Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

7 Eylül 2024 Cumartesi

Meddi Muttasılın Vücubuna Getirilen Delilin Durumu

 Daha önce tecvid hakkındaki yazılarımda ve tecvide dair risalemde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den ve ashabından iki ya da üç elif miktarı uzatmadan fazlasının sabit olmadığını ifade etmiştim. Günümüzde uygulanmakta olan uydurma tecvid kâidelerinde dört elif miktarı ve altı elif miktarı gibi uzatmalar yapılarak Kur’ânın musiki makamlarına uygun düşürülmeye çalışıldığı, fasık ve zındıklar tarafından Kur’ân’ın şarkı gibi okunduğu malumdur. Haddinden fazla yapılan bu uzatmalara bazıları şu rivayeti delil getiriyorlar:

Said b. Mansur Sunen’inde (1023) dedi ki:

حَدَّثَنَا شِهَابُ بْنُ خِرَاشٍ عَنْ مُوسَى بْنِ يَزِيدَ الْكِنْدِيِّ قَالَ كَانَ ابْنُ مَسْعُودٍ يُقْرِئُ رَجُلاً فَقَرَأَ إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَا وَالْمَسَاكِينِ مُرْسَلَةً فَقَالَ ابْنُ مَسْعُودٍ مَا هَكَذَا أَقْرَأَنِيهَا النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ وَكَيْفَ أَقْرَأَكَهَا يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ؟ قَالَ أَقْرَأَنِيهَا {إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ} فَمَدَّهَا

Bize Şihab b. Hiraş tahdis etti, o Musa b. Yezid el-Kindî’den şöyle dediğini rivayet etti:

“İbn Mes’ud radıyallahu anh bir adama Kur’ân okuturken adam: “Zekatlar ancak fakirler ve miskinler… içindir” (Tevbe 60) ayetini mürsel olarak (fukarâ kelimesini fazla uzatmadan) okudu. Bunun üzerine İbn Mes’ud radıyallahu anh dedi ki:

“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana böyle okutmadı!” Adam: “Peki sana nasıl okuttu ey Ebu Abdirrahan?” dedi. İbn Mes’ud radıyallahu anh dedi ki:

"Bana “Zekatlar ancak fakirler ve miskinler…içindir” şeklinde okuttu ve med yaptı/uzattı.”

Bunu Taberânî Mu'cemu'l-Kebîr’de (9/137) aynı isnadla rivayet etmiş, ondan naklen İbnu’l-Cezeri en-Neşr Fi'l-Kiraati’l-Aşr’da (1/315) zikretmiştir.

Bu rivayeti Bugyetu İbadirrahman Fi Tecvidi’l-Kur’an adlı eserin sahibi Muhammed b. Şehade el-Gûl (s.23) tecvidin vacip olduğuna delil getirmiş, İbnu’l-Cezerî’nin sahihlediğini zikretmiştir. Yine Muhammed Musa Alu Nasr’ın Difau’l-Kur’ân kitabından naklederek el-Elbani’nin bu rivayeti sahihlediğini zikretmiştir.

Doğrusu ise bu rivayetin iki illeti vardır:

1- Musa b. Yezid el-Kindî meçhuldür. Said b. Mansur’un Sünen’inin muhakkiki de: “İsnadı, Musa b. Yezid’in meçhul olmasından dolayı zayıftır” demiştir. Bu isimde bir ravi rical kitaplarında bulunmamaktadır. Ancak Ebu Umame radıyallahu anh’den rivayette bulunan ve kendisinden Muaviye b. Salih’in rivayette bulunduğu Ebu Abdirrahman eş-Şami’nin ismi: Musa b. Yezid b. Mevhib el-Emlukî’dir. Yine onun Musa b. Murre olduğu da söylenmiştir. Bu ravi de meçhulu’l-hâldir. Onu Buhârî Tarihu’l-Kebir’de (7/297) ve İbn Ebî Hâtim el-Cerh ve’t-Ta’dil’de (8/167) cerh ve ta’dil belirtmeden zikretmişler, İbn Hibban es-Sikat’ta (5/405) zikretmiştir.

2- İsnadında inkıta hatta mu’dallik vardır. Şihab b. Hiraş’ın şeyhleri arasında İbn Mes’ud radıyallahu anh’e yetişmiş kimse de bulunmamaktadır.

Bu illetlerle ma’lul olan bu rivayetin şahidi de yoktur.

Suyuti el-İtkan’da şöyle diyor: “Med (uzatma) konusunda asıl, Said b. Mansur’un Sünen’inde şu rivayetidir:…” böylece yukarıdaki hadisi zikreder ve der ki: “Bu hadis hasendir, önemli bir delildir. Bu konuda bir nastır. İsnadının ricali sikadırlar. Taberani de el-Kebir’de rivayet etmiştir.”

Suyuti bu konuda İbnu’l-Cezeri’ye tabi olmuştur. İbnu’l-Cezeri dedi ki: “Bu hadis önemli bir hüccettir, bu konuda bir nastır, isnadının ricali sikalardır.”

İbnu’l-Cezeri, Taberani’den nakletmesinde rağmen isnadda ravinin ismini; “Mes’ud b. Yezid” şeklinde zikretmiştir! Hâlbuki Mu’cemu’l-Kebir’de “Musa b. Yezid” şeklinde geçmektedir! Suyuti, Durru’l-Mensur’da da Said b. Mansur, Taberani ve İbn Merduye’ye nispet ederek: “Musa b. Yezid el-Kindî” şeklinde zikretmiştir. Görüldüğü üzere burada açık bir tashif vardır.

Es-Safaksi, Tenbihu’l-Gafilin’de (s.117) şöyle demiştir: “Hadis ceyyiddir, isnadının ricali sikalardır.”

El-Elbani es-Sahiha’da (5/279 no:2237) ravinin ismini Musa b. Yezid olarak zikrettikten sonra dedi ki:

“Bu isnadın rical Musa b. Yezid el-Kindî dışında sika görülmüşlerdir. Musa b. Yezid’i tanımıyorum. Hafız el-Mizzi de Tehzib’de İbn Hiraş’ın şeyhleri arasında onu zikretmemiştir. Heysemi, el-Mecma’da Taberani’nin tarikinden zikretmiş, lakin orada: “Mes’ud b. Yezid el-Kindî” şeklinde geçmiştir. Ardından: “Ricali sikadırlar” demiştir. İbn Hibban’ın es-Sikat’ında; Mes’ud b. Yezid’in İbn Ömer radıyallahu anh’den rivayette bulunduğu, kendisinden de Muhammed b. el-Fadl’ın rivayette bulunduğu geçer. Derim ki: görünen o ki buradaki ravi bu kimsedir. Buhârî ve İbn Ebî Hâtim kitaplarında onu zikretmemişlerdir. Sonra hadisi Hafız İbnu’l-Cezeri’nin en-Neşr Fi’l-Kiraati’l-Aşr kitabında Taberani’ye ulaşan isnadıyla kaydettiğini gördüm. orada Musa yerine: “Mes’ud b. Yezid el-Kindî” şeklinde geçmektedir. Allah en iyi bilendir. Ardından İbnu’l-Cezeri şöyle demiştir: “Bu hadis önemlidir. İsnadının ricali sikadırlar.” Derim ki: Şihab b. Hiraş hakkında bazı eleştiriler vardır. Hafız et-Takrib’de: “Saduktur, hata eder” sözüyle buna işaret etmiştir. Zehebi el-Kaşif’te: “Bir cemaat sika gördü. İbnu’l-Mehdi dedi ki: “Sünnet için ondan daha iyi vasıfta kimse görmedim.” İbn Adiy dedi ki: “Onun bazı münker rivayetleri vardır.” Derim ki: “Böyle bir durumda olan ravinin hadisi hasendir inşaallah. İbnu’l-Cezeri bu rivayeti meddu’l-muttasılın vacip oluşuna, kurrâlardan hiçbiri katında kasr ile okumanın caiz olmadığına delil getirmiştir.”

El-Elbani, Musa b. Yezid isminin, tashif edilmiş olabileceğini varsayarak bu ravinin Mes’ud b. Yezid olabileceği ihtimaline dayanmış ve sahihlemiştir. Bu kabul edilebilecek bir durum değidlir. Çünkü bu rivayetin iki kaynağı vardır, Said b. Mansur’un Sünen’i ve Taberânî’nin Mu'cemu'l-Kebîr’i. Her iki kaynakta da ravinin ismi “Musa b. Yezid” şeklinde geçmektedir.

Hem sonra el-Elbani’nin bu iddiası kabul edilecek olsa, Mesúd b. Yezid hakkında yalnız İbn Hibban es-Sikat kitabında onun ismini zikretmiştir. Bu ravi hakkındaki cehalet, İbn Hibban’ın tevsiki ile ortadan kalkar mı? Üstelik ittisal ve inkıta araştırması nerede kaldı?

Said b. Mansur’un yalnız iki ravi vasıtasıyla İbn Mes’ud radıyallahu anh’e isnadı ulaştırması mümkün değildir. En büyük şeyhi olan Sufyan b. Uyeyne’den rivayet etmiş olsa dahi, İbn Uyeyne, ez-Zuhri’den rivayette bulunmuştur. Zuhri’nin dahi İbn Mes’ud radıyallahu anh’e isnadı ulaştırması için arada bir raviye ihtiyacı vardır. Bu durumda Said b. Mansur ile İbn Mes’ud arasında en az üç ravi bulunabilir.

Said b. Mansur’un zaman atlayıp Sufyan es-Sevri’ye yetişmiş olmasını varsaysak dahi Sufyan es-Sevrî, el-A’meş’ten rivayet etmiştir. El-A’meş’in dahi İbn Mes’ud’dan rivayeti için arada bir raviye daha ihtiyacı vardır. Sufyan, Ebu İshak’tan rivayet etmiş olsa dahi, İbn Mes’ud’un öğrencilerinden hiçbirine yetişmemiştir. Şu halde Sufyan es-Sevri’den daha küçük olan ve es-Sevri’nin talebelerinden olan Şihab b. Hiraş’ın İbn Mes’ud radıyallahu anh’e arada bir raviyle ulaşmış olması mümkün görünmemektedir.

İsnadda i'dal, ya da en azından inkıta olduğunda şüphe yoktur. Böylece tecvidde üç elif miktarından fazla uzatma yapmaya dair sahih bir delil olmadığı ortaya çıkmıştır. Müteahhir bazı kurraların bu konuda icma iddialarının da itibar edilecek bir tarafı yoktur! Allah en iyi bilendir.

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)