Soru: Ben seferde iken öğle vakti girdi ve iki rekat kıldım, ikindi vakti girmeden önce memleketime dönerim zannıyla ikindiyle cem yapmadım. İkindi vaktine yaklaşık on dakika kala hareket etmek üzere olan arabaya binmek istedim ve ezandan önce ikindiyi iki rekat kıldım. Bu yaptığım doğru mudur? Şimdi ne yapmalıyım?
Cevap: Hamd Allah’adır. Anlattığın şey, ilim ehlinin zikrettikleri
meseleden dolayıdır. O mesele; iki namaz cem-i takdim yapıldığında muvalat şart
koşulması, yani ikinci namazı ilk namazın hemen ardından kılarak ikisi arasına
uzun zaman girdirmek suretiyle ertelememektir. Bu mesele âlimler arasında ihtilaflıdır.
İlim ehlinin cumhuru; iki namazın cem edilmesinin sıhhatinde eğer iki namaz ilk
vakitte cem edilecekse, muvalatın şart olduğu görüşündedir.
El-Mevsuatu’l-Fıkhiyye’de (15/288) şöyle geçer: “Namazların
cem edilmesini caiz gören fakihlerin cumhuru cem-i takdim yapıldığında dört
şeyi şart koştular:,,,
Üçüncüsü: İki namaz arasında muvâlâttır. Bu; iki namaz
arasında uzun bir süre fasıla koymamaktır. Az zaman aralığı zarar vermez. Çünkü
bundan kaçınılamaz. Eğer iki namaz arasındaki fasıla uzarsa cem’ bâtıl olur. Bu
fasılanın uyku, dalgınlık, meşguliyet veya başka sebeple olması fark etmez. Bu
fasılanın azlık ve çokluk değerlendirmesi örfe göredir…”
Abdulaziz b. Baz da bu şekilde fetva verirdi.
Bu mesele ile ilgili ikinci görüş ise muvâlâtın şart
olmadığıdır. Cem edilen iki namaz arasına uzun süreli fasıla girebilir. Bu
görüş İmam Ahmed b. Hanbel rahimehullah’dan rivayet edilmiş, şeyhulislam İbn
Teymiyye rahimehullah da bu görüşü tercih etmiştir.
İbn Teymiyye rahimehullah (Mecmuu’l-Fetava 24/54) şöyle
demiştir: “Sahih olan görüş, birinci vakitte de, ikinci vakitte de namazlar cem
edildiğinde muvalatın şart koşulmamasıdır. Zira dinde bunun bir sınırı yoktur
ve bu şartı koşmak, kastedilen ruhsatı ortadan kaldırır.”
Yine Mecmu’u’l-Fetava’da (24/52) şöyle demiştir: “İmam Ahmed’in
sözü şuna delalet ediyor: O’na göre cemin manası, bir namaz ile diğer namaz
birbiri peşine kılınmış olmasa bile, iki namazın bir vakitte kılınmasıdır. Kişi
akşamı ilk vaktinde kılsa, yatsıyı da akşam vaktinin sonunda kılsa cem yapması
caiz olan kimse için bu caizdir.”
İbn Useymin (Şerhu’l-Mumti 4/400) şöyle demiştir: “Şeyhulislam
(İbn Teymiyye) rahimehullah İmam Ahmed’den, cem-i te’hir yapıldığında şart
koşulmadığı gibi, iki namaz cem-i takdim yapıldığı zaman da muvâlâtın şart
koşulmaması görüşünde olduğunu zikretmiştir. İhtiyatlı olanı, eğer peşpeşe kılınmayacaksa
cem yapmamaktır. Lakin Şeyhulislam’ın görüşü kuvvetlidir.”
Namazların cem edilmesi ümmete verilen bir ruhsattır. Bu
ruhsatta muvâlâtın yani cem edilen iki namazın peşpeşe kılınmasının şart
koşulması hem hakkında delil bulunmayan bir şart koşmadır, hem de ruhsat ile
kastedilen kolaylaştırmayı ortadan kaldırmaktır.
Hadiste geldiği gibi, yüz şart dahi olsa Allah’ın kitabına
aykırı olan her şart batıldır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tahdit
koymadığı bir şeye tahdit koymak da Allah’ın kitabına aykırı bir şarttır. O
halde ey müslüman, at mezheplerin re’ylerini mezhebe (helaya) ve sahih sünnete
geldiği gibi tabi ol.