Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

1 Aralık 2023 Cuma

Zahirinde İslam’a Girmemiş Olanın Bâtınında Müslüman Olduğunu Söylemek Abestir!

 İbn Ömer radiyallahu anhuma dedi ki:

جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ أَوْصِنِي فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا تُشْرِكْ بِاللهِ عَزَّ وَجَلَّ شَيْئًا وَتُقِيمُ الصَّلَاةَ وَتُؤْتِي الزَّكَاةَ وَتَحُجُّ وَتَعْتَمِرُ وَتَسْمَعُ وَتُطِيعُ وَعَلَيْكَ بِالْعَلَانِيَةِ وَإِيَّاكَ وَالسِّرَّ

“Bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e geldi ve: “Bana tavsiyede bulun” dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

Allah Azze ve Celle’ye hiçbir şeyi ortak koşma, namazı kıl, zekâtı ver, hac ve umre yap, (yöneticilerini) dinle ve itaat et. Görünen hallerinden sorumlusun, iç âlemin hakkında da sakınmalısın.”

Bu hadis Muslim'in şartına göre sahihtir. Tahavî Şerhu Muşkili'l-Âsâr (2658) Buhârî Tarihu’l-Evsat (646) İbn Ebi Asım es-Sunne (1070) Esbehani el-Hucce (253) Hatib Muvaddahu Evham (218) Beyhakî Şuab (3690) rivayet etmişlerdir.

Hadiste geçen “Görünen hallerinden sorumlusun” kavli, zahiren kılık kıyafette müslümanların şeklinde girme mecburiyetini de ifade etmektedir.

Bu kavlin benzerini, raşid halife Ömer radıyallahu anh, Medine’den uzakta yaşayan bedevilere de emretmiştir:

El-Hasen el-Basrî rahimehullah dedi ki:  “Bir bedevî Ömer radiyallahu anh’e dedi ki: “Ey insanların en hayırlısı! Ey insanların en hayırlısı!” Ömer radiyallahu anh: “Ne diyor?” dedi. Denildi ki: “Ey insanların en hayırlısı diyor.” Ömer radiyallahu anh dedi ki:

“Size yazıklar olsun! Ben insanların en hayırlısı değilim.” Adam dedi ki: “Ey Mü’minlerin emiri, vallahi ben senin insanların en hayırlısı olduğunu sanıyordum.” Ömer radiyallahu anh dedi ki:

“Sana insanların en hayırlısını haber vereyim mi?” o da: “Evet” dedi. Ömer radiyallahu anh dedi ki:

“İnsanların en hayırlısı evinde ailesinin ve malının başında iken İslam kendisine ulaşınca develerinden bir kısmına dönüp onları hicret edilecek yurtlardan bir yere indirip satan ve karşılığıyla Allah Azze ve Celle yolunda hazırlık yapan, sabah akşam müslümanlarla onların düşmanları arasında bulunan adamdır. İşte bu insanların en hayırlısıdır.” Adam dedi ki: “Ey müminlerin emiri! Ben bâdiye halkından bir adamım. Meşguliyetlerim ve bir sürü işlerim var. Bana dayanacağım kendisiyle amacıma ulaşacağım bir iş emret.” Ömer radiyallahu anh:

“Elini bana göster” dedi. Adam elini ona verdi. Ömer radiyallahu anh dedi ki:

“Allah Azze ve Celle’ye hiçbir şeyi ortak koşmadan ibadet et, namazı kıl, zekâtı ver, ramazan orucunu tut, hac ve umre yap. Dinleyip itaat et. Görünen hallerinden sorumlusun ve iç âlemin hakkında da sakınmalısın. Sana söylendiği ve yayıldığı zaman utanmayacağın ve seni rezil etmeyecek herşeyi tavsiye ederim.” Adam dedi ki:

“Ey mü’minlerin emiri! Bunlarla amel edeceğim. Rabbim ile karşılaştığım zaman Ömer b. el-Hattab bana böyle emretti derim.” Ömer radiyallahu anh dedi ki:

“Ey Allah’ın kulu! Bunları yap, Allah Teâlâ ile karşılaştığında da söyleyeceğini söyle.” Bunu İbnu’l-Mubarek el-Cihad (164) Hâkim (1/116) el-Lalekai İtikad (333) Beyhakî Şuab (3691) sahih isnadla rivayet etmişlerdir.

Nitekim İbn Teymiyye İktizau’s-Sirati’l-Mustakim’de (1/123) müslümanların giyimde kâfirlere muhalefet etmesinin vacip olduğu hususunda icma zikretmiştir. Bu konuda seleften zikrettiği rivayetler arasında şu vardır:

Ma’mer b. Raşid rahimehullah dedi ki: Ömer b. Abdilaziz rahimehullah valilerinden birine şöyle yazdı

امْنَعْ مَنْ قِبَلَكَ فَلَا يَلْبَسُ نَصْرَانِيٌّ قَبَاءً وَلَا ثَوْبَ خَزٍّ وَلَا عَصَبٍ وَتَقَدَّمَ فِي ذَلِكَ أَشَدَّ التَّقَدُّمِ حَتَّى لَا يَخْفَى عَلَى أَحَدٍ نَهْيٌ عَنْهُ وَقَدْ ذُكِرَ لِي أَنَّ كَثِيرًا مِمَّنْ قِبَلَكَ مِنَ النَّصَارَى قَدْ ‌رَاجَعُوا ‌لُبْسَ ‌الْعَمَائِمِ وَتَرَكُوا الْمَنَاطِقَ عَلَى أَوْسَاطِهِمْ وَاتَّخَذُوا الْوَفْرَ وَالْجُمَمَ وَلَعَمْرِي إِنْ كَانَ يُصْنَعُ ذَلِكَ فِيمَا قِبَلَكَ إِنَّ ذَلِكَ بِكَ ضَعْفٌ وَعَجْزٌ فَانْظُرْ كُلَّ شَيْءٍ نُهِيتَ عَنْهُ وَتَقَدَّمْتَ فِيهِ فَلَا تُرَخِّصْ فِيهِ وَلَا تُغَيِّرْ مِنْهُ شَيْئًا

"Bölgendeki aykırı davranışlara engel ol. Hiçbir Hrıstiyan, aba, ipekli giymesin ve başına sarık bağlamasın. Bu söylediklerimin üzerine önemle dur ve bunları herke­se bildir ki, hiç kimse kendisini ilgilendiren yasaklardan ha­bersiz kalmasın. Bana anlatıldığına göre sorumluluk bölgende yaşayan çok sayıda Hristiyan yeniden sarık sarmaya başlamış, bellerine kuşak bağlamaz olmuş ve perçemlerini de kısaltmayarak fa­vori ve uzun saç bırakmaya koyulmuş. Yeminle söylüyorum ki, eğer gerçekten bunlar sorumluluk bölgende yapılıyorsa, bu durum senin zayıflığını ve yetersizliğini gösterir. Sana yasak olduğunu bildirip üzerinde durduğum hu­suslara bağlı kalıp onları yürütüp yürütmediğini gözden geçir, bunları ihmal etme ve hiç birinde eskiye dönüşe mey­dan verme”

Bunu Ebu’ş-Şeyh’in isnadıyla: İbn Kayyım Ahkamu Ehli’z-Zimme (3/1273) isnadı sahihtir. Ebu Yusuf el-Harac’da (s.140) Abdurrahman b. Sabit b. Sevban – babası yoluyla rivayet etmiştir.

İbn Kayyım rahimehullah, Ahkamu Ehli’z-Zimme kitabında (3/1267 vd.) müslümanların diyarında yaşayan Kitap Ehli Zımmî kâfirlerin sarık saramayacakları ve sarıkların ucunu sarkıtamayacaklarına dair başlıklar altında, sarığın Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ve müslümanların İslam için ayırıcı bir alamet olan kıyafeti olduğu, müslümanlarla kâfirlerin arasını ayıran önemli alametlerden olduğuna dair nakillerde bulunmuştur.

Dolayısıyla sarık sarmadan başı açık gezen, pantolon, kıravat gibi kâfirlere has elbiseler giyerek yahut hastalık bulaşacağı korkusuyla maske takarak dolaşan kimseler zahiren İslam’a girmemiş kimselerdir. Baş açık gezen kadınlar da böyledir. Kalplerinde iman varsa buna ahirette Allah hükmedecektir. Fakat dünya hükmü bakımından bu kimselerin müslüman olduklarını söylemeye bir yol bulamıyoruz. Mütevatir hadiste geldiği gibi: “Kim kendisini bir kavme benzetirse onlardandır.” Bu kimselerin de kendilerini Müslümanlara benzetmedikleri ortadadır!

Bu konuda zikredilecek deliller çoktur, bunlardan birçoğunu Bizden Olmayanlar kitabında zikretmiş bulunuyorum. Oraya bakın.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)