Ruh taşıyan canlıların suretlerin yapılması, çekilmesi ve
asılması hakkında dinde net ve kesin yasaklar ve ağır tehditler sabit olmuştur. Selef de bunun
haramlığı konusunda ihtilaf etmemiştir. Bu konudaki naslar malum ve meşhurdur. Selef ancak asılmayan, yere veya yatağa
serilen örtülerdeki suretler hakkında ihtilaf etmişlerdir.
Ruh taşıyan canlıların suretleri kişi tarafından
yapılmamışsa ve asılmıyorsa bu konudaki ruhsatın bizzat Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’e dayandırıldığı rivayetler de sabit olmuştur. Bu rivayetlerden birinin lafzı şu şekildedir:
Ebu’n-Nadr
rahimehullah “Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe rahimehullah’tan rivayet ediyor:
أَنَّهُ دَخَلَ عَلَى أَبِي طَلْحَةَ الْأَنْصَارِيِّ يَعُودُهُ
قَالَ فَوَجَدَ عِنْدَهُ سَهْلَ بْنَ حُنَيْفٍ فَدَعَا أَبُو طَلْحَةَ إِنْسَانًا فَنَزَعَ
نَمَطًا مِنْ تَحْتِهِ فَقَالَ لَهُ سَهْلُ بْنُ حُنَيْفٍ لِمَ تَنْزِعُهُ؟ قَالَ لِأَنَّ
فِيهِ تَصَاوِيرَ وَقَدْ قَالَ فِيهَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مَا قَدْ عَلِمْتَ فَقَالَ سَهْلٌ أَلَمْ يَقُلْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ إِلَّا مَا كَانَ رَقْمًا فِي ثَوْبٍ قَالَ بَلَى وَلَكِنَّهُ أَطْيَبُ لِنَفْسِي
“O,
Ebu Talha radiyallahu anh’e hasta ziyareti için gitti. Onun yanında Sehl b.
Huneyf radiyallahu anh de vardı. Ebu Talha radiyallahu anh altındaki örtüyü
kaldırması için birisini çağırdı. Sehl radiyallahu anh ona dedi ki:
“Onu
neden kaldırtıyorsun?” Ebu Talha radiyallahu anh: “Çünkü onda suretler var.
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in bu konuda ne buyurduğunu biliyorsun.” Sehl
radiyallahu anh dedi ki: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ancak
kumaştaki işlemelerde bulunanlar hariç” buyurmadı mı?” Ebu Talha
radiyallahu anh dedi ki: “Evet, lakin nefsimde bir sıkıntı kalmasın.”[1]
Ancak sahabeden selefin ihtilafı bu hadiste geçen suretlerin
mahiyeti hakkındadır. Bazı sahabeler yerdeki veya yataktaki sergilerde olsa bile bunu şüpheli görmüşlerdir. Nitekim Hafız el-Beyhakî dedi ki: “Ancak kumaştaki işlemeler hariç”
kavliyle kastedilen muhtemelen ruh taşımayan varlıklara ait resimlerdir.[2]
İbn Abbas radiyallahu anhuma’nın azatlısı Şu’be rahimehullah
dedi ki:
دَخَلَ
الْمِسْوَرُ بْنُ مَخْرَمَةَ عَلَى ابْنِ عَبَّاسٍ وَعَلَيْهِ ثَوْبُ إِسْتَبْرَقٍ
فَقَالَ مَا هَذَا يَا أَبَا الْعَبَّاسِ؟ قَالَ وَمَا هُوَ؟ قَالَ هَذَا الْإِسْتَبْرَقُ
قَالَ مَا عَلِمْتُ بِهِ وَمَا أَظُنُّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ نَهَى عَنْهُ حِينَ نَهَى إِلَّا لِلتَّجَبُّرِ وَالتَّكَبُّرِ وَلَسْنَا
بِحَمْدِ اللَّهِ كَذَلِكَ قَالَ فَمَا هَذِهِ الطُّيُورُ فِي الْكَانُونِ؟ قَالَ أَلَا
تَرَى كَيْفَ أَحْرَقْنَاهَا بِالنَّارِ فَلَمَّا خَرَجَ الْمِسْوَرُ قَالَ انْزِعُوا
هَذَا الثَّوْبَ عَنِّي وَاقْطَعُوا رُءُوسَ هَذِهِ التَّمَاثِيلِ وَالطُّيُورِ
“el-Misver b. Mahrame radiyallahu anh, İbn Abbas radiyallahu
anhuma’nın yanına girdi. Onun üzerinde ibrişimden (ipekli) bir örtü vardı. Dedi
ki:
“Bu da nedir ey Ebu’l-Abbas!” İbn Abbas radiyallahu anhuma: “Neyi
kastediyorsun?” dedi. O da: “Şu ibrişim (ipekli) örtüyü.” İbn Abbas radiyallahu
anhuma dedi ki: “Onu bilmiyorum. Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
bunu yasakladığı zaman ancak böbürlenme ve kibirlenme sebebiyle yasakladığını
zannediyordum. Biz Allah’a hamd olsun böyle değiliz.” Misver radiyallahu anh
dedi ki:
“Peki ya şu ocaktaki kuş heykelleri nedir?” İbn Abbas
radiyallahu anhuma dedi ki: “Onu ateşte nasıl yaktığımızı görmüyor musun?”
Misver radiyallahu anh çıkınca İbn Abbas radiyallahu anhuma dedi ki:
“Şu örtüyü benden çıkarın ve şu kuş timsallerinin başlarını
kesin.”[3]
Başkası tarafından yapılmış suretlere bakmaya gelince, bunu
yasaklayan bir delil mevcut değildir: Suleyman b. Tarhan et-Teymî
rahimehullah’tan: “Hasen el-Basrî rahimehullah şöyle demiştir:
أَوَ لَمْ يَكُنْ أَصْحَابُ مُحَمَّدٍ
يَدْخُلُونَ الْخَانَاتِ فِيهَا التَّصَاوِيرُ؟
“Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabı içinde
suretler bulunan dükkânlara girmiyorlar mıydı?”[4]
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e Aişe radiyallahu
anha ile evlenmeden önce Aişe radiyallahu anha’nın suretinin gösterilmesi de bu
konuda dayanaktır. İbn Ebi Muleyke rahimehullah’ın Aişe radiyallahu anha’dan
rivayetinde şöyle gelmiştir:
أَنَّ جِبْرِيلَ جَاءَ بِصُورَتِهَا فِي
خِرْقَةِ حَرِيرٍ خَضْرَاءَ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ
هَذِهِ زَوْجَتُكَ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ
“Cibril aleyhi's-selâm Aişe radiyallahu anha’nın sureti
bulunan yeşil ipek bir kumaşla Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve dedi
ki: “Bu senin dünyada ve ahirette eşindir.”[5]
Bu hadisin lafzının zahiri, hadisenin uyanık iken meydana
gelmiş olduğu intibaını verse de Buhârî ve Muslim’in rivayetlerinde bu
hadisenin Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e Aişe radiyallahu anha’nın
suretinin üç gece veya iki gece rüyasında gösterildiği şeklinde geçer.[6]
Hadisenin uyanık iken meydana geldiğini gösteren bazı
rivayetler daha vardır ki bunlar sabit olmamıştır:
Ebu Nuaym’ın İbn Abbas radiyallahu anhuma’dan rivayetinde
şöyle demiştir:
لَمَّا تُوُفِّيَتْ خَدِيجَةُ نَزَلَ جِبْرِيلُ
عَلَيْهِ السَّلَامُ بِصُورَةِ عَائِشَةَ فِي سَرَقَةِ حَرِيرٍ خَضْرَاءَ فَقَالَ يَا
مُحَمَّدُ هَذِهِ زَوْجَتُكَ فِي الدُّنْيَا وَزَوْجَتُكَ فِي الْآخِرَةِ عِوَضًا مِنْ
خَدِيجَةَ بِنْتِ خُوَيْلِدٍ
“Hadice radiyallahu anha vefat edince Cibril aleyhi's-selâm üzerinde
Aişe radiyallahu anha’nın suretinin bulunduğu yeşil ipekten bir kumaşla indi ve
dedi ki: “Ey Muhammed! Bu, Hadice bt. Huveylid’in yerine dünyada ve ahirette
eşindir.”[7]
Yine bu manada diğer bir münker metin, zayıf isnad ile İbn
Ömer radiyallahu anhuma’dan şu lafızla gelmiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem buyurdu ki:
أَتَانِي جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَامُ فَقَالَ
لِي إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ زَوَّجَكَ ابْنَةَ أَبِي بَكْرٍ وَمَعَهُ صُورَةُ
عَائِشَةَ
“Cibril aleyhi's-selâm
bana geldi ve dedi ki: “Muhakkak ki Allah Azze ve Celle seni Ebu Bekr’in
kızıyla evlendirdi.” Yanında Aişe’nin sureti de vardı.”[8]
Ancak bu rivayetlerin isnadı zayıftır ve görüldüğü gibi metinlerinde
de münkerlik vardır. Sahih ve sabit olan Aişe radiyallahu anha’nın suretinin Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e rüyasında gösterilmiş olmasıdır.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e rüyasında Aişe radiyallahu
anha’nın kendisinin değil de, suretinin gösterilmesi ve Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’in bu surete bakması meselede delil olan kısımdır.
Hadis, suret yapmanın veya asmanın değil, başkası tarafından
yapılmış surete bakmanın cevazına delalet etmektedir.
Ali radiyallahu anh’ın Yemen’e gönderilirken gördüğü
suretleri yok etmesinin emredilmesi ise asılı olan suretlere hamledilir: Hittan
b. Abdillah rahimehullah dedi ki:
أَتَى عَلَيَّ صَاحِبٌ لِي
فَنَادَانِي فَأَشْرَفْتُ عَلَيْهِ فَقَالَ قُرِئَ
عَلَيْنَا كِتَابُ أَمِيرِ الْمُؤْمِنِينَ يَعْزِمُ عَلَى مَنْ كَانَ فِي بَيْتِهِ
سِتْرٌ مَنْصُوبٌ فِيهِ تَصَاوِيرُ لَمَا وَضَعَهُ فَكَرِهْتُ أَنْ أُحْسَبَ عَاصِيًا
فَقُمْنَا إِلَى قِرَامٍ لَنَا فَوَضَعْتُهُ قَالَ مُحَمَّدٌ كَانُوا لَا يَرَوْنَ
مَا وُطِئَ وَبُسِطَ مِنَ التَّصَاوِيرِ مِثْلُ الَّذِي نُصِبَ
“Arkadaşım bana geldi ve seslendi. Ben de kafamı kaldırıp
baktım. Dedi ki: “Bize mü’minlerin emirinin mektubu okundu. Kimin evinde
üzerinde suretler bulunan örtü asılı ise onların indirilmesini emrediyor.” Ben
de âsî olmak istemediğim için kalktım ve örtüleri indirdim.” Muhammed b. Sirin
rahimehullah dedi ki:
“Onlar (ashab ve tabiin) yere serilip çiğnenen suretleri,
asılan suretlerle aynı derecede görmüyorlardı.”[9]
Eyyub es-Sahtiyani
rahimehullah’tan: “Muhammed b. Sirin rahimehullah dedi ki:
كانَ نَقشُ خاتَم أَنَسٍ أَسَدٌ رَابِضٌ
“Enes radiyallahu anh’ın yüzüğünde çömelmiş bir aslan nakışı
vardı.”[10]
İbn Receb el-Hanbelî şöyle demiştir: “Suret yapmanın
haramlığını gösteren naslardan dolayı yüzüğe hayvan sureti nakşetmek caiz
değildir. Lakin üzerinde böyle bir nakış bulunan yüzüğü kullanmanın haram olup
olmadığı hususunda ashabımız ihtilaf etmişlerdir.”[11]
Böylece “Nasıl olsa cebimizde suret içeren paraları yahut
kimlik belgelerini taşımıyor muyuz?” diyerek suretleri genel manada helal
saymaya çalışan saptırıcıların şüphesine de mahal olmadığı anlaşılmıştır. Bu
yazıdan televizyonlardan veya başka cihazlardan dine ve ahlâka aykırı yayınları
izlemenin cevazı da anlaşılmamalıdır!
[1]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
Malik Muvatta (2/966) Ahmed (3/486) İbn Hibbân (13/162) Tirmizî (1750) Nesâî
(5349) Taberânî (5/104) Ebû Ya'lâ (3/30) Tahavî Şerhu Meâni'l-Âsâr (4/285)
İbnu’l-Muzaffer Garaibu Malik (67) Beyhakî (7/271) el-Elbani Gayetu’l-Meram
(134) Mukbil b. Hadi Camiu’s-Sahih (2861)
[2]
Beyhakî Sunenu’l-Kubra (7/271)
[3]
Hasen mevkuf. İbnu’l-Ca’d Musned
(2799) Ahmed (1/320, 353) Taberânî (11/429) Ebu Nuaym Zikru Men İsmuhu Şu’be
(2) Beyhakî (7/271)
[4]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
İbn Ebî Şeybe (5/199) Mukbil b. Hadi Hukmu Tasviri Zevati’l-Ervah (s.14)
[5]
Sahih. Tirmizî (3880) İshak b. Rahuye
(1237) İbn Hibbân (16/6) Bezzar (18/220) Ebu Bekr el-İsmaili Mu’cem (353) Ebu
Arube el-Harrani Cüz (33) Acurri eş-Şeria (1876) İbnu’l-A’rabi Mu’cem (2195)
Hatib Tarih (11/221) Cevheri Emali (46) İbn Asakir Tarih (22/147) el-Elbani
Sahihu Suneni’t-Tirmizî (3041) el-Elbani es-Sahiha (3987)
[6]
Sahih. Buhârî (3895) Muslim (2438)
[7]
Münker. Ebu Nuaym Fadailu’l-Hulefai’r-Raşidin
(153) isnadına Musa b. Abdirrahman es-San’anî zayıftır.
[8]
Münker. Acurri eş-Şeria (1877) Ebu
Abdillah el-Attar Cüz (72) isnadında el-Velid b. el-Fadl el-Anezi çok zayıftır.
[9]
Muslim'in şartına göre sahih. İbn Ebî
Şeybe (5/207)
[10]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
İbn Sa’d Tabakat (7/18) İbn Ebî Şeybe (5/190) Begavi Mu’cem (120) Ebu Nuaym
Marife (769)
[11]
İbn Receb Ahkamu’l-Havatim (s.137)