Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

6 Kasım 2025 Perşembe

Havva İsminin Şeytanın İsmi Olduğu Hurafesine Cevap

 İnternette bazı kimseler Adem aleyhi's-selâm’ın eşinin isminin Kur’ân ve sünnette geçmediği, Havva isminin ise şeytanın adı olduğu, dolayısıyla Havva’nın Lilith ile aynı kişi olduğu şeklinde tuhaf iddialarda bulunmuşlar.

Adem aleyhi's-selâm’ın eşinin adının Havva olduğuna dair sahih rivayetler gelmiş ve bu durum sabit olmuştur. Müfessirler bu konuda icma etmişlerdir. Müslüman ilim ehli arasında bu konuda bir ihtilaf yoktur.

Söz konusu iddialar ise hiçbir ilmî değeri olmayan boş zorlamalardır. Bahsi geçen iddiayı ortaya atan Hamza Yardımcıoğlu’na tavsiyem, rivayetlerin sahihini sakiminden ayırt edecek bir ilmi olmadığı halde dinle ilgili konularda hak ile bâtılı birbirine karıştıran yorumlara dalmak konusunda Allah’tan sakınmasıdır! Zira kıyamet gününde bâtıl inanç ve amellerinden sorgulanacak kimseler, bu konuda kendilerine vesile olan kimseleri doğrudan şikayet edeceklerdir. Bâtıl bir inanç veya amele öncü olmaktan sakın!

Video sureti çekmek gibi en büyük günahlardan birini işleyen ve kâfir kıyafetleri içinde göründüğü halde dinden bahseden böyle kimselere kulak verip dinleyenler ve itibar edenler de, kendilerini ateşe sürükleyenleri şikâyet etmekle kurtulamayacaklardır. Zira bâtıla uyanlar azap içinde şöyle diyecekler:

Ey Rabbimiz! Biz efendilerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptırdılar” derler. “Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov.” (Ahzab 67-68)

Adem aleyhi's-selâm’ın eşinin isminin Havva olduğu hakkında sabit olan birçok rivayetlerin en sahihlerinden bazıları şu şekildedir:

Buhârî ve Muslim Ebu Hureyre radıyallahu anh’den, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

لَوْلاَ بَنُو إِسْرَائِيلَ لَمْ يَخْنَزِ اللَّحْمُ وَلَوْلاَ حَوَّاءُ لَمْ تَخُنْ أُنْثَى زَوْجَهَا الدَّهْرَ

İsrâiloğulları olmasaydı et kokmazdı. Havva olmasaydı kadınlar kocalarına ihanet etmezlerdi.”[1]

“Havva olmasaydı” sözüyle kastedilen, Havva’nın Adem aleyhi's-selâm’ı yasaklanan ağaçtan yemek suretiyle emre muhalefet etmeye teşvik etmesidir. Böylece bu durum kadınların kocalarına karşı bir âdeti haline gelmiştir.

Denildi ki: hıyanet ile kastedilen Havva’nın Adem’den önce ağaçtan yemesidir. Halbuki onu yasaklamıştı. O bunu işleyince Adem aleyhi's-selâm’ı da cesaretlendirmiş oldu. (Bkz.: Mirkatu’l-Mefatih (5/2118) İkmalu’l-Mu’lim (4/682)

İbn Hubeyre el-İfsah’ta (7/230) dedi ki: “Havva’nın kocasına ihaneti şöyle oldu: O, Âdem’in ağaçtan yemeye azmettiğini görünce onun yasağa dair nasihati terk etti. Zira nasihati terk etmek onun için bir hıyanettir. Buna göre mü’min kardeşinde bu şekilde bir durum gören kimse yasağa dair nasihati terk ederse (onu münkerden yasaklamazsa) ona hıyanet etmiş olur. Böylece Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın: “Muhakkak ki Allah hâinleri sevmez” ayetinin kapsamı dışında kalmaz…”

Cabir Radıyallahu anh’den:

دَخَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى عَائِشَةَ وَهِيَ تَبْكِي فَقَالَ مَالَكِ تَبْكِينَ؟ قَالَتْ أَبْكَانِي أَنَّ النَّاسَ حَلُّوا وَلَمْ أَحْلِلْ وَطَافُوا بِالْبَيْتِ وَلَمْ أَطُفْ وَهَذَا الْحَجُّ قَدْ حَضَرَ كَمَا تَرَى قَالَ إِنَّ هَذَا أَمْرٌ قَدْ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ حَوَّاءَ فَاغْتَسِلِي وَأَهِلِّي بِالْحَجِّ ثُمَّ حُجِّي وَاقْضِي مَا يَقْضِي الْحَاجُّ غَيْرَ أَنْ لَا تَطُوفِي بِالْبَيْتِ وَلَا تُصَلِّي

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Aişe radıyallahu anha’nın yanına girdiğinde o ağlıyordu. Buyurdu ki:

Neden ağlıyorsun?” Dedi ki: “Beni ağlatan şey, insanlar ihramdan çıktıkları halde benim çıkamamam, onlar beyti tavaf ettikleri halde benim tavaf edemememdir. Bu hacda gördüğün durum başıma geldi.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Muhakkak ki bu iş (hayız olmak) Allah’ın Havva kızlarına yazdığı bir şeydir. Guslet ve hacc için telbiye getir, sonra hac yap. Beyti tavaf ve namaz dışında hacıların yaptığı herşeyi yap…”[2]

İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle demiştir:

لَمَّا أَكَلَ آدَمُ مِنَ الشَّجَرَةِ الَّتِي نُهِيَ عَنْهَا قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مَا حَمَلَكَ عَلَى أَنْ عَصَيْتَنِي؟ قَالَ رَبِّ زَيَّنَتْ لِي حَوَّاءُ قَالَ فَإِنِّي أَعْقَبْتُهَا أَنْ لَا تَحْمِلَ إِلَّا كَرْهًا وَلَا تَضَعَ إِلَّا كَرْهًا وَدَمَيْتُهَا فِي الشَّهْرِ مَرَّتَيْنِ فَلَمَّا سَمِعَتْ حَوَّاءُ ذَلِكَ رَنَّتْ فَقَالَ لَهَا عَلَيْكِ الرَّنَّةُ وَعَلَى بَنَاتِكِ

Âdem aleyhi's-selâm yasaklandığı ağaçtan yeyince Allah Azze ve Celle ona:

“Bana isyan etmeye seni sürükleyen şey nedir?” dedi. Adem dedi ki: “Rabbim! Bana Havva bunu süsledi.” Allah buyurdu ki:

“Onu zorluk çekerek doğurmak ve her ay iki defa adet görmekle cezalandırdım” buyurdu. Havva bunu işitince feryat etti. Ona da buyurdu ki: “Sen ve kızların feryat edin.”[3]

Faide: İbn Mace şöyle rivayet etti: Ali radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem süt emen çocuğun idrarı hakkında şöyle buyurdu:

يُنْضَحُ بَوْلُ الْغُلَامِ وَيُغْسَلُ بَوْلُ الْجَارِيَةِ قَالَ أَبُو الْحَسَنِ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُوسَى بْنِ مَعْقِلٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ الْمِصْرِيُّ قَالَ سَأَلْتُ الشَّافِعِيَّ عَنْ حَدِيثِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُرَشُّ مِنْ بَوْلِ الْغُلَامِ وَيُغْسَلُ مِنْ بَوْلِ الْجَارِيَةِ وَالْمَاءَانِ جَمِيعًا وَاحِدٌ قَالَ لِأَنَّ بَوْلَ الْغُلَامِ مِنَ الْمَاءِ وَالطِّينِ وَبَوْلَ الْجَارِيَةِ مِنَ اللَّحْمِ وَالدَّمِ ثُمَّ قَالَ لِي فَهِمْتَ؟ أَوْ قَالَ لَقِنْتَ؟ قَالَ قُلْتُ لَا قَالَ إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى لَمَّا خَلَقَ آدَمَ خُلِقَتْ حَوَّاءُ مِنْ ضِلْعِهِ الْقَصِيرِ فَصَارَ بَوْلُ الْغُلَامِ مِنَ الْمَاءِ وَالطِّينِ وَصَارَ بَوْلُ الْجَارِيَةِ مِنَ اللَّحْمِ وَالدَّمِ قَالَ قَالَ لِي فَهِمْتَ؟ قُلْتُ نَعَمْ قَالَ لِي نَفَعَكَ اللَّهُ بِهِ

Erkek çocuğun bevline su serpilir. Kız çocuğun bevli yıkanır.” İbn Mace dedi ki: “Ebu'l-Hasen b. Seleme dedi ki: Bize Ahmed b. Musa b. Ma'kil tahdis etti, dedi ki: bize, Ebu'l-Yeman el-Mısrî bize tahdis ederek dedi ki: Ben, Şafiî'ye Nebi sallal­lahu aleyhi ve sellem'in: Erkek çocuğun bevlinden dolayı su serpilir, kız çocuğun bevlinden dolayı yıkamak gerekir” hadisini sorarak; her iki si­dik birdir. Bu ayırımın hikmeti nedir?” Şafiî dedi ki:

“Çünkü erkek çocuğun bevli su ve çamurdandır. Kız çocuğu­nun bevli et ve kandandır” dedi. Sonra: “Anla­dın mı?” diye sordu. Ebu’l-Yeman dedi ki: Ben: “Hayır anlamadım” dedim. Şafiî dedi ki:

“Şüphesiz Allah Teâlâ Âdem aleyhi’s-selâm'ı yarattığı zaman Havva onun kısa kaburga kemiğinden yaratıldı. Bu sebeple erkek çocuğun bevli su ve çamurdan oluştu. Kız çocuğun bevli de et ve kandan oluştu” Ebu'l-Yemân dedi ki: Şâfİî bana: “Anladın mı?” diye sordu. Ben “Evet, anladım” diye cevap verdim. Şâfiî bana: “Allah, seni öğrendiğinden yararlandırsın” dedi.”[4]



[1] Sahih. Buhârî (3399, 3320) Muslim (1470)

[2] Sahih. Ebu Avane (3171)

[3] Sahih. Hâkim (2/413) Taberî Tefsir (10/115)

[4] Sahih. İbn Mace (525)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)