İbn Ebi Zemenin rahimehullah’ın Usulu’s-Sunne kitabına yaptığım terceme ve tahkikin takdiminde şöyle belirtmiştim:
“Ehl-i Sünnet’in akide esaslarına dair bu önemli
eserin tercümesinde,
bildiğim kadarıyla kitabın tek baskısı olan; Ebu Usame Abdullah b. Muhammed b.
Abdirrahim b. Huseyn el-Buhârî tahkikiyle 1415 tarihli Mektebetu’l-Gurabai’l-Eseriyye
– Medine baskısını esas aldım. Ancak muhakkikin birçok rivayetin tahkikinde
yetersiz kaldığını, rivayetlerin sıhhat hükümlerinde hatalar yaptığını ve bazı
istinsah hatalarını gözden kaçırdığını gördüğümden rivayetleri yeniden tahriç
ettim ve her rivayetin sıhhat durumunu tespit etmeye çalıştım. Eksik ve hatalı
yayınlanan kısımları müellifin diğer kitaplarından karşılaştırarak düzeltmeye
çalıştım.”
Ancak bu çalışmama Asar Yayınları tarafından yapılan baskıda bu takdimim
yer almamıştır. İlgililere bu hususu sorduğumda sehven bu takdim kısmının
yayınlanmadığını belirttiler.
Kitapta yaptığım tahkikte dipnotlarda yalnızca rivayetlerin sıhhat durumlarını tahkik ettim. Ancak yayınevi bana haber vermeden müdahaleler yaparak dipnotlarda benim notlarımdan bağımsız ve kitabın insicamını da bozan birçok nakiller ekleyerek kitabı gereksiz yere şişirmişlerdir.
Ayrıca Asar Yayıncılık sokuşturdukları bu dipnotlar arasında Haricî köpeklerin akidelerini de eklemişlerdir. Yine Mucahid rahimehullah'tan zayıf isnadla gelen "Allah Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'i Arş'ta yanına oturtacaktır" şeklindeki münker rivayeti de sokuşturmuşlar, İmam Ahmed'den sıhhati sabit olmayan nakiller zikretmişlerdir! Bu tahriflerden beriyim ve yaptıkları bu hâinlikleri Allah'a havale ediyorum!
Yayınevinin yaptığı bu dipnot eklemeleri, benim rivayetlerin tahrici ve sıhhat
durumlarını tahkikim ve el yazmadan neşre hazırlarken arapça neşirde yapılan
hataların düzeltilmesine dair açıklamalarıma ilave olarak, yıldız işareti
konulmak suretiyle ilgili bölümle alakası olduğunu düşündükleri bir takım
sözlerin zikredilmesi şeklinde olmuştur.
Böyle bir metod, El-Kevseri, Adil Al-u Hamdan gibi sapık ve saptırıcı
muhakkiklerin birçok selefî eseri tahrif edip kendi bid’atlerini empoze etmek
için gözettikleri bir üslup olduğu için, kimin tarafından eklendiği
belirtilmeyen ve ilmî emanetin de gözetilmediği bu notların bu çalışmamda yer
alması beni oldukça rahatsız etmiştir. Nitekim söz konusu bu ekleme notların
birisinde şu ifadeler yer almıştır:
“İbn Ebi Asım’ın Ebu Hureyre radıyallahu anh’den naklettiği rivayet ise
lafız bakımından biraz daha farklıdır: “Kim kavga ederse yüzden sakınsın.
İnsanın vechinin sureti Rahmanın vechi suretindedir.” (İbn Ebi Asım es-Sunne
(1/230)”
Evet, benden bağımsız eklenen notlar arasında en tehlikelisi bu münker
rivayettir! Bu yüzden bu konuyla ilgili özel açıklama yapmak zorundayım. Zira
Adil Alu Hamdan denen bid’at davetçisi de İmam Acurri’nin eş-Şeria kitabının
tahkikinde öyle çirkin notlar ve açıklamalar eklemiştir ki, bunları okuyan
kimse Selef’in akidesinin teşbih olduğunu zanneder! Halbuki selefin ve ehli
sünnet imamların akidesi bu anlayışsız sapığın imâ ettiği şeyden çok
uzaktır!
Allah’ın Adem Aleyhi's-selâm’ı Sureti Üzere Yaratması Meselesi
Öncelikle İbn Ebi Asım’dan nakledilen bu rivayete değineyim:
İbn Ebi Asım es-Sunne’de (no:521) dedi ki: bize Ömer b. el-Hattab (es-Sicistani) tahdis
etti, dedi ki bize (Said) İbn Ebi Meryem tahdis etti, dedi ki: bize İbn Lehia tahdis
etti, o Ebu Yunus Suleym b. Cubeyr’den, o Ebu Hureyre radıyallahu anh’den
rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
مَنْ قَاتَلَ فَلْيَجْتَنِبِ
الْوَجْهَ فَإِنَّ صُورَةَ وَجْهِ الْإِنْسَانِ عَلَى صُورَةِ وَجْهِ الرَّحْمَنِ
“Vuruşan kimse yüzden sakınsın. Zira insanın yüzünün sureti, Rahman’ın
yüzünün sureti üzeredir.”
İsnadında İbn Ebi Lehia dışındaki raviler sikadır. İbn Lehia ise kitapları
yandıktan sonra hafızasından rivayette bulunmaya başlamış ve ihtilata
uğramasından dolayı çokça karıştırmıştır.
Ancak İbn Lehia’dan hafızasının bozulmasından sonra rivayette bulunmayan:
Kuteybe b. Said, İbnu’l-Mubarek, Abdullah b. Vehb ve Abdullah b. Yezid el-Mukrî
İbn Lehia’dan rivayet ederlerse rivayeti hasendir. Fakat burada İbn Lehia’dan
rivayette bulunan kişi Said b. Ebi Meryem’dir ve o İbn Lehia’dan hafızasının
bozulmasından sonra da rivayette bulunanlardan olduğu için bu rivayetin isnadı
sahih değildir.
Nitekim Darekutni’nin bir rivayetinde İbn Lehia bu hadisi Ebu Yunus yerine
el-A’rac yoluyla Ebu Hureyre radıyallahu anh’den rivayet etmiştir ve o rivayetin
lafzında “Allah Âdem’i sureti üzere yarattı” denilmiş, “Rahmanın yüzünün sureti üzere” şeklindeki münker
lafız yer almamıştır!
Bu isnadla bu lafzı sahihleyen bir imam yoktur!
Buhârî (6573) ve Muslim’in
(182) rivayet ettiği, “Allah’ın kıyamet gününde müslümanlara tanıdıkları
surette görünmesi” hakkındaki hadis ve Allah Azze ve Celle’nin Rasulullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e en güzel surette göründüğünü ifade eden diğer
bazı hadislerden dolayı, yorum yapmadan, itikad ederiz ki Allah’ın mahlûkuna
benzemeyen sureti vardır.
Allah’ın Âdem aleyhi's-selâm’ı
kendi sureti üzere yaratması hakkındaki hadis ise bambaşka bir konudur. Çünkü
bu hadiste kastedilen, Allahın Âdem aleyhi’s-selam’a vermiş olduğu şekil olan
surettir:
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
خَلَقَ اللَّهُ آدَمَ عَلَى صُورَتِهِ…
“Allah Âdem’i kendi suretinde yarattı....” Buhârî (6227) Muslim (2841)
Allah Azze ve Celle O’nu bizzat iki eliyle yaratmakla, yüzünü tasvir
etmekle şereflendirmiş, diğer mahlûkata ise: “Ol” demekle oldurmuştur:
Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَنْ تَسْجُدَ
لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ
“Allah dedi ki: “Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde
etmekten seni men eden nedir?” (Sad 75)
Enes radiyallahu anh’den:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
لَمَّا صَوَّرَ اللهُ آدَمَ فِي الْجَنَّةِ…
“Allah Âdem’i cennette
suretlendirdiği (şekillendirdiği) zaman...” Muslim (2611)
“İbn Ömer radiyallahu anhuma şöyle dedi:
خَلَقَ
اللهُ أَرْبَعَةَ أَشْيَاءَ بِيَدِهِ العَرْشَ وَالقَلَمَ
وَعَدْن وَآدَمَ ثُمَّ قَالَ لِسَائِرِ الخَلْقِ كُنْ فَكَانَ
“Dört şeyi Allah Azze ve Celle eliyle yaratmıştır: Arşı, kalemi, Adn
cennetini ve Âdem aleyhi's-selâm’ı. Sonra diğer mahlûkata ol dedi, onlar da
oldular.” Muslim'in şartına göre sahih. Ebu Said ed-Darimî en-Nakdu Ale’l-Merisî (38, 106)
Hâkim (2/349) Taberî Tefsir (20/145) el-Lâlekâî es-Sunne (729-30) İbn Batta
el-İbane (229) Ebu’ş-Şeyh el-Azamet (1018) Beyhakî el-Esmâ ve’s-Sifat (693)
İbn Ömer radıyallahu anhuma’nın bu sözü şahsi görüşle söylenemeyeceğinden
hükmen merfudur. Yani Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den işittiği bir
bilgidir.
Yüz resmi yapmanın, fotoğraf, video çekmenin vb yasaklaması da bununla
ilgili bir konudur. Yüz resmi yapan, fotoğraf veya video çeken işte bu suret
yaratma fiilinde Allah’a ortak koşmaya kalkışmış olur!
Bu hadisteki zamiri Adem aleyhi's-selâm’a döndürenler, İbn Ömer radiyallahu anhuma’dan gelen
tariklerden birinde “Rahman’ın
suretinde yaratmıştır” lafzını iletli görmüşlerdir. Zira İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan gelen
her tarikte bu ziyade bulunmamaktadır.
İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
لَا تُقَبِّحُوا الْوَجْهَ فَإِنَّ اللَّهَ خَلَقَ آدَمَ عَلَى
صُورَةِ الرَّحْمَنِ عَزَّ وَجَلَّ
“Yüz için
çirkin şeyler söylemeyin. Muhakkak ki Allah Âdem (aleyhi's-selâm)’ı Rahman Azze
ve Celle’nin suretinde yaratmıştır.”.
Darekutni es-Sifat (48) Abdullah b. Ahmed es-Sunne (498, 1076) İbn Ebi Asım
es-Sunne (517) el-Kelabazi Bahru’l-Fevaid (s.78) Ebu Bekr el-Hallal el-İlel
(204) İbn Batta el-İbane (7/244) Beyhakî el-Esma ve’s-Sifat (640) Hakîm
et-Tirmizî el-Menhiyyat (s.146)
İmam Ahmed, İshak b. Rahuye rahimehumallah gibi uzman imamlar bu hadisi
sahih görmüşlerdir. İmam Ahmed’in bu hadisle ilgili menheci, bu hadisin herhangi
bir açıklamaya gitmeden sadece rivayet edilip tasdik edilmesi şeklindedir.
Söz konusu hadiste geçen “Kendi sureti üzere” ifadesindeki zamiri
Allaha ait diye açıklayan ve “Rahmanın sureti üzere yaratmıştır” lafzını
sahih kabul eden imamlar şunu kastederler: Allah Âdem’i kendi suret vermesi ile
yaratmıştır. Âdem’in yüzü, Allahın iki eliyle verdiği şekildir, âdemoğulları da
bu suret üzere devam ettikleri için yüze vurmak yasaklanmıştır.
Adil Al-u Hamdan ise, imamların bu minval üzere açıklamalarını, sanki bu hadiste
Allahın zatının sureti Âdem’in yüzünün sureti gibiymiş gibi teşbihe götürecek
manada anlayarak büyük bir sapıklık kapısı aralıyor, bu konuda teşbihten sakınmak
için hadisteki zamiri Âdem aleyhi's-selâm’a râci kılarak açıklayanları Cehmî’likle
suçluyor, İbn Huzeyme rahimehullah’ın bu meselede ayağının kaydığını iddia
ediyor!
Her hâlukârda hadisin metni teşbihe götürecek bir manadan uzaktır. Rahman'ın sureti demek: "Rahman Azze ve Celle'nin bizzat Adem'e vermiş oludğu suret" demektir.
İbn Ebi Asım’ın rivayetindeki “Rahmanın yüzü suretinde yarattı”
lafzına gelince, bu lafzı İbn Lehia’dan başkası rivayet etmemiştir ve o da
hafıza karışıklığına uğramış bir ravi olup, bu lafızla rivayet etmekle güvenilir
ravilerin rivayet metinlerine muhalefet etmiştir. Böylece bu ziyade lafız
münker bir lafız olup, teşbihe götüren bir mana da içermektedir.
Bu konu cidden önemlidir!