Abdurrazzak (11/223), Ma’mer’den, o ez-Zuhrî’den, o Salim b. Abdillah’tan, o babasından (İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan) rivayet ediyor:
أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم
رَأَى عَلَى عُمَرَ قَمِيصًا أَبْيَضَ فَقَالَ أَجَدِيدٌ قَمِيصُكَ هَذَا أَمْ
غَسِيلٌ؟ قَالَ بَلْ غَسِيلٌ
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem Ömer radıyallahu anh’ın
üzerinde beyaz bir elbise gördü ve:
“Elbisen yeni mi yıkanmış mı?” dedi. O da: “Bilakis yıkanmış”
dedi.
(Bir rivayette:
بَلْ جَدِيدٌ
“Bilakis yeni”[1]
dedi. Üçüncü bir rivayette İbn Ömer radıyallahu anhuma:
قَالَ فَلَا أَدْرِي بِمَا رَدَّ
عَلَيْهِ
“Ne cevap verdiğini
bilmiyorum”[2]
demiştir.) Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
فَقَالَ الْبَسْ جَدِيدًا وَعِشْ حَمِيدًا
وَمُتْ شَهِيدًا
“Yeni giy, övülmüş olarak yaşa ve şehid olarak öl.”
Bazı raviler şu ziyadeyle rivayet ettiler:
وَيَرْزُقُكَ
اللَّهُ قُرَّةَ عَيْنٍ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ قَالَ وَإِيَّاكَ يَا رَسُولَ
اللَّهِ
“Allah seni dünya ve ahirette göz aydınlığıyla
rızıklandırsın.” O da: “Seni de ey Allah’ın rasulü” dedi.”
Bu hadisi Nesâî Sunenu’l-Kubra’da (10143) Tirmizî el-İlelu’l-Kebir’de
(694), İbn Mace (3558) Ahmed Musned’de (2/88) ve Fadailu’s-Sahabe’de (322-324)
Abd b. Humeyd (723), Ebu Ya’la (5545), İbn Hibban (15/320) Taberânî
Mu'cemu'l-Kebîr (12/283), Bezzar (13/253) Abdurrazzak’ın tarikinden; Ma’mer-
ez-Zuhrî – Salim – babası yoluyla rivayet etmişlerdir.
Ahmed Muhammed Şakir Musned tahkikinde sahih dedi. Hafız İbn
Hacer Netaicu’l-Efkâr’da (1/136), Şeyh Muhammed Nasıruddin el-Elbanî es-Sahiha’da
(352) ve öğrencisi Şeyh Selim b. İyd el-Hilalî Ucaletu’r-Ragıb’da bu hadisi
hasen olarak değerlendirdiler. Busayrî, İbn Kesir, İbn Hibban gibi hafızlar da
isnadın zahirine bakarak sıhhat hükmü vermişlerdir.
İsnadına bakıldığında bütün ravileri güvenilir ve isnadı Buhârî
ve Muslim’in şartına göre sahih gibi görünüyor, ancak bu illetli bir
rivayettir:
Yahya b. Said el-Kattan, Yahya b. Main, Buhârî, Ahmed b. Hanbel, Nesai, Darekutni, Taberani, Bezzar Beyhaki ve el-Kinanî bu hadisi Abdurrazzak’ın münker rivayeti olarak
görmüşler ve: “Abdurrazzak bunda yanılgıya düştü. Bu ne Ma’mer’in rivayetidir,
ne de ez-Zuhrî’nin. Doğrusu bu, Ebu’l-Eşheb’in bir adamdan, onun da Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem’den mürsel olarak rivayet ettiği bir hadistir.”
Ebû Dâvûd’un Mesail’de (no: 2004) nakline göre İmam Ahmed b. Hanbel rahimehullah şöyle demiştir:
“Abdurrazzak bunu ezberinden rivayet ediyordu. Bilmiyorum kitabında var mı yok mu?” Ebu Abdillah (Ahmed b. Hanbel) rahimehullah bunu münker gördü ve dedi ki: “Abdurrazzak’ın yanında Ebu’l-Eşheb’in rivayeti vardı. Bunu Sufyan’dan rivayet etmişti. Rivayette hata etti ve “Asım b. Ubeydillah’tan, Ebu’l-Eşheb’den şeklinde rivayet etti.”
Tirmizî, el-İlelu’l-Kebir’de (694) şöyle demiştir: “Bu
hadisi Muhammed (b. İsmail el-Buhârî’ye) sordum, dedi ki: “Suleyman eş-Şazekuni
dedi ki: Abdurrazzak’a geldim ve bize bu hadisi Ma’mer – ez-Zuhri – Salim –
babası yoluyla tahdis etti. Sonra Abdurrazzak’ın bu hadisi Sufyan es-Sevri –
Asım b. Ubeydillah[3]
- Salim – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla rivayet ettiğini gördüm. Muhammed
(imam Buhârî) dedi ki: “Bu hadisi bize de Abdurrazzak – Sufyan yoluyla rivayet
ettiler. Her iki rivayet de bir şey değildir.”
Ebu Hâtim, el-İlel’de (1/490) dedi ki: “İnsanlar (hadis
ehli) bu rivayeti kabul etmemişlerdir. Bu rivayet bâtıldır.”
Nesâî dedi ki: “Bu hadis münkerdir. Yahya b. Said el-Kattan,
Abdurrazzak’ın bu rivayetine karşı çıkmıştır. Ma’mer’den bunu Abdurrazzak’tan
başkası rivayet etmedi. Nitekim bu hadis Ma’kil b. Abdillah’tan rivayet edilmiş
ve bu rivayette de ihtilaf edilmiştir. Bir seferinde Ma’kil yoluyla; İbrahim b.
Sa’d – ez-Zuhrî şeklinde mürsel olarak rivayet edilmiştir. Bu hadis ez-Zuhri’nin
rivayeti değildir. Allah en iyi bilendir.”
İbn Adiy el-Kamil’de (5/1948) dedi ki: “Yahya b. Main dedi
ki: “Bu hadis münkerdir. Abdurrazzak’tan başkası bunu rivayet etmedi.”
Bezzar dedi ki: “Bu isnad ile sadece Abdurrazzak’ın rivayet
ettiğini biliyoruz, ona tabi olunmamıştır.”
Taberani dedi ki: “Bu rivayette Abdurrazzak yanılgıya
düşmüştür. Bunu gözleri kör olduktan sonra rivayet etmiştir. Doğrusu Ma’mer –
ez-Zuhrî yoluyla bunu Abdurrazzak’tan başka kimse rivayet etmemiştir.”
Misbahu’z-Zucace kitabında (4/82) nakledildiğine göre Hafız Hamze
b. Muhammed el-Kinanî şöyle demiştir: “Bu hadisi ez-Zuhri’den rivayet eden Ma’mer
dışında kimse bilmiyorum. Sahih olduğunu sanmıyorum. Allah en iyi bilendir.”
Bu hadis, Ebu’l-Eşheb Ziyad b. Zadan yoluyla rivayet edilmiş
ve Ebu’l-Eşheb üzerinden iki şekilde ihtilaf meydana gelmiştir:
Birincisi: İbn Sa’d Tabakat’ta (3/329) İbn Ebî Şeybe (5/189
ve 6/95) Abdullah b. İdris – Ebu’l-Eşheb – Muzeyne’den bir adam yoluyla rivayet
ettiler.
İkincisi: Buhârî Tarihu’s-Sagir’de (2/38) ve İbn Sa’d
(3/329); İsmail b. Ebi Halid – Ebu’l-Eşheb yoluyla mürsel olarak rivayet
ettiler.
Ebu’l-Eşheb’in ismi Ziyad b. Zadan’dır. Onu İbn Hibban
es-Sikât’ta (4/254) zikretmiştir.
Hafız İbn Hacer buradaki Ebu’l-Eşheb’in tabiin’in büyüklerinden,
Sahihayn ricalinden sika bir ravi olan Ca’fer b. Hayyan el-Utaridî olduğunu
iddia ederek büyük bir hata yapmış, el-Elbani de İbn Hacer’in sözlerini hiçbir
düzeltme yapmadan aktarmış ve ikrar etmiştir!
Doğrusu Ebu Hatim, el-İlel’de isnaddaki raviyi “Ebu’l-Eşheb
en-Nehai” şeklinde zikretmiştir. Ebu’l-Eşheb
en-Nehai olarak bilinen iki ravi vardır. Birisi Ebu’l-Eşheb Ca’fer b. Haris
en-Nehai’dir ve şiddetli zayıf bir ravidir. Buhârî onun “Munkeru’l-hadis”
olduğunu söylemiştir.
İkincisi ki doğrusu budur; Ebu’l-Eşheb Ziyad b. Zadan en-Nehaî’dir. İbn Hacer'in, bu hadisin ravisi olan Ebu'l-Eşheb'in, el-Utaridi olduğunu söylemesinin hiçbir dayanağı yoktur!
Beyhakî Da’avatu’l-Kebir’de (486) dedi ki: “Bu hadis mahfuz
değildir. Doğrusu İsmail b. Ebi Halid bunu Ebu’l-Eşheb’den, o da mürsel olarak Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem’den rivayet etmiştir. Abdurrazzak bunu es-Sevri’den
rivayette yanılgıya düşmüştür. Allah en iyi bilendir. Ebu’l-Eşheb ise Ziyad b.
Zadan’dır. Benî Hilal’in azatlısıdır. Bunu Buhârî rahimehullah söylemiştir.”
Nitekim İmam Buhârî Tarihu’l-Kebir’de (3/356) şöyle zikreder:
“İbn Ar’ara dedi ki: İbn İdris’i şöyle derken işittim: “İbn Ebi Halid ile
beraber Ebu’l-Eşheb Ziyad b. Zadan’a gittim. Ömer radıyallahu anh hadisini
rivayet etti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Yeni elbise giy…”
Bu hadisi Abdurrazzak Sufyan’dan, o Asım b. Ubeydillah’tan, o Salim’den diye
rivayet etmiştir. Yine Ma’mer – ez-Zuhri – Salim – İbn Ömer radıyallahu anhuma –
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem yoluyla rivayet etti. Ebu Nuaym ise Sufyan –
İsmail (b. Ebi Halid) – Ebu’l-Eşheb yoluyla rivayet etmiştir. Bu rivayet daha
doğrudur ve mürseldir.”
Ebu’l-Eşheb Ziyad b. Zadan, sahabeden hiçkimseyle karşılaşmamıştır. Muzeyne’den
bir adam ya sahabe değildir, yahut Ebu’l-Eşheb onunla karşılaşmamıştır!
Bu hadisin rivayetinde ızdırap yapmıştır. Bazen mürsel
rivayet etmiş, bazen Muzeyne’den bir adamdan rivayet etmiştir.
Hadisi hasen sayanlar; “Abdurrazzak bunu her iki tarikten de
rivayet etmiş olabilir, yanılgıya düştüğünü söylemek gerekmez” diyorlar. Lakin
uzman hafızlar Ma’mer – ez-Zuhrî tarikiyle bunun bâtıl olduğunu söylemişlerdir.
Hadisin sadece Ebu’l-Eşheb yoluyla gelen bir tariki vardır ve Abdurrazzak yanılgıya
düşerek Ebu’l-Eşheb’in rivayetini Ma’mer – ez-Zuhrî yoluyla rivayet etmiştir.
Yani hadisin aslı Ebu’l-Eşheb rivayetidir. Ebu’l-Eşheb rivayeti ise iki yolla
gelmiş olup ravinin ızdırabıyla; bir tariki mu’dal, diğer tariki
munkatı/mürseldir. Yani hadisin aslı zayıftır. Abdurrazzak’ın tariki ile Ebu’l-Eşheb
rivayetleri birbirini takviye edecek tarikler değildirler.
Bezzar (Keşfu’l-Estar 2503) başka bir yolla Cabir radıyallahu
anh’den rivayet etmişse de bunun isnadında Cabir b. Yezid el-Cu’fî metruk bir
ravi olduğu için şiddetli zayıf olup şahit olmaya elverişli değildir.
Böylece hadise hasen hükmü veren Hafız İbn Hacer’in Ebu’l-Eşheb
tarikini Abdurrazzak’ın rivayetine şahit getirmesinin doğru olmadığı, Ebu’l-Eşheb’in
kim olduğunu tespitte de yanıldığı anlaşılmıştır.
Şeyh el-Elbani ve Selim el-Hilali, hasen hükümlerinde İbn
Hacer’e itimad etmişlerdir. Ancak İbn Hacer’in iki yönden hata ettiğini
açıklamış olduk.
Şeyh Ahmed Şakir ve diğer muhakkiklerin sahih demesine gelince, isnadın zahirine
bakarak böyle demiş olmalıdırlar. Ahmed Şakir'in ve Ebu Ya'la muhakkiki Huseyn Selim Esed gibi bazı gevşek davranan muhakkiklerin sıhhat hükümleri vermede yanılgıları da çokça karşılaşılan bir durumdur.
Şeyh Mukbil b. Hadi el-Vadiî, hadisi Camiu’s-Sahih’te zikretmiş
olmakla beraber, Ahadisun Muille Zahiruha’s-Sihha (Sahih Gibi Görünen İlletli
Hadisler) adlı kitabında tariklerin tahlilini yaptıktan sonra netice olarak
şöyle demiştir: “Hadis, Nesâî’nin dediği gibi münkerdir.”
Neticede hadis zayıftır. Allah en iyi bilendir.
[1]
İbn Hibban (15/320) Taberani ed-Dua (399) Hâlbuki Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr’de (12/283)
“Bilakis yıkanmıştır” şeklinde rivayet etmiştir!
[2]
Ahmed Fadailu’s-Sahabe (322)
[3]
Asım b. Ubeydillah b. Asım b. Ömer b. el-Hattab: zayıf bir ravidir. Buhârî ve
başkaları onun hakkında: “Munkeru’l-hadis” demiştir. Bkz.: Tehzibu’t-Tehzib
(5/48)