Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

16 Temmuz 2024 Salı

Tevhidin Hakikati - Şakik el-Belhî

 Şakîk el-Belhî rahimehullah dedi ki: 

ثَلَاثَةُ أَشْيَاءَ لَيْسَ بُدٌّ لِلْعَبْدِ مِنَ الْقِيَامِ بِهِنَّ فَمَنْ عَمِلَ بِهِنَّ أَدْخَلَهُ اللهُ الْجَنَّةَ وَعَاشَ فِي الدُّنْيَا بِالْرُوحِ وَالرَّحْمَةِ وَمَنْ تَرَكَ وَاحِدَةً مِنْهُنَّ فَلَيْسَ لَهُ بُدٌّ مِنْ أَنْ يَتْرُكَ الْاثْنَتَيْنِ وَإِنْ أَخَذَ بِوَاحِدَةٍ مِنْهُنَّ فَلَيْسَ لَهُ بُدٌّ مِنْ أَنْ يَأْخُذُ بِهِنَّ لِأَنَّهُنَّ مُتَشَابِهَاتٌ وَلَوْ شِئْتَ قُلْتَ الثَّلَاثَةُ فِي الْوَاحِدَةِ وَلَكِنَّ الثَّلَاثَ أَوْضَحُ وَأَبَيْنُ فَمَنْ تَرَكَهُنَّ وَضَيَّعَهُنَّ دَخَلَ النَّارَ وَمَنْ تَرَكَ وَاحِدَةً مِنْهُنَّ تَرَكَ الِاثْنَيْنِ فَتَفَقَّهُوا وَأَبْصِرُوا فَإِذَا أَبْصَرْتُمْ فَأَبْصِرُوا , أَوَّلُهُنَّ أَنْ تُوَحِّدَ اللهَ تَعَالَى بِقَلْبِكَ وَلِسَانِكَ وَعَمَلِكَ فَإِذَا وَحَّدْتَهُ بِقَلْبِكَ أَنْ لَا إِلَهَ غَيْرُهُ , وَلَا نَافِعَ وَلَا ضَارَّ غَيْرُهُ فَإِنَّهُ لَا بُدَّ لَكَ مِنْ أَنْ تَنْطِقَ بِهِ فَيَرْتَفِعُ إِلَى السَّمَاءِ وَلَيْسَ لَكَ بُدٌّ مِنْ أَنْ تَجْعَلَ عَمَلَكَ كُلَّهُ لِلَّهِ لَا لِغَيْرِهِ وَلَا تَبْلُغَ عَمَلَكَ مِنْ كُلِّ حُرٍّ وَحُرٌّ وَاحِدٌ لِغَيْرِهِ , إلَّا طَمَعًا فِيهِ أَوْ حَيَاءً أَوْ خَوْفًا مِنْهُ فَإِذَا خِفْتَهُ وَطَمَعْتَ فِي غَيْرِهِ وَهُوَ مَالِكُ الْأَشْيَاءِ وَرَازِقُهَا فَقَدِ اتَّخَذْتَ إِلَهًا غَيْرَهُ وَأَجْلَلْتَهُ وَعَظَّمْتَهُ لِأَنَّكَ اسْتَحْيَيْتَ مِنْهُ وِخِفْتَهُ وَطَمَعْتَ فِيهِ فَأَذْهَبَ ذَلِكَ عَنْكَ مَا فِي قَلْبِكَ مِنْ تَوْحِيدِ اللهِ وَسُلْطَانِهِ وَعَظَمَتِهِ فَاعْرِفْ ذَلِكَ فَإِذَا صِرْتَ مُخْلِصًا بِهَذَا الْقَوْلِ عَامِلًا لَهُ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ فَلْيَكُنْ هُوَ أَوْثَقَ عِنْدَكَ مِنَ الدِّينَارِ وَالدِّرْهَمِ وَالْعَمِّ وَالْخَالِ وَالْأَبِّ وَالْأُمِّ وَمَنْ عَلَى ظَهْرِ الْأَرْضِ فَإِنَّكَ إِنْ تَكُنْ عَلَى غَيْرِ ذَلِكَ يُنْتَقَضُ عَلَيْكَ ضَمِيرُكَ وَتَوْحِيدُكَ وَمَعْرَفَتُكَ إِيَّاهُ فَهَاتَانِ خَصْلَتَانِ لَيْسَ لَكَ مِنْهُمَا بُدٌّ وَيَتْبَعُ بَعْضُهَا بَعْضًا , وَالثَّالِثَةُ إِذَا كُنْتَ بِهَذِهِ الْحَالِ فَأَقَمْتَ هَذَيْنِ الْأَمْرَيْنِ التَّوْحِيدِ وَالْإِخْلَاصِ وَالتَّوَكُّلِ عَلَيْهِ فَارْضَ عَنْهُ وَلَا تَسْخَطُ فِي شَيْءٍ يُحْزِنُكَ مِنْ خَوْفٍ أَوْ جُوعٍ أَوْ طَمَعٍ أَوْ رَخَاءٍ أَوْ شِدَّةٍ، وَإِيَّاكَ وَالسُّخْطَ وَلْيَكُنْ قَلْبُكَ مَعَهُ لَا تَزُلْ عَنْهُ طَرَفَةَ عَيْنٍ فَإِنَّكَ إِنْ أَدْخَلْتَ قَلْبَكَ السَّخَطَ عَلَيْهِ فَإِنَّكَ مُتَهَاوِنٌ بِهِ فَيَنْتَقِضُ عَلَيْكَ تَوْحِيدُكَ فَعَلَيْكَ بِالْأَوَّلِ التَّوْحِيدِ وَالْإِخْلَاصِ فَاعْرِفْ ذَلِكَ وَافْهَمْ. هَذِهِ الثَّلَاثُ خِصَالٌ تَعَزَّزْ بِهِنَّ وَإِيَّاكَ أَنْ تُضَيِّعَهُنَّ فَتُقْذَفُ فِي النَّارِ وَلَا تَرَى فِي الدُّنْيَا قُرَّةَ عَيْنٍ

“Kul şu üç şeyi mutlaka yapmak zorundadır: Allah bunları yapanı Cennetine koyar ve bu kişi dünyada rahat ve rahmet içinde yaşar. Bunlardan birini terk eden ise, mutlaka diğer ikisini de terk eder. Kişi bunlardan birini yapınca, mutlaka diğer ikisini de yapmalıdır. Çünkü bunlar birbirine benzer. Hatta bunlar bir şey içinde üç şeydir de diyebilirsin. Ancak ayrı ayrı üç şey olarak sayılması açıklanması için daha iyidir. Bunları terk edip ihmal eden cehenneme girer. Bunlardan birini de terk eden, diğer ikisini de terk eder. İyice belleyin ve dikkat edin.

Bunlardan ilki, Allah'ı kalbinle, dilinle ve amelinle birlemendir. Allah'ı kalbinle birleyip Ondan başka ilah, fayda veren ve zarar veren olmadığına inanırsan, muhakkak onu dilinle söylemelisin ki, bu söz semaya yükselsin.

Mutlaka amelini de başkası için değil, sadece Allah için yapmandır. Bütün amellerini kendi rızanla sadece onun rızasını umarak, ondan haya ederek veya korkarak yapmandır.

Eğer Allah'tan korkar ama herşeyin maliki ve rızık vereni o olduğu halde başkasına umut bağlarsan; başkasını ilah edinmiş, saygı duymuş ve yüceltmiş olursun. Çünkü Allah'tan başkasından korkmuş ve umut bağlamış olursun. Böyle yapman da kalbindeki tevhidi, Allah'ın azametini ve kudretini yok eder. Bunu iyice bil.

Eğer Allah'tan başka ilah olmadığını kabul edip söyledikten sonra bunda muhlis olursan, bu ihlasın dinar ve dirheme, amca ve dayıya, babaya ve anaya ve yeryüzündeki her şeye karşı olan ihlasından daha sağlam olsun. Eğer böyle olmazsan, vicdanın, tevhidin ve Allah'a karşı olan marifetinle ters düşmüş olursun.

Bu iki şey sende mutlaka olmalıdır ve bunlar hep peşpeşe gelir.

Üçüncüsü ise, eğer bu durumdaysan; Allah'ı birlemiş, ona karşı samimiyetle ona güvenmişsen, Ondan razı ol ve üzülmene sebep, korku, açlık, tamah, rahatlık ve zorluk gibi şeylerde Ona kızma. Öfkeden sakın. Kalbin devamlı Ona bağlı olsun ve bir an bile bundan gafil olma.

Eğer kalbine Allah'a gazabı sokarsan, Allah'ı basite almış olursun ve bu da tevhid akidenle ters düşer. Sen tevhid ve ihlasa bağlı kal. Bunu iyice belle ve anla. Bu üç hasletle aziz ol. Sakın bunları ihmal etme, cehenneme düşersin ve dünyada da rahat yüzü görmezsin.” 
(Ebû Nuaym Hilyetu'l-Evliyâ 8/62)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)