Muasırlara
Nasihatim
Şeyh Mukbil b. Hadî
el-Vadiî
Tercüme: Ebu Muaz
Muasırlara
nasihatim; İmam Malik, Yahya b. Said el-Kattân, Abdurrahman b. Mehdî, Ali b.
el-Medinî, Yahya b. Maîn, Ahmed b. Hanbel, Buharî, Ebu Hâtim, Ebu Zür’a, Muslim
b. el-Haccac, el-Ukaylî, İbn Adî, İbn Hibban, Darekutnî, Hakim, el-Hatîb, İbn
Abdilberr rahimehumullah gibi hadis alimlerinin biyografilerini çokça
okumaları, böylece kendi yerini bilmesi ve o imamlara karşı cüret etmeyi terk
etmesidir.
Nitekim
muasırlardan çoğunun bu imamları hafife aldıklarını görüyoruz. Onlardan kimisi,
kendisine göre rivayet yollarının toplamıyla delil getirmeye elverişli gördüğü
hadisi, imamlardan bazısının nasıl zayıf saydıklarına şaşırır. Yine onlardan
kimisi, imamların zahirinde sahih gözüken bir hadisi nasıl illetlendirdiklerine
hayret eder. Zehebî, Irakî ve başka hadis imamlarının; “Buharî’ye göre “Seketû
anh: hakkında sükut edildi” dediği ravi metruk demektir” demelerini yanılgı
olarak görür. İlim ehlinin ravi hakkındaki sözlerini bir araya getirmek
isteyerek böyle söyler. Bu ancak cerhin müfesser olmaması halinde olur. Mesela
Ahmed b. Hanbel ravi hakkında: “Zayıf” demiş, Yahya b. Main: “Sika,
(güvenilir)” demiştir. Hafız (İbn Hacer), et-Takrib’de bu ravi hakkındaki
sözlerin arasını bularak: “Saduk, yanılır” veya “Saduk, hata eder” yahut buna
benzer bir söz söyler. Ama Yahya b. Main: “Kezzab: yalancı” demiş, Ahmed:
“Sika” demişse burada cerh mufesser olduğundan cerhe itibar ederiz. Zira Yahya,
Ahmed b. Hanbel’in bilmediği bir halden haberdardır. Buhari: “Seketû anh” dediğinde
ve Ebu Hatim: “Sika” veya “Saduk” dediğinde de işte böyledir. Nitekim istikrâ
(tümevarım) yoluyla Buhari’nin Tarih kitaplarında kullandığı ibareler
karşılaştırıldığında, Buhari: “Seketû anh” dediği zaman bu, metrûk
anlamındadır. Burada Buhari’nin sözünü alır ve şöyle deriz: “Buhari, ravinin
Ebu Hatim tarafından bilinmeyen bir halini bilmektedir.” Ben Darekutni’yi
eleştirip: “Darekutni hata etmiştir” diyen kimseye şaşıyorum. Darekutni,
“Müminlerin emiri” diye lakaplandırılmış ve Hafız Zehebî onun hakkında şöyle
demiştir: “Onun el-İlel kitabını okuduğunda dehşete kapılırsın ve hayranlığın
artar.” Sadece bir araştırmacı olan muasır arkadaşımız ise Darekutni’ye ve
diğer hadis imamlarına karşı cüretkarlık yapıyor!
Evet, hadis
imamları bir ravi hakkında yahut bir hadisin sıhhati hakkında ihtilaf ederlerse
ve bu ilimde ehil isen, hadis kaidelerine bakman ve doğru gördüğünü tercih
etmen gerekir. Aksi halde sükut edersin.
Ben, “Hadis
imamları (Allah onlara rahmet etsin) masumdurlar” demiyorum. İlletlere (hadisle
ilgili ince kusurlara) dair kitapları okuduğunda Şu’be, Sufyan es-Sevrî ve
bunlardan başka hadis imamlarının yanıldıklarını görürsün. Lakin bu yanılgılara
kendilerinden sonrakiler uyarıda bulunmuşlardır. Muhaddisler (Allah onlara
rahmet etsin) arasında çekinme (yahut iltimas) yoktur. Ben seni onları taklit
etmeye davet etmiyorum. Zira taklit haramdır. Muhaddislere tabi olman ise
taklid babından değildir. Bilakis sikanın (güvenilir kimsenin) haberini kabul
babındandır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Size
bir fasık haber getirdiğinde onu araştırın” (Hucurat 6) es-San’anî
rahimehullah’ın “İrşadu’n-Nukkâd İla Teysiri’l-İctihâd” kitabına bakınız.
Eğer: “Sen kendin
bizi sakındırdığın şeyi “Sahihu’l-Musned Min Esbabi’n-Nuzul” kitabında neden
yaptın?” dersen, derim ki: “Haklısın. Lakin ben, nefsimin yerini anlayınca, son
baskıda belirttiğim gibi bundan döndüm. Yine el-Cem’u Beyne’s-Salateyn
Fi’s-Sefer kitabımda Kuteybe b. Said’in hadisini sahih saymıştım. İnşa’allah
baskıya hazırladığımızda bundan döneceğim. Hadis imamları olan imamlarımıza
herhangi bir muhalefet konusunda cüretli olmayalım. Allah’ın bizleri onlara
sevgi, saygı ve yüksek mertebelerini tanıma ile rızıklandırmasını dilerim.
Amin.