Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

26 Mart 2024 Salı

Akide ve Menhec Yayınevinin Çalışmalarıma Yaptığı Müdahalelerden Beriyim!

 

Bana tercüme için teklif edilen kitaplardan selefin menhecine uygun ve faydalı gördüğüm bazı kitapları ilmin ulaşmasına katkı olması amacıyla piyasanın çok altında bir ücretle tercüme ve tahkik ettim. Ancak tercüme için aracı olan kişiler bu kitapları bozuk menhec üzerinde olanlara ait yayınevlerine bastırmaları için veriyorlar ve bu çalışmaların baskıdan önceki son hali bana arz edilmeden yayınlanıyor!

Sözü geçen yayınevleri tarafından bu kitaplara bazı müdahaleler yapılmış ve açıklamalar düşülmüş, bana ait takdim yazıları çıkarılmış, çalışmada adımı Ebu Muaz Seyfullah el-Çubukâbâdî şeklinde yazmış olmama rağmen, ismim “Yücel Erdoğmuş” şeklinde yazılarak haince tedlis yapılmıştır!

Bu tedlis, yayınevinin hakkı ulaştırmak yerine ticari kaygıları ön planda tutarak hak hukuk tanımadığının göstergesidir! Zira haktan hiç hoşlanmayan bid’at ehli, kitaplarda sünnet ehli birinin ismini görünce şeytanları rahatsız olmakta ve allerji duymaktadırlar!

Akide ve Menhec yayınları tarafından yayınlanan İmam Ahmed’in Rasule İtaat adlı kitabında, kitabın müellifine ulaşan isnad zincirimden benim adım çıkarılmıştır!  

Bu kitaba yayınevi bir takdim eklemiş, İmam Berbehari'nin ittibayı kastederek kullandığı yanlış bir cümle olan "Din taklidden ibarettir" şeklindeki sapıkça bir sözü eklemişlerdir.

Doğrusu din, delile ittibadan ibarettir. Taklid ise haramdır! İmam Berbehari ise ittibayı kastederek, maksadını aşan yanlış bir söz kullanmıştır! Şayet mezhep taklitçilerinin taklidi gibi bir taklidi kastetmiş olsaydı dahi bu söz, imamın yüzüne çarpılması gereken, kitap, sünnet ve selefin menhecine aykırı bir söz olurdu! 

İbn Mende'nin Cehmiyye’ye Reddiye kitabının arka kapağına "Kendini sünnete nispet eden mürtedlerin durumu tam da budur..." şeklinde, Harici havlamalarından biri olan bir cümle konulmuştur.

Bizim akidemizde kendisini İslam’a ve sünnete nispet eden birinin hükmünü İslam kadısı vermedikçe ona mürted deme gibi bir hadsizliğe yer yoktur! Bu yüzden seleften imamlarımız küfür inancını ortaya koyan ve savunan sapıklık önderleri hakkında zındık, münafık kâfir gibi lafızlar kullanmışlar, yetkili kadılar hükmetmedikçe mürted tabirini kullanmamışlardır.

Taklidi din sayan yayınevi mensupları, kendisini İslam’a ve sünnete nispet eden bir kimseye mürted deme konusunda kendilerine Haricilerden başka taklid edecek bir imam bulabilmişler midir ki böyle habis bir söze cüret ediyorlar?!

Çalışmalarıma izin almadan müdahalede bulunan, baskıdan önce son arzı yapmayan yayınevlerine hakkımı helal etmiyorum ve hakkın içerisine karıştırdıkları bâtıl sözlerden berî olduğumu ilan ediyorum!

Şu anda Hallal'ın el-emru bi'l-Maruf, İbn Mende'nin Cehmiyyeye reddiye, İmam Ahmedin Rasule itaat kitapları Akide ve Menhec yayınevi tarafından basılmış olup, ileride basılması muhtemel çalışmalarım da bu yayınevi tarafından, müdahale yapılıp da bana son şekli arz edilmeden yayınlanırsa rızam dışındadır duyrulur!

Baskı bekleyen çalışmalarımdan bazıları:

İbn Vaddah el-Bid'a ve'n-Nehyu Anha,

Ebu Nasr es-Siczi Zubeyd Halkına Mektub (Kelama reddiye),

Ebu Osman es-Sabuni Akidetu’s-Selefi Ashabi’l-Hadis,

Zehebi Allah’ın El Sıfatı...


Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)