Bana tercüme için teklif edilen kitaplardan selefin
menhecine uygun ve faydalı gördüğüm bazı kitapları ilmin ulaşmasına katkı olması
amacıyla piyasanın çok altında bir ücretle tercüme ve tahkik ettim. Ancak
tercüme için aracı olan kişiler bu kitapları bozuk menhec üzerinde olanlara ait
yayınevlerine bastırmaları için veriyorlar ve bu çalışmaların baskıdan önceki
son hali bana arz edilmeden yayınlanıyor!
Sözü geçen yayınevleri tarafından bu kitaplara bazı
müdahaleler yapılmış ve açıklamalar düşülmüş, bana ait takdim yazıları
çıkarılmış, çalışmada adımı Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî şeklinde yazmış
olmama rağmen, ismim “Yücel Erdoğmuş” şeklinde yazılarak haince tedlis
yapılmıştır!
Bu tedlis, yayınevinin hakkı ulaştırmak yerine ticari kaygıları
ön planda tutarak hak hukuk tanımadığının göstergesidir! Zira haktan hiç
hoşlanmayan bid’at ehli, kitaplarda sünnet ehli birinin ismini görünce
şeytanları rahatsız olmakta ve allerji duymaktadırlar!
Akide ve Menhec yayınları tarafından yayınlanan İmam Ahmed’in
Rasule İtaat adlı kitabında, kitabın müellifine ulaşan isnad zincirimden benim
adım çıkarılmıştır!
Bu kitaba yayınevi bir takdim eklemiş, İmam Berbehari'nin
ittibayı kastederek kullandığı yanlış bir cümle olan "Din taklidden
ibarettir" şeklindeki sapıkça bir sözü eklemişlerdir.
Doğrusu din, delile ittibadan ibarettir. Taklid ise haramdır!
İmam Berbehari ise ittibayı kastederek, maksadını aşan yanlış bir söz
kullanmıştır! Şayet mezhep taklitçilerinin taklidi gibi bir taklidi kastetmiş
olsaydı dahi bu söz, imamın yüzüne çarpılması gereken, kitap, sünnet ve selefin
menhecine aykırı bir söz olurdu!
İbn Mende'nin Cehmiyye’ye Reddiye kitabının arka kapağına
"Kendini sünnete nispet eden mürtedlerin durumu tam da budur..."
şeklinde, Harici havlamalarından biri olan bir cümle konulmuştur.
Bizim akidemizde kendisini İslam’a ve sünnete nispet eden
birinin hükmünü İslam kadısı vermedikçe ona mürted deme gibi bir hadsizliğe yer
yoktur! Bu yüzden seleften imamlarımız küfür inancını ortaya koyan ve savunan
sapıklık önderleri hakkında zındık, münafık kâfir gibi lafızlar kullanmışlar,
yetkili kadılar hükmetmedikçe mürted tabirini kullanmamışlardır.
Taklidi din sayan yayınevi mensupları, kendisini İslam’a ve
sünnete nispet eden bir kimseye mürted deme konusunda kendilerine Haricilerden
başka taklid edecek bir imam bulabilmişler midir ki böyle habis bir söze cüret
ediyorlar?!
Çalışmalarıma izin almadan müdahalede bulunan, baskıdan
önce son arzı yapmayan yayınevlerine hakkımı helal etmiyorum ve hakkın
içerisine karıştırdıkları bâtıl sözlerden berî olduğumu ilan ediyorum!
Şu anda Hallal'ın el-emru bi'l-Maruf, İbn Mende'nin
Cehmiyyeye reddiye, İmam Ahmedin Rasule itaat kitapları Akide ve Menhec yayınevi
tarafından basılmış olup, ileride basılması muhtemel çalışmalarım da bu
yayınevi tarafından, müdahale yapılıp da bana son şekli arz edilmeden yayınlanırsa
rızam dışındadır duyrulur!
Baskı bekleyen çalışmalarımdan bazıları:
İbn Vaddah el-Bid'a ve'n-Nehyu Anha,
Ebu Nasr es-Siczi Zubeyd Halkına Mektub (Kelama reddiye),
Ebu Osman es-Sabuni Akidetu’s-Selefi Ashabi’l-Hadis,
Zehebi Allah’ın El Sıfatı...