin yanında anlatmıştır. Nitekim kadınlara da başka bir kadını kocasına anlatması yasaklanmıştır. Peki ya erkeğin başka bir erkeğe bir kadını nitelemesi nasıl olur![19]

El-Muhelleb şöyle demiştir: “Bu kişi ancak erkeklerin kalplerini kadınlara karşı harekete geçiren böyle nitelemelerde bulunduğu için kadınların yanına girmekten yasaklanmıştır. Onun yasaklanması eşlerin insanlara nitelenmemesi içindir. Aksi halde hicabın (kadınlarla erkeklerin birbirlerini görmeyecek şekilde ayrılmalarının) anlamı ortadan kalkar.”[20]

3- Bu muhannes kimsenin kadınların bedenlerinden, birçok kadınların dahi haberdar olamayacağı şekilde haberdar olduğu ortaya çıkmıştır.[21]

İbn Hacer’in bu konuda çok güzel bir açıklaması vardır. Şöyle diyor: “Bu hadiseden kadınların güzellikleriyle fitneye düşecek kimselerden perdelenmesi/örtülmesi gerektiği anlaşılır. Bu hadis, şüpheye mahal olacak her işten uzaklaşmak konusunda bir asıldır.”[22]

Bazıları: “Bunlar siz kadınların yanına girmesin” hadisinden dolayı muhanneslerin mutlak olarak kadınların yanına girmesinin yasaklanması görüşünde olmuşlardır. Burada bütün muhanneslerin kadınlarda gördüklerini anlatma riskine ve muhanneslerin de kadınlar hakkında erkeklerin bildiği şeyleri bildiklerine işaret vardır.[23]

Yine bu konuda İbn Abbas radıyallahu anhuma’dan rivayet edilen şu hadisi delil getirmişlerdir:

لَعَنَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ المُخَنَّثِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالمُتَرَجِّلاَتِ مِنَ النِّسَاءِ وَقَالَ أَخْرِجُوهُمْ مِنْ بُيُوتِكُمْ قَالَ فَأَخْرَجَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فُلاَنًا وَأَخْرَجَ عُمَرُ فُلاَنًا

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lanet etti ve:

Onları evlerinizden çıkarın” buyurdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem falan adamı çıkardı, Ömer radıyallahu anh de falan kimseyi çıkardı.”[24]

Dediler ki: “Bu hadis, ilk hükmün yani Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in muhanneslerin kadınların yanına girmelerine dair izninin nesh olunduğunu gösteriyor.”[25]

Nevevi Nur Suresi 31. Ayetinde geçen “Gayri uli’l-irbe” kavlini tefsir ettikten sonra dedi ki: “Cinsel organı kesilmiş, hadım edilmiş, burulmuş, muhannes (kendini kadınlara benzeten) kimseler ve bunamış yaşlı kimseler diğer erkekler gibidir. Çoğunluğun görüşü budur.”[26]

Malikîler de bu meselede ihtilaf etmişlerdir.[27]

Bu görüşte olanların: “Bunlar siz kadınların yanına girmesin” hadisini delil getirmelerine şöyle cevap verilir: Burada kadınların güzelliklerini anlayan ve bundan dolayı haklarında fitneye düşmesinden korkulan kimselerin kadınların yanına girmesi yasaklanmıştır.[28]

İbn Abbas radıyallahu anhuma hadisindeki “Onları evlerinizden çıkarın” hadisini delil getirmelerine de şöyle cevap verilir:

Bu hadiste bütün muhannesleri kapsayan hüküm söz konusu değildir. Onların çıkarılmalarının emredilmesi, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in kadınların yanına girmekten yasakladığı muhannesin durumu gibi olabilir. Böyle bir ihtimal söz konusu olduğu zaman da nesih iddiası sahih olmaz.[29]

Allah en iyi bilendir.



[1] Bkz.: İbn Hacer Fethu’l-Bari (9/246) İbn Abdilber et-Temhid (8/290) İbn Manzur Lisanu’l-Arab (2/145)

[2] Sahih. Buhârî (5885)

[3] Bkz.: Nevevi Şerhu Sahihi Muslim (14/336)

[4] Tefsiru İbn Kesir (3/296)

[5] Hasen. Taberî Tefsir (17/267) İbn Ebî Hâtim Tefsir (8/2578) Beyhaki (7/96)

[6] Sahih. İbn Abdilber et-Temhid (8/290) Begavi Tefsir (6/35)

[7] Sahih. Buhârî (3/30) Taberî (17/269) Abdurrazzak Tefsir (3/57, 58)

[8] İbn Abdilber et-Temhid (8/291)

[9] Fethu’l-Kadir (4/36)

[10] Zeylaî Tebyinu’l-Hakaik (7/47)

[11] Sahih. Muslim (2181) Ebû Dâvûd (4107) Ahmed (25700)

[12] Sahih. Buhârî (5887, 4324) Muslim (2180) Ebû Dâvûd (4929) İbn Mace (1902, 2614) Ahmed (27023, 27234)

[13] Bkz.: İbn Abdilber et-Temhid (8/289) İbn Kudame el-Mugni (2/1634)

[14] Nevevi Şerhu Sahihi Muslim (14/336)

[15] Kurtubi el-Mufhim (5/515)

[16] Bkz.: İbn Abdilber et-Temhid (8/289) İbn Kudame el-Mugni (2/1634)

[17] Et-Temhid (8/290)

[18] El-Mebsut (10/158)

[19] Bkz.: Nevevi Şerhu Sahihi Muslim (14/336)

[20] İbn Hacer Fethu’l-Bari (9/247)

[21] Nevevi Şerhu Sahihi Muslim (14/336)

[22] Fethu’l-Bari (9/247)

[23] Bkz.: Nevevi Şerhu Sahihi Muslim (14/336)

[24] Sahih. Buhârî (5886, 6834) Ebû Dâvûd (4930, 4097) Tirmizî (2785) İbn Mace (1904) Ahmed (1982, 2123, 2291)

[25] Bkz.: İbnu’l-Kattan Ahkamu’n-Nazar (s.227)

[26] Nevevi Ravdatu’t-Talibin (7/23)

[27] Bkz.: İbnu’l-Kattan Ahkamu’n-Nazar (s.221)

[28] Bkz.: İbnu’l-Kattan Ahkamu’n-Nazar (s.224)

[29] Bkz.: İbnu’l-Kattan Ahkamu’n-Nazar (s.227)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)