İnternette bazı kimseler Adem aleyhi's-selâm’ın eşinin isminin Kur’ân ve sünnette geçmediği, Havva isminin ise şeytanın adı olduğu, dolayısıyla Havva’nın Lilith ile aynı kişi olduğu şeklinde tuhaf iddialarda bulunmuşlar.
Adem aleyhi's-selâm’ın eşinin adının Havva olduğuna dair
sahih rivayetler gelmiş ve bu durum sabit olmuştur. Müfessirler bu konuda icma
etmişlerdir. Müslüman ilim ehli arasında bu konuda bir ihtilaf yoktur.
Söz konusu iddialar ise hiçbir ilmî değeri olmayan boş
zorlamalardır. Bahsi geçen iddiayı ortaya atan Hamza Yardımcıoğlu’na tavsiyem,
rivayetlerin sahihini sakiminden ayırt edecek bir ilmi olmadığı halde dinle
ilgili konularda hak ile bâtılı birbirine karıştıran yorumlara dalmak konusunda
Allah’tan sakınmasıdır! Zira kıyamet gününde bâtıl inanç ve amellerinden
sorgulanacak kimseler, bu konuda kendilerine vesile olan kimseleri doğrudan
şikayet edeceklerdir. Bâtıl bir inanç veya amele öncü olmaktan sakın!
Video sureti çekmek gibi en büyük günahlardan birini işleyen
ve kâfir kıyafetleri içinde göründüğü halde dinden bahseden böyle kimselere
kulak verip dinleyenler ve itibar edenler de, kendilerini ateşe sürükleyenleri şikâyet
etmekle kurtulamayacaklardır. Zira bâtıla uyanlar azap içinde şöyle diyecekler:
“Ey Rabbimiz! Biz
efendilerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptırdılar” derler. “Rabbimiz!
Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov.”
(Ahzab 67-68)
Adem aleyhi's-selâm’ın eşinin isminin Havva olduğu hakkında
sabit olan birçok rivayetlerin en sahihlerinden bazıları şu şekildedir:
Buhârî ve Muslim Ebu Hureyre radıyallahu anh’den, Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:
لَوْلاَ بَنُو إِسْرَائِيلَ لَمْ
يَخْنَزِ اللَّحْمُ وَلَوْلاَ حَوَّاءُ لَمْ تَخُنْ أُنْثَى زَوْجَهَا الدَّهْرَ
“İsrâiloğulları olmasaydı et kokmazdı. Havva
olmasaydı kadınlar kocalarına ihanet etmezlerdi.”[1]
“Havva olmasaydı” sözüyle kastedilen, Havva’nın
Adem aleyhi's-selâm’ı yasaklanan ağaçtan yemek suretiyle emre muhalefet etmeye
teşvik etmesidir. Böylece bu durum kadınların kocalarına karşı bir âdeti haline
gelmiştir.
Denildi ki: hıyanet ile kastedilen Havva’nın
Adem’den önce ağaçtan yemesidir. Halbuki onu yasaklamıştı. O bunu işleyince
Adem aleyhi's-selâm’ı da cesaretlendirmiş oldu. (Bkz.: Mirkatu’l-Mefatih
(5/2118) İkmalu’l-Mu’lim (4/682)
İbn Hubeyre el-İfsah’ta (7/230) dedi ki: “Havva’nın
kocasına ihaneti şöyle oldu: O, Âdem’in ağaçtan yemeye azmettiğini görünce onun
yasağa dair nasihati terk etti. Zira nasihati terk etmek onun için bir
hıyanettir. Buna göre mü’min kardeşinde bu şekilde bir durum gören kimse yasağa
dair nasihati terk ederse (onu münkerden yasaklamazsa) ona hıyanet etmiş olur.
Böylece Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın: “Muhakkak ki Allah hâinleri sevmez”
ayetinin kapsamı dışında kalmaz…”
Cabir Radıyallahu anh’den:
دَخَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ عَلَى عَائِشَةَ وَهِيَ تَبْكِي فَقَالَ مَالَكِ تَبْكِينَ؟ قَالَتْ أَبْكَانِي
أَنَّ النَّاسَ حَلُّوا وَلَمْ أَحْلِلْ وَطَافُوا بِالْبَيْتِ وَلَمْ أَطُفْ وَهَذَا
الْحَجُّ قَدْ حَضَرَ كَمَا تَرَى قَالَ إِنَّ هَذَا أَمْرٌ قَدْ كَتَبَهُ اللَّهُ
عَلَى بَنَاتِ حَوَّاءَ فَاغْتَسِلِي وَأَهِلِّي بِالْحَجِّ ثُمَّ حُجِّي وَاقْضِي
مَا يَقْضِي الْحَاجُّ غَيْرَ أَنْ لَا تَطُوفِي بِالْبَيْتِ وَلَا تُصَلِّي…
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Aişe radıyallahu anha’nın
yanına girdiğinde o ağlıyordu. Buyurdu ki:
“Neden ağlıyorsun?” Dedi ki: “Beni ağlatan şey,
insanlar ihramdan çıktıkları halde benim çıkamamam, onlar beyti tavaf ettikleri
halde benim tavaf edemememdir. Bu hacda gördüğün durum başıma geldi.” Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Muhakkak ki bu iş (hayız olmak) Allah’ın Havva kızlarına
yazdığı bir şeydir. Guslet ve hacc için telbiye getir, sonra hac yap. Beyti tavaf
ve namaz dışında hacıların yaptığı herşeyi yap…”[2]
İbn Abbas radıyallahu anhuma şöyle demiştir:
لَمَّا أَكَلَ آدَمُ مِنَ الشَّجَرَةِ الَّتِي
نُهِيَ عَنْهَا قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مَا حَمَلَكَ عَلَى أَنْ عَصَيْتَنِي؟
قَالَ رَبِّ زَيَّنَتْ لِي حَوَّاءُ قَالَ فَإِنِّي أَعْقَبْتُهَا أَنْ لَا تَحْمِلَ
إِلَّا كَرْهًا وَلَا تَضَعَ إِلَّا كَرْهًا وَدَمَيْتُهَا فِي الشَّهْرِ مَرَّتَيْنِ
فَلَمَّا سَمِعَتْ حَوَّاءُ ذَلِكَ رَنَّتْ فَقَالَ لَهَا عَلَيْكِ الرَّنَّةُ وَعَلَى
بَنَاتِكِ
“Âdem aleyhi's-selâm yasaklandığı ağaçtan yeyince Allah Azze ve Celle
ona:
“Bana isyan etmeye seni sürükleyen şey nedir?” dedi. Adem dedi ki: “Rabbim!
Bana Havva bunu süsledi.” Allah buyurdu ki:
“Onu zorluk çekerek doğurmak ve her ay iki defa adet görmekle
cezalandırdım” buyurdu. Havva bunu işitince feryat etti. Ona da buyurdu ki:
“Sen ve kızların feryat edin.”[3]
Faide: İbn Mace şöyle rivayet etti: Ali radıyallahu
anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem süt emen çocuğun idrarı hakkında
şöyle buyurdu:
يُنْضَحُ بَوْلُ الْغُلَامِ وَيُغْسَلُ بَوْلُ
الْجَارِيَةِ قَالَ أَبُو الْحَسَنِ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُوسَى
بْنِ مَعْقِلٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ الْمِصْرِيُّ قَالَ سَأَلْتُ الشَّافِعِيَّ
عَنْ حَدِيثِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُرَشُّ مِنْ بَوْلِ الْغُلَامِ
وَيُغْسَلُ مِنْ بَوْلِ الْجَارِيَةِ وَالْمَاءَانِ جَمِيعًا وَاحِدٌ قَالَ لِأَنَّ
بَوْلَ الْغُلَامِ مِنَ الْمَاءِ وَالطِّينِ وَبَوْلَ الْجَارِيَةِ مِنَ اللَّحْمِ
وَالدَّمِ ثُمَّ قَالَ لِي فَهِمْتَ؟ أَوْ قَالَ لَقِنْتَ؟ قَالَ قُلْتُ لَا قَالَ
إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى لَمَّا خَلَقَ آدَمَ خُلِقَتْ حَوَّاءُ مِنْ ضِلْعِهِ الْقَصِيرِ
فَصَارَ بَوْلُ الْغُلَامِ مِنَ الْمَاءِ وَالطِّينِ وَصَارَ بَوْلُ الْجَارِيَةِ مِنَ
اللَّحْمِ وَالدَّمِ قَالَ قَالَ لِي فَهِمْتَ؟ قُلْتُ نَعَمْ قَالَ لِي نَفَعَكَ اللَّهُ
بِهِ
“Erkek çocuğun bevline
su serpilir. Kız çocuğun bevli yıkanır.” İbn Mace dedi ki: “Ebu'l-Hasen
b. Seleme dedi ki: Bize Ahmed b. Musa b. Ma'kil tahdis etti, dedi ki: bize, Ebu'l-Yeman
el-Mısrî bize tahdis ederek dedi ki: Ben, Şafiî'ye Nebi sallallahu aleyhi ve
sellem'in: “Erkek çocuğun bevlinden
dolayı su serpilir, kız çocuğun bevlinden dolayı yıkamak gerekir” hadisini sorarak; her iki sidik birdir. Bu
ayırımın hikmeti nedir?” Şafiî dedi ki:
“Çünkü erkek çocuğun
bevli su ve çamurdandır. Kız çocuğunun bevli et ve kandandır” dedi. Sonra: “Anladın
mı?” diye sordu. Ebu’l-Yeman dedi ki: Ben: “Hayır anlamadım” dedim. Şafiî dedi ki:
“Şüphesiz Allah Teâlâ Âdem
aleyhi’s-selâm'ı yarattığı zaman Havva onun kısa kaburga kemiğinden yaratıldı.
Bu sebeple erkek çocuğun bevli su ve çamurdan oluştu. Kız çocuğun bevli
de et ve kandan oluştu” Ebu'l-Yemân dedi ki: Şâfİî bana: “Anladın mı?” diye
sordu. Ben “Evet, anladım” diye cevap verdim. Şâfiî bana: “Allah, seni öğrendiğinden yararlandırsın” dedi.”[4]