Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

28 Ekim 2020 Çarşamba

İstiâzenin (Şeytandan Allah’a Sığınmanın) Kıraat’ten Önce Yapılması Bid’at midir?

 Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

{فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ}

Kur’ân okuduğun zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.” (Nahl 98)

Taberî rahimehullah dedi ki: “Allah Teâlâ nebisi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e şöyle diyor: “Ey Muhammed! Kur’ân okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. Arap dili uzmanlarından biri bu ayette takdim ve te’hir olduğunu iddia etti. Sanki ona göre manası şöyledir: “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığındığın zaman Kur’ân oku.” Onun bu sözünün haklılığı yoktur. Çünkü şayet böyle olsaydı kovulmuş şeytandan ne zaman sığınılırsa Kur’ân okumak gerekirdi. Lakin bunun manası açıkladığımız gibidir. “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığın” sözü vacip kılmak için değildir, ancak duyurma ve teşvik içindir. Yine hiçkimse arasında ihtilaf yoktur ki Kur’ân’ı okuyan ve kıraatinden önce veya sonra kovulmuş şeytandan Allah’a sığınmayan kimse bir farzı veya vacibi zayi etmiş olmaz. İbn Zeyd bu konuda bizim söylediğimiz gibi söylerdi.”[1]

Begavî rahimehullah dedi ki: “Kur’ân kıraati esnasında istiaze sünnettir. Âlimlerin çoğunluğu istiazenin kıraatten önce olması görüşündedirler. Ebu Hureyre radiyallahu anh ise kıraatten sonra olur demiştir.”[2]

Nevevî rahimehullah dedi ki: “İstiazenin kıraatten sonra olması Ebu Hureyre, İbn Sirin ve en-Nahaî’den rivayet edilmiştir. Ebu Hureyre radiyallahu anh ayetin zahiriyle amel ederek fatihadan sonra istiaze yapardı. Sahih olan, buna delalet eden hadislerden dolayı, kıraatten önce istiaze yapmaktır.”[3]

İbn Kesir rahimehullah dedi ki: “Kurrâ'dan bir grub ve diğerleri dediler ki; kırâetten sonra istiâze gerekir. Onlar âyetin zahirî siyakına bağlandılar ve İbâdetten fariğ olduktan sonra hayreti defetmek için böyle dediler. Bu görüşte olan­lar İbn Kalûka'nın ifâdesine göre Hamza ve Ebu Hatim es-Sicistanidir. Ebu'l-Kasım Yûsuf İbn Ali b. Cubare el-Huzelî el-Magribî de el-Kâmil isimli eserinde bunu nakleder. Bu husus Ebu Hureyre'den de nakledilir. Ancak bu nakil garîbtir. Fahruddin Muhammed b. Ömer er-Razi Tefsir’inde İbn Sirin’den nakleder ve der ki: “Bu İbrahim en-Nehâi, Davud b. Ali el-Esbehani ez-Zahiri’nin de görüşüdür. Kurtubî’nin nakline göre Ebu Bekr b. el-Arabî bir topluluğun İmam Malik’ten; Kari’nin Fatiha’dan sonra istiaze yapacağı görüşünü naklettiğini zikretmiş ve bunu garip bulmuştur Yine üçüncü bir görüş zikredilmiştir ki, bu da her iki tarafın delillerini cem ederek istiazenin kıraatin başında ve sonunda yapılmasıdır. Bunu da Fahruddin (er-Razi) nakleder. Cumhûr'un üzerinde birleştiği meşhur görüş, tilâvetten önce is­tiâze çekilmesidir. Böylece vesvese verenin (şeytânın) defi sağlanır. Onlara göre:

{فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ}

Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sı­ğın.” (Nahl, 98) âyetinin mânâsı Kur'an okumak istediğin zaman şek­lindedir. Nitekim:

{إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ}

Namaza kalktığınız zaman, yüzlerinizi, dirseklere kadar, ellerini­zi yıkayın…” (Mâide, 6) âyeti “kalkmak istediğiniz” zaman diye tefsir edilmiştir. Bu konuda Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den pek çok hadîs delil getirilmiştir.”[4]

İbn Kesir rahimehullah bundan sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in namazda kıraatten önce istiaze yaptığına dair bazı rivayetleri zikretmiştir.

İlim ehlinin bu sözlerinden anlaşıldığına göre istiazenin kıraatten önce olması veya kıraatten sonra olması hususunda tabiinden selefin farklı uygulamaları olmuştur. Ebu Hureyre radiyallahu anh’den nakledilen fiile dair rivayetin ise sabit olmadığına İbn Kesir işaret etmiştir.

Yukarıda seleften nakledilen rivayetlerden sabit olanları da şu şekildedir:

Tavus rahimehullah Fatihadan önce istiaze yapardı.[5]

Eyyub es-Sahtiyanî rahimehullah şöyle demiştir: “İbn Sirin rahimehullah namazda Ummu’l-Kur’ân’ı (Fatihayı) okumadan önce ve Ummu’l-Kur’ân’ı okuduktan sonra şeytandan sığınırdı. Yine dedi ki: “Hasen (el-Basrî) kıraatten önce sığınırdı”[6]

Hammad dedi ki: “İbrahim en-Nehaî fatihadan sonra istiaze yapardı. Said b. Cubeyr ise fatihadan önce istiaze yapardı.”[7]

Muasır bid’at ehli âlimlerden olan Salahuddin Ebu Arafe’nin; “Kıraatten önce istiaze yapmak bid’attir” şeklindeki iddiasının ve “Kıraatten önce istiaze yapıldığına dair gelen rivayetler namazdaki kıraat hakkındadır, namaz dışındaki kıraatten önce istiaze bidattir” şeklinde yaptığı ayrımın da bir tutarlılığı yoktur. Nitekim Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den kıraatten önce istiaze yaptığı, genel bir ifadeyle sabit olmuştur:

Ebu’l-Mutevekkil en-Nacî rahimehullah’tan: “Ebu Said el-Hudrî radıyallahu anh dedi ki:

أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَقُولُ قَبْلَ الْقِرَاءَةِ أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kıraatten önce: “Kovulmuş şeytan’dan Allah’a sığınırım” derdi.”[8]



[1] Taberî Tefsir (14/357)

[2] Begavi Mealimu’t-Tenzil (5/42)

[3] Nevevi el-Mecmu (3/284)

[4][4] İbn Kesir Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim (1/103-105)

[5] Sahih maktu. Abdurrazzak (2588) İbn Hazm el-Muhalla (3/249) el-Mustagfiri Fadailu’l-Kur’ân (536)

[6] Sahih maktu. Abdurrazzak (2590) İbn Hazm el-Muhalla (3/250) el-Mustagfiri Fadailu’l-Kur’an (537-538)

[7] Sahih maktu. Abdurrazzak (2593) el-Mustagfiri Fadailu’l-Kur’an (540-41)

[8] Hasen. Abdurrazzak (2589) İbnu’l-Munzir el-Evsat (1277) el-Mustagfiri Fadailu’l-Kur’an (548) el-Elbani İrvau’l-Galil (342) el-Elbani şahitlerini zikrederek sahih demiştir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)