Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

18 Aralık 2012 Salı

İbn Useymin’in Suretler Hakkındaki Fetvasının Hakikati

Şeyh İbn Useymin’in Suretler Hakkındaki Fetvasının Hakikati
Ebu Muaz el-Çubukabadî
Bismillah.
Video ve kamera suretleri meselesi, insanların, kınanmış re’yleri Kitap ve Sünnet naslarının önüne geçirme belasına düştüklerinin en açık göstergelerindendir. Kişilerin ayet ve hadislerden uzak, sırf şahsi görüşlerinden ibaret sözlerine tabi olunmaktadır. Onların sözleri kelamdan ibarettir. İlim iddiasında olanlar ise hayalî fetvalarla avamın gözlerini boyamaktadırlar. “Falan allame şöyle fetva verdi, filan üstad şöyle caiz gördü…” vs. Kulakları, İbn Abbas radıyallahu anhuma’nın şu sözüne sağır kılmaktadırlar: 
Sizin helak olacığınız görüşündeyim! Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem söyledi diyorum, siz Ebu Bekir ve Ömer (radıyallahu anhuma) dedi diyorsunuz!”
Yemen alimlerinin yanısıra şeyh Muhammed b. İbrahim, Abdurrazzak el-Afifi, Bekr Ebu Zeyd, Abdullah es-Sa'd, Ali el-Hadir, Ali el-Karnî ve burada ismini sayamadığım daha birçok alimler video ve kamera suretlerinin haramlığını dile getirmişlerdir. Ancak bu konuda kalbi ve selim aklı olanlar için Allah ve rasulünün sözleri yeterlidir. 
Nitekim bu konuda çok şey yazdım, tercüme ettim, sohbetlerde konuyla ilgili delilleri işledim. Burada bir konunun daha netliğe kavuşması gerektiğini gördüğümden İbn Useymin’in bir fetvasını ve bir de mektubunu tercüme ediyorum. Zira İbn Useymin’in sözünün çarpıtılarak nakledildiğine, hatta zaman zaman O’na iftira niteliğindeki sözlerin nispet edildiğine şahit oldum.
İbn Useymin'in mektubunda açıklama getirdiği, makine ile çekilen suret ile elle çizilen suret arasında fark olduğuna dair şüpheye daha önce suretlere dair biri te’lif diğeri tercüme olan iki risalede cevap vermiştim. 
Meselenin özeti şudur: ibn Useymin, sureti elde etmenin şekli bakımından elle çizim ile makineyle çekim arasında fark olduğu, ancak suret bulundurmanın haram olduğu hususunu belirtmektedir. Bu hüküm bakımından önemsiz bir ayrıntıdır. Çünkü hüküm sonuca göredir ve ruh taşıyan canlıya ait bir suret ne şekilde elde edilirse edilsin, bu haramdır. Ayrıntılı açıklama isteyen bahsi geçen risaleleri sitede bulabilir.
Ancak tuhaf olanı, şeyh İbn Useymin’in maksadını anlamayan yahut anlamazlıktan gelenlerin, meseleyi sanki Şeyh rahimehullah suretlere cevaz vermiş gibi nakletmeleri, işledikleri bu büyük günaha şeyhin fetvasını mazeret göstermeleridir. Esasında bu, kabahatlerinden büyük özürleridir. Selefin menheci hususundaki cahillikleridir. 
Yani Cübbeli Kukla hoca (mesela fotoğrafa rabıta yapmaya) fetva verince Kitap ve sünnete aykırıdır diye reddedilecek, İbn Useymin veya daha başka bir alim (fotoğrafın cevazına) fetva verince, sonra bunları taklid edenler rabıta edilmek ister gibi sitelerine kocaman fotoğraflarını yerleştirince iltimas mı geçilecekti? 
Benimsediğimiz kimselerin Kitap ve sünnete muhalefet hakkı mı var? İşaret etmek istediğimiz şey bu sorunun sorulması ve Allah için samimiyetle cevabının nefislerde aranmasıdır!
İbn Useymin'in meseleyle ilgili bir fetvasının ve bir de mektubunun tercümesini sunuyorum:
( سُئل فضيلة الشيخ : لقد كَـثُرَ عرضُ الصُّوَرِ الكبيرةِ والصغيرةِ في المحلاتِ التجاريةِ وهيَ صُوَرٌ إمَّا لِمُمَثِّلينَ عالَميينَ أو أُناسٍ مَشهورينَ , وذلكَ للتعريفِ بنوعٍ أو أصنافٍ من البضائعِ , وعندَ إنكارِ هذا الْمُنكرِ يُجيبُ أصحابُ المحلاَّتِ بأنَّ هذه الصُّوَرَ غيرُ مُجسَّمةٍ , وهذا يَعني أنها لَيست مُحرَّمةً , وهي ليست تقليداً لخلقِ اللهِ باعتبارِها بدونِ ظِلٍّ , ويقولونَ : إنهم قد اطَّلَعُوا على فتوى لفضيلتكم بجريدةِ المسلمونَ مَفادُها أنَّ التصويرَ الْمُجسَّمَ هو الْمُحرَّمُ وغيرُ ذلكَ فلا , فنرجو من فضيلتكم توضيحَ ذلكَ ؟
Soru: “Ticari dükkanlarda irili ufaklı suretler çoğalmaya başladı. Bunlar ya dünya çapında örnek alınan kimselerin ya da meşhur insanların resimleridir. Ticari malların tanıtımı için bu tür resimler konulmaktadı. Bu münkere karşı çıkıldığında dükkan sahipleri bu suretlerin (heykel gibi) cisimli suretler olmadığını, dolayısıyla haram olmadığını, bunlar gölgesiz oldukları için Allah’ın yaratışını taklidin söz konusu olmadığını söylüyorlar ve zât-ı âlinizin “el-Muslimûn” dergisinde haram kılınan suretlerin yalnızca cisimli olan suretler olduğunu söylediğinizi naklediyorlar. Sizden bu konuyu açıklamanızı rica ediyoruz.
Şeyh İbn Useymin’in Cevabı:
مَن نَسَبَ إلينا أنَّ الْمُحرَّمَ من الصُّوَرِ هو المجسَّمُ وأنَّ غيرَ ذلكَ غيرُ حرامٍ فقد كَذبَ علينا ، ونحنُ نرى أنه لا يجوزُ لُبسُ ما فيه صُورةٌ , سواءٌ كانَ من لباسِ الصِّغَارِ أو مِن لباسِ الكبارِ ، وأنه لا يَجوزُ اقتناءُ الصُّوَرِ للذكرى أو غيرها , إلاَّ مَا دَعَتِ الضَّرورةُ أو الْحَاجةُ إليه مثلُ التابعيةِ والرُّخصةِ , والله الموفِّق
“Her kim bize nispet ederek, haram kılınan suretlerin yalnızca cisimli suretler olduğunu, bundan başkasının haram olmadığını söylediğimizi nispet ederse bizim hakkımızda yalan uydurmuştur! Biz bunun caiz olmadığını, ister büyüklere, ister küçüklere ait olsun, üzerinde suret bulunan elbiseyi giymenin caiz olmadığını, hatıra için veya başka şekilde resim bulundurmanın caiz olmadığını söylüyoruz.  Ancak kimlik, ruhsat vb. gibi zarurî ihtiyaç için olan resimler bundan hariçtir. Allah muvaffak kılsın.” (İbn Useymin, Mecmûu Fetava (2/269)  
Şeyh İbn Useymin’in bir mektubu:
( مِن مُحمدِ الصالحِ العثيمينَ إلى أخيه الْمُكرَّمِ الشيخِ ... حفظه الله تعالى ، وجعلَهُ مِن عبادِه الصالحينَ ، وأوليائهِ المؤمنينَ الْمُتقينَ وحِزبهِ المفلحينَ ، آمينَ .
وَبعدُ : فقد وَصَلَني كتابُكم الذي تضمَّنَ السلامَ والنصيحةَ ، فعليكم السلامُ ورحمةُ اللهِ وبركاته ، وجزاكمُ اللهُ عنِّي على نصيحتكمُ البالغةُ التي أسألُ اللهَ تعالى أن ينفعني بها . ولا رَيْبَ أنَّ الطريقةَ التي سلكتموها في النصيحةِ هي الطريقةُ الْمُثلى للتناصحِ بينَ الإخوانِ ، فإنَّ الإنسانَ مَحلُّ الْخَطأ والنسيانِ ، والمؤمنُ مرآةُ أخيه ، ولا يُؤمنُ أحدٌ حتى يُحبَّ لأخيه ما يُحبُّ لنفسهِ , ولقد بلَغَت نصيحتُكم منِّي مَبلَغاً كبيراً بما تضمَّنته من العباراتِ الواعظةِ والدَّعواتِ الصَّادقةِ ، أسألُ الله أن يتقبَّلَها , وأن يكتبَ لكم مثلَها وما أشرتم إليه حفظكم اللهُ مِن تكرُّرِ جوابي على إباحةِ الصُّورةِ المأخوذةِ بالآلةِ : فإني أُفيدُ أخي أنني لَمْ أُبحْ اتخاذَ الصُّورةِ , والْمُرادُ : صُورةُ ما فيه روحٌ من إنسانٍ أو غيرهِ , إلاَّ مَا دَعَت الضرورةُ أو الحاجةُ إليه ، كالتابعيةِ والرُّخصةِ ، وإثباتِ الحقائقِ ونحوها . وأمَّا اتخاذُ الصُّورةِ للتعظيمِ ، أو للذكرى ، أو للتَّمتعِ بالنظرِ إليها ، أو التلذُّذِ بها فإنِّي لا أُبيحُ ذلكَ ، سواءٌ كان تمثالاً أو رقماً , وسواءٌ كانَ مَرقوماً باليدِ أو بالآلةِ ، لعمومِ قولِ النبيِّ r : « لا تدخلُ الملائكةُ بيتاً فيه صُورةٌ » وما زلتُ أُفتي بذلكَ , وآمرُ مَن عندَهُ صُوَرٌ للذِّكرى بإتلافها ، وأُشدِّدُ كثيراً إذا كانت الصُّورةُ صُورةَ ميِّتٍ وأمَّا تصويرُ ذواتِ الأرواحِ : مِن إنسانٍ أو غيرهِ فلا رَيْبَ في تحريمهِ , وأنه مِن كبائرِ الذنوبِ ، لثبوتِ لَعنِ فاعلهِ على لسانِ رسولِ اللهِ r ، وهذا ظاهرٌ فيما إذا كانَ تمثالاً , أي : مُجسَّماً , أو كانَ باليدِ أمَّا إذا كانَ بالآلةِ الفوريةِ التي تَلْتَقِطُ الصُّورةَ ولا يكونُ فيها أيُّ عَمَلٍ من الْمُلْتَقِطِ مِن تخطيطِ الوجهِ وتفصيلِ الجسمِ ونحوهِ ، فإنْ التُـقِطَتِ الصُّورةُ لأجلِ الذكرى ونحوِها مِن الأغراضِ التي لا تُبيحُ اتخاذ الصُّورةَ فإنَّ التقاطَها بالآلةِ مُحرَّمٌ تحريمَ الوسائلِ ، وإن التُـقطَتُ الصُّورةُ للضرورةِ أو الحاجةِ فلا بأسَ بذلكَ .
هذا خُلاصةُ رأيي في هذه المسألةِ ، فإنْ كانَ صواباً فمن اللهِ وَهُوَ الْمانُّ بهِ ، وإنْ كانَ خَطأً فمن قُصُوري أو تقصيري , وأسألُ اللهَ أنْ يعفوَ عنِّي منه , وأن يهديني إلى الصَّوابِ , والسلامُ عليكم ورحمةُ اللهِ وبركاته
Muhammed es-Salih el-Useymin’den değerli kardeş Şeyh…’e (Allah onu hıfzetsin ve salih kullarından, mümin,  takva sahibi, kurtulanlardan eylesin. Amin.)
Bundan sonra: Bana selam ve nasihat içeren yazınız ulaştı. Ve aleykum selam ve rahmetullahi ve berakatuhu. Etkileyici nasihatinizden dolayı Allah benden yana size hayırlı karşılık versin. Allah’tan bu nasihati bana faydalı kılmasını dilerim. Şüphe yok ki, nasihatte tuttuğunuz yol, kardeşler arasındaki nasihatleşmede örnek alınacak bir yoldur. Zira insan hata ve unutmaya maruzdur. Mümin, kardeşinin aynasıdır. Kişi, kendisi için istediği şeyi kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz. Nitekim nasihatiniz bana içerdiği öğüt ve samimi dualarla birlikte ulaşmıştır. Allah’tan bunu (duaları) kabul etmesini ve aynısını size de yazmasını dilerim. Allah sizi hıfzeylesin, aletle çekilmiş suretlerin mubahlığına dair tekerrür eden cevabıma işaret ettiğiniz konuya gelince, ben kardeşime ifade edeyim ki, suret edinmeyi mubah görmedim. Maksat şudur: İnsan veya daha başka ruh taşıyan varlıkların sureti/resmi ancak kimlik ve ruhsat gibi yahut hakikatin ispatı gibi zorunluluk veya ihtiyaç olan işlerde olabilir. Tazim, hatıra, bakmaktan faydalanmak veya lezzet almak için resim edinmeye gelince kesinlikle ben bunun mubah olduğunu söylemiyorum! Bunun heykel, işleme veya çizilmiş şekil olması fark etmez. Yine bunun el ile veya aletle yapılmış olması da fark etmez. Zira Nebî sallallahu aleyhi ve sellem: “Melekler içinde bir suret bulunan eve girmezler” hadisi genel kapsamlıdır. Ben bundan başka fetva vermedim. Kimin yanında hatıra için resim varsa onu yok etmesini emrettim ve eğer bu resim ölmüş bir kimseye aitse bu konuda daha sert davrandım.
İnsan veya diğer ruh taşıyan varlıkların resminin yapılmasına gelince, bunun haramlığında şüphe yoktur. Şüphesiz bu büyük günahlardandır. Çünkü bunu yapan kimseye Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in dilinden lanet sabit olmuştur. İster timsal (yani cisimli) olsun, ister el ile çizilen olsun, bu husus açıktır.
Ama resim çeken aletlere gelince, resim çeken kimsenin yüz veya cismin ayrıntılarını çizmesi sözkonusu değildir. Şüphesiz hatıra ve benzer gayeler için resim çekmek ve resimleri bulundurmak mubah değildir. Aletle resim çekmek, vesilelerin haramlığından dolayı haramdır. Zaruret veya bir ihtiyaç için resim çekmekte sakınca yoktur. Benim bu meseledeki görüşümün özeti budur. Eğer isabetliyse Allah’tandır, O’ndan bir lutuftur. Hatalı ise benim kusurumdan veya eksikliğimdendir. Allah’tan beni affetmesini ve beni doğruya hidayet etmesini dilerim. Ve’s-selamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu” (İbn Useymin, Mecmuu Fetava (2/287-288)

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)