Cünüp veya hayız
olan kimselerin Kur’an okumaları ve mushafa dokunmalarını men eden bir delil bulunmamaktadır.
Ancak bu konuda eskiden beri ilim ehlinin ihtilafı vardır.
Abdestsiz
Kimsenin Kur’ân Okuması
İmam
Buhârî ve başkalarının Â’işe radiyallahu anha’dan rivayetine göre şöyle demiştir:
وَكَانَ النَّبِىُّ صلى
الله عليه وسلم يَذْكُرُ اللَّهَ عَلَى كُلِّ أَحْيَانِهِ
“Rasûlüllâh
sallallahu aleyhi ve sellem her durumda Allah’ı zikrederdi”[1]
Ku’rân
okumak, Allah’ı zikretmenin en kâmil şekillerindendir. Bu hadiste: “Her durumda zikrederdi” ifadesi genel
olup bunu tahsis eden bir ibare gelmemiştir.
İbn
Sirin rahimehullah’tan: (O, Ebu Meryem el-Hanefi’den);
أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَرَأَ مِنَ الْقُرْآنِ بَعْدَمَا خَرَجَ مِنَ
الْغَائِطِ فَقَالَ لَهُ أَبُو مَرْيَمَ الْحَنَفِيُّ أَتَقْرَأُ وَقَدْ
أَحْدَثْتَ؟ فَقَالَ أَمُسَيْلَمَةُ أَفْتَاكَ بِهَذَا؟
“Ömer
b. el-Hattab radıyallahu anh ihtiyaç giderdikten sonra Kur’ân okudu. Bunun
üzerine Ebu Meryem el-Hanefi ona: “Abdestsiz olduğun halde mi okuyorsun?” dedi.
Ömer radıyallahu anh dedi ki:
“Sana
bu fetvayi Museyleme(tu’l-Kezzab) mı verdi?!”[2]
İkrime rahimehullah’tan:
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رضي الله عنهما أَنَّهُ كَانَ يَقْرَأُ
الْقُرْآنَ وَهُوَ غَيْرُ طَاهِرٍ
“İbn Abbas radiyallahu
anhuma temiz değilken Kur’ân okurdu.”[3]
Said b. Cubeyr rahimehullah’tan:
كَانَ ابْنُ عُمَرَ وَابْنُ عَبَّاسٍ يَقْرَآنِ وَهُمَا عَلَى غَيْرِ وُضُوءٍ
“İbn Abbas ve İbn Ömer radiyallahu anhum abdestsiz olarak Kur’ân
okuyorlardı.”[4]
Ebu Sâsân Husayn b. el-Munzir rahimehullah dedi ki: “Muhacir b. Kunfuz
radiyallahu anh Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bevl ettiği sırada geldi ve
selam verdi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem abdest alıncaya kadar selamını
almadı ve sonra mazeret belirterek şöyle buyurdu:
إِنِّي
كَرِهْتُ أَنْ أَذْكُرَ اللَّهَ إِلا عَلَى طُهْرٍ أَوْ قَالَ عَلَى طَهَارَةٍ
“Ben Allah’ı abdestsiz olarak zikretmeyi kerih gördüm.”[5]
El-Elbânî rahimehullah
şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in:
“Ben Allah Azze ve
Celle’yi taharet hali üzere olmak haricinde zikretmekten hoşlanmadım”
hadisi, cünübün Kur’an okumasındaki kerahet hususunda açıktır.
Çünkü hadis, Ebû Dâvûd
ve başkalarının sahih isnadla rivayet ettiklerine göre, Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’e selam veren kimseye, selamını almak üzere varid olmuştur.
Kur’an’ın selam’dan daha öncelikli olduğu ortadadır. Bilindiği gibi, bunun
kerih olması, caiz olmasına mani değildir. Bu sahih hadis hakkında bunu
söylemek gerekir. Bu, görüşlerin en adilidir inşaallahu Teâlâ.”
Hayızlı Kadının Kur’ân Okuması
İbrahim
en-Neha’î rahimehullah şöyle demiştir:
لاَ بَأْسَ أَنْ
تَقْرَأَ
الآيَةَ
“Hayızlı kadının
ayet okumasında sakınca yoktur”[6]
İbn Hacer’in Fethu’l-Bârî’de
belirttiğine göre bunun benzeri İmam Mâlik’ten de rivayet edilmiştir.
Buhârî’nin İlgili Babda Diğer Nakilleri
Sahihu’l-Buhari Hayz
Kitabı 7. Bâb: Hayızlı Kadın Beyti Tavaf Etmek Müstesna, Bütün Hacc
Fiillerini Yerine Getirir
Ümm Atıyye radıyallahu
anha dedi ki:
كُنَّا
نُؤْمَرُ أَنْ يَخْرُجَ الحُيَّضُ فَيُكَبِّرْنَ بِتَكْبِيرِهِمْ وَيَدْعُونَ
“Biz, hayızlı
kadınların (namazgâha) çıkmaları, mü'minlerin tekbîrleriyle tekbîr etmeleri ve
duâ etmeleri ile emrolunur idik.”
Atâ b. Ebî Rabâh,
Câbir radıyallahu anh'den rivayet ediyor:
حَاضَتْ عَائِشَةُ فَنَسَكَتْ المَنَاسِكَ
غَيْرَ الطَّوَافِ بِالْبَيْتِ وَلاَ تُصَلِّي
“Âişe radıyallahu anha
hayz oldu da Beyt'i tavaf hâriç, bütün hacc fiillerini yaptı ve namaz
kılmıyordu.”
Âişe radıyallahu anha
şöyle demiştir:
خَرَجْنَا مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ لاَ نَذْكُرُ إِلَّا الحَجَّ فَلَمَّا جِئْنَا سَرِفَ طَمِثْتُ فَدَخَلَ
عَلَيَّ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَنَا أَبْكِي فَقَالَ مَا يُبْكِيكِ؟
قُلْتُ لَوَدِدْتُ وَاللَّهِ أَنِّي لَمْ أَحُجَّ العَامَ قَالَ لَعَلَّكِ نُفِسْتِ؟
قُلْتُ نَعَمْ قَالَ فَإِنَّ ذَلِكِ شَيْءٌ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ فَافْعَلِي
مَا يَفْعَلُ الحَاجُّ غَيْرَ أَنْ لاَ تَطُوفِي بِالْبَيْتِ حَتَّى تَطْهُرِي
“Bizler Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem'in maiyyetinde, haccdan başka bir şeyi düşünmeyerek
yola çıktık. Serîf mevkîine geldiğimiz zaman ben hayız oldum. Ben ağlar
hâldeyken Nebî sallallahu aleyhi ve sellem yanıma girdi ve:
"Seni ağlatan
nedir?" dedi. Ben: “Vallâhî çok arzu etmiştim; Allah'a yemîn ediyorum
ki, ben bu yıl hacc etmedim, dedim. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:
"Muhtemel ki
sen hayz oldun" dedi. Ben: “Evet” dedim. Şöyle buyurdu:
“Şüphe yok, sendeki
bu hâl, Allah'ın Âdem kızları üzerine yazdığı bir şeydir. Binâenaleyh
hacıların yapacakları fiilleri sen de yap, şu kadar ki, temizleninceye kadar
Beyt'i tavaf etme.”[7]
Buhari’nin Sahih’inde
yer alan bu bölüm görüldüğü gibi abdestsiz kimsenin Kur’ân okuyabileceğini
göstermektedir.
Cünübün Kur’ân Okuması
Sa’îd b. Cubeyr
, İkrime, Sa’îd b. el-Museyyeb, Dâvud ez-Zahirî, İbn Hazm, Buhârî, Taberî,
İbnu’l-Munzîr ve başka âlimler cünübün Kur’ân okumasında sakınca görmemişlerdir.[8]
İbn Abbâs
radiyallahu anhuma dedi ki:
لَا بَأْس أَن
يقْرَأ الْجنب الْآيَة وَنَحْوهَا
“Cünübün bir
ayet veya bunun gibisini okumasında sakınca yoktur.”[9]
Ubeyd b. Ubeyde rahimehullah
dedi ki:
قرأ ابن عباس
شيئا من القرآن وهو جنب فقيل له في ذلك فقال ما في جوفي أكثر من ذلك
“İbn Abbâs
radiyallahu anhuma cünüp iken Kur’ân’dan bir şey okudu. Ona bu konuda sorulunca
şöyle dedi: “Benim ezberimde bundan fazlası vardır.’”[10]
İkrime rahimehullah’tan:
عَنِ
ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّهُ كَانَ يَقْرَأُ وِرْدَهُ وَهُوَ جُنُبٌ
“İbn Abbâs radiyallahu
anhuma cünüp olduğu halde virdlerini (hergün okumayı adet edindiği ayetleri ve
zikirleri) okurdu.”[11]
Ebû Miclez Lahik b. Humeyd
rahimehullah’tan:
دَخَلْتُ عَلَى ابْنِ عَبَّاسٍ فَقُلْتُ
لَهُ أَيَقْرَأُ الْجُنُبُ الْقُرْآنَ؟ قَالَ دَخَلْتَ عَلَيَّ وَقَدْ قَرَأْتُ سُبُعَ
الْقُرْآنِ وَأَنَا جُنُبٌ
“İbn Abbâs radiyallahu
anhuma‘nın yanına girdim ve ona: “Cünüp Kur’ân okuyabilir mi?” diye sordum.
Dedi ki: “Sen girdiğinde ben cünüp olduğum halde Kur’ân’ın yedide birini
okumuştum.”[12]
Hammad b. Ebi
Suleyman rahimehullah dedi ki:
سَأَلْتُ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيِّبِ أَيَقْرَأُ الْجُنُبُ الْقُرْآنَ؟
فَقَالَ أَوَلَيْسَ الْقُرْآنُ فِي جَوْفِهِ؟
“Said b.
el-Museyyeb rahimehullah’a: “Cünüp Kur’ân okuyabilir mi?” diye sordum. Dedi ki:
“Zaten ezberinde
bulunmuyor mu?”[13]
وَكَانَ عِكْرِمَةُ لَا يَرَى بَأْسًا لِلْجُنُبِ
أَنْ يَقْرَأَ الْقُرْآنَ
“İkrime rahimehullah
da cünübün Kur’ân okumasında sakınca görmezdi.”[14]
Hakem b. Uteybe
rahimehullah şöyle dedi:
إِنِّي لَأَذْبَحُ وَأَنَا جُنُبٌ
“Ben cünüb iken hayvan
keserim.”[15]
Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
وَلاَ تَأْكُلُوا مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ اسْمُ
اللَّهِ عَلَيْهِ
"Üzerlerine
Allah'ın ismi anılmayanlardan yemeyin; çünkü bu muhakkak bir fısktır...
" (el-En'âm 121)
Temiz Olmayan
Müslümanın Mushafa Dokunması
İbn
Abbâs radiyallahu anhuma dedi ki: “Bana Ebu Sufyân şöyle haber verdi:
أَنَّ هِرَقْلَ
دَعَا بِكِتَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - فَقَرَأَ
فَإِذَا فِيهِ بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ وَ (يَا أَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَى كَلِمَةٍ) الآيَةَ
Hirakl,
Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in mektubunu getirtti ve okuduğunda şunların
yazılı olduğunu gördü: “Bismi’llahi’r-rahmani’r-rahim.
Ey ehl-i kitab! Ortak kelimeye gelin…” (Al-i İmran 64) ayetin tamamını
okudu.”[16]
İbn
Hazm, bunu isnadıyla İbn Abbâs radiyallahu anhuma‘dan rivayet etmiş ve
arkasından şöyle demiştir: “İşte Rasûlullâh sallallahu aleyhi ve sellem, içinde
bu ayetin yazılı olduğu mektubu Hıristiyan birine göndermiştir.”[17]
Abdurrazzak, Musannef’inde Mekke’li bir şeyhten şöyle
dediğini rivayet etti: “Sufyan el-Usfuri’yi şöyle derken işittim:
رَأَيْتُ سَعِيدَ بْنَ جُبَيْرٍ
بَالَ ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثُمَّ أَخَذَ الْمُصْحَفَ
فَقَرَأَ فِيهِ
“Said b. Cubeyr rahimehullah’ın bevlettiğini, sonra yüzünü
yıkayıp mushafı aldığını ve ondan okuduğunu gördüm. Ebu Bekr dedi ki: “Bunu
Mervan b. Muaviye el-Fezari’den işittim.”[18]
Abdurrazzak’ın Mervan b. Muaviye el-Fezari – Sufyan
el-Usfuri – Said b. Cubeyr şeklindeki ikinci isnadı muttasıl ve sahihtir.
Ravileri güvenilirdir. Zira Abdurrazzak sika bir imamdır. O, sika olan Mervan
b. Muaviye’den işitmiştir. O da sika olan Sufyan el-Usfuri’den işitmiştir.
Sufyan da Said b. Cubeyr’den rivayet etmektedir.
İbn Ebî Şeybe; Muhammed b. Ebi Adiy – Eş’as – el-Hasen
(el-Basri) rahimehullah isnadıyla rivayet ediyor:
أَنَّهُ كَانَ
لَا يَرَى بِهِ بَأْسًا
“Hasen el-Basri rahimehullah mushafa dokunmakta sakınca
görmezdi.”[19]
İbn Ebî Şeybe; Ebu Usame – Hişam – Muhammed b. Sirin
rahimehullah isnadıyla rivayet ediyor:
أَنَّهُ
لَمْ يَكُنْ يَرَى بَأْسًا أَنْ يَحْمِلَ الرَّجُلُ الْمُصْحَفَ وَهُوَ غَيْرُ طَاهِرٍ
“İbn Sirin rahimehullah kişinin tahir değilken mushafı
taşımasında sakınca görmezdi.”[20]
Vakıa Suresindeki Ayet Hakkında
Abdestsiz kimsenin Kur’ân’a dokunmasını yasaklayan bir nas
sabit olmamıştır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
إِنَّهُ
لَقُرْآنٌ كَرِيمٌ * فِي كِتَابٍ مَكْنُونٍ
* لَا يَمَسُّهُ
إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ * تَنْزِيلٌ مِنْ
رَبِّ الْعَالَمِينَ
“Doğrusu
bu Kitâb, sadece temiz kılınanların dokunabileceği, saklı bir Kitâb’da (Levhi
Mahfuz’da) mevcutken âlemlerin rabbi tarafından indirilmiş olan Kur’ân’ı
Kerîm’dir” (Vakî’a, 77-80)
Ayet
hüküm değil, haber bildirmektedir. Ayetteki zamir, ayetlerin siyakından da
anlaşılacağı üzere Levh-i Mahfuz’a aittir ve temiz olanlar ile kastedilen de
meleklerdir.
Sahabeden
İbn Abbâs ve Enes radiyallahu anhum, tabiinden Mucâhid, İkrime, Sa’îd b.
Cubeyr, Dahhâk, Câbir b. Zeyd, Ebû Nehîk, es-Suddî, Abdurrahmân b. Zeyd b.
Eslem rahimehumullah ve başkaları da böyle demişlerdir.[21]
Asım el-Ahvel
rahimehullah’tan: “Enes b. Malik radiyallahu anh, “Ona temiz kılınanlardan
başkası dokunamaz” (Vakıa 79) ayeti hakkında dedi ki:
الْمُطَهَّرُونَ الْمَلَائِكَةُ
“Temiz kılınanlarla
kastedilen meleklerdir.”[22]
Mucahid b. Cebr rahimehullah dedi ki: “Burada kastedilen meleklerdir.”[23]
Said b. Cubeyr rahimehullah dedi ki: “Burada semadaki melekler
kastedilmektedir.”[24]
Ebu’l-Aliye dedi ki: “Burada kastedilen sizler değilsiniz. Sizler günah
işleyen kimselersiniz.”[25]
Katade dedi ki: “Burada kastedilen âlemlerin rabbinin katında olandır.
Sizin katınızda olan Kur’ân’a ise necis müşrik ve pis münafık dokunmaktadır.”[26]
[1] Sahih. Buhârî (1/78).
[2]
Sahih. Ebu Ubeyd Fadailu’l-Kur’ân
(s.193) İbn Sa’d (7/91) Abdurrazzak (1/339) İbn Ebî Şeybe (1/98) Buhârî Tarih
(1/437) Herevi Zemmu’l-Kelam (445) Dulabi el-Kuna (1752) Mustagfiri
Fadailu’l-Kur’an (148)
[3]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
Mustagfiri Fadailu’l-Kur’ân (226)
[4]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
Ebu Nuaym Fadl b. Dukeyn Fadlu’s-Salat (168) Ebu Ubeyd Fadailu’l-Kurân (s.186)
İbn Ebî Şeybe (1/98) Mustagfiri Fadailu’l-Kur’ân (144, 523)
[5]
Muslim'in şartına göre sahih. İbn
Huzeyme (206) İbn Hibbân (3/82, 86) Hâkim (1/272, 3/545) Ahmed (4/345) Ebû
Dâvûd (17) İbn Mâce (350) Dârimî (2641) Begavi Şerhu’s-Sunne (312) Taberânî
(20/329) İbn Kani Mu’cem (3/59) Ebu’ş-Şeyh Ahlaku’n-Nebi (161) Ebu Nuaym Marife
(6213) İbn Ebi Asım el-Ahad ve’l-Mesani (673) Tahavi Şerhu Meani’l-Asar (1/27,
85) Beyhakî (1/90) Dimyati Mu’cemu Şuyuh (9) el-Elbani es-Sahiha (834) Mukbil b. Hadi Sahihu’l-Musned (1145)
[6] Sahih. Buhârî (1/78).
[7]
Sahih. Buhârî (305)
[8] Bkz.: İbn Ebî Şeybe (1/126) Abdurrazzâk (1/261) İbn Hazm,
el-Muhallâ (1/82) Buhârî (1/78) İbn Munzîr, el-Evsat (1/313) Begavî,
Şerhu’s-Sunne (2/43) Elbânî, Temâmu’l-Minne (s.118) İrvâ’u’l-Galîl (2/245);
Fetavâ’l-Ezher (8/88, 419).
[9] Sahih. Buhârî (1/78) İbn Munzîr el-Evsat (602) İbn Hacer Taglîku’t-Ta‘lik
(2/171)
[10]
Sahih. İbnu’l-Munzir, el-Evsat (601)
[11]
Sahih mevkuf. İbn Munzîr, el-Evsat
(624) İbn Hacer Tagliku’t-Ta’lik (2/172)
[12]
Hasen mevkuf. İbn Munzîr, el-Evsat
(625)
[13]
Sahih. Ebu Ubeyd Fadailu’l-Kur’an
(s.195) İbn Munzîr, el-Evsat (625)
[14]
İbnu’l-Munzir el-Evsat (625)
[15]
Buhârî (Hayız 7)
[16]
Sahih. Buhârî, (1/78, 6/128, 8/186) Halku Ef‘ali’l-İbad
(496-500); İbn Hazm, el-Muhallâ (1/82).
[17] el-Muhallâ’ (1/82)
[18]
Sahih maktu. Abdurrazzak (1/345
no:1346)
[19]
Hasen maktu. İbn Ebî Şeybe (2/140 no:
7429) diğer bir isnadla: Abdurrazzak (1/342 no:1330) İbn Ebi Davud el-Mesahif
(s.420)
[20]
Sahih maktu. İbn Ebî Şeybe (2/140 no:
7426)
[21]
Bkz.: İbn Kesîr, Tefsîru Kur’âni’l-‘Azîm, el-Begavî, Şerhu’s-Sunne (2/43) el-Elbânî,
Temâmu’l-Minne (s.118) İrvâ’u’l-Galîl (2/245) Fetavâ’l-Ezher (8/88, 419).
[22]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
Harb b. İsmail el-Kirmani Mesail (2/952) Tahavi Ahkamu’l-Kur’ân (140) Beyhakî
Marife (772)
[23]
Sahih. Taberî (22/365) Beyhaki
Ma’rife (1/187)
[24]
Sahih. Taberî (22/364) İbn Ebi Davud Mesahif
(s.187)
[25]
Sahih. Taberî (22/365) İbn Ebî Şeybe
(13/548)
[26]
Hasen. Taberî (22/366)