Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

31 Mart 2024 Pazar

Gayri Menkullerin Zekatı Hakkında Alimlerin Fetvalarının Özeti

 1- Gayri menkuller zekata tabi mallardan değildir. Bu yüzden bu konuda asıl, ticari amaçlı olanları dışında gayri menkullerden zekat verilmemesidir.

2- Gayri menkulleri kişi konut, depo veya bir şekilde şahsi kullanımı için edinmişse alimlerin ittifakıyla bunlardan zekat gerekmez.

3- Ziraat arazilerinde zekat yoktur. Ancak bu arazilerin mahsullerinden zekat gerekir.

Fakat kişi ticaret gayesiyle arsa veya tarla almış olup satana kadar bu arazide ziraat yaparsa mahsulünden öşür verir ve arazinin değeri üzerinden zekat verir. Çünkü bunda iki hak vardır, biri sebebiyle diğer hak düşmez.

Zekeriya el-Ensari rahimehullah şöyle demiştir: “Ticaret için edinilen arazide ziraat yapılırsa her biri kendi hükmündedir. Ziraat mahsulünden zekat (öşür) ve ticari araziden zekat gerekir.”[1]

4- Kişinin yatırım, kiralama veya gelirinden faydalanma amacıyla edindiği gayri menkulun değeri üzerinden zekât yoktur. Ancak kiradan elde ettiği gelirin üzerinden bir sene geçmesi ile bu gelirin zekâtını verir.

Kiraya verilen ev, eşyalı daire, otel, depo ve binalar için alimlerin geneline göre (değeri üzerinden) zekat gerekmez.   

5- Bir kimsenin ticaret niyetiyle edindiği gayri menkul konusunda alimlerin geneli zekat gerektiğini söylemişlerdir.

Ticaret niyeti ile kastedilen, ondan kar elde etmek için bu mülkü edinmeyi amaçlamaktır.[2]

Gayri menkulü mücerret olarak satmak istemek ise onun ticaret malı olduğu anlamına gelmez. Çünkü mal satmak, metadan kurtulmak, bazen istememek, mali sıkıntı çekmek veya benzeri birçok sebeple olabilir. Ticaret ise: ondan kazanç ve kâr elde etme niyetiyle satmaktır.

Şeyh İbn Useymin, bir adamın satın aldığı ve üzerine inşa etmek istediği bir arazisi varsa ve daha sonra bu niyetini değiştirip ondan vazgeçtiği için satmaya niyet ederse veya bir kişinin arazisi varsa ve ihtiyacı varsa, ihtiyaçlarını karşılamak için bunlardan birini satmaya niyet ettiğini söyleyen kimse hakkında şöyle demiştir:

"Ne bunda ne de ondan öncekinde zekat ödemek zorunda değildir, çünkü burada ticaret için satmaya niyet etmemiştir. Fakat ilk meselede ondan vazgeçtiği için satmaya niyet ediyor. İkinci meselede ise onun değerine olan ihtiyacından dolayı satmaya niyet etmiştir. Ticaret malı sahibi ise böyle değildir. O kâr için bekler, başlangıçta onu edinme niyeti sadece ticaret içindir"[3]

6- Eğer gayri menkulü edindiği sırada ticaret kastı kesin değilse veya belli bir niyeti yoksa bunda zekat gerekmez. El-Karafi de böyle söylemiştir.[4]

Şeyh İbn Useymin'e şöyle soruldu: “Kişinin bir arazisi var ve bu konuda farklı niyetleri var. Onu satıp satmamek, inşa edip etmemek, kiralamak veya içinde yerleşmek konusunda kararsız. Bu mülkü edinmesi üzerinden bir sene geçmesiyle zekatını vermesi gerekir mi?” İbn Useymin şöyle cevap verdi:

"Bu arazide, niyetini ticaret olarak kesinleştirmediği sürece aslen zekat gerekmez. Çünkü kendisi tereddüt etmektedir. Bu tereddütü yüzde bir oranında olsa bile ona zekat gerekmez.”[5]

7- Gayri menkul hem ticaret için ve hem yerleşmek için edinilmiş de bundan sonra ticaret yapmaya niyet edilmişse bunda zekatın gerekip gerekmediği konusunda ihtilaf edilmiştir. İhtiyatlı olanı zekat gerektiği görüşüdür.

8- Ticaret niyetiyle edinilen gayri menkul hakkında sonradan kişi niyetini değiştirip ondan faydalanmaya veya kiralamaya niyet ederse bunda zekat yoktur. Çünkü niyetin şartı, onu edinmesinden itibaren üzerinden bir senenin geçmesidir. Bir sene dolmadan niyeti değişirse zekat sakıt olur. Nevevi bu konuda ittifak zikretmiştir.[6]

9- Gayri menkulü hem ticaret hem de ekip biçmek için edinirse, aslolan mülk edinme gayesidir. Eğer kullanmak amacıyla aldığı yerden kar ederse bunda zekat yoktur. Eğer ticaret amacaıyla edindiği yerden onu satıncaya kadar faydalanırsa o araziyi satıncaya kadar her sene zekat gerekir.

Aynı şekilde satmadan önce belli bir müddet faydalanma niyetiyle arazi edinmişse ona zekat gerekir. Çünkü ondan faydalanmış olması, o arazinin ticaret amaçlı edinilmiş olmasını ortadan kaldırmaz.

10- Eğer ticaret amacıyla edinilen gayri menkul konut inşaat aşamasında kalmaya devam ediyorsa, satışa sunulmuş olsa veya inşaat tamamlanıncaya kadar satılmayacak olsa bile, mevcut değeri üzerinden zekatı ödenmesi gerekir.  

11- Sahibinin yüksek fiyat beklediği mülk, yıllarca kalsa bile her yıl değerine göre zekât ödenmesi gerekir. Uzak bir gelecekte ondan kar elde etmek amacıyla bir mülk satın almak, onun üzerindeki zekatını düşürmez.

Bu, rağbet zamanını ve değerinin artmasını bekleyerek şehirden uzak yerde alınan dükkanları da kapsar. Geleceğe dair bu satma niyetinden dolayı zekatı gereklidir. Âlimler bunu "pusudaki tüccar" diye isimlendirir. Bu konudaki görüşlerin en sahihi, âlimlerin çoğunluğunun zekâtın kendisine her yıl farz olduğu şeklindeki görüşüdür.

12- Kişinin malını muhafaza etmek (yatırım) maksadıyla satın aldığı gayri menkulde, zekat yoktur. Ancak bu işte zekattan kaçmayı kastederse o başka!

13- Kişi ticari bir gayri menkul alır da teslim almadan önce üzerinden bir sene geçerse onun zekatını vermesi gerekir. Çünkü mülk sözleşme yapılır yapılmaz alıcıya ait olur ve onu teslim almaya muktedirdir.

Şeyh İbn Useymin'e soruldu: “Kişi ticaret amacıyla belli bir para karşılığında bir arazi satın alıyor. Bu adam henüz arazinin tapusunu teslim almadı. Ona zekat gerekir mi?” İbn Useymin dedi ki:

“Evet, tapusunu almamış olsa bile bu arazide zekât vermek zorundadır. Satış gerçekleşmiş ve bağlayıcılık sabit olmuştur. Ticaret malının zekatını vermelidir. Nisaba ulaşan bir miktardaysa değerinin kırkta birini zekat olarak verir.”[7]

14- İpotekli gayrimenkul: Ticaretle uğraşmak için edinilmişse zekât gerekir.

Şeyh İbn Baz dedi ki: “Eğer ticaret için edinilmiş gayri menkul ipotekli ise, zekatını vermek zorundasınız. Eğer ticaret için olmayıp, yerleşme veya kiralama gibi amaçlarla edinilmiş olup hakkını ödeyene kadar ipotekli ise, zekat gerekmez.”[8]

15- Ticari gayri menkülün sahipleri ortak iseler her biri, eğer nisap miktarına ulaşmışsa kendi payına düşen kısmın zekatını verir. Alimlerin cumhurunun görüşü budur. Şeyh Bekr Ebu Zeyd de bu şekilde fetva vermiştir.[9]

Şafii mezhebinde her ferdin payının nisap miktarına ulaşması değil, toplam malın nisap miktarına ulaşması esas alınmaktadır. Buna göre ortaklardan birinin payı nisap miktarına ulaşmasa bile toplam malın nisap miktarına ulaşması halinde zekat verir. Şeyh İbn Useymin de bu görüşe meyletmiştir.

16- Fakirler gibi genel halka iyilik için vakfedilmiş gayri menkullerde zekat yoktur.

17- Satış değeri olduğu sürece zekat açısından gayri menkulün revaç görmesi veya görmemesi fark etmez. Bu, alimlerin çoğunluğunun görüşüdür, çünkü ticaret mallarında, kazandırıp kazandırmadığına itibar edilmez.[10]

18-  Gayrimenkul hisse paylarında, ticaret mallarının zekatı ödenir. Çünkü bu emlak şirketleri ticaret yapmak amacıyla arazi satın alıyorlar. Hissedar, hisseyi edinmesinden bir sene geçince bu şirketteki hisselerinin zekatını kırkta bir olarak ödemelidir.

19- Hacizli gayri menkuller ve sorunlu hisselerde zekat yoktur. Tesisler, okullar vb. gibi haciz konulan araziler gibi, sahiplerinin tasarrufta bulunmaktan alıkonulduğu gayri menkullerde zekat yoktur. Ancak sahibinin onda tasarruf imkanı olursa, bu imkanın oluşmasının üzerinden bir sene geçmesiyle zekatını vermek gerekir.[11]

Sorunlu gayrimenkul hisselerinin yanı sıra şirket yönetiminden kaynaklanan dolandırıcılık sebebiyle devlet düzenlemelerindeki engeller veya o mülk üzerinde bulunan haklar gibi, mal sahibinin elden çıkaramayacağı gayrimenkul hissesi üzerinde zekat yoktur.

20- Gayri menkul,  edinilmesinin üzerinden bir sene geçmesiyle, o andaki piyasada değeri üzerinden zekâtı verilir. Satın almış olduğu sıradaki değerinden azalmış veya artmış olması fark etmez.



[1] Esne’l-Metalib (1/385)

[2] Bkz.: Merdavi el-İnsaf (3/154)

[3] Fethu Zi’l-Celal (6/173)

[4] Bkz.; ez-Zahira (3/18)

[5] İbn Useymin Mecmuu Fetava (18/232)

[6] Bkz.: el-Mecmu 6/49)

[7] Mecmuu Fetava ve Resailu’l-Useymin (18/234)

[8] Fetava Nurun Ale’d-Derb (15/43)

[9] Fetava Camia Fi Zekati’l-Akar (s.12)

[10] Bkz.; Fetava’l-Lecneti’d-Daime (8/102)

[11] Bkz.;el-Mesailu’l-Mustedice Fi’z-Zekat (s.87)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)