Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

14 Mart 2020 Cumartesi

Bedevîliğin Kınanmayan Şekli



Urve b. ez-Zubeyr rahimehumallah’tan: Aişe radiyallahu anha dedi ki: 
قَدِمَتْ أُمُّ سُنْبُلَةَ الْأَسْلَمِيَّةُ وَمَعَهَا وَطْبٌ مِنْ لَبَنٍ تُهْدِيهِ لِرَسُولِ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَوَضَعَتْهُ عِنْدِي وَمَعَهَا قَدَحٌ لَهَا فَدَخَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ مَرْحَبًا وَأَهْلًا يَا أُمَّ سُنْبُلَةَ فَقَالَتْ بِأَبِي أَنْتَ وَأُمِّي أَهْدَيْتُ لَكَ هَذَا الْوَطْبَ قَالَ بَارَكَ اللهُ عَلَيْكَ صُبِّي لِي فِي هَذَا الْقَدَحِ فَصَبَّتْ لَهُ فِي الْقَدَحِ فَلَمَّا أَخَذَهُ قُلْتُ قَدْ قُلْتَ لَا أَقْبَلُ هَدِيَّةً مِنْ أَعْرَابِيٍّ قَالَ أَعْرَابُ أَسْلَمَ يَا عَائِشَةُ إنَّهُمْ لَيْسُوا بِأَعْرَابٍ وَلَكِنَّهُمْ أَهْلُ بَادِيَتِنَا وَنَحْنُ أَهْلُ حَاضِرَتِهِمْ إذَا دَعَوْنَاهُمْ أَجَابُوا وَإِذَا دَعُونَا أَجَبْنَاهُمْ ثُمَّ شَرِبَ
“Um Sunbule el-Eslemiyye yanında bir kırba sütü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hediye etmek için getirip yanıma koydu. Yanında bir de bardak vardı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem girdi ve:
Merhaba, hoş geldin ey Umm Sunbule!” buyurdu. O da dedi ki:
“Babam ve annem sana feda olsun. Sana şu kırbayı hediye getirdim.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
Allah sana mubarek kılsın. Şu bardağa benim için ondan doldur.” O da bardağa sütü doldurdu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem onu alınca dedim ki:
“Sen bir bedevîden hediyye kabul etmeyeceğini söylemiştin.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Eslem (kabilesinin) bedevîleri ey Aişe! Şüphesiz onlar bedeviler değiller, lakin köylülerimizdirler. Biz de onların şehirlileriyiz. Onları davet ettiğimiz zaman icabet ediyorlar, bizi davet ettikleri zaman biz de onlara icabet ederiz.” Sonra sütü içti.”[1]
* Tahavî hadisi rivayet ettikten sonra şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Eslem kabilesinin kırsalda yerleşmiş olsalar da, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in murad ettiği şeye davet edildiklerinde icabet ettiklerini haber vermiştir. Nitekim onlar kırsala yerleşmemiş olsalar da aynı şekilde icacet eden kimselerdir. Böyle oldukları için onlar hiç kırsala yerleşmemiş gibidirler. Bu da gösteriyor ki kınanmış bedevîlik; davet edildiklerinde icabet etmeyenlerin kırsala yerleşmeleridir. Ama bunun aksine olan bedevîlik, şehirde ikamet edenler gibi davrananlardır. Nitekim Allah Azze ve Celle bedevîleri kitabında bir yerde kınayarak zikretmiş, onların küfürde ve münafıklıkta en şiddetli kimseler olduklarını, Allah’ın rasulüne indirdiği sınırları bilmeyen kimseler olduklarını haber vermiş, başka bir yerde de onları iman ile nitelemiş ve şöyle buyurmuştur: “Bedevilerden öyleleri de vardır ki, Allah’a ve ahiret gününe iman eder, infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve Rasulün dua ve bağışlanma dileklerine vesile edinir. İyi bilin ki bu, onlar için gerçekten bir yakınlaşmadır.” (Tevbe 99) Kınanmış olan bedeviler, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den uzak kalarak Allah’ın indirdiği hükümleri, Rasulü diliyle uyguladığı farzları öğrenmeyen kimselerdir. Böyle olmayanları ise Allah Azze ve Celle övmüştür. Eslem kabilesi de (Allah onlardan razı olsun) bu kapsamda olanlardandır. Onlar, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den uzaklaşmayanlar gibiydiler.”

Ebu Ubeyd el-Kasım b. Sellam rahimehullah da hadisi şöyle açıklamıştır: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, vatanlarında kalsalar dahi imanı hicret olarak isimlendirmiştir. Ancak sana anlattığım gibi şehirliler daha üstündür. Bu hadis açıklıyor ki ihtiyaç olduğu zaman onların (bedevîlerin) müslümanlarla beraber olmaları bir haktır. Bu hak, imamın takdirine göre az ya da çok olur.”



[1] Muslim'in şartına göre sahih. Tahavî Şerhu Muşkili'l-Âsâr (1734-35) Tahavî Şerhu Meâni'l-Âsâr (4/167) Ahmed (6/133) Ebu Ubeyd el-Emval (539) İbn Zencuye el-Emval (779) Ebu Arube el-Harrani el-Muteka Min Tabakat (1) Bezzar (Keşfu’l-Estar 1940) Hâkim (4/142) Ebû Ya'lâ (8/209) İbn Sa’d Tabakat (8/294) Ebu Nuaym Marife (7945) Beyhakî Şuab (6/480) el-Elbani es-Sahiha (2985)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)