Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

23 Eylül 2024 Pazartesi

Sekülerleşmiş Dünya İçin Kıssadan Hisse

 


Geçmiş ümmetlerde bir adam, halkında gördüğü bozulmalardan dolayı ailesiyle birlikte uzlete çekilir, kırsalda yaşamaya başlar. Geçimini de odunculuk yaparak sağlamakta, kıt kanaat geçimini sağlamaktadır. Yine bir gece ailesi ihtiyaçlarından yakınır ve adam ormana gidip odun keser. Kestiği odunları pazara götürür ve üç beş kuruşa satıp dönerken bir insan kalabalığı görür. Ne olduğunu soruşturduğunda bazı kimselerin ağaçtan bir put edindiklerini ve ona ibadet etmek için toplandıklarını öğrenir. Hemen baltasını alıp putu kırmaya yönelir. İnsanları aşar ve karşısına o put ile görevli olup insanları saptırmakta olan şeytan, cüsseli bir adam kılığında karşısına dikilir. Adam, Allah için ihlâsla başladığı bu işte, insan kılığındaki bu şeytanı yere serer ve gırtlağına sarılıp öldürmek üzereyken şeytan der ki:

“Sana bir teklifim var! Beni bırak, bu putu da bırak. Bunu yıksan bile insanlar onun yerine başka bir ağaç bulurlar. Buna karşılık her sabah yastığının altında bir altın bulacaksın. Zaten fakir bir adamsın, çoluk çocuğunu düşün. Dediğim gibi olmazsa, yastığının altında altın bulamazsan yarın gelir bu ağacı yine yıkarsın.” Adam geçim sıkıntılarını, çocuklarının yakınmalarını düşünür ve bu teklifi kabul eder.

Her sabah yastığının altında bir altın bulmaktadır ve böylece geçimi düzelir, müreffeh bir şekilde yaşamaya başlar. Derken bir sabah yastığının altında altın bulamaz, sinirlenir ve baltasını alıp tapınılan ağaca doğru yönelir. O puttan sorumlu olan şeytan yine karşısına çıkar, bu defa şeytan adamı yere serer ve der ki:

“Artık geçti! İlk geldiğinde Allah için ihlâs ile gelmiştin ve beni de yenmiştin. Ama artık bu gelişin Allah için değil, kişisel menfaatlerini dinin önüne geçirdin ve bütün kuvvetin gitti. Allah’ın yardımından da mahrum kaldın!”

Kıssa benzer şekilde Ebu Talib el-Mekki'nin Kutu'l-Kulub'unda (2/272) Gazali'nin İhya'sında ve Kazvini'nin Acaibu'l-Mahlukat'ında İsrailiyyat kıssası olarak nakledilmiştir.

Bu kıssa iyi tedebbür edilmeli ve gereken hisseler çıkarılmalıdır. Muhakkak ki bu kıssadan ferdî kullukta çıkarılacak ibretler bulunduğu gibi, ümmetin genel ahvali hakkında da çıkarılması gereken bir ibret vardır. Yıllardır Filistinde müslümanların yaşadıkları bölgelere tasallut edemeyen Yahudiler, neden sonra ki bu cesareti bulup rahatça saldırmaya başladılar?

Müslüman olduğunu iddia edenler kendilerine dönüp bir düşünsünler, gölgelerinden dahi korkan bu kafirler bu cesareti nereden buldular da müslümanların ülkelerine tamah etmeye başladılar?

Gerçek şu plandemi oyunu kurulduğu zaman bu tuzaklara karşı uyaran müslümanlarla Filistinli Araplar da, Lübnan’lılar da, başkaları da iğrenç bir şekilde dalga geçtiler! Bulaşıcı hastalık korkusuyla maske takmanın şirk olduğunu söyleyen uyarıcıları maskara ettiler, deli muamelesi yaptılar, cemaatle namazı yasaklayanlara ve saflar arasına mesafe koyulmasını söyleyenlere reddiye verenleri akılsızlıka ve türlü iftiralarla suçladılar!

Maske taktılar, cemaatle namaz yasağına uydular, saflar arasına mesafe koydular, her türlü aptal ve geri zekalıca hareketi sorgulamadan kabul ettiler, İblis’in dinine tabi oldular.

Tarihte hiç görülmemiş bir açıklıkla kâfir olmalarına rağmen müslüman olduklarını iddia etmeye devam ettiler. Zaten giyim kuşamlara bakıldığında hangisi Yahudi, hangisi Filistin’li o bile belli değil!

Müslüman olduklarını iddia edenler şayet müslüman olsalardı ya da müslüman olarak kalmış olsalardı, yahudiler müslümanlara değil bir bomba, bir taş dahi atmaya cesaret edemezlerdi.

Bu katliamlarda çocukların ölmesi farklı bir bakış açısına göre bir yandan teselli oluyor. Çünkü bu çocuklar yaşasalar, ana babaları gibi vahyin naslarına düşmanlık eden, seküler hayatın zevklerini talep eden, müzik dinleyen, sinemaya giden, kafir kılıklarına girmekte ve kadın erkek karışık ortamlarda bulunmakta sakınca görmeyen, sadece başörtüsü bağlamakla teberrüc yaptıkları halde tesettürlüymüş gibi münafıklık yapan, sakalını kesen, pantolon giyen, kravat takan, lgbti küfürleriyle sapmış sapkınlarla dostluk eden, demokrasi gibi küfürlere sempati duyan, özetle kendilerini öldüren yahudilerden yaşam tarzı olarak hiçbir farkları kalmayan kimseler olarak yetiştirileceklerdi belki de... Kafirler tarafından zillete düşürülmenin asıl sebebi de zaten bu sayılanlar değil mi? İzzeti Allah'a kulluk ve rasule ittibadan başka şeylerde aramak yüzünden değil mi?

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)