Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

14 Aralık 2023 Perşembe

Haricîlerin Hevâlarına Alet Ettikleri Âyetler Hakkında Özet Bir Cevap

 1- Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

أَمْ لَهُمْ شُرَكَاءُ شَرَعُوا لَهُمْ مِنَ الدِّينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللَّهُ

Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyi kendileri için dinden bir şeriat koyan ortakları mı var?” (Şura 21)

Hâricîler; bu âyeti öne sürerek “şeriat/yani kanun koyan Allah’a ortak koşmuş olur” diyorlar.

Cevap: Ayet sadece dinde değişiklik yapanın küfrüne delildir. Çünkü o, iki sıfatı bir araya getirmekle kâfir olur;

1- Teşri (şeriat koymak). Zira “onlara bir şeriat koyan” buyrulmuştur.

2- Bunun dinden olduğunu iddia etmek. Çünkü “mine’d-din/dinden..” buyrulmuştur.

Dolayısıyla bu ayette şeriat kelimesi lügavi anlamda “kanun” anlamına gelse de, burada ıstılahî anlam söz konusudur. Çünkü “mine’d-din” kavlinde “ed-Din” ma’rife olarak gelmiştir ve bununla kastedilen de Allah’ın hak dinidir. Nitekim Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

إِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللَّهِ الْإِسْلَامُ

Muhakkak ki Allah katında ed-Din; İslam’dır.” (Al-i İmran 19)

Yani kim Allah’ın izin vermediği şeyi, Allah’ın dinine nispet ederse, Allah’ın dininde değişiklik yaparsa ancak bu durumda Allah’a ortak koşma söz konusu olur ve bunun küfür oluşunda icma vardır.

Genel bir kanun çıkarmak Arap dilinde “umumî teşrî” şeklinde ifade ediliyor diye, bu lügavî anlama dayanarak her türlü kanunu şirk saymak İslam dinini bilen hiç kimsenin öne süremeyeceği saçma bir iddiadır. Çünkü bu ayeti öne sürerek her türlü kanun çıkarmanın Allah’a teşride ortak koşmak olduğunu iddia eden kimsenin, mesela trafik kurallarını düzenleyen genel bir kanun çıkarmayı da şirk sayması gerekir. Zira  bu da “umumî teşrî” şeklinde tabir edilir.

Raşid halifelerin ve onlardan sonraki halifelerin bu türden birçok umumî teşride bulundukları yani kanunlar çıkardıkları bilinmektedir. (Mesela Ömer radıyallahu anh'ın zımmîlerin müslümanlarla karışmamaları için ön gördüğü tedbirleri içeren Şurutu Ömeriyye diye meşhur kanunname, hicrî takvimi uygulamaya koyması vb.) Lakin ilk dönemlerdeki Hariciler ve halifeleri tekfir eden sapıklık ehli dahi yöneticileri tekfir için bu ayeti öne sürmemişlerdir! Çünkü bu konuda böyle bir delil getirmek abesle iştigaldir!

2- Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

وَلَا يُشْرِكُ فِي حُكْمِهِ أَحَدًا

O, hükmünde hiç kimseyi ortak etmez” (Kehf 26)

Haricîler diyorlar ki: “Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmeden, Allah’ın hükmünde kendisini O’na ortak tutan bir kâfirdir

Cevap: Buna üç açıdan cevap verilecektir:

*- Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmeden, kendi hükmünü dine nispet etmedikçe veya Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmetmenin caiz olduğuna inanmadıkça Allah’ın hükmünde ortak olmaz. Bunun dışındakilerin Allah’a hükmünde ortak koşanlar olduğunu kabul edemeyiz.

*- Ayette Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmedenin Allaha hükmünde ortak koştuğuna delil yoktur. Bilakis bundan ileri derecede yasaklama söz konusudur. Bu konuda ihtilaf yoktur. İhtilaf tekfir hususundadır.

*- Bu iddia, zulmeden yöneticnin de, Allah’a hükmünde ortak koşmuş sayılarak tekfirini gerektirir. Hâlbuki Ehl-i Sünnet zulmeden yöneticinin kâfir olmayacağında icma etmişlerdir. Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem birçok zalim yöneticilerin geleceğini haber vermiş, küfrü bevah (hakkında ihtilaf bulunmayan apaçık küfür) görmedikçe onlara isyan etmeyi yasaklamıştır.

3- Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ

Hüküm ancak Allah’ındır.” (En’am 57, Yusuf 40, 67)

Hariciler diyorlar ki “Kendisinden hükümler koyan, sadece Allah’a ait olan hüküm konusunda Allah ile çekişmiştir. Bu yüzden kâfir olur

Cevap: Buna üç açıdan cevap verilecektir:

*- Allah’ın indirdiğinden başkasıyla hükmedenin, kendisinin buna hak sahibi olduğunu iddia etmeksizin sadece fiiliyle Allah ile çekiştiğini kabul etmek mümkün değildir.

*- Buna muhalefet edenin, Ehl-i Sünnetin, kâfir olmayacağı hususunda icma ettikleri zalim yöneticiyi de tekfir etmesi gerekir.

*- Yine buna muhalefet edenin, suret yapan kimseyi ve elbisesini sürüyen kimseyi de tekfir etmesi gerekir.  

Ebû Zur’a’dan: “Ebû Hureyre radıyallahu anh ile beraber Medine’de bir bahçeli eve girdik. Evin üst tarafında sûret (resim) yapan bir ressam gördü ve ona dedi ki: “Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu bildirdi:

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ ذَهَبَ يَخْلُقُ كَخَلْقِي، فَلْيَخْلُقُوا حَبَّةً، وَلْيَخْلُقُوا ذَرَّةً

Benim yarattığım gibi bir şeyi yaratmaya kalkışandan daha zalim kim olabilir? Bir dane veyahut bir zerre yaratsın­lar (da göreyim)!”[1]

Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre radıyallahu anhuma’dan: Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

قال الله عَز وجلَّ: العِزُّ إِزارِي والكِبرِياءُ رِدائي، فَمن نَازعني بِشيءٍ مِنهُما عَذبتُه

Allah Azze ve Celle buyurdu ki: “İzzet benim gömleğim, Kibriya cübbemdir. Kim bu ikisi hususunda benimle çekişirse ona azap ederim.”[2]

Bu rivayetlerde görüldüğü gibi suret yapan yaratma konusunda, kibirlenen de izzet ve kibriya konusunda Allah Azze ve Celle ile çekişmiş olur! Lakin Ehl-i sünnet bu sayılanların günah olup, küfür olmadığı hususunda icma etmişlerdir.



[1] Sahih. Buhârî (5953) Muslim (2111)

[2] Sahih. Buhârî Edebu’l-Mufred (552) Temmam Fevaid (1392) Muslim (2620) Humeydî (1149) Ebû Dâvûd (4090) Hakim (1/61)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)