Reşid Rıda, Tefsiru'l-Menar'da (2/143) şöyle demiştir:
(ثُمَّ أَتِمُّوا الصِّيَامَ إِلَى اللَّيْلِ) فُهِمَ مِنْ غَايَةِ وَقْتِ الْأَكْلِ وَالشُّرْبِ فِي الْجُمْلَةِ السَّابِقَةِ مَبْدَأُ الصِّيَامِ. وَذَكَرَ فِي هَذِهِ غَايَتَهُ وَهِيَ ابْتِدَاءُ اللَّيْلِ بِغُرُوبِ قُرْصِ الشَّمْسِ وَمَا يَلْزَمُهُ مِنْ ذَهَابِ شُعَاعِهَا عَنْ جُدْرَانِ الْبُيُوتِ وَالْمَآذِنِ، وَلَا يَلْزَمُ أَهْلَ الْأَغْوَارِ وَالْقِيعَانِ ذَهَابُ شُعَاعِهَا عَنْ شَنَاخِيبِ الْجِبَالِ الْعَالِيَةِ بَعِيدَةً كَانَتْ أَوْ قَرِيبَةً، وَإِنَّمَا الْعِبْرَةُ بِمَغِيبِ الشَّمْسِ فِي أُفُقِهِمُ الَّذِي يَتْلُوهُ إِقْبَالُ اللَّيْلِ. قَالَ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ -: ((إِذَا أَدْبَرَ النَّهَارُ وَأَقْبَلَ اللَّيْلُ وَغَابَتِ الشَّمْسُ فَقَدْ أَفْطَرَ الصَّائِمُ)) مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ. وَزَادَ فِيهِ الْبُخَارِيُّ ((مِنْ هَاهُنَا)) عِنْدَ ذِكْرِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَالْإِشَارَةِ إِلَى الْمَغْرِبِ وَالْمَشْرِقِ، وَلِلْمَبَانِي الْعَصْرِيَّةِ الشَّامِخَةِ فِي بِلَادِ أَمْرِيكَا حُكْمُهَا فِي ذَلِكَ. وَأَنْتَ تَرَى أَنَّ هَذَا التَّحْدِيدَ جَاءَ بِأُسْلُوبِ الْإِطْنَابِ ; لِأَنَّهُ بَيَانٌ لِلْإِجْمَالِ بَعْدَ وُقُوعِ الْخَطَأِ فِيهِ، وَإِنَّمَا أَخَّرَ الْبَيَانَ إِلَى وَقْتِ الْحَاجَةِ إِلَيْهِ لِيَكُونَ أَوْقَعَ فِي النَّفْسِ، وَأَظْهَرَ فِي رَحْمَةِ الشَّارِعِ
الْحَكِيمِ
"Sonra orucu geceye kadar tamamlayın" (Bakara 187)
Önceki cümledeki yeme ve içme vaktinin gayesinden orucun başlangıcı anlaşılmıştı. Burada da gaye; güneşin yuvarlağının batışı ile gecenin başlangıcı olduğudur. Evlerin duvarlarından ve yüksek yerlerden güneş ışınlarının gitmesi (kaybolması) şart değildir. Yine ovada ve alçak bölgelerde, yakındaki veya uzaktaki yüksek dağların üzerinde güneş ışınlarının kaybolması da şart değildir. Gecenin gelişi için yalnızca güneşin kendi ufuklarında kaybolması yeterlidir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Gündüz şuradan gidip, gece şuradan geldiğinde ve güneş kaybolduğunda oruçlu iftar eder." Buhari ve Muslim rivayet etmişlerdir. Buhari'de "Şuradan" derken gece ve gündüzü anlattığı sırada doğuya ve batıya işaret ettiği geçer. Amerika ülkelerinde modern yüksek binalar için de aynı hüküm geçerlidir.
Burada sınırlamanın itnab (ayrıntılı açıklama) üslubu ile geldiğini görüyorsun. Çünkü bu önce hatalı anlaşılan kapalı cümlenin beyanıdır. Beyanın ihtiyaç anına kadar ertelenmesi gönüle daha iyi etki eder ve hikmetli şeriat koyucunun rahmetini daha çok ortaya çıkarır."