Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Aleyhisselam'ın yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Duâ

Duâ

Daru's-Sunne Neşidler

24 Ocak 2013 Perşembe

Çoraplara Meshe Dair İcmanın İspatı

Çoraplara Meshe Dair İcmanın İspatı

Ebu Muaz el-Çubukabadi
Bismillah
Şüphesiz hamd yalnız Allah'adır. O'na hamd eder, O'ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidayet verdiğini kimse saptıramaz. O'nun saptırdığını da kimse doğru yola iletemez. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka ibadete layık hak ilâh yoktur. O, bir ve tektir, O'nun ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah'ın kulu ve Rasûlüdür.
Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekirse öyle korkun ve siz ancak Müslümanlar olarak ölünüz.” (Al-i İmran; 103)
“Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da eşini var eden, her ikisinden birçok erkek ve kadın türeten Rabbinizden korkun. Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık bağlarını kesmekten de sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir gözetleyicidir.” (en-Nisâ; 1),
“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve dosdoğru söz söyleyin. O da amellerinizi lehinize olmak üzere düzeltsin, günahlarınızı da mağfiret etsin. Kim Allah'a ve Rasûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşla kurtulmuş olur.” (el-Ahzâb; 70-71)
Bundan sonra, Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah’ın Kelam’ı, yolların en hayırlısı Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem’in yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlarıdır. Her sonradan çıkarılan şey bid’attir ve her bid’at sapıklıktır. Her sapıklık da ateştedir.
el-Elbani rahimehullah el-İrva’da (1/137 no:101) Mugira radıyallahu anh’ın rivayet ettiği:
أن النبي - صلى الله عليه وسلم - مَسَحَ عَلَى الجوْرَبَيْنِ وَالنَّعْلَيْنِ
“Nebî sallallahu aleyhi ve sellem çorapları üzerine mesh etti” hadisinin sahih olduğuna hükmetmiştir.
Bu hadis rivayet yollarıyla sahihtir. Önceki ve sonraki imamlardan bir topluluk bunun sahih olduğuna hükmetmişlerdir.
İbn Huzeyme (198) Ebu Davud (159) Tirmizi (99) Nesai (1/83) İbn Mace (559) Ahmed (4/252) İbn Ebi Şeybe (1/342) İbn Hibban (4/167 no:1338) Tahavi Şerhu Meani’l-Asar (1/97) Ukayli (3218) İbnu’l-Munzir el-Evsat (488) Taberani (c.20 no:995-996) Taberani Evsat (2645) Beyhaki (1/283) İbnu’l-Cevzi et-Tahkik (248) hepsi de: Ebu Kays Abdurrahman b. Sevran – Huzeyl b. Şurahbil – el-Mugira radıyallahu anh yoluyla rivayet etmişlerdir.
Türkiye’den ve Azerbaycan’dan bazı kardeşlerimiz, ilimle meşgul olan bazı kimselerin, çoraba mesh hakkındaki hadisin zayıf olduğunu iddia ettiklerini, bu konuda gelen hadisleri sahih saymakla el-Elbani’nin hata etmiş olduğunu söylediklerini ve bu konuda benden de cevap talep ettiklerini ilettiler.
Bu konuda Azerbaycan’dan soran kardeşimiz, Azerice dilinde hazırlanmış bir sitede yayınlanan makaleyi şu linkten verdiler:
Bu makaleyi okudum. Daha önce de zaten Sahih İlmihal adlı çalışmam esnasında çoraplara mesh mevzuunda muhalif olanların delillerini incelemiş ve bu inceleme ve tahkik neticesinde ulaştığım sonucu Sahih İlmihal’de aktarmıştım. İnşaallah bu kitabımın bu hafta piyasaya girecek olan 3. baskısında sahih ilmin talipleri bu konuda daha geniş bir tahkik göreceklerdir. Hamd ve minnet Allah’adır.
Meseleye gelecek olursak; linkini verdiğim makalede de belirtildiği gibi çoraplara mesh hadisinin zayıf olduğuna hükmeden hadis imamları mevcuttur. Bu imamların Mugira radıyallahu anh hadisi hakkındaki eleştirileri; hadisin ravilerinden Ebu Kays ve Huzeyl b. Şurahbil üzerinde toplanmaktadır.
Lakin hadisin şahitleri ve mutabileri vardır.
Çoraplara mesh hadisini Ebû Hanîfe, Şafî’î, Ahmed b. Hanbel, İshâk, Dâvûd ez-Zahirî ve İbn Hazm kabul etmişlerdir. Tirmizi sahih demiştir. Yine İbn Hibban ve İbn Huzeyme de sahih saymışlardır. Bunların mutekaddiminden (önceki imamlardan) olduğunda şüphe yoktur. Böylece İbnu’t-Turkmani, Cemaluddin el-Kasımi, Şeyh Ahmed Şakir ve Şeyh el-Elbani’nin hadislerin sıhhatine hükmetmede önceki imamların menhecine muhalefet ettikleri iddiası da geçersizdir.
İbnu’t-Turkmani, Ebu Kays ve Huzeyl hakkında şöyle demiştir: “Bu ikisi diğer ravilere çelişkili bir muhalefette bulunmamışlardır. Bilakis mustakil bir rivayet yoluyla, çelişki olmaksızın ziyadeli bir durum rivayet etmişlerdir. Böylece bunların iki ayrı hadis olduğuna yorumlanır. Bu hadisi sahih sayan – yani Tirmizi – isabet etmiştir.”
Ahmed Şakir de Sünenu’t-Tirmizi tahkikinde (1/168) şöyle demiştir: “Durum (hadisi zayıf sayan) bu imamların dediği değildir. Tirmizi bu hadisi sahih saymada isabetlidir. Zira bu, mestlere mesh hadisinden başka bir hadisttir. Nitekim insanlar Mugira radıyallahu anh’den abdestte mesh etmeye dair hadisler rivayet etmişlerdir. Kimisi mestler üzerine meshi, kimisi sarık üzerine meshi, kimisi çoraplar üzerine meshi rivayet etmiştir. bunların hiçbiri diğerine muhalif değildir. Şu halde bunlar birbirinden başka hadisler olup, farklı olayların rivayetleridirler. Mugira radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e beş sene kadar sahabelik etmiştir. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in abdestinde farklı hallere şahit olup bunları anlatmış olması makuldür. Bazı raviler de ondan, diğer bir ravinin işitmediği şeyler işitmişlerdir. Bu gayet açıktır.”
Müsned tahkikinde Şuayb el-Arnaut da şöyle demiştir: “Bu hadisin zayıf sayılmasının imamlara göre illeti; Ebu Kays’ın tek kalmasıdır… İki tarafın da söylediklerini karşılaştırdığımızda şunu söylememiz insafın gereğidir: çoraplar üzerine meshin sahih sayılmasının sadece bu hadisin sahih görülmesine dayandığını zanneden yanılmıştır. Zira imamların çoğu bu hadisi zayıf saymışlardır lakin, bu hadisin zayıf sayılmasından dolayı mutlak olarak çoraplara meshi caiz görmeyenler kusurda bulunmuş ve çoraplara meshin ancak sabit olan diğer hadislere dayandığını gözden kaçırmışlardır. Bunların en sahihi İmam Ahmed’in ileride (5/277) rivayet edeceği ve onun tarikiyle Ebu Davud’un (146) rivayet ettiği Sevban hadisidir… bunun isnadı sahihtir.”

Çoraplara Mesh Hadisinin Mutabi ve Şahitleri

1- el-İsmailî Mu’cem’inde (2/704): Davud b. Ebi Hind – Ebu’l-Âliye – Fudale b. Amr ez-Zehrani – Mugira radıyallahu anh isnadıyla rivayet etmiştir.  
Buhari, İbn Ebi Hatim ve İbn Hibban, Fudale b. Amr hakkında; Ebu’l-Aliye’den rivayette bulunmuş olması dışında herhangi bir şey zikretmemişlerdir. Bu ravi meçhuldür.
2- Hadisin şahidini İbn Mace (560) Tahavi (1/97), Taberani Evsat (108) el-Ukaylî (4681) Bagendî, Emali (10) Ahmed b. Abdiddaim, el-Munteka (el yazma no: 9) Beyhaki (1/284-285) ve İbnu’l-Cevzi et-Tahkik (249); İsa b. Sinan – ed-Dahhak b. Abdirrahman b. Arzeb – Ebu Musa radıyallahu anh yoluyla merfu olarak rivayet etmişlerdir.
İsa b. Sinan hakkında et-Takrib’de: “Leyyinu’l-hadis: hadiste gevşek” denilmiştir. Zehebi ise el-Kaşif’te “Zayıf sayılmıştır ancak rivayeti terk edilmez” demiştir.
Ebu Davud, Sünen’inde yukarıda geçen Mugira hadisinin ardından şöyle demiştir: “Yine bu, Ebu Musa el-Eşarî yoluyla Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’den; “Çoraplarına mesh etti” şeklinde, muttasıl olmayan ve kuvvetli de olmayan bir isnadla rivayet edilmiştir.”
İbn Ebi Hatim, el-Cerh ve’t-Ta’dil’de (4/459) babasından: “Mürsel” dediğini nakletmiştir. Beyhaki de: “ed-Dahhak b. Abdirrahman’ın Ebu Musa’dan işittiği sabit olmadı” demiştir.
İsa b. Sinan zayıfıtr. Lakin metruk değildir, rivayeti şahit getirmeye elverişlidir.
Beyhaki’nin iddiasına gelince, Buhari Tarihu’l-Kebir’de (4/333) Dahhak’ın Ebu Musa radıyallahu anh’den işittiğini ispat etmiştir.

3- Hatib Tarih'inde (3/306) ve İbn Asakir Kitabu't-Tecrid'de (el yazma 4. cüz no:30) Musa et-Tavil yoluyla Enes radıyallahu anh'den rivayet ediyor:

رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم يمسح على الجوربين عليهما النعلان"Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in üzerinde ayakkabılar olan çoraplar üzerine mesh ettiğini gördüm."
Bunun isnadında Musa et-Tavil meçhuldür. diğer ravileri güvenilirdir. 
4- Tahavî Şerhu Meani’l-Asar’da (1/97): İbn Ebi Duad – Ahmed b. el-Huseyn el-Lehebî – İbn Ebi Fudeyk – İbn Ebi Zi’b – Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma yoluyla rivayet ediyor:
أن ابن عمر كان إذا توضأ ونعلاه في قدمه مسح على ظهور قدميه بيديه، ويقول: كان رسول الله - صلى الله عليه وسلم - يصنع هكذا
“İbn Ömer radıyallahu anhuma abdest aldığında terlikleri/ayakkabıları ayağında iken elleriyle ayaklarının sırtına mesh etti ve dedi ki: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de böyle yapıyordu”
Ravileri güvenilirdir, bilinen bir illeti yoktur.
Bu hadis, Ebu Kaysın rivayetindeki “na’leyn: (ayakkabı veya terlikler)” şeklindeki ziyadesinin şahididir.
5- İmâm Ahmed Musned’inde (5/277) ve Ebu Davud (146): “Yahyâ b. Sa’îd – Sevr - Râşid b. Sa’d tarikiyle Sevbân radıyallahu anh’ın şöyle dediğini nakletmişlerdir:
بعث رسول الله - صلى الله عليه وسلم - سرية، فأصابهم البرد، فلما قدموا على النبي- صلى الله عليه وسلم - شكوا إليه ما أصابهم من البرد، فأمرهم أن يمسحوا على العصائب والتساخين.
“Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem düşman üzerine küçük bir birlik gönderdi. Soğuktan zarar gören bu birlik geri döndüğünde, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem‘e soğuk sebebiyle çektikleri sıkıntıdan dolayı şikâyette bulundular. Bunun üzerine Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem asâ’ib ve tesâhîn üzerine mesh etmelerini emretti.’”
Ravileri güvenilirdir. Ancak imam Ahmed: “Raşid b. Sa’d, Sevban radıyallahu anh’den bir şey işitmemiştir” dedi. Lakin Buhari, Tarihu’l-Kebir’de Raşid’in Sevban’dan işittiğini ispat etmiş ve el-Edebu’l-Mufred’de (579) hasen bir isnadla rivayetinde Raşid b. Sad, Sevban’dan işittiğini tasrih etmiştir. İspat eden, nefyedene mukaddemdir ve isnad sahihtir. Şeyh Mukbil b. Hadi rahimehullah da hadisin sahih olduğuna hükmetmiştir.
Yukarıda linkini verdiğim yazıda İbnu’l-Esir’in en-Nihaye adlı eserinde ve hiçbir lugat kaynağında tesahin kelimesinin çorap diye açıklanmadığı iddia edilmiştir.
Lakin İbnu’l-Esir’den de daha önce yaşamış lugat uzmanlarından bu açıklama sabit olmuştur.
Hicri 358 senesinde vefat etmiş olan el-Hattabi Mealimu’s-Sunen’de (1/56) şöyle demiştir:
العصائب العمائم سميت عصائب لأن الرأس يعصب بها والتساخين الخفاف. ويقال إن أصل ذلك كل ما يسخن به القدم من خف وجورب ونحوه.
“‘Asâ’ib; Amâ’im (imâme, mendil veya hırka ile başa sarılan sarık) demektir. Zira baş onunla bağlanır. Tesâhîn ise iki mest demektir. Denildi ki: “Bunun aslı, ayağın ısıtıldığı mest, çorap ve bunların benzerleri gibi olan her şeydir.”
Azimabadi Avnu’l-Ma’bud’da (1/249) el-Ayni, Ebu Davud şerhinde (345) ve Şevkani, Neylu’l-Evtar’da (1/207) İbn Raslan’ın şöyle dediğini naklediyorlar:
يُقَال أَصْل ذَلِكَ كُلّ مَا يُسَخَّن بِهِ الْقَدَم مِنْ خُفّ وَجَوْرَب وَنَحْوهمَا
“Denildi ki (Tesahin’in) aslı; mest, çorap ve benzerleri gibi ayağı ısıtan her şeydir.”
Şeyh Abdulmuhsin el-Abbad da, Ebu Davud şerhinde şöyle demiştir:
والتساخين قيل: هي الخفاف، وقيل لها تساخين لأنها تسخن القدم، ويحصل له بها سخونة ودفء، سواء كان جورباً وهو الذي يكون من الصوف أو من القماش أو يكون خفاً وهو الذي يكون من الجلود.
“Tesahin hakkında; mestlerdir denildi. Yine: “Tesahin denilmiştir çünkü o ayağı ısıtır ve onunla ısınma sağlanır. Bunun yünden veya kumaştan çorap olması yahut deriden yapılmış bir mest olması fark etmez.”
Ebû Dâvud dedi ki: ‘Alî b. Ebî Tâlib, İbn Mes’ûd, Berâ b. ‘Azîb, Enes b. Mâlik, Ebû ‘Umâme, Sehl b. Sa’d ve ‘Amr b. Hureys radıyallahu anhum dahi çorapları üzerine mesh etmiştir. Bu husus Ömer b. el-Hattâb ve İbn Abbâs radıyallahu anhum‘dan da rivayet edilmiştir.

Sahabelerde Çoraplara Meshin İspatı

1- Ali b. Ebi Talib radıyallahu anh
Sahihtir. İbn Ebi Şeybe (1/172); Abdurrazzak (1/199); Ebû Dâvud, (159); Beyhakî, (1/285); İbn Sa’d, Tabakat (6/241) İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/115)
2- İbn Mesud radıyallahu anh
Sahih. Abdurrazzak (1/200); Taberani (9/251); Ebû Dâvud, (159); İbn Hazm el-Muhalla (2/86)
3- Bera b. Azib radıyallahu anh
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/172) Ebû Dâvud, (159); Beyhakî, (1/285); İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/116)
4- Enes b. Malik radıyallahu anh
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/172) Ebû Dâvud, (159); Taberani (1/244); Dulâbî, el-Kunâ, ve’l-Esmâ’, (1/181); Abdurrezzâk, (1/200); Beyhakî, (1/285); İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/116) ve İbn Hazm, Muhallâ, (2/84).
5- Ebu Umame radıyallahu anh
Hasen. İbn Ebi Şeybe (1/172) Ebû Dâvud, (159); İbn Hazm el-Muhalla (2/85) İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/117)
6- Sehl b. Sad radıyallahu anh
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/172) Ebû Dâvud, (159); İbn Hazm el-Muhalla (2/86) İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/117)
7- Amr b. Hureys radıyallahu anh
Ebû Dâvud, (159); İbn Hazm el-Muhalla (2/86)
8- Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh
Hasen. İbn Ebi Şeybe (1/171) Ebû Dâvud, (159); İbn Hazm el-Muhalla (2/85)
9- İbn Abbas radıyallahu anhuma
Ebû Dâvud, (159); İbnu’l-Cevzi et-Tahkik (249)
10- Ebu Mesud Ukbe b. Amr el-Bedrî radıyallahu anh
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/171, 172) Abdurrazzak (1/199);  Beyhakî, (1/285); İbn Hazm el-Muhalla (2/86) İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/115)
11- Ammar b. Yasir radıyallahu anhuma
Hasen. İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/117)
12- Sa’d b. Ebi Vakkas radıyallahu anh
İbn Hazm el-Muhalla (2/86)
13- İbn Ömer radıyallahu anhuma
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/173) Abdurrazzak (1/199);  İbn Hazm el-Muhalla (2/85) İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/116)
14- Bilal radıyallahu anh
Hasen. İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/116)
 

Tabiin ve Tebau’t-Tabiin’den Çoraplara Meshin Sabit Oluşu

15- Katade rahimehullah
İbn Hazm el-Muhalla (2/86) İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/117)
16- Said b. el-Museyyeb rahimehullah
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/171-172) Fesevî, Meşyeha (16); İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/117)
17- İbn Cureyc rahimehullah,
İbn Hazm el-Muhalla (2/86)
18- ‘Atâ rahimehullah
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/173) İbn Hazm el-Muhalla (2/86) İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/117)
19- İbrahim en-Nehâ’î rahimehullah
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/172) Abdurrazzak (1/199);  İbnu’l-Munzir el-Evsat (2/117)
20- Hasen el-Basrî rahimehullah
Sahih. İbn Ebi Şeybe (1/171)
21- Hallâs b. Amr rahimehullah
Sahih. İbn Hazm el-Muhalla (2/86)
22- Said b. Cubeyr rahimehullah
Hasen. İbn Ebi Şeybe (1/172) İbn Hazm el-Muhalla (2/86)
23- Nâfî’ rahimehullah
İbn Hazm el-Muhalla (2/86)
Enes radıyallahu anh, İbn Ömer radıyallahu anhuma, Nâfî’, Atâ, Hasen el-Basrî ve İbrahim en-Nehâî rahimehumullah: “Çoraplar üzerine mesh, mestler üzerine mesh gibidir” demişlerdir.
Bunları: Abdurrezzâk, (779); İbn Ebî Şeybe, (1/171, 173) ve Beyhaki (1/285) rivayet etmişlerdir. İbn Ömer radıyallahu anhuma’dan gelen rivayetin isnadında zayıflık vardır. Diğerlerinin isnadları sahihtir.

Fakihlerin İttifakı

 
İshak b. Rahuye, Mesail'inde (2/287) Salih b. Ahmed Mesail (2/207) ve İbn Hani Mesail'de (1/17, 21)  İmam Ahmed'e: "Ayakkabılı veya ayakkabısız olarak çoraplara mesh edilebilir mi?" diye sorulduğunu İmam Ahmed'in: "Evet" diye cevap verdiğini nakletmişlerdir.

İbn Kudame, el-Mugni’de (1/163) şöyle demiştir: “İbnu’l-Munzir dedi ki: “Çoraplara mesh etmenin mubah oluşu Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu dokuz sahabesinden rivayet edilmiştir:  Ali, Ammar, İbn Mesud, Enes, İbn Ömer, el-Bera, Bilal, İbn Ebi Evfa, Sehl b. Sad. Yine Ata, el-Hasen (el-Basri), Said b. el-Museyyeb, en-Nehai, Said b. Cubeyr, el-A’meş, es-Sevri, el-Hasen b. Salih, İbnu’l-Mubarek, İshak (b. Rahuye), Yakub (Ebu Yusuf) ve Muhammed (b. Hasen) de bu görüştedir. Ebu Hanife, Malik, el-Evzai, Mucahid, Amr b. Dinar, el-Hasen b. Muslim, ve eş-Şafii: “Ayakkabı ile beraber olmadıkça çoraba mesh caiz değildir. Çünkü çorapların ince olması halinde olduğu gibi, onlarla yürümek mümkün olmaz” dediler.”
 
Yani; ayakkabılarla beraber olması halinde çoraplara mesh etmekte bir ihtilaf yoktur.
İbnu'l-Munzir el-Evsat'ta (2/118) şöyle dedi: "İshak (b. Rahuye) dedi ki: "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin sahabeleri ve onlardan sonra tabiinin uygulaması çoraplara mesh etmek şeklinde gelmiştir. Bu konuda onların arasında bir ihtilaf yoktur."
İbn Kudame dedi ki: “Bize Mugira b. Şube radıyallahu anh’den: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in çoraplara ve ayakkabılara mesh ettiği” rivayet edilmiştir. Tirmizi dedi ki: “Bu hadis hasen, sahihtir. Bu da gösteriyor ki, ayakkabılar çorapların üzerinde değildi. Çünkü şayet öyle olsaydı ayakkabılar ayrıca zikredilmezdi. Zira “Mestlere ve ayakkabıya mesh ettim” denilmez. Sahabeler – radıyallahu anhum – de çoraplar üzerine mesh etmişlerdir. Onların asrında bu konuda bir muhalefet ortaya çıkmamış ve bu bir icma olmuştur. Şüphesiz ayakta örtülmesi gereken yeri örten ayakkabı gibi şeye mesh etmek caizdir. “Onlarla yürümek mümkün olmaz” şeklindeki sözlerine gelince deriz ki: “Kendi başına sabit duran şeyden ve içinde yürümek mümkün olan şeyden başkasına mesh etmek caiz değildir. İnce çorap ise örtücü değildir.”
Bu nakledilenlerden anlaşıldığı üzere, çorap ince dahi olsa onlara mesh etmeye mani bir delil yoktur. “İçinde yürümek mümkün değildir” şeklinde zikredilen illete gelince, günümüzde yollarda ince çorapla yürüyen yoktur. Çoraplar, ayakkabıların içinde iken yürünmektedir. Hülasa, yollarda ince çorapla yürümeyen kimse için, çoraplara mesh etme konusunda ilim ehlinin sözlerinde de bir mani yoktur.

Nevevi el-Mecmu (1/502) şöyle demiştir:
وحكى أصحابنا عن عمر وعلى على جواز المسح على الجورب وإن كان رقيقاً
"Ashabımız, Ömer ve Ali radıyallahu anhuma'dan, ince olsa dahi çoraplar üzerine mesh etmenin caiz olduğunu nakletmişlerdir."

Şeyh İbn Useymin rahimehullah, Fetavasında (4/167) şöyle demiştir:

القول الراجح أنه يجوز المسح على الجورب المخرق والخفيف الذي ترى من ورائه البشرة لأنه ليس المقصود من جواز المسح على الجورب ونحوه أنه يكون ساتراً فإن الرجل ليست عورة يجب سترها، وإنما المقصود الرخصة على المكلف والتسهيل عليه بحيث لا نلزمه بخلع هذا الجورب أو الخف عند الوضوء بل نقول: يكفيك أن تمسح عليه. هذه هب العلة التي من أجلها شرع المسح على الخفين وهذه العلة يستوي فيها الخف والجورب المخرق والسليم والخفيف والثقيل
"Tercih edilen görüş delik ve altından cildi gösteren ince çoraba meshin caiz olmasıdır. zira çorap ve benzerlerine meshin caiz olmasından maksat, ayağın örtülmesi değildir. Zira ayak, örtülmesi gereken bir avret değildir.Ruhsatın maksadı ancak mükellefe bu çorabı veya mesti abdest alırken çıkarmaması hakkındaki kolaylaştırmadır. bilakis bunların üzerine mesh etmen yeterlidir deriz. bu, dinde mestlere meshin kendisi sebebiyle meşru kılındığı illettir.  bu konuda mest, delikl veya sağlam çorap, ince veya kalın çorap hepsi birdir."

el-Lecnetu'd-Daime'nin 1946 nolu fetvasında çoraplara meshin caiz olduğu belirtilmiş, çorapların kalın olması gibi bir şart zikredilmemiştir.

 

Makale Sahibinin Diğer Şüphelerine Cevaplar

1- Linkteki makale sahibi şöyle diyor: “Beləliklə İbn Hibbana görə ayrılıqda coraba məsh çəkmək caiz deyildir, yalnız səndəl ilə birlikdə olduqda məsh çəkilə bilər. Bu isə müasirlərin anlayışına tamamilə ziddir. İbn Hibban’ın bu görüşü həm də sələfdən əl-Həsən əl-Bəsri’nin görüşüdür, belə ki, İbn Əbi Şeybə “əl-Musannəf”də deyir: “Həfs bizə Amr’dan, o da əl-Həsən’dən rəvayət edir. (Amr) dedi: “(əl-Həsən) deyərdi: “Corablar və səndəllər xuflar kimidir”. (Amr dedi) “və biri olmadan o birinə məsh çəkməyin doğru olmaması görüşündə idi.” Yəni corabsız səndəllərə, səndəlsiz də corablara məsh çəkməyi caiz görməzdi.”
Cevap: Bu iddiaya göre, çorap, ayakkabıya bitişik olmadıkça ona mesh etmek caiz değildir ve muasırların anlayışı olarak iddia ettiği yalnız çoraba mesh etmek, öncekilere muhalif olup, caiz değildir! Lakin yazı sahibinin iddia ettiği bu anlayış sahabe ve tabiinin anlayışına zıttır. Nitekim yukarıda sahabe ve tabiinin yalnız çoraba mesh ettiklerine dair rivayetleri naklettik. Yazı sahibinin iddia ettiği görüş ise yalnız şafiilerin görüşüdür. İbn Hibban da  Şafii ekolünü takip eden bir muhaddis olarak buna uygun görüş belirtmiştir. Lakin bu görüşe sahip olan ne bir sahabe, ne de bir tabiin vardır. Makale sahibinin İbn Ebi Şeybe’den delil getirdiği, Hasen el-Basri’den gelen rivayet ise zayıftır. iki illeti vardır: birincisi Hafs ki o İbn Gıyas’tır, hafızası değişmiştir. Yalnızca yazısından rivayet ederse rivayeti kabul edilir. İkincisi; Amr – ki o Ebu’l-Anbes Amr b. Mervan’dır – saduk bir ravi olup, Hasen el-Basri’den işitmemiştir. Böylece isnad munkatıdır.  
2- Makale sahibi şunu delil getirmiştir: Hafiz Əbu Bişr əd-Dəvləbi deyir: “Əhməd bin Şueyb mənə Amr bin Əli’dən onun belə dediyini xəbər verdi: Səhl bin Ziyad Əbu Ziyad ət-Tahhan mənə xəbər verdi; dedi: əl-Əzraq bin Qeys bizə rəvayət etdi; Ənəs bin Malik’i dəstəmazını pozarkən gördüm, sonra üzünü və iki qolunu yudu və başına məsh çəkdi və yundan olan corablarına məsh çəkdi. Beləliklə ona dedim: “Onların üstünə məsh çəkirsən?” Dedi: “Onlar xuflardır, lakin sadəcə olaraq yundandırlar.[28]
Sonra bunun ardından şöyle diyor: “Bu rəvayət açıq şəkildə göstərir ki, səhabə zamanında corablara məsh çəkmək məşhur deyildi, çünki xufların üzərinə məsh çəkilirdi və xufların üzərinə məsh çəkmək bir çox alimin isbat etdiyi kimi mütəvatir dərəcəsindədir. Lakin bu rəvayətdə gördüyümüz kimi Ənəsin corablarına məsh çəkməsi əl-Əzraq bin Qeysi təəccübləndirir və onu belə bir sual verməyə vadar edir. Ənəsin də cavabından anlaşılır ki, Ənəs burada əl-Əzraqın nə üçün təəccübləndiyini anlayırdı, məhz buna görə də cavabında corabları xuflara bənzətmişdir.”
Cevap: Zikredilen rivayet iki sebepten dolayı sahih değildir: Birincisi rivayetin kaynağı olan el-Kuna kitabının müellifi Ebu Bişr ed-Dulabi hadiste zayıftır. İkincisi ravilerinden Sehl b. Ziyad et-Tahhan zayıftır. Her ne kadar Ahmed Şakir bu rivayeti muhtemelen isti’nas babından delil getirmiş olsa da isnadın durumu budur.
Böylece makale sahibinin: “Sahabe zamanında çoraplara mesh etmek meşhur değildi” sözüne bu rivayeti delil getirmesi çürümüştür. Üstelik tam aksine sahabe ve tabiin devrinde çoraba meshin meşhur ve üzerinde ihtilafın sabit olmadığını yukarıda delilleri ile nakletmiştim.
3- Makale sahibi şöyle diyor: “Üsulul-fiqh elminə görə isə bu cür müəyyən bir halı bizlərə xəbər verən rəvayətlər ümumilik ifadə etməz, yəni bunu hər bir coraba aid etmək olmaz. Alləmə əl-Kəməl İbn Huməm bu hədisin corablara məsh çəkilməsinə dair dəlil gətirilməsinə etiraz edərək deyir: “(əl-Mərğinəni’nin “əl-Hidəyə” kitabındakı “Əbu Hənifəyə görə corablar cildlə örtülmüş olmadıqda onlara) məsh çəkmək olmaz” sözləri (əl-Muğira’nın) hədisinə müxalif deyildir, çünki (o hədis) bir halın hekayəsidir və ümumilik ifadə etməz....”
Makale sahibi bundan sonra da hanefi ve şafii alimlerinden kitap ve sünnette aslı bulunmaksızın ileri sürülen şartlar içeren nakillerde bulunuyor. İnce çoraba meshin caiz olmadığında icma edildiğine dair, faziletine şahitlik edilmiş ilk üç asırdan sonrakilerin ve mezheplerin yorumlarını zikrediyor!
Cevap: Çorabın anlamı; lügat ve fıkıh imamlarından nakledilen şekliyle, lügat ve örf itibariyle apaçıktır. Hiç kimse, çorabın na’l şeklinde olmasını, sıklık ve kalınlığını ne mefhûmunda ve ne de müsemmâsında şart koşmamıştır. Fıkıh ve lugatta çorabın konumu mutlak olduğuna göre ince, kalın, na’lınlı ve na’lınsız olanına çorap demek doğru ve hak olur. Allah iyisini bilir. Kim ki meshi yasaklıyor ve bunların yırtıktan salim olmasını şart koşuyor veya ona bir sınır koyuyorsa bu husus, Rasûlüllâh sallallahu aleyhi ve sellem’in üzerinde ittifak edilen: ‘Allah’ın Kitabı’nda olmayan her şart bâtıldır’ şeklindeki sözü ile reddolunmuştur.
Sufyan es-Sevrî: ‘Ayağına ilişik olduğu müddetçe onun üzerine mesh et’ demiş ve devamla: ‘Muhacirlerin ve Ensâr’ın mestleri yırtık, yamalı, parça parça değil miydi?’ demiştir. İsnadı sahihtir. Abdurrezzâk (753) Beyhakî (1/283) Muhallâ, (2/102).
İbn Hazm el-Muhallâ’da (2/100) demiştir ki: ‘Mestlerde veya ayaklara giyilen şeyde küçük veya büyük, enine veya boyuna yırtık olur da ayağın bir kısmı açılırsa bu açıklık, ayağın küçük bir bölümü veya büyük bir bölümü veya her ikisi birden olsa da bunların hepsi müsavidir. Bütün bunlara rağmen, giyilen mest veya çoraplardan ayaklara bir şey iliştiği müddetçe üzerlerine mesh caizdir. Bu, Sufyân es-Sevrî’nin, Dâvud’un, Ebû Sevr’in, İshâk b. Râhuye’nin ve Yezîd b. Harun’un da kavlidir.’
Bu konuda hak ve gerçek olan, Kur’ân’ın açıklayıcısı olan Sünnet’in getirdiği hükümdür. Bu da: Üzerlerinde mesh edilecek bir giysi bulunmayan ayakların hükmü, onların yıkanmasıdır. Ve üzerlerinde meshedilecek bir giysi bulunan ayakların hükmü ise o giyilen şey üzerine mesh edilmesidir. Sünnet bu şekilde gelmiştir. Allah Azze ve Celle buyurur ki: Rabbin unutkan değildir.’ (Meryem, 19/64)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de bunu öğreterek, mestler üzerine ve ayaklara giyilen şey üzerine meshetmiştir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den ve sahabeden gelen nakillerde mest ve çorap arasında bir ayırım da yapılmamıştır. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in söz ve fiilleri kıyamet gününe kadar hüccettir. Allah gaybı bilendir. Bunların hükmü konusunda dinde bir ihtilaf olsaydı, Allah Azze ve Celle, Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem‘e yanlış yaptırmamak için ona doğrusunu vahyederdi. Ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de farz olanı beyan etmeyi ihmal etmezdi. O’nu bundan tenzîh ederiz.
Hülasa: Şayet ince çoraba mesh etmek caiz olmasaydı, çorabın kalın olması şartını; sahabenin: "çorap" diye nitelediği şeyler üzerine meshetmiş olan ve ashabına da tesahin - yani çorap da dahil, ayağa giyilen şeylere - meshetmeyi emretmiş olan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in zikretmesi gerekirdi. İşte biz, dinin kamil bir şekilde tamamlandığına iman ederek ayağa giyilen ayakkabı, mest veya çoraplar üzerine meshi kabul ederiz.  Haşa dini eksik görüp de güya bu açığı mezheplerin zihin süprüntüsü görüşleriyle tamamlamaya cüret etmekten Allah'a sığınmaktayız! Hamd ve minnet Allah’adır.
Subhanekellahumme ve bihamdik ve eşhedu en la ilahe illa ente vahdeke la şerike lek ve estagfiruke ve etubu ileyk.
Ebû Muâz el-Çubukâbâdî

Meclislerin Keffareti

Meclislerin Keffareti
"Subhâneka'llâhumme ve bihamdik ve eşhedu en lâ ilâhe illâ ente estağfiruke ve etûbu ileyk" (Taberani 10/164, el-Elbânî Sahîhu'l-Câmi (4487)