Soru: “Selam aleyküm Müslüman kadının şahsiyeti kitabı
sayfa 32 de yazar imam malikten bir nakil yapıyor Müdevvene kitabından.
Soru şu: ibnul kasım imam malike sordu Abbasiler döneminde mescide giden
kadınların sayısı çok artmış eger kadınlar mescidde erkeklerin önünde
safta olsa erkeklerin namazı geçerli olur mu? İmam malik evet geçerlidir
demiştir. Hocam bu kavil nasıl degerlendirilir. Bir de şu hadisin hükmü nedir
erkegin namazını 3 şey bozar, kadın eşek, siyah köpek”
Cevap: Aleykum selam.
Aslolan sünnetteki uygulama, kadınların safının erkeklerin safının arkasında bulunması gerektiğidir. Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
خَيْرُ
صُفُوفِ الرِّجَالِ أَوَّلُهَا وَشَرُّهَا آخِرُهَا وَخَيْرُ صُفُوفِ النِّسَاءِ آخِرُهَا
وَشَرُّهَا أَوَّلُهَا
“Erkeklerin en hayırlı safları ön saflardır, en şerlileri de arka
saflardır. Kadınların en hayırlı safları arka saflarıdır, en şerli safları da
ön saflarıdır.”[1]
* Aynısını Enes[2]
ve Ebu Said[3]
radiyallahu anhuma da rivayet etmişlerdir.
İmam Malik’e nispet edilen ve Sahnun tarafından derlenmiş
olan el-Mudevvene kitabında (1/195) şu şekilde geçmektedir:
قلت لابن القاسم إذا صلت المرأة وسط
الصف بين الرجال أتفسد على أحد من الرجال صلاته في قول مالك؟ قال لا أرى أن تفسد على
أحد من الرجال وعلى نفسها قال وسألنا مالكا عن قوم أتوا المسجد فوجدوا رحبة المسجد
قد امتلأت من النساء وقد امتلأ المسجد من الرجال فصلى رجال خلف النساء بصلاة الإمام؟
قال صلاتهم تامة ولا يعيدون وقال ابن القاسم فهذا أشد من الذي صلى في وسط النساء
“İbnu’l-Kasım’a dedim ki: “Kadın, erkeklerin safları
arasında namazı kılacak olursa, Malik’in görüşüne göre erkeklerden birinin
namazı bozulur mu?” Dedi ki:
“Ne erkeklerden birinin ne de kadının kendi namazının
bozulacağı görüşünde değilim.” Yine dedi ki:
“Malik’e şöyle sorduk: “Bir cemaat mescide geliyor ve
mescidin avlusunun kadınlarla dolu olduğunu görüyorlar. Mescid ise erkeklerle
doludur. Bunun üzerine erkekler, imama uyarak kadınların arkasında namaz
kılıyorlar.” Malik dedi ki:
“Namazları tamdır, iade etmezler.” İbnu’l-Kasım dedi ki: “Bu
durum, kadınların arasında namaz kılanın durumundan daha şiddetlidir.”
Görüldüğü üzere zaruretin söz konusu olduğu bir durum
hakkında İmam Malik’in böyle bir fetva verdiği zikredilmiştir.
Namaz kılan erkeğin yanında kadının durmasının erkeğin
namazını bozacağına dair bazı fıkıh kitaplarında görüşler zikredilse de, bu konuda sarih bir delil bilmiyorum
Zeyneb bt. Ummi Seleme rahimehallah’tan: Umm Seleme radiyallahu anha
dedi ki:
كَانَ
مَفْرَشِي حِيَالَ مُصَلَّى تَعْنِي رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَكَانَ يُصَلِّي وَأَنَا حِيَالَهُ
“Benim yatağım Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in musallasının
hizasında idi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılarken, ben de
onun hizasında olurdum.”[4]
El-Haris b. Muaviye el-Kindî, üç haslet hakkında sormak için Ömer b.
el-Hattab radiyallahu anh’e binekle gitmiş ve Medine’ye gittiğinde Ömer
radiyallahu anh’e sorduğu sorulardan birisi şu olmuştur:
رُبَّمَا
كُنْتُ أَنَا وَالْمَرْأَةُ فِي بِنَاءٍ ضَيِّقٍ فَتَحْضُرُ الصَّلَاةُ فَإِنْ صَلَّيْتُ
أَنَا وَهِيَ كَانَتْ بِحِذَائِي فَإِنْ صَلَّتْ خَلْفِي خَرَجَتْ مِنَ الْبِنَاءِ
قَالَ تَسْتُرُ بَيْنَكَ وَبَيْنَهَا بِثَوْبٍ ثُمَّ تُصَلِّي بِحِذَائِكَ إِنْ شِئْتَ…
“Bazen ben ve eşim dar bir odada oluyoruz. Namaz vakti geldiğinde şayet
ben ve o beraber namaz kılsak, o benim hizamda oluyor. Arkamda kılacak olsa
binanın dışına çıkması gerekiyor.” Ömer radiyallahu anh dedi ki:
“Seninle onun arasına bir perde örtersin, sonra dilersen o senin hizanda
namaz kılabilir...”[5]
Namazı kesen şeylere gelince,
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem
şöyle buyurdu:
يَقْطَعُ الصَّلَاةَ
الْمَرْأَةُ وَالْحِمَارُ وَالْكَلْبُ وَيَقِي ذَلِكَ مِثْلُ مُؤْخِرَةِ الرَّحْلِ
“Namazı kadın, eşek ve köpek keser. Bundan semerin arka kaşı kadar bir şey korur.”[6]
Aynısını Abdullah b. Mugaffel[7]
ve Enes[8]
radiyallahu anhuma rivayet etmişlerdir.
Bu hadiste belirtilen şeyler, kişinin namazda sütresi olmaması halinde
söz konusudur:
Talha radiyallahu anh dedi ki:
كُنَّا
نُصَلِّي وَالدَّوَابُّ تَمُرُّ بَيْنَ أَيْدِينَا فَذَكَرْنَا ذَلِكَ لِرَسُولِ اللهِ
صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ مِثْلُ مُؤْخِرَةِ الرَّحْلِ تَكُونُ بَيْنَ
يَدَيْ أَحَدِكُمْ ثُمَّ لَا يَضُرُّهُ مَا مَرَّ بَيْنَ يَدَيْهِ
“Biz namaz kılarken hayvanlar önümüzden geçerlerdi. Bunu Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e söylediğimizde buyurdu ki:
“Birinizin önünde semerin arka kaşı gibi bir şey olursa önünden
geçenlerin bir zararı olmaz.”[9]
Suheyb el-Basrî rahimehullah’tan: “İbn Abbas radıyallahu anhuma dedi ki:
أَنَّ
النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يُصَلِّي فَجَاءَتْ
جَارِيَتَانِ مِنْ قُرَيْشٍ فَأَخَذَتَا بِرُكْبَتَيْهِ أَظُنُّهُ قَالَ فَفَرَّعَ
أَوْ فَفَرَّقَ بَيْنَهُمَا وَصَلَّى وَجِئْتُ أَنَا وَغُلَامٌ مِنْ بَنِي هَاشِمٍ
عَلَى حِمَارٍ فَمَرَرْنَا بَيْنَ يَدَيْهِ ثُمَّ دَخَلْنَا فِي الصَّلَاةِ فَلَمْ
يَنْصَرِفْ
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılarken Kureyş’ten (birbiriyle
kavga eden) iki kız çocuğu geldi, onları dizleriyle tuttu ve aralarını ayırdı
ve namazına devam etti. Ben ve Haşim oğullarından bir çocuk bir eşek üzerinde
önünden geçtik, sonra namaza girdik, yerinden ayrılmadı.”[10]
Kişi namaz kılarken önünde bir erkek ya da kadının arkasını dönmüş halde
bulunması kişiye sütre olur:
Nâfî’ rahimehullah şöyle
dedi:
كَانَ ابْنُ عُمَرَ
إِذَا لَمْ يَجِدْ سَبِيلًا إِلَى سَارِيَةٍ مِنْ سَوَارِي الْمَسْجِدِ قَالَ لِي وَلِّنِي
ظَهْرَكَ
“İbn Ömer radiyallahu anhuma
Mescid’in direklerinden birisini sütre edinmek için (oraya kadar gitme) imkânı
bulamayınca: “Bana sırtını dön” derdi.”[11]
Aişe radiyallahu anha dedi ki:
كُنْتُ
أَنَامُ بَيْنَ يَدَيْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَرِجْلاَيَ
فِي قِبْلَتِهِ فَإِذَا سَجَدَ غَمَزَنِي فَقَبَضْتُ رِجْلَيَّ فَإِذَا قَامَ بَسَطْتُهُمَا
قَالَتْ وَالبُيُوتُ يَوْمَئِذٍ لَيْسَ فِيهَا مَصَابِيحُ
“Ben Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in önünde uyurdum. Ayaklarım
kıblesine gelirdi. Secde edeceği zaman bana dokunur, ben de ayaklarımı
toplardım, kalkınca da uzatırdım. O günlerde evlerde kandiller yoktu.” Diğer
rivayette şu şekildedir: Mesruk rahimehullah’tan:
عَنْ
عَائِشَةَ وَذُكِرَ عِنْدَهَا مَا يَقْطَعُ الصَّلَاةَ
الْكَلْبُ وَالْحِمَارُ وَالْمَرْأَةُ فَقَالَتْ عَائِشَةُ قَدْ شَبَّهْتُمُونَا بِالْحَمِيرِ
وَالْكِلَابِ وَاللهِ لَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
يُصَلِّي وَإِنِّي عَلَى السَّرِيرِ بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْقِبْلَةِ مُضْطَجِعَةً فَتَبْدُو
لِي الْحَاجَةُ فَأَكْرَهُ أَنْ أَجْلِسَ فَأُوذِيَ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ فَأَنْسَلُّ مِنْ عِنْدِ رِجْلَيْهِ
“Aişe radiyallahu anha’nın yanında namazı kesen şeyler; köpek, eşek ve
kadındır diye zikredildi. Aişe radiyallahu anha dedi ki:
“Bizi eşeklerle köpeklere benzettiniz. Vallahi ben Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem'i namaz kılarken gördüm; ben divan üzerinde onunla kıble
arasına uzanmış halde idim. Bu halde iken hacetim gelir; fakat ben oturup da
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e eziyet vermekden çekindiğim için
divanın ayakları tarafından sıyırılıp çıkardım.”[12]
Bu hadiste Aişe radıyallahu anha’nın “bizi eşeklere ve köpeklere
benzettiniz” şeklindeki sözü, hadise itiraz değildir, sütre olmak babından
kadının arkası dönük olduğu durumda sütre olabileceği, ama eşek ve köpeğin
sütre olamayacağına işarettir.
Aişe radıyallahu anha kendisinde bulunan bu bilgiyi aktararak, arkası
dönük kadının sütre olabileceğini, eşek ve köpeğin ise bu durumda olamayacağını
belirtmiş, böylece kadın ile eşek ve köpek arasındaki bu fıkhî farklılığa
uyarmıştır.
[1]
Sahih. Muslim (440)
[2]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih:
Bezzar (13/387) Beyhakî Sunenu’s-Sagir (500) Mukbil b. Hadi Camiu’s-Sahih (931,
1837)
[3]
Buhârî'nin
şartına göre sahih. İbn Hibbân (2/127) İbn Huzeyme (177, 357, 1693) Hâkim (1/305) Ahmed
(3/3) Abd b. Humeyd (984) Haris b. Ebi Usame (153) Ebû Ya'lâ (2/508) Beyhakî
(2/16)
[4]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih.
İbn Ebi Ömer’in Musned’inden naklen: Busayri İthaf (1139) Ahmed (6/322) Ebû
Dâvûd (4148) İbn Mâce (957) es-Serrac Musned (410) Ebû Ya'lâ (12/370, 409)
Taberânî (23/350) Zahir b. Tahir eş-Şehami Hadisu’s-Serrac (403) Darekutni
el-İlel (3188) Ebu Tahir el-Muhallis el-Muhallisiyyat (2499) Tahavi Şerhu
Meani’l-Asar (1/462) Mukbil b. Hadi Sahihu’l-Musned (1649)
[5]
Hasen. Ahmed (1/18) Ziyau’l-Makdisi
el-Muhtare (1/204) İbn Asakir Tarih (11/480) Abdulgani el-Makdisi
Nihayetu’l-Murad (188)
[6]
Sahih. Muslim (511)
[7]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih:
Ru’yânî (880) İbn Hibbân (6/147) Ahmed (4/86, 5/57) İbn Mâce (951) Tahavi Şerhu
Meani’l-Asar (1/458)
[8]
Buhârî ve Muslim'in şartlarına göre sahih:
Bezzar (14/37) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (7/114) el-Muhallisiyyat (2485-86)
Hatib Tarih (7/49) Kati’î Cuz’u Elfe Dinar (285) Haris b. Ebi Usame (163)
İbnu’l-Munzir el-Evsat (2463) İbn Hazm el-Muhalla (4/9, 11) Mukbil b. Hadi
Sahihu’l-Musned (69)
[9]
Sahih. Muslim (499)
[10]
Muslim'in şartına göre sahih. Ebû
Ya'lâ (4/422, 5/134) Ahmed (1/235, 250, 341) Ebû Dâvûd (717) Nesâî (754) İbn
Huzeyme (836, 882) Ziyau’l-Makdisi el-Muhtare (11/37) İbn Hibbân (6/121)
İbnu’l-Ca’d Musned (159) Taberânî (12/201) Mukbil b. Hadi Camiu’s-Sahih (915)
[11]
Sahih. İbn Ebî Şeybe (1/250)
İbnu’l-Munzir el-Evsat (2427)
[12]
Sahih. Buhârî (382, 383, 511) Muslim
(512)