Dr. Hakim el-Mutayri, el-İslam ve Nakzu’l-Cahiliyyeti’l-Garbiyye
adlı kitabında (s.300) şöyle diyor:
“Soru: “Arap ülkelerinde mescidler kapalı iken Endonezya
ve Pakistan’da namazdaki saflar arasında mesafe bulunmasından bahsediyorsunuz. Bu
durum, sizin namazda cemaat arasında mesafenin caiz olmadığını söylemenizle çelişmiyor
mu?”
Cevap: Çelişki yoktur! Namaz kılanların saflarının
mesafeli olarak uygulanması, mescidlerin kapanmasının zorunluğu olduğu
iddiasının yalan olduğunu ispatlıyor. Mescidlerin kapanması küfür ve dinden
çıkıştır. Zaruret veya ihtiyaç olmadıkça namaz safları arasında mesafe olması
caiz değildir. Filistin, Pakistan ve başka ülkelerdeki müslümanlar bayram
namazını safları sıkılaştırarak kıldılar, safları ayırmaya zaruret veya ihtiyaç
hissetmediler! Kendisi için hastalıktan korkan safı sıklaştırmaz! Ama bu
şeytanî ameli, din sahibinin reddettiği “hastalığın bulaşacağı, uğursuzluk inancı
ve hastalıktan korku” gerekçesiyle bütün müslümanlara mescidlerinde zorunlu
kılmaya gelince bu şeytanın adımlarına uymanın en açık şeklidir.”
Yine aynı eserde şöyle demiştir:
"Soru: İmamın arkasında safları sıklaştırmak cemaatle namazın olmazsa olmaz sıhhat şartı mıdır?
Cevap: İmamın arkasında safları sıkılaştırmanın cemaatin gerçekleşmesi için sıhhat şartı olduğu hususunda bir ihtilaf yoktur. Ama safta hiçbir açıklık bırakmamak ve saffı düzgün tutmaya gelince, İmam Buhari'nin bab başlığı olarak belirttiği gibi farzdır. Bu aynı zamanda hadis ehlinin ve Zahirilerin de görüşüdür. İbn Teymiyye de bu görüşü tercih etmiştir. Cumhur ise bunun müstehap olduğu görüşündedir. Bu konu, safın arkasında tek başına namaz kılanın namazı batıl olur mu meselesi üzerine mebnidir. Çünkü Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Safın arkasında tek başına namaz kılanın namazı yoktur" buyurmuştur.