Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

6 Mayıs 2021 Perşembe

Milli Marş Esnasında Kıyam Durmanın ve Milli Bayrağa Selam Durmanın Hükmü

 Milli marş esnasında saygı duruşu yapmak bayrağa tahiyyedir ve bunun manası ta’zimdir. Böyle bir ta’zim ise yalnızca Allah Teâlâ için olabilir.

Tahiyyenin caiz olanı ve olmayanı vardır. Selam vermek manasındaki tahiyye, kullar hakkında caiz iken, ta’zim (saygı duruşu) şeklindeki tahiyye ancak Allah Azze ve Celle için yapılabilir.

Kullar arasında selamlaşma manasındaki tahiyyenin meşrûluğu hakkında Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَإِذَا حُيِّيْتُم بِتَحِيَّةٍ فَحَيُّواْ بِأَحْسَنَ مِنْهَا أَوْ رُدُّوهَا

Bir selamla (tahiyyeyle) selamlandığınız zaman ondan daha güzeliyle selamlayın veya onunla karşılık verin.” (Nisa 86)

Sahih hadiste, namazda teşehhüdde okunması için:

التحيات لله 

“Bütün tahiyyeler Allah içindir” lafzı gelmiştir. Bunun manası ta’zim manasındaki tahiyyeler yalnız Allah içindir demektir.

Cabir radıyallahu anh’den: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem rahatsızlanınca namazı oturarak kıldı, biz de arkasında namaz kıldık. Ebu Bekr radıyallahu anh insanlara tekbiri işittiriyordu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bize dönünce ayakta namaz kıldığımızı gördü ve bize oturmamızı işaret etti. Biz de oturarak namazı kıldık. Selam verince şöyle buyurdu:

Az önce neredeyse Faris ve Rum’ların, kralları otururken, kendilerinin ayakta duruşları gibi yapacaktınız. Böyle yapmayın. İmamınıza uyun. Eğer imamınız ayakta kıldırırsa siz de ayakta kılın. Oturarak kılarsa, siz de oturarak namaz kılın.” (Muslim no:413)

Bu hadis, kıyamın ibadet türlerinden olmasının delillerindendir. Liderlere, ölülere, bayrağa vb. karşı ayakta durmak veya onlar için ayağa kalkmak, kâfirlere ait ta’zim ve saygı gösterme şekillerindendir.

Milli marş esnasında selam durmanın veya bayrağa saygı duruşu yapmanın hükmüne gelince;

Birincisi: Müzik aletleri eşliğinde okunan marşları dinlemek haramdır. Bunun milli marş olması veya başka bir şarkı olması arasında bir fark yoktur.

İkincisi: Zillet göstererek ve ta’zim ederek kıyam etmek yalnızca Allah Teâlâ için yapılabilir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ

Kânitler olarak (huşû içinde) Allah için kıyam durun.” (Bakara 238)

Allah Teâlâ, bunun kendisinin azamet ve celalinden olduğunu haber vermiştir. Kıyamet günü en yüce mahlûklar olan melekler Allah için kıyama duracaklar, Allah Teâlâ izin vermeden kimse konuşamayacaktır. Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا لَا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَنُ وَقَالَ صَوَابًا

Rûh (Cebrail) ve meleklerin saf saf durdukları gün, Rahmân'ın izin verdiği kimselerden başkası konuşamaz; konuşunca da doğru söyler.” (Nebe 38)

Tahir b. Aşur, et-Tahrir ve’t-Tenvir adlı tefsirinde (30/51) bu ayet hakkında şöyle demiştir: “Kıyam; ciddî bir işe hazır bir halde saygıyla durmaktır ve bu yalnızca Allah Teâlâ’nın hakkı olan kulluk haklarındandır…”

Her kim kendisi için saygı duruşu yapılacak bir mahlûk olduğunu iddia ederse Allah Teâlâ’nın haklarından birini o mahlûka vermiş olur. Bu yüzden Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Muaviye b. Ebi Sufyan radıyallahu anh’den: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim:

Kim insanların kendisi için kıyama durmalarına sevinirse cehennemde oturacağı yeri hazırlasın.” (Tirmizî no:2755) el-Elbani sahih olduğunu söylemiştir.

Ebu Umame radıyallahu anh’den: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem asasına dayanmış olarak yanımıza çıkageldi. Biz de hemen ona ayağa kalktık. Şöyle buyurdu:

Acemlerin saygı için birbirlerine kalktıkları gibi yapmayın.” (Ahmed 5/253) Ebû Dâvûd (5230) İbn Mâce (3836)

Enes radıyallahu anh’den: “(Sahabelere) Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den daha sevgili bir şahıs yoktu. Bununla beraber O’nu gördükleri zaman, bundan hoşlanmadığını bildikleri için ayağa kalkmazlardı.” (Ahmed (3/250) Tirmizî (2754) Ziyâu'l-Makdisî el-Muhtâre (6/14) İbn Ebî Şeybe (8/586) Buhârî Edebu’l-Mufred (946)

Halife el-Mehdî Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mescidine girince imam olan İbn Ebi Zi’b dışında herkes kıyama kalktılar. İbn Ebi Zi’b’e: “Kalk, bu mü’minlerin emiridir” denilince dedi ki:

“İnsanlar ancak âlemlerin rabbi için kıyama kalkarlar” Bunun üzerine el-Mehdî dedi ki:

“Onu bırakın. Başımdaki bütün tüyler kalktı!” (Zehebi, Siyeru A’lami’n-Nubelâ (7/144)

Dâimî Fetva Komisyonu âlimlerine şöyle soruldu: “Müslümanın milli bayrak için saygı duruşu yapması caiz midir?” Şöyle cevap verdiler:

“Müslümanın milli bayrak için saygı duruşu yapması caiz değildir. Bilakis bu Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ve ondan sonraki raşid halifelerin (radiyallahu anhum) zamanında mevcut olmayan çirkin bir bid’attir. Bu aynı zamanda tevhidin farz olan kemâline, yalnızca Allah için tazimin halis kılınmasına da aykırıdır. Şirke bir vesiledir. Yine bunda kâfirlere benzeme söz konusudur ve onların çirkin âdetlerini taklit etmektir. Bu, onların merasimlerinde liderlerine tazimde aşırılık yapmalarına uymaktır. Nitekim Nebî sallallahu aleyhi ve sellem onlara benzeşmekten yasakşamıştır. Başarı Allah’tandır. Allah’ın salatı ve selamı nebimiz Muhammed’e, ailesine ve ashabının üzerine olsun.” (Şeyh Abdulaziz b. Baz, Şeyh Abdurrazzak Afifî, Şeyh Abdullah Gudeyyan, Fetava’l-Lecneti’d-Daime 1/235)

Şeyh el-Elbânî rahimehullah’a sorulan bir soru ve cevabı şu şekildedir:

Soru: Bayrak önünde saygı duruşunun hükmü nedir? Milli marş esnasında bayrak dikip önünde hareketsiz durmanın hükmü nedir?

Cevap: Şüphesiz bu kâfir Avrupa’lıları takliddendir. Nitekim onları taklid etmekten genel olarak ve özel olarak yasaklanmış bulunuyoruz. Herhangi bir müslüman devletin kâfirleri taklid etmesi caiz değildir. Lakin mesele ileri gelenlerin buna müsaade etmemelerine dönmektedir.

Şüphe yok ki bu taklitçiliği ve kâfirlerin adetlerini İslamî adetlere çevirebilecek olan; dünyada kendisinin üzerinde yönetici bulunmayan müslüman yöneticidir. Memur veya askerlere gelince, İslam’dan sapmış olan bu kanunlara uymaktan başkasını yapamaz. İnsanların mertebelerinde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu hadisine göre, görünen durum budur:

مَنْ رَأَى مِنْكُمْ مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ، فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ، وَذَلِكَ أَضْعَفُ الْإِيمَانِ

Bir münker göreniniz eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle. Bu ise imanın en zayıfıdır.” (Muslim no:49)

Bizler biliyoruz ki İslamî beldelerin çoğunda bu gibi problemler – söylediğimiz gibi – yabancıları taklid etmek sebebiyledir.

Mesela; Bazı İslâmî arap devletleri askerlerin sakal bırakmasına müsaade etmiyorlar. İnsanlar bu konuda hadiste zikredilen mertebelere göre hareket ederler. İnsanların çoğu bugün askere gittiklerinde sakallarını kesiyorlar. Kanun böyledir. Bazıları da kesmiyorlar. Buna rağmen onların sakallarını zorla kesiyorlar. Bunu yapan gerçekten azdır. Burada – Ürdün’de ve Suriye’de – bunun örnekleri çoktur. Onlara baskı ve işkence yapılıyor, hapse atılıyorlar… Sonra Allah Azze ve Celle yardım ediyor da, sakallı askerin binlerce sakalsızın önüne çıktığını görüyorsun.

Öyleyse mesele, mükellef kulun iman kuvvetiyle ilgilidir. Bu tutum, İslam’a uygun olmayan bir selamlama ile bayrağa saygı gösterme teklifidir. Şüphesiz bunu yapmamaya güç yeter. Lakin önünde hapis ve işkence olduğunu bilmelidir. Bazen bilmediğimiz daha başka şeyler de yapabilirler. İmanı kuvvetli olan mümin sabreder. Allah Azze ve Celle’nin müminlere vaad ettiği gibi, sabırdan sonra ancak zafer vardır. Bu şekilde sabredemeyen diğerleri ise kalpleri bu selama karşı çıktıkları halde selamlarlar.

Böylece bunun bir münker olduğunu bilmemiz gerekir. Kıyamda durmak zorunda kalan kimse en azından kalbiyle inkâr etmelidir. Çünkü sahih rivayetlerden birinde geldiği gibi bundan öte zerre kadar iman yoktur.

Soru sahibi: “Bayrağın önünde sadece bir duruş tevhidi bozar mı?”

Cevap: Evet. İslâm’ı, dini ve İslamî edebi bozar. Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:

يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ

O gün insanlar âlemlerin rabbi için kıyama dururlar.” (Mutaffifin 6)

Bu saygı duruşu, putlara yapılan saygı duruşuna benzemektedir. Zira bayrak, kumaş parçasından ibarettir. Lakin bu, maalesef, Avrupa’lıları körce taklid etmektir.”

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)