Cevap: Hilalin rü’yetine dair
2 şahidin şahitliğine itibar edilir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in
şahitliğine itibar ettiği bedevi hadisi (Tirmizî 691, Ebû Dâvûd 2340 Hakim
1/586) sarih de değildir, sahih de değildir.
Sahih olmaması isnadında Simak’ın
İkrime’den rivayetinin mudtarib olması sebebiyledir. El-Elbani de Daifu’t-Tirmizî’de
(108) zayıf demiştir.
Nitekim Tirmizî rivayetin
ardından şöyle demiştir: “İbn Abbas hadisinin rivayetinde ihtilaf vardır. Sufyan
es-Sevri ve başkaları Simak – İkrime – Nebî sallallahu aleyhi ve sellem
şeklinde mürsel olarak rivayet ettiler. Simak’ın ashabının çoğu; Simak – İkrime
– Nebî sallallahu aleyhi ve sellem diye mürsel olarak rivayet ettiler. İlim ehlinden
bir çok kimse bu hadisle amel ettiler ve: “Oruç konusunda tek kişinin şahitliği
kabul edilir” dediler. İbnu’l-Mubarek, Şafii, Ahmed ve Kufe ehli bu görüştedir.
İshak (b. Rahuye) ise dedi ki: “Ancak iki kişinin şahitliği ile oruca başlanır”
dedi. İftar (Bayram yapma) konusunda ise ancak iki şahidin şahitliğinin kabul
edileceği konusunda ilim ehli ihtilaf etmemiştir.”
Görüldüğü gibi cumhurun
delili zayıftır, İshak b. Rahuye ise, aşağıda detaylı delillerle açıklanacağı
üzere hakka isabet etmiştir.
Rivayetin sarih olmaması ise,
hilale dair öncesinde bir kimsenin şahitliği mevcut olup, bedevinin
şahitliğiyle ikinci şahidin şahitliği gerçekleşmiş olması ihtimalidir.
Bedevi hadisinin sahih olmaması
sebebiyle, rastgele birinin hilali gördüğüne dair şahitliğini kabul etme
görüşünde olanların görüşünün bâtıl olduğu anlaşılmış oldu.
Bunun benzeri İbn Ömer radıyallahu
anhuma’nın şu rivayetidir:
Nafi rahimehullah’tan: “İbn Ömer radiyallahu anhuma dedi ki:
تَرَاءَى
النَّاسُ الْهِلَالَ فَأَخْبَرْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ أَنِّي رَأَيْتُهُ فَصَامَ وَأَمَرَ النَّاسَ بِالصِّيَامِ
“İnsanlar hilâli gözlüyorlardı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e
hilali gördüğümü söyledim. Bunun üzerine oruca başladı ve insanlara oruç
tutmalarını emretti.”[1]
Bedevi hadisi zayıf olsa da,
İbn Ömer radıyallahu anhuma’nın bu hadisi sahihtir. Ancak bu da sarih değildir.
Çünkü İbn Ömer radıyallahu anhuma’nın şahitliği ile ikinci şahitlik tamamlanmış
olabilir.
Bu gibi ihtimal taşıyan (muteşabih)
deliller sebebiyle sarih olan delil terk edilemez. Rü’yete 2 şahidi şart koşan
rivayetler şu şekildedir:
Huseyn b. el-Haris el-Cedelî
rahimehullah’tan: Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattab rahimehullah hakkında şekke
düşülen gün hakkında şöyle hutbe verdi:
أَلَا
إِنِّي جَالَسْتُ أَصْحَابَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَسَاءَلْتُهُمْ
وَإِنَّهُمْ حَدَّثُونِي أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ
صُومُوا لِرُؤْيَتِهِ وَأَفْطِرُوا لِرُؤْيَتِهِ وَانْسُكُوا لَهَا فَإِنْ غُمَّ عَلَيْكُمْ
فَأَكْمِلُوا ثَلَاثِينَ فَإِنْ شَهِدَ شَاهِدَانِ فَصُومُوا وَأَفْطِرُوا
“Dikkat edin! Ben Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabı ile oturdum ve onlara sordum. Bana
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu naklettiler:
“Hilali görünce oruca
başlayın, hilali görünce bayram edin ve nüsüklerinizi yapın. Eğer hava kapalı
olur da hilali göremezseniz ayı otuza tamamlayın. Eğer iki müslüman şahit
şahitlik ederlerse, oruç tutun, iftar edin.”[2]
Huseyn b. el-Haris el-Cedelî
rahimehullah dedi ki:
أَنَّ
أَمِيرَ مَكَّةَ خَطَبَ ثُمَّ قَالَ عَهِدَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ نَنْسُكَ لِلرُّؤْيَةِ فَإِنْ لَمْ نَرَهُ وَشَهِدَ شَاهِدَا
عَدْلٍ نَسَكْنَا بِشَهَادَتِهِمَا فَسَأَلْتُ الْحُسَيْنَ بْنَ الْحَارِثِ مَنْ أَمِيرُ
مَكَّةَ قَالَ لَا أَدْرِي ثُمَّ لَقِيَنِي بَعْدُ فَقَالَ هُوَ الْحَارِثُ بْنُ حَاطِبٍ
أَخُو مُحَمَّدِ بْنِ حَاطِبٍ ثُمَّ قَالَ الْأَمِيرُ إِنَّ فِيكُمْ مَنْ هُوَ أَعْلَمُ
بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ مِنِّي وَشَهِدَ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ وَأَوْمَأَ بِيَدِهِ إِلَى رَجُلٍ قَالَ الْحُسَيْنُ فَقُلْتُ لِشَيْخٍ إِلَى
جَنْبِي مَنْ هَذَا الَّذِي أَوْمَأَ إِلَيْهِ الْأَمِيرُ؟ قَالَ هَذَا عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ عُمَرَ وَصَدَقَ كَانَ أَعْلَمَ بِاللَّهِ مِنْهُ فَقَالَ بِذَلِكَ أَمَرَنَا
رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
“Mekke emîri hutbe verdi ve
sonra şöyle dedi: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize hilali görünce
nüsukleri yerine getirmemizi, hilali göremezsek iki âdil şâhid gördükleri
hususunda şehâdet ederlerse, onların şehâdetlerine uymamızı ahdetti.” Ravi Ebu
Malik el-Eşcaî rahimehullah dedi ki: “el-Huseyn b. el-Haris’e Mekke emirinin
kim olduğunu sordum. “Bilmiyorum” dedi. Sonra karşılaştığımda da dedi ki: “O
Muhammed b. Hatıb’ın kardeşi el-Haris b. Hâtıb radiyallahu anh’dır. Sonra emir
dedi ki:
“Aranızda Allah ve rasulünü
benden iyi bilen kimse vardır. O da Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den
bu söze şahitlik eder.” Bunu söylerken bir adama işaret etti. el-Huseyn dedi
ki:
“Yanımdaki bir şeyhe, emirin
işaret ettiği o adamın kim olduğunu sordum. Dedi ki: “O Abdullah b. Ömer
radiyallahu anhuma’dır ve Allah’ı ondan daha iyi bildiğini söylerken doğru
söylemiştir.” İbn Ömer radiyallahu anhuma da:
“Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem bize böyle emretti” dedi. [3]
Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem’den sonra raşid halifelerin uygulaması da rü’yete 2 şahit şart
koşmaları şeklinde devam etmiştir:
Ebu Vail (Şakik
b. Seleme) rahimehullah dedi ki:
أَتَانَا
كِتَابُ عُمَرَ وَنَحْنُ بِخَانِقِينَ إِنَّ الْأَهِلَّةَ بَعْضُهَا أَكْبَرُ مِنْ
بَعْضٍ فَإِذَا رَأَيْتُمُ الْهِلَالَ نَهَارًا فَلَا تُفْطِرُوا حَتَّى يَشْهَدَ رَجُلَانِ
مُسْلِمَانِ أَنَّهُمَا أَهَّلَاهُ بِالْأَمْسِ
“Biz Hanikayn’de iken Ömer radiyallahu anh’ın mektubu geldi. Diyordu ki:
“Hilallerin bazısı bazısından büyüktür. Hilali gündüz görürseniz, önceki
akşamdan iki müslüman onu gördüklerine şahitlik etmedikçe iftar etmeyin.”[4]
Said b. el-Museyyeb rahimehullah’tan:
أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ أَجَازَ شَهَادَةَ رَجُلَيْنِ
عَلَى رُؤْيَةِ هِلَالِ رَمَضَانَ
“Ömer b. el-Hattab radiyallahu anh Ramazan hilalinin görülmesinde iki
kişinin şahitliğini geçerli görürdü.”[5]
Rü’yet konusunda 2 şahidin şahitliğinin gerekli olduğu hususunda sarih
ve sahih deliller bu şekildedir.
Şimdi gelelim, günümüzdeki şahitliklere… Rasulullah sallallahu aleyhi ve
sellem kendisinden sonra yalanın alabildiğine yayılacağına dikkat çekmiş, ahir
zamanda ise sadık kimselerin yalanlanıp yalancıların tasdik edilir olacağına
uyarmıştır:
İmran b. Husayn radiyallahu anhuma’dan: Nebî
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
خَيْرُكُمْ
قَرْنِي ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ - قَالَ عِمْرَانُ
لاَ أَدْرِي أَذَكَرَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَعْدُ قَرْنَيْنِ
أَوْ ثَلاَثَةً - قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ بَعْدَكُمْ
قَوْمًا يَخُونُونَ وَلاَ يُؤْتَمَنُونَ وَيَشْهَدُونَ وَلاَ يُسْتَشْهَدُونَ وَيَنْذِرُونَ
وَلاَ يَفُونَ وَيَظْهَرُ فِيهِمُ السِّمَنُ
“En hayırlılarınız benim asrımda olanlar,
sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenlerdir.” İmran
radiyallahu anh dedi ki:
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem kendi asrından
sonra iki asır mı, yoksa üç asır mı saydı bilmiyorum. Nebî sallallahu aleyhi ve
sellem buyurdu ki:
“Muhakkak ki sizden sonra ihanet eden,
güvenilmeyen, şahitlikleri istenmediği halde şahitlik eden, adakta bulunup
yerine getirmeyen bir kavim olacak, aralarında şişmanlık ortaya çıkacaktır.”[6]
Umm Seleme radiyallahu anha’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
لَيَأْتِيَنَّ
عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ يُكَذَّبُ فِيهِ الصَّادِقُ وَيُصَدِّقُ فِيهِ الْكَاذِبُ وَيُخَوَّنُ
فِيهِ الْأَمِينُ وَيُؤَمَّنُ فِيهِ الْخَئُونُ وَيَشْهَدُ فِيهِ الْمَرْءُ وَإِنْ
لَمْ يُسْتَشْهَدْ وَيَحْلِفُ الْمَرْءُ وَإِنْ لَمْ يُسْتَحْلَفْ وَيَكُونُ أَسْعَدُ
النَّاسِ بِالدُّنْيَا لُكَعَ بْنَ لُكَعٍ لَا يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ
“İnsanlar üzerine bir zaman gelecek, onda doğru kimse yalanlanacak,
yalancı kimse tasdik edilecek. Güvenilir kimse hain sayılacak, hainlere
güvenilecek. Kişi kendisinden şahitlik istenmediği halde şahitlik edecek, yemin
etmesi istenmediği halde yemin edecek. Allah’a ve rasulüne iman etmeyen alçak
oğlu alçak, dünya bakımından insanların en mutlusu olacak.”[7]
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
وَالَّذِي بَعَثَنِي بِالْحَقِّ لَا تَنْقَضِي الدُّنْيَا حَتَّى
يَقَعَ بِهِمُ الْخَسْفُ وَالْمَسْخُ وَالْقَذْفُ قَالُوا وَمَتَى ذَاكَ يَا نَبِيَّ
اللَّهِ؟ قَالَ إِذَا رَأَيْتَ النِّسَاءَ رَكِبْنَ السُّرُوجَ وَكَثُرَتِ الْقَيْنَاتُ وَشُهِدَ بِشَهَادَاتِ الزُّورِ وَشَرِبَ
الْمُصَلُّونَ فِي آنِيَةِ أَهْلِ الشِّرْكِ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَاسْتَغْنَى الرِّجَالُ
بِالرِّجَالِ وَالنِّسَاءُ بِالنِّسَاءِ فَاسْتَدْفِرُوا وَاسْتَعِدُّوا وَأَوْمَأَ
بِيَدِهِ فَوَضَعَهَا عَلَى جَبْهَتِهِ يَسْتُرُ وَجْهَهُ
“Beni hak ile gönderene yemin ederim ki yere batma, taşlanma ve
suretlerin değişmesi meydana gelmeden dünya yok olmaz.” Dediler ki: “Bu ne
zaman olur ey Allah’ın nebisi?” şöyle buyurdu:
“Kadınların eğerlere bindiğini, şarkıcı kadınların çoğaldığını,
yalancı şahitliğin bâtıl şahitliklerle yapıldığını, namaz kılanların şirk
ehlinin kapları olan altın ve gümüş kaplardan içtiklerini, erkeklerin
erkeklerle yetindiğini ve kadınların kadınlarla yetindiklerini – elini alnı
üzerine koyup yüzünü örterek işaret etti – birbirlerini bu işe kışkırtıp
yardımlaştıklarını gördüğün zaman.”[8]
Enes radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
إِنَّ
بَيْنَ يَدَيِ السَّاعَةِ سِنِينَ خَوَادِعَةً يُصَدَّقُ فِيهَا الْكَاذِبُ وَيُكَذَّبُ
فِيهَا الصَّادِقُ وَيُؤْتَمَنُ فِيهَا الْخَائِنُ وَيَتَكَلَّمُ فِيهَا الرُّوَيْبِضَةُ
قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الرُّوَيْبِضَةُ قَالَ الْفُوَيْسِقُ يَتَكَلَّمُ
فِي أَمْرِ الْعَامَّةِ
“Kıyamet öncesi aldatıcı yıllar gelecektir ki, doğru söyleyenler
yalanlanacak, yalan söyleyenler de doğrulanacaktır. Hain olana güvenilecek,
emin olan kişi ise hain görülecektir. O yıllarda “Ruveybida” söz sahibi
olacaktır.” Denildi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Ruveybida nedir?” Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Geneli ilgilendiren konularda konuşan fasıklardır.”[9]
Aynısını Ebu Hureyre[10]
ve Avf b. Malik[11]
radiyallahu anhuma da rivayet ettiler.
İbn Mes’ud radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
لَا
بُدَّ لِلنَّاسِ مِنْ إِمَارَةٍ بَرَّةٍ أَوْ فَاجِرَةٍ فَأَمَّا الْبَرَّةُ فَتَعْدِلُ
فِي الْقَسْمِ وَيُقْسَمُ بَيْنَكُمْ فَيْؤُكُمْ بِالسَّوِيَّةِ وَأَمَّا الْفَاجِرَةُ
فَيُبْتَلَى فِيهَا الْمُؤْمِنُ وَالْإِمَارَةُ الْفَاجِرَةُ خَيْرٌ مِنَ الْهَرْجِ
قِيلَ يَا رَسُولَ اللهِ وَمَا الْهَرْجُ؟ قَالَ الْقَتْلُ وَالْكَذِبُ
“İyi ya da günahkâr olsun insanların yöneticisi bulunmak zorundadır.
İyi olursa aranızda adaletli taksimat yapar ve düzgün yöneticilik yapar. Ama
günahkâr ise mümin bu konuda müptela olur/belaya uğrar. Günahkâr yöneticiler,
hercden hayırlıdır.” Denildi ki: “Ey Allah’ın rasulü! Herc nedir?” Buyurdu
ki:
“Adam öldürmeler ve yalan(ın yayılması)dır.”[12]
Özellikle hilalin görülmesi konusunda yalancılık son yıllarda
alabildiğine yayılmıştır. Günümüzde hilalin hangi gün nerelerde
görülebileceğine dair tespitler gelişmiş cihazlar sayesinde kolaylıkla yapılabilmekte
ve günlük olarak ayın hareketlerine dair haritalar çıkarılabilmektedir. Bu
haritalarda hangi bölgelerde hilalin görülemeyeceği, hangi bölgelerde sadece
optik cihazlarla görülebileceği ve hangi bölgelerde çıplak gözle görülebileceği
kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Lakin hilalin herhangi bir şekilde görülemeyeceği
tespit edilen bölgelerden dahi hilali gördüğünü iddia eden yalancılar
çıkabilmektedir.
Rü’yet konusunda yalnızca çıplak gözle görülmesi esastır. Optik cihazla
veya gelişmiş kameralarla tespit yapan kimselerin çekmiş oldukları hilal resimlerine
de doğrudan itibar etmiyoruz.
Bütün bu açıklamalardan sonra uygulamamız şu şekildedir:
1- Hilal’in görülmesine dair haberin hilalin çıplak gözle görülmesinin
mümkün olduğu bir bölgeden gelmesi şarttır.
2- Hilalin resmi veya videosu çekilmiş olsa bile, çıplak gözle görülmüş
olduğuna dair iki güvenilir şahit istiyoruz.
3- İnsanlar Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanındaki bedevi
kadar hem bu işin ilmini bilmiyorlar hem de, güvenilir değiller. Çünkü yalan
yayılmıştır. Hatta bazen yalan hilal şahitliği yapmakla hayır işlediğini
zanneden ahmaklar çıkabilmektedir. Bazı tekfirci cahillerin 3 günlük hilal
resmini yayınlayıp hilali gördük diye şahitlik ettiklerine de şahit olduk!
Diğer yandan özellikle Arap yarımadası, Yemen, Hindistan bölgelerinde, hilalin
teleskopla dahi görülmesinin imkansız olduğu günlerde, başka bir gezegenin ışığını
hilal zannedip hilali gördük diye şahitlik ettiklerini de gördük.
4- Şayet kendi bölgemizde hilali göremezsek ve rüyete dair iki şahidin
haberi sabit olmazsa, bizim bölgemizin ilerisinde hilalin semada kalma süresi
olan (yaklaşık 45-50 dk.) zaman dilimi içerisinde bizden sonraki, daha batıdaki
bölgelerden hilal haberi bekliyoruz. Bu bölgeler de Fas, İspanya gibi
bölgelerdir. Bu bölgelerden sonrasında, mesela Amerika kıtasından rü’yete dair
haber gelse bunu bağlayıcı görmüyoruz. Zira bizim için artık o ertesi güne ait
bir rü’yet haberi olmaktadır.
Katade rahimehullah’tan: “Enes radiyallahu anh dedi ki:
أَنَّ
عُمُومَةً لَهُ شَهِدُوا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ عَلَى رُؤْيَةِ الْهِلالِ فَأَمَرَ النَّاسَ أَنْ يُفْطِرُوا وَأَنْ
يَخْرُجُوا إِلَى عِيدِهِمُ الْغَدَ
“Amcalarım Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in yanında hilali
gördüklerine şahitlik ettiler. Bunun üzerine Nebî sallallahu aleyhi ve sellem
insanlara oruçlarını açmalarını ve ertesi gün bayram namazına çıkmalarını
emretti.”[13]
Ebu Umeyr b. Enes
rahimehullah şöyle demiştir: Ensar’dan olan amcalarım bana şöyle rivayet
ettiler:
أُغِمَّ
عَلَيْنَا هِلَالُ شَوَّالٍ فَأَصْبَحْنَا صُوَّامًا فَجَاءَ رَكْبٌ آخِرَ النَّهَارِ
فَشَهِدُوا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُمْ رَأَوَا
الْهِلَالَ بِالْأَمْسِ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
النَّاسَ أَنْ يُفْطِرُوا وَيَخْرُجُوا إِلَى عِيدِهِمْ مِنَ الْغَدِ
“Havanın kapalı olması
sebebiyle Şevval hilalini göremedik ve oruçlu olarak sabahladık. Gündüzün
sonunda binekliler geldiler ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in
yanında dün akşam hilali gördüklerine şahitlik ettiler. Bunun üzerine
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem insanlara oruçlarını açmalarını ve
ertesi gün bayrama çıkmalarını emretti.”[14]
Rib’î b. Hiraş rahimehullah’tan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem’in ashabından biri (diğer rivayette: Ebu Mes’ud radiyallahu anh) dedi
ki:
أَصْبَحَ النَّاسُ لِتَمَامِ ثَلَاثِينَ يَوْمًا فَجَاءَ أَعْرَابِيَّانِ
فَشَهِدَا أَنَّهُمَا أَهَلَّاهُ بِالْأَمْسِ عَشِيَّةً فَأَمَرَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى
اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ النَّاسَ أَنْ يُفْطِرُوا
“İnsanlar otuza tamamlamış olarak sabahladılar. İki bedevi gelip önceki
akşam hilali gördüklerine
şahitlik ettiler. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
insanlara oruçlarını açmalarını emretti.”[15]
İkinci soruya gelince, soruda bir karışıklık veya yanlış ifade var,
anlaşılmıyor. Anladığım kadarıyla şayet bid’at ehli bize göre Ramazan’ın 28’i
olan, onlara göre 29’u olan günde Şevval hilalini görürse ne olacak demek
istiyorsunuz.
Cevap; hilalin rüyetinde ilk gündeki görme esastır, kalan günler de buna
göre devam eder. Nitekim havanın kapalı olduğu günde hakikatte bulutların arkasında
hilal bulunuyor olabilir. Ama biz hilali göremediğimiz için o günü önceki aydan
sayarak tamamlarız. Ertesi gün 2 günlük hilal görülse bile buna itibar edilmez.
Bu yüzdendir ki, Ömer radıyallahu anh, önceki akşam hilali gördüklerine
dair şahitlik edecek 2 şahit şart koşmuştur. Yoksa kendisi de akşam semada gördüğü
2 günlük hilali baz alarak düzeltme yapabilirdi. Ama rüyetin beklendiği akşamda
hilali görmek esas alınır.
Salim b. Abdillah rahimehullah dedi ki:
أَنَّ
أُنَاسًا رَأَوْا هِلَالَ الْفِطْرِ نَهَارًا فَأَتَمَّ عَبْدُ اللهِ بْنُ عُمَرَ صِيَامَهُ
إِلَى اللَّيْلِ وَقَالَ لَا حَتَّى يُرَى مِنْ حَيْثُ يُرَى بِاللَّيْلِ
“İnsanlar Şevval hilalini gündüz gördüler.
Abdullah b. Ömer radiyallahu anhuma ise orucunu akşama kadar tamamladı ve dedi
ki:
“Gece görüldüğü yerde görülmedikçe olmaz.”[16]
Abdurrahman b. Harmele rahimehullah’tan:
أَنَّ
النَّاسَ رَأَوْا هِلَالَ الْفِطْرِ حِينَ زَاغَتِ الشَّمْسُ فَأَفْطَرَ بَعْضُهُمْ
فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِسَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ فَقَالَ رَآهُ النَّاسُ فِي زَمَنِ
عُثْمَانَ فَأَفْطَرَ بَعْضُهُمْ فَقَالَ عُثْمَانُ أَمَّا أَنَا فَمُتِمٌّ صِيَامِي
إِلَى اللَّيْلِ قَالَ وَرُئِيَ فِي زَمَنِ مَرْوَانَ فَتَوَعَّدَ مَرْوَانُ مَنْ أَفْطَرَ
قَالَ سَعِيدٌ فَأَصَابَ مَرْوَانُ
“İnsanlar (öğlen) güneş meyledince Şevval hilalini gördüler ve bazıları
oruçlarını bozdular. Bunu Said b. el-Museyyeb rahimehullah’a anlattım. Dedi ki:
“İnsanlar Osman radiyallahu anh’ın zamanında hilali bu şekilde gördüler
ve bazıları oruçlarını açtılar. Osman radiyallahu anh kalktı ve dedi ki:
“Ben orucumu geceye (akşama) kadar tamamlayacağım.” Mervan’ın zamanında
da hilal aynı şekilde görülünce Mervan orucunu bozanları tehdit etti. Said b.
el-Museyyeb rahimehullah dedi ki: “Mervan isabet etti.”[17]
Buna göre tamamlanan güne göre hesap edilerek sonraki ayın rüyeti için
gözlem yapılmak üzere 29. Günde hilale bakılır.
Ayrıca biten ayın son hilali görüldükten sonra yani kameri ayın 28. Gününde
asla hilal görülmez.
[1]
Muslim'in şartına göre sahih. Dârimî
(1691) Ebû Dâvûd (2342) Hâkim (1/585) İbn Hibbân (8/231) Darekutni (2/156)
Beyhaki (4/212) Beyhaki Ma’rife (8613) İbn Hazm el-Muhalla (6/236) el-Elbani
İrvau’l-Galil (908) Mukbil b. Hadi Camiu’s-Sahih (1452) Beyhaki’nin el-Ma’rife’deki
rivayetinde Mervan b. Muhammed, Abdullah b. Vehb’den işittiğini tasrih
etmiştir.
[2]
Hasen. Ahmed (4/321) Nesai (2116)
Darekutni (2/167) Beyhaki (2/167) el-Elbani el-İrva (909)
[3]
Sahih. Ebû Dâvud (2338) Ziyâu'l-Makdisî
el-Muhtâre (13/169) Darekutni (2/167) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (13/179) Ebu
Zur’â Tarih (s.577) İbn Kani Mu’cem (1/177) İbn Ebi Hayseme Tarih (1/164) İbn
Hazm el-Muhalla (6/237) Beyhakî (4/248)
[4]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
İbn Ebî Şeybe (2/319, 321) Abdurrazzak (4/162) Sahnun Mudevvene (1/267)
İbnu’l-Ca’d Musned (2694) Taberî Tehzibu’l-Asar (2325) İbnu’l-Munzir el-Evsat
(6521) Ebu Bekr eş-Şafii el-Gaylaniyyat (197) Darekutni (2/168) Beyhakî
el-Hilafiyyat (3515) Beyhakî (4/213)
[5]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih. Sahnun
Mudevvene (1/267)
[6]
Sahih. Buhârî (2651) Muslim (2535)
[7]
Sahih. Taberânî Mu'cemu'l-Evsat
(8643) Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr (23/314) Buhârî Tarih (7/96) İbn Ebî Hâtim
el-Cerh ve’t-Ta’dil (7/44) Ebu Bekr ez-Zekvani Emali (128) Tahavî Şerhu
Meâni'l-Âsâr (4/151)
[8]
Hasen ligayrihi. Taberânî Mu'cemu'l-Evsat (5061)
Hâkim (4/483) İbn Hibbân (6759) Bezzar (15/220) Şeceri Emali (2742, 2776) İbn
Ebi'd-Dunyâ Zemmu’l-Melahi (8) Ebu Nuaym Ahbaru İsbehan (1/125) Beyhakî Şuab
(4/376) Deylemi (7103) isnadında Suleyman b. Davud el-Yemami zayıftır.
[9]
Muslim'in şartına göre sahih. Bezzar
(7/174) Ahmed (3/220) Ebû Ya'lâ (6/378) Taberânî Evsat (3/313) Tahavi Şerhu
Muşkili’l-Asar (465-66) Ru’yani (593) el-Muhallisiyyat (1168) İbn Ahi Mimi
ed-Dekkak Fevaid (539) Mukbil b. Hadi Sahihu’l-Musned (33)
* Abdullah b. Dinar’dan mürsel
olarak: Ma’mer Cami (1422)
[10]
Sahih. Ahmed (2/291, 338) Hâkim
(4/512, 557) İbn Mâce (4036) Ebu Bekr eş-Şafii el-Gaylaniyyat (331) Deylemi
(3444) Haraiti Mekarimu’l-Ahlak (183) Abdulmelik b. Habib Eşratu’s-Saa (3)
Nuaym b. Hammad el-Fiten (1470) Şeceri Emali (2731, 2777, 2818) el-Elbani
es-Sahiha (1887) Mukbil b. Hadi Delailu’n-Nubuvve (s.467)
[11]
Hasen. Bezzar (7/174) Taberânî
(18/67) Tahavi Şerhu Muşkili’l-Asar (464) Ru’yani (588) Ebu Ahmed el-Hâkim
el-Esami ve’l-Kuna (5/394) İbn Asakir Tarih (58/47) Ebu Tahir es-Silefi
Mu’cemu’s-Sefer (562) el-Elbani es-Sahiha (2253)
[12]
Buhârî'nin şartına göre sahih. Taberani
(10/132) İbn Asakir, Tarihu Dımeşk (63/242) Hafız Iraki Tahricu’l-İhya (5/455)
[13]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (7/104) İbn Hibbân (8/238) Ahmed (3/279) İbn Ebî
Şeybe (8/385) Abdurrazzak (4/165) Beyhaki (3/317)
[14]
Sahih. İbn Ebî Şeybe (2/319, 7/291)
Abdurrazzak (4/165) Ebû Dâvud (1157) Nesâî (1557) İbn Mâce (1653) Ahmed (5/58)
İbnu’l-Carud el-Munteka (266) Darekutni (2/170) Tahavi Ahkamu’l-Kur’ân (1006) Tahavî
Şerhu Meâni'l-Âsâr (1/387) İbn Hazm el-Muhalla (5/92) Beyhakî (4/249) el-Elbani
el-İrvâ (634)
[15]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
Ahmed (4/314, 5/363) Taberî Tehzibu’l-Asar (2332-33) Taberânî (17/239) Ebu
Nuaym Marife (7207) Beyhakî (4/248)
[16]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
İbn Vehb Muvatta (298) Sahnun, el-Mudevvene (1/267) Beyhakî (7986)
[17]
Muslim'in şartına göre sahih. İbn Ebî
Şeybe (2/319)