Daha önce tecvid hakkındaki yazılarımda ve tecvide dair risalemde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den ve ashabından iki ya da üç elif miktarı uzatmadan fazlasının sabit olmadığını ifade etmiştim. Günümüzde uygulanmakta olan uydurma tecvid kâidelerinde dört elif miktarı ve altı elif miktarı gibi uzatmalar yapılarak Kur’ânın musiki makamlarına uygun düşürülmeye çalışıldığı, fasık ve zındıklar tarafından Kur’ân’ın şarkı gibi okunduğu malumdur. Haddinden fazla yapılan bu uzatmalara bazıları şu rivayeti delil getiriyorlar:
Said b. Mansur Sunen’inde (1023) dedi ki:
Bize Şihab b. Hiraş tahdis etti, o Musa b. Yezid el-Kindî’den
şöyle dediğini rivayet etti:
“İbn Mes’ud radıyallahu anh bir adama Kur’ân okuturken adam:
“Zekatlar ancak fakirler ve miskinler… içindir” (Tevbe 60) ayetini mürsel olarak
(fukarâ kelimesini fazla uzatmadan) okudu. Bunun üzerine İbn Mes’ud radıyallahu
anh dedi ki:
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana böyle okutmadı!”
Adam: “Peki sana nasıl okuttu ey Ebu Abdirrahan?” dedi. İbn Mes’ud radıyallahu anh
dedi ki:
"Bana “Zekatlar ancak fakirler ve miskinler…içindir” şeklinde okuttu ve med yaptı/uzattı.”
Bunu Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr’de (9/137) aynı isnadla rivayet
etmiş, ondan naklen İbnu’l-Cezeri en-Neşr Fi'l-Kiraati’l-Aşr’da (1/315)
zikretmiştir.
Bu rivayeti Bugyetu İbadirrahman Fi Tecvidi’l-Kur’an adlı
eserin sahibi Muhammed b. Şehade el-Gûl (s.23) tecvidin vacip olduğuna delil getirmiş, İbnu’l-Cezerî’nin
sahihlediğini zikretmiştir. Yine Muhammed Musa Alu Nasr’ın Difau’l-Kur’ân
kitabından naklederek el-Elbani’nin bu rivayeti sahihlediğini zikretmiştir.
Doğrusu ise bu rivayetin iki illeti vardır:
1- Musa b. Yezid el-Kindî meçhuldür. Said b. Mansur’un Sünen’inin
muhakkiki de: “İsnadı, Musa b. Yezid’in meçhul olmasından dolayı zayıftır”
demiştir. Bu isimde bir ravi rical kitaplarında bulunmamaktadır. Ancak Ebu
Umame radıyallahu anh’den rivayette bulunan ve kendisinden Muaviye b. Salih’in
rivayette bulunduğu Ebu Abdirrahman eş-Şami’nin ismi: Musa b. Yezid b. Mevhib
el-Emlukî’dir. Yine onun Musa b. Murre olduğu da söylenmiştir. Bu ravi de
meçhulu’l-hâldir. Onu Buhârî Tarihu’l-Kebir’de (7/297) ve İbn Ebî Hâtim el-Cerh
ve’t-Ta’dil’de (8/167) cerh ve ta’dil belirtmeden zikretmişler, İbn Hibban
es-Sikat’ta (5/405) zikretmiştir.
2- İsnadında inkıta hatta mu’dallik vardır. Şihab b. Hiraş’ın
şeyhleri arasında İbn Mes’ud radıyallahu anh’e yetişmiş kimse de
bulunmamaktadır.
Bu illetlerle ma’lul olan bu rivayetin şahidi de yoktur.
Suyuti el-İtkan’da şöyle diyor: “Med (uzatma) konusunda asıl,
Said b. Mansur’un Sünen’inde şu rivayetidir:…” böylece yukarıdaki hadisi
zikreder ve der ki: “Bu hadis hasendir, önemli bir delildir. Bu konuda bir
nastır. İsnadının ricali sikadırlar. Taberani de el-Kebir’de rivayet etmiştir.”
Suyuti bu konuda İbnu’l-Cezeri’ye tabi olmuştur. İbnu’l-Cezeri
dedi ki: “Bu hadis önemli bir hüccettir, bu konuda bir nastır, isnadının ricali
sikalardır.”
İbnu’l-Cezeri, Taberani’den nakletmesinde rağmen isnadda ravinin
ismini; “Mes’ud b. Yezid” şeklinde zikretmiştir! Hâlbuki Mu’cemu’l-Kebir’de “Musa
b. Yezid” şeklinde geçmektedir! Suyuti, Durru’l-Mensur’da da Said b. Mansur,
Taberani ve İbn Merduye’ye nispet ederek: “Musa b. Yezid el-Kindî” şeklinde
zikretmiştir. Görüldüğü üzere burada açık bir tashif vardır.
Es-Safaksi, Tenbihu’l-Gafilin’de (s.117) şöyle demiştir: “Hadis
ceyyiddir, isnadının ricali sikalardır.”
El-Elbani es-Sahiha’da (5/279 no:2237) ravinin ismini Musa
b. Yezid olarak zikrettikten sonra dedi ki:
“Bu isnadın rical Musa b. Yezid el-Kindî dışında sika görülmüşlerdir.
Musa b. Yezid’i tanımıyorum. Hafız el-Mizzi de Tehzib’de İbn Hiraş’ın şeyhleri
arasında onu zikretmemiştir. Heysemi, el-Mecma’da Taberani’nin tarikinden
zikretmiş, lakin orada: “Mes’ud b. Yezid el-Kindî” şeklinde geçmiştir.
Ardından: “Ricali sikadırlar” demiştir. İbn Hibban’ın es-Sikat’ında; Mes’ud b.
Yezid’in İbn Ömer radıyallahu anh’den rivayette bulunduğu, kendisinden de
Muhammed b. el-Fadl’ın rivayette bulunduğu geçer. Derim ki: görünen o ki
buradaki ravi bu kimsedir. Buhârî ve İbn Ebî Hâtim kitaplarında onu
zikretmemişlerdir. Sonra hadisi Hafız İbnu’l-Cezeri’nin en-Neşr Fi’l-Kiraati’l-Aşr
kitabında Taberani’ye ulaşan isnadıyla kaydettiğini gördüm. orada Musa yerine: “Mes’ud
b. Yezid el-Kindî” şeklinde geçmektedir. Allah en iyi bilendir. Ardından İbnu’l-Cezeri
şöyle demiştir: “Bu hadis önemlidir. İsnadının ricali sikadırlar.” Derim ki:
Şihab b. Hiraş hakkında bazı eleştiriler vardır. Hafız et-Takrib’de: “Saduktur,
hata eder” sözüyle buna işaret etmiştir. Zehebi el-Kaşif’te: “Bir cemaat sika
gördü. İbnu’l-Mehdi dedi ki: “Sünnet için ondan daha iyi vasıfta kimse görmedim.”
İbn Adiy dedi ki: “Onun bazı münker rivayetleri vardır.” Derim ki: “Böyle bir
durumda olan ravinin hadisi hasendir inşaallah. İbnu’l-Cezeri bu rivayeti meddu’l-muttasılın
vacip oluşuna, kurrâlardan hiçbiri katında kasr ile okumanın caiz olmadığına
delil getirmiştir.”
El-Elbani, Musa b. Yezid isminin, tashif edilmiş olabileceğini
varsayarak bu ravinin Mes’ud b. Yezid olabileceği ihtimaline dayanmış ve
sahihlemiştir. Bu kabul edilebilecek bir durum değidlir. Çünkü bu rivayetin iki
kaynağı vardır, Said b. Mansur’un Sünen’i ve Taberânî’nin Mu'cemu'l-Kebîr’i.
Her iki kaynakta da ravinin ismi “Musa b. Yezid” şeklinde geçmektedir.
Hem sonra el-Elbani’nin bu iddiası kabul edilecek olsa, Mesúd
b. Yezid hakkında yalnız İbn Hibban es-Sikat kitabında onun ismini
zikretmiştir. Bu ravi hakkındaki cehalet, İbn Hibban’ın tevsiki ile ortadan
kalkar mı? Üstelik ittisal ve inkıta araştırması nerede kaldı?
Said b. Mansur’un yalnız iki ravi vasıtasıyla İbn Mes’ud radıyallahu
anh’e isnadı ulaştırması mümkün değildir. En büyük şeyhi olan Sufyan b. Uyeyne’den
rivayet etmiş olsa dahi, İbn Uyeyne, ez-Zuhri’den rivayette bulunmuştur. Zuhri’nin
dahi İbn Mes’ud radıyallahu anh’e isnadı ulaştırması için arada bir raviye
ihtiyacı vardır. Bu durumda Said b. Mansur ile İbn Mes’ud arasında en az üç
ravi bulunabilir.
Said b. Mansur’un zaman atlayıp Sufyan es-Sevri’ye yetişmiş olmasını
varsaysak dahi Sufyan es-Sevrî, el-A’meş’ten rivayet etmiştir. El-A’meş’in dahi
İbn Mes’ud’dan rivayeti için arada bir raviye daha ihtiyacı vardır. Sufyan, Ebu
İshak’tan rivayet etmiş olsa dahi, İbn Mes’ud’un öğrencilerinden hiçbirine
yetişmemiştir. Şu halde Sufyan es-Sevri’den daha küçük olan ve es-Sevri’nin
talebelerinden olan Şihab b. Hiraş’ın İbn Mes’ud radıyallahu anh’e arada bir raviyle ulaşmış olması mümkün görünmemektedir.
İsnadda i'dal, ya da en azından inkıta olduğunda şüphe yoktur. Böylece
tecvidde üç elif miktarından fazla uzatma yapmaya dair sahih bir delil olmadığı
ortaya çıkmıştır. Müteahhir bazı kurraların bu konuda icma iddialarının da
itibar edilecek bir tarafı yoktur! Allah en iyi bilendir.