Çünkü Allah’a ve rasulüne iman edenler, hastalığın bulaşması diye bir şey olmadığını söyleyen Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i tasdik ediyor ve maske takmayarak bu imanlarını amele döküyorlar. Müşrikler şeytanın “Modern Bilim” adıyla uydurduğu yeni dinin akide esaslarından biri olan “virüs” yalanına ve hastalığın bulaşacağına inanıyorlar.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Birinizin lokması yere düştüğü zaman, bulaşan şeyi
temizleyip lokmayı yesin. Onu şeytana bırakmasın.” buyurmuş,
sözlerinin devamında tabağın iyice sıyrılmasını da
emrederek; “Bereketin, yemeğin
neresinde olduğunu bilemezsiniz.” diye îkazda bulunmuştur. (Müslim, Eşribe, 136)
Rasule iman edenler bu konuda rahattır:
Hasen (el-Basrî) rahimehullah dedi ki: “Ma’kıl b. Yesar radıyallahu anh bir
gün sabah yemeğini yiyordu. Derken lokması düşmüş, O da onu alıp, üzerindeki
pis şeyleri gidermiş, sonra da yemişti. Bunun üzerine o ileri gelenler,
ayıplarcasına birbirlerine gözleriyle O'nu işaret etmişlerdi. O zaman Ma'kıl
radıyallahu anh’e dediler ki:
"Şu acemlerin söylediklerine ne dersin?
Onlar; “Önünde bunca yemek olmasına rağmen şu lokmaya yaptığına bakın” diyorlar.”
Ma’kıl radıyallahu anh de şöyle cevap verdi:
“Hiç şüphesiz ben, Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem’den duymuş olduğum şeyleri, şu acemlerin sözünden dolayı terk edecek
değilim. Muhakkak ki bizler, birimizden bir lokma düştüğünde, üzerindeki pis şeyleri
giderip onu yemekle emrolunurduk.” Dârimî (2029) İbn Mâce (3278) İbn Ebi
Asım, el-Ahad ve’l-Mesani (1089) Taberânî (20/200) Mukbil b. Hadi
Sahihu’l-Musned (1129)
Şeytanın uyduruk bilim dinine inanan biri ise
böyle bir durumda o lokmada bakteriler oluştuğuna inandığından o lokmayı
şeytana bırakır. Zaten şeytanın da istediği bu değil miydi?
Bazıları yeniden düşünsünler, tekfirci mi olmuşuz?
Aşırı mı gidiyoruz? Meşhur olmak için çoğunluğa mı muhalefet ediyoruz?
Yoksa taklid ettikleri hocalar (Ebu Said
Yarbuzi, Murat Gezenler, Abdullah Yolcu, Nureddin Yıldız, Hüseyin Cinisli, Ebu
Hanzala, Ebu Zeyd, Alpaslan Kuytul, Ubedullah Sırtlan ve tevhide davet
iddiasında olan diğer şirk davetçileri) gerçekten İblis’in dinine mi tabi
oluyorlar?
Suud’un koca koca şeyhleri dahi şu hadisi
zikretmelerine rağmen nasıl yorumlarla tahrif edip pandemiye uygun hale
getiriyorlar, şahit olmuyorlar mı?!
Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor:“Rasulullah sallallahu aleyhi
ve sellem namazda elbiseyi sarkıtmayı ve kişinin ağzını örtmesini yasakladı.” İbn Huzeyme (772,
918) İbn Hibban (6/117) Hâkim (1/384) Ebu Davud (643) İbn Mace (966)
Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma şöyle dedi: “Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Saflarınızı
ikame edin. Omuzlarınızı hizalayın. Aralıkları kapatın. Safa girmek isteyen
kardeşlerinize yumuşak olun. Şeytanın girmesi için aralıklar bırakmayın. Ve kim
safları bitiştirirse Allah ona rahmet etsin. Ve kim de bitiştirmez ise Allah da
ondan rahmetini kessin!” Ebû Dâvud (666) Nesâî (819) Ahmed (2/97) İbn Huzeyme, (1549)
Hâkim (1/333) Taberânî (13/319) Taberânî Musnedu’ş-Şamiyyin (1958) Ebu Tahir
el-Muhallis el-Muhallisiyyat (2630) Beyhakî (3/101) el-Elbani es-Sahiha (6/76)
Şeytanın uydurduğu bilim dini, namazda bile saflara mesafe koymayı emrediyor,
şirk baronları olan sözde hocalar da hemen işe koyulup bu hadisler nasıl devre
dışı bırakılır diye yorumlara başlıyorlar ve sonuç olarak: namazlar maskeli ve
mesafeli olarak kılınsa da geçerlidir diyorlar. Çünkü İblis böyle bir namazı
kabul ediyor! Peki ya Allah’ın kabul edip etmeyeceği umurlarında mı?
Zaten Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in, hastalığın bulaştığı şeklindeki cahiliyye inancını yok etmek ve böyle bir inanca mahal vermemesi için söylediği "Taun bulunan yere girmeyin, orada bulunan da oradan çıkmasın" şeklindeki sözlerini, hastalığın bulaştığına delil getirmek için büyük bir maharetle suistimal etmemişler miydi?
Hem İblis’in uydurduğu Scientizm'e (bilimcilik dinine) hem de Allah’ın
emrettiği dine uymak için arada bir yol tutmaya çalışanlara ne deniyordu?
“Şüphesiz kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin
geri dönenleri, şeytan kışkırtmış ve uzun emellere kaptırmıştır. Bunun sebebi; onların
Allah’ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: “Bazı hususlarda size itaat edeceğiz”
demeleridir. Oysa Allah
onların gizlediklerini biliyor. Öyleyse melekler, yüzlerine ve arkalarına vura
vura canlarını aldıkları zaman nasıl olacak? İşte böyle; çünkü gerçekten onlar,
Allah’ı gazaplandıran şeye uydular ve O’nu razı edecek şeyleri çirkin
karşıladılar; bundan dolayı amellerini boşa çıkardı. Yoksa kalplerinde hastalık
bulunanlar, Allah’ın kinlerini hiç çıkarmayacağını mı sandılar? Eğer biz
dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından
tanırsın. And olsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın.
Şüphesiz Allah, amellerinizi bilir. (Muhammed Suresi 25-30. ayetler)
Evet Allah bize onları göstermeyi dilemiş ve simalarından, yüzlerindeki
maskelerden tanıyoruz artık!