Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

21 Ekim 2023 Cumartesi

Tekfirimiz Haricilikten, Tekfirden Sakınmamız Mürcielikten Berîdir!

 

Ebu Umame radiyallahu anh’den: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

لَتُنْقَضَنَّ عُرَى الْإِسْلَامِ عُرْوَةً عُرْوَةً فَكُلَّمَا انْتَقَضَتْ عُرْوَةٌ تَشَبَّثَ النَّاسُ بِالَّتِي تَلِيهَا وَأَوَّلُهُنَّ نَقْضًا الْحُكْمُ وَآخِرُهُنَّ الصَّلَاةُ

İslam’ın kulpları birer birer eksilecek, her bir kulp eksildiğinde insanlar sonrakine teşebbüs edecektir. İlk eksilecek şey (Allah’ın indirdikleriyle) hüküm, sonuncusu da namaz olacaktır.”

Sahih. Ahmed (5/251) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (764) İbn Hibbân (15/111) Hâkim (4/104) Taberânî (8/98) Mervezi es-Salat (407) Hallâl es-Sunne (1330) İbn Batta el-İbane (1/170) Ebu Nuaym Maride (3872) Beyhakî Şuab (4894, 7118) İbn Asakir Tarih (36/266) Deylemi (5363) el-Elbani Sahihu’l-Cami (5075) Mukbil b. Hadi Camiu’s-Sahih (892, 2394, 3072, 3225)

İslam akidesi gayet net ve açıktır. Dinimiz kelam ve felsefe ehlinin tartışmaları ile değil Kur’an ve sünnet naslarıyla tespit edilir.

Sünnet ehline itiraz eden kelamcı re’y ehli Haricilerle aramızda Allah’ın kitabı ve yukarıda zikrettiğim hadis gibi yüzlerce hadis vardır. 

Hariciler tekfirin dinin aslı olduğunu, her müslümanın, islam iddia etseler dahi kafirleri muayyen olarak bilmek ve tekfir etmek zorunda olduğunu iddia ediyorlar. Nitekim kelamcılar, kelamlarını dinin aslı sayarlar ve onu bilmeyeni dinden yüz çevirmiş kabul ederler.

Şimdi yukarıdaki hadisi tefekkür edelim ve sünnet ehlinin yolu ile kelamcı Haricilerin yolu net olarak ayırt edilsin:

İslam’ın kulplarının birer birer eksileceği ve ilk eksilecek şeyin hüküm yani Allah’ın indirdiğiyle hükmetmenin eksileceği bildirilmiştir. Nitekim nübüvvet hilafetinin 30 sene süreceği bildirilmiş ve Muaviye radıyallahu anh ile birlikte ısırıcı sultanlık başlamıştır. 

Nübüvvet hilafetinden sonra mutlaka Allah’ın indirdğinden başkasıyla hüküm başlamıştır. Lakin ne naslarda bu sebeple yöneticinin kafir olacağı ve onu tekfir etmeyenin de kafir olacağı bildirilmiştir ne de o dönemlerde yaşayan sünnet ehli böyle bir şey iddia etmiştir! 

Ancak Hariciler mesela Abdullah b. ez-Zubeyr radıyallahu anhuma’yı Allah’ın indirdiği ile hükmetmiyor diye tekfir etmişler, selefimizin imamları da onlara reddiyler vermişler, Maide 44’ün bu konuda öne sürülmesinin müteşabih olduğunu, bu ayeti öne sürerek müslümanları tekfir edenlerin Hariciler olduklarını açıklamışlardır.

Sonra Yezid b. Muaviye başa geçmiş, bazı işlerinden dolayı onu tekfir edenler olmuş, bazıları tekfir etmese de zalim ve fasık olduğunu açıklamışlar, Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh’ın oğlu Muhammed İbnu’l-Hanefiyye rahimehullah ise Yezid hakkında söylenen olumsuz sözlerin gerçeği yansıtmadığını söylemiştir. 

Nitekim sonraki dönemde gelen alimler bu tartışmada Yezid’in fasık oluşunun sabit olmakla beraber tekfir edilmesinin nassa aykırı olduğunu açıklamışlardır. Çünkü Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Kustantiniyye’ye sefer yapacak ilk ordunun komutanı ve askerlerinin bağışlanmış olduğunu bildirmişti. Kustantiniyye’ye ilk seferi yapan da Muaviye radıyallahu anh zamanında, Yezid’in de içinde bulunduğu bir ordu olmuştur.

Şimdi muayyen tekfirin İslam’ın aslı olduğunu iddia eden Haricilere soralım: 

Yezid’in hükmü nedir? Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmetmemiş midir? Şayet Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmetmesi sebebiyle kafir olduysa onu tekfir etmeyen milyarlarca müslümanın hükmü nedir?

Hadiste geçen: “Sonuncusu da namaz olacaktır” ifadesinde de haricilerden saflarımız baştan sona ayrılmıştır elhamdülillah! Çünkü cemaatle namazı ve safları ikame etmeyi yasaklayanların küfrü, bevah bir küfürdür ve bevah küfürden dolayı yöneticileri tekfir etmek Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hadisinde gelmiştir:

Avf b. Mâlik radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

خِيَارُ أَئِمَّتِكُمُ الَّذِينَ تُحِبُّونَهُمْ وَيُحِبُّونَكُمْ وَيُصَلُّونَ عَلَيْكُمْ وَتُصَلُّونَ عَلَيْهِمْ وَشِرَارُ أَئِمَّتِكُمُ الَّذِينَ تُبْغِضُونَهُمْ وَيُبْغِضُونَكُمْ وَتَلْعَنُونَهُمْ وَيَلْعَنُونَكُمْ قِيلَ يَا رَسُولَ اللهِ أَفَلَا نُنَابِذُهُمْ بِالسَّيْفِ؟ فَقَالَ لَا مَا أَقَامُوا فِيكُمُ الصَّلَاةَ وَإِذَا رَأَيْتُمْ مِنْ وُلَاتِكُمْ شَيْئًا تَكْرَهُونَهُ فَاكْرَهُوا عَمَلَهُ وَلَا تَنْزِعُوا يَدًا مِنْ طَاعَةٍ

Yöneticilerinizin hayırlıları sizin kendilerini sevdiğiniz ve sizi seven, onlara dua ettiğiniz ve size dua eden yöneticilerdir. Yöneticileriniz şerlileri ise kendilerine buğz ettiğiniz ve size buğz eden, kendilerine lanet ettiğiniz ve size lanet eden yöneticilerdir.” Denildi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Onlara kılıçla karşı çıkmayalım mı?” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Aranızda namazı ikame ettikleri sürece hayır! Yöneticilerinizde hoşlanmadığınız bir şey gördüğünüzde, amelini çirkin görün fakat itaatten büsbütün el çekmeyin.” Sahih. Muslim (1855)

Bu hadiste de yöneticilerin şerlilerinden bahsedilmiştir. Yani Allah’ın indirdiğiyle hükmediyor olsalardı onlara şerli yönetici denilmezdi. Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmettikleri için de tekfir edilmemişler, bilakis onlara itaatten büsbütün el çekmemek emredilmiştir. Ancak namazı ikame ortadan kalkınca, mesela korona hurafesi sebebiyle cemaatle namazı ve safların ikamesini yasaklamalarıyla küfrü bevaha girmişlerdir!

Ubâde b. es-Sâmit radıyallahu anh’den:

دَعَانَا النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَبَايَعْنَاهُ فِيمَا أَخَذَ عَلَيْنَا أَنْ بَايَعَنَا عَلَى السَّمْعِ وَالطَّاعَةِ فِي مَنْشَطِنَا وَمَكْرَهِنَا وَعُسْرِنَا وَيُسْرِنَا وَأَثَرَةً عَلَيْنَا وَأَنْ لاَ نُنَازِعَ الأَمْرَ أَهْلَهُ إِلَّا أَنْ تَرَوْا كُفْرًا بَوَاحًا عِنْدَكُمْ مِنَ اللَّهِ فِيهِ بُرْهَانٌ

“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bizi çağırdı ve O’na biat ettik. Bizden biat için aldığı sözler arasında; dinçlik ve isteksizlik zamanlarımızda, zorlukta ve kolaylıkta ve bizim aleyhimizde kayırmacılık yapıldığında dahi dinleyip itaat etmemiz, yöneticilerle çekişmememiz de vardı. Ancak katınızda Allah’tan bir burhan bulunan apaçık bir küfür görmeniz hali bundan hariçtir.”  Sahih. Buhârî (7055, 7056, 7200, 18) Muslim (1709)

İşte böyle!

Bizim akidemiz açık ve nettir, kelam ve felsefeye dayanmaz! Tekfirden uzak duruşumuz da, tekfir edişimiz de Allah’tan ve rasulünden naslar iledir!

Peki yöneticileri Allah'ın indirdiğinden başkasıyla hükmettikleri gerekçesiyle tekfir eden Hariciler ne yaptılar? Bu konuda Mürcie ile ittifak eden Ebu Hanzala, Murat Gezenler ve benzerleri küfür konusunda tağuta itaat edip saflar arasında mesafe koyarak, iblise itaat edip maske takarak namaz kıldılar ve İslam'dan okun yaydan çıktığı gibi çıktılar! Tıpkı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in Hariciler hakkında haber verdiği gibi!

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)